Halil BERKTAY
[10 Ekim 2015] Boğuluyor gibiyim. Zaten içimde artan bir sıkıntı vardı. Ankara’da patlayan bombalar bu hissi pekiştirdi. Dört bir yanımızı kör inatlar; dar kafalı boyölçüşmecilik, imhacılık ve maksimalizmler sarmış. Kimse lâf dinlemiyor. Kimse dilini tutmuyor, tutamıyor. Herkes kısa vâdeli hesaplarla gerilim ve daha fazla gerilim yaratma peşinde. Bir felâkete sürükleniyoruz.
Şu an, yani Cumartesi 17:45 itibariyle 86 ölü ve 186 yaralı var; ama 28’i ağır ve 18’i ameliyatta deniyor. Kim yapmış olabilir? Ya IŞİD ve/ya Suriye Muhaberatı. Belki, belki Cemaatin “paralel yapı”sı içindeki polisler (çünkü onlar da çıldırmış vaziyette). Tabii büyük ihtimal ilki. Fakat temelde, kutuplaşmanın tırmanması ve bazı güçlerin sınır tanımazlaşmasıyla, herkesin herkesi suçlamasına çanak tutan bu tür anonim cinayetlere de elverişli bir zemin oluştuğu için felâkete sürükleniyoruz.
Bütün eksik ve aksaklıklarıyla birlikte olağan işleyişi içinde bir parlamenter rejim ve AKP’ye karşı normal bir muhalefet yerine kendini topyekûn bir “devirmecilik” kültürüne kaptıran kesimler yüzünden felâkete sürükleniyoruz.
Hükümet Kobani’de bir süre seyirci kaldığı ve en basit sınırötesi “kalkan” önlemlerini almadığı için felâkete sürükleniyoruz. PKK Kobani’yi Stalingrad’laştırdığı için felâkete sürükleniyoruz. PKK’dan başlkayarak bütün bir cephe, “AKP = IŞİD” teranesini uzun süre tekrarladığı için felâkete sürükleniyoruz.
Özellikle HDP, giderek bütün varlığını Erdoğan nefreti ve cumhurbaşkanını “götürmek” üzerine kurduğu; gözü başka şey görmez olduğu; seçim kampanyasını da buna dayandırdığı ve Çözüm Sürecinde karşısında AKP diye bir muhatap bırakmadığı; bugün de “Saray ve Sultan” ucuzluğunu dilinden düşürmez hale geldiği için felâkete sürükleniyoruz.
Bir yanda PKK ve HDP, diğer yanda hükümete yersiz müdahaleciliği içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ona karşı çıkamayan AKP, Çözüm Sürecini bir oradan bir buradan tekmelediği ve özellikle AKP’nin bu açıdan yaptığı hatâlar, PKK’ya fiilî çatışmasızlık halini de sona erdirme fırsatı tanıdığı için felâkete sürükleniyoruz.
7 Haziran’dan sonra CHP, HDP ve bazı sol aydın teorisyenler “yüzde 60’lık blok” diye bir fanteziye kendilerini kaptırıp gerekli rota değişikliklerini zamanında yapamadıkları; özellikle de AKP-HDP veya AKP-CHP koalisyonlarını savunmadıkları, tam tersine bunları çürütmeye ve engellemeye çalıştıkları için felâkete sürükleniyoruz.
Yıllar boyu kendini silâhlı mücadele ideolojisinden arındıramayan, barış ortamında ise işlevsizleşmekten korkan PKK, bir de “özyönetim” diye adı konmamış devletleşme ve bölgesel hegemonya hayallerine kapılıp, bütün demokratik olanaklar önlerinde açılmışken en ufak bir haklılık zemininden yoksun yeni bir “devrimci halk savaşı” başlattığı için felâkete sürükleniyoruz.
HDP buna net ve kesin bir şekilde karşı çıkamadığı; PKK’nın gölgesinden sıyrılıp kendi mutlak barışçı sivil siyaset kimliğine kavuşamadığı; 20 Temmuz’dan bu yana ikili bir dansı sürdürdüğü; kâh Kandil’den tek-yanlı ateşkes talep etmek kâh esas şimşeklerini hükümete yöneltmek arasında gidip geldiği; sadece siyasî değil, ahlâkî inandırıcılığını da giderek yitirdiği için felâkete sürükleniyoruz.
HDP ve onunla örtüşen sol kesimler, savaşı PKK’nın nasıl, 11-21 Temmuz arasındaki hangi adım ve demeçlerle (KCK’nın “askerî barajlar” deklarasyonuyla, Bese Hozat’ın yazılarıyla, Cemil Bayık’ın “özsavunmaya hazırlanma” çağrısıyla) başlattığı; ardından “özyönetim” ilânlarıyla sürdürdüğü son derece açıkken, kuyruğu dik tutmak uğruna yalana sarılıp kendilerini ve herkesi, “seçimlerde oyunu yükseltip tekrar tek başına iktidar olmak” uğruna savaşı Erdoğan’ın başlattığına ikna etmeye kalkıştığı; ardından da bunu “Sarayın savaşı” diye masallaştırdığı ve klişeleştirdiği için felâkete sürükleniyoruz.
Madalyonun diğer yüzünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresi dahil bir bütün olarak AKP önderliği, yaklaşan badirenin büyüklüğünü ve Türkiye’nin yönetilemez kılınması/gösterilmesi uğruna girişilecek yeni çabaların varabileceği noktaları tam değerlendiremediği; bu tehlikeyi AKP’nin tek başına göğüslememesi zaruretini idrak etmediği; belki kendi kendine “adam sende, idare ederiz” dediği ve/ya normal bir erken seçimin yapılabileceğini sandığı; öyle veya böyle, sonuçta, CHP ile koalisyonda yeterince ısrarcı olmadığı, bu koalisyon için gerekli tâvizlerin hiç olmazsa bir bölümünü göze alamadığı için felâkete sürükleniyoruz.
Gerekli enseklik, uzlaşmacılık ve toparlayıcılığın tam tersine; AKP içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendi hizip lideri konumuna getirmeye çalışan, ona böyle kısır ve kısıtlı bir rol biçen, Yedi Düvele tek başına meydan okuma yanlısı, “sağlam irade” inatçısı bir Jakobenizm türediği; bu çevreye mensup kariyerist kapıkullarının körüklediği düşmanlık ve çatışma söylemi de Hürriyet’e ve Ahmet Hakan’a saldırılar gibi, çapı ne olursa olsun Türkiye ve dünya kamuoyu nezdinde AKP’ye fevkalâde zarar veren şiddet eylemlerini özendirdiği, dolayısıyla zaten mevcut kutuplaşmayı mayna değil alabildiğine vira ettiği için felâkete sürükleniyoruz.
ABD’nin sırtını döndüğü, Kürt halkının kitle desteğinden yoksun kalan, askerî alanda da darbe yiyen PKK, başı bu kadar sıkışmışken ve giderek genişleyen kesimlerin çağrıları hilâfına, sanki pazarlık gücü kalmışmış gibi giderek absürdleşen koşullarla oyalanıp bir türlü ateşkes ilân edemediği; aksine, yenilgiyi kabullenmemenin yolunu krizi ne pahasına olursa oılsun derinleştirmede aradığı; bu doğrultuda, seçimleri yaptırmamