A.Turan ALKAN
Özel platformdan yayın yapan bazı TV kanallarında “How it’s made?” adıyla yayınlanan bir dizi belgesel var; Kanada mahreçli bu dizide kısaca “Nasıl yapıyorlar?” sorusuna 5-6 dakikalık kısa belgesellerle cevap veriliyor: Keman nasıl yapılır, futbol topu nasıl yapılır, kalem nasıl yapılır?
Son yıllarda beni büyüleyen belki yegâne belgesel bu. Bilardo topundan metal kaşığa, ateşli silahlardan elma kompostosuna, ayakkabıdan kürdana kadar etrafımızda gördüğümüz ama ‘nasıl yapıldığı’na dikkat bile etmediğimiz yüzlerce mâmulün beş dakikalık heyecan verici hikâyesi.
Niçin beş dakika? Doğrusu 5 dakikaya sığdırılmış hızlı anlatım beni kesmiyor; daha uzun süreli, daha etraflı bir anlatım tarzını tercih ederdim fakat günümüzün TV seyircisini (Özellikle Amerikalı) beş dakika bir konu üzerine odaklamak mümkün olmuyor galiba. Son zamanlarda belgesel diline hâkim olan bol hareketli, birkaç saniyede değişen görüntülerle, ses ve ışık efektleriyle süslenmiş anlatım, Amerikan tarzı televizyonculuğun anayasası gibi bir şey haline gelmiş.
Her neyse, bu haline de razıyım!
Ham maddenin mâmul tüketim malı haline gelmesini hikâye eden bu dizilerin bizde pek müşterisi yok; öyle olsa mutlaka, ‘televizyonda ne gider?’ sorusuna cevap arayan zehir gibi yapımcılarımız belgeselin yerli versiyonlarını da çekmeye başlarlardı.
Bir ara TRT’de eski zanaatleri konu edinen ve ‘How it’s made’ formatına uygun bir yapıma rastlamıştım; alıcısı çıkmamış olmalı ki artık görmez olduk. Belli ki Türk seyircisi parlak dizilerin büyüsünden sıyrılıp da gerçekten işine yarayabilecek ve kendisine varoluş sebeplerinden birkaçını hatırlatabilecek ciddi şeylere iltifat etmiyor!
Bu belgesellerde beni ‘büyüleyen’ şey tek kelimeyle üretim heyecanı. Bir şeyleri yapılırken seyretmenin bile insanda derin tatmin uyandıran pozitif bir yanı var. Bu heyecanın körlenmemesi, her dem uyandırılması gerek.
Belgesel, seyircilerde “Sen de yapabilirsin”den başlayarak “Sen de üretim heyecanını tatmalı, yaşamalısın; senin de üretebileceğin bir şeyler mutlaka vardır. Kendini tanı, içindeki üreticiyi keşfet ve ona imkân ver” arzusunu uyandırıyor. En azından kendim için böyle bir duygunun sahiciliğinden söz edebilirim. Elbette evdeki imkânlarla bir bilardo topu imâl edemezsiniz, elbette kırtasiyeciden üç-beş kuruş verip bir kurşun kalem almak yerine kendi kurşun kaleminizi yapmaya kalkışmanın mânâsı yoktur ama mutlaka sizin de yapabileceğiniz bir şey vardır...
Ev hanımları bu konuda erkeklere göre çok şanslı ve daha büyük imkânlara sahip: Bir kere mutfak, bu nazarla bakıldığında tamamen kadınların hükümranlığında bir eyâletcesine başlıbaşına bir atelye veya laboratuvar gibi; yeni yemek tecrübeleri, yeni tatların keşfi, konservecilik, turşu veya reçelde yeni ufuklar aramaya kalkıştığı için hiçbir ev hanımı yakın çevresinden ümit kırıcı eleştiriler almaz. Kaldı ki hanımların mutfak dışında üretim heyecanını karşılayabilecekleri pek çok ‘meşrû’ imkân mevcut. Meselâ, kumaş boyama işleri, vitray, ebrûculuk, üç boyutlu kartpostal, çini boyama vs. türünden onlarca mârifet, son on yılda sadece hanımlara hitab eden hatırı sayılır bir sektör haline geldi; sadece ev hobileri konusunda hanımlara hizmet veren özel dükkânlar ve kurslar açıldı.
Hanımların tuzu kuru yani; kimse onlara, niçin Osmanlı nakışıyla uğraşıyorsun, niçin reçel yapıyorsun, niçin kırkyama tekniğiyle (patchwork) yorgan dikmeye kalkışıyorsun, diyen yok. Onlar evin mutlak hâkimleri. Benzer konularda şevke gelip bir şeyler yapmak isteyen erkeklerin nasıl caydırıldığına dair sevimsiz örnekler vermek –nedense- içimden gelmiyor!..
Evde yapmak şart mı? Değil elbette ama Amerikan filmlerinde görüp imrendiğimiz garaj atelyesi, gariban Türkler için sadece bir fanteziden ibaret. Bahçeli evinin bir köşesindeki garajda, özel meraklarıyla uğraşabilecek takım-tezgâh kurabilen kaç kişi tanıyorsunuz ki? Eminim sayabildikleriniz bir elin parmaklarını geçmez!
Bu noktada meseleyi, evde erkeklerin ortalığı kirletme ve aile huzurunu bozma noktasına taşıyarak esas anafikri ıskalamamak gerektiğine inanıyorum. Anafikir, ‘üretim heyecanı’dır; insanlara varolma sebeplerini hatırlatacak temel faaliyetleri yeniden hatırlatmaktır.
Terâne mâlum: modern insan, kendisine paket halinde sunulan mâmul ürünlerini tüketmekten başka bir hakka sahip değil. Satın aldığımız ürünlerdeki ‘garanti’ şartnamesinin ilk maddesi, “Sakın içini açıp kurcalama, yetkili olmayan kişilerin müdahalesine izin verirsen garanti hakkını kaybedersin” şıkkı. Hazır ürün, şimdilik Türk toplumuna pek hitab etmiyor olsa da dondurulmuş halde satılan ve yiyecek hale gelmesi için sadece mikrodalga fırına konulması yeterli yiyeceklerle mutfaklarımıza bile gözünü dikmiş durumda. Sadece yaz tatilleri değil, hafta sonu ailece çıkılan geziler bile artık paketlendi! AVM’lerde herkese hitab eden mağaza ve dükkânlar mevcut. Tasarlamak artık sıradan insanların harcı olmaktan çıktı, sektörleşti.
Gününün üçte birini TV karşısında geçiren bir erkek neyi, ne zaman, niçin tasarlasın?
On numaralık bir soru: Yeni doğan bebekler için açılan mağazaların hızla yayılması sizce ne mânâya geliyor? Bu mağazalarda pazarlanan her ürün, patik, zıbın, iç çamaşırı, takke, battaniye, bebek karyolası veya ziyaretçilere ikrâm edilecek yiyecek içecek vb. yakın zamanlara kadar içinde annenin de mutlaka yer aldığı geniş bir tanıdıklar kadrosu tarafından zevkle, heyecanla, sevgiyle hazırlanırdı. Şimdi hepsi, üstelik hatırı sayılır fiyatlarla topyekûn mağazalarda satılıyor; bebeklerin yaşgünleri için evi süsleyecek firmalar faaliyet halinde. Size sadece parayı ödemek düşüyor.
Vaktiyle her genç kızın çeyizinde illâ ki bir dikiş makinesi bulunması arzu edilirdi; dikiş makineleri şimdi evlerde çok yer kaplıyor ve zevkle döşenmiş salonlarımıza yakışmıyor. Doğru, konfeksiyon ürünleri ucuzladı ama beraberinde bir şeyler üretebilme zevkimizi de götürdü.
Konuyu biraz uluslararası perspektife taşıyalım. Dünyanın en büyük üreticisi artık Çin. Çin proleteryası dünyanın ihtiyaç duyduğu her şeyi muhtelif kalite tercihleriyle üretiyor ve herkese pazarlıyor. Aralarında Türkiye’nin de olduğu pek çok ülkede imâlat sanayii çökme noktasına geldi. Eşyaya söz geçirme hünerimiz zaten zayıftı; şimdi temelli unuttuk gitti...
Toplumlar âlet kullanma becerilerini kötürümleştirdiler; yerli malı üretim daha pahalıya çıkıyor ve öyle olduğu için istihdam gücü ‘beyaz yakalı’ diye tabir edilen büro çalışanlarına yönelmeye başladı. Mahalli sanat ve zenaatlerin içler acısı hâline üzülmek bile aklımıza gelmiyor. Tüketicilikte gittikçe rafine bir zevk edinmeye başladık ve “ne nerede nasıl yenilir, nereden nasıl giyinilir, nasıl kaliteli tatil yapılır” konularında ustalaşmaya başladık. Bir yerinde “Hand made” yani elle yapılmış eşyalar ilgimizi çekiyor, bütçemiz elverirse onları tercih etmemiz gerektiğini de öğretiyorlar bize fakat el yapımı eşyalar artık antikalar gibi bir zenginlik ve refah göstergesi haline geldi.
Üretim neşesinden koptuk, koparıldık. Milli sanayimizde imâlatın yeri giderek azalıyor. Erkekler, evlerinde zuhur eden en küçük mekanik ârıza karşısında çâresiz telefonlarına sarılıyorlar; yakında çorba pişirmesini, sökük dikmesini bile beceremeyen genç kızlarımızın sayısı hızla çoğalacak.
Üretim yahu üretim; yok mu kurtaracak baht-ı kara mâderini?
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016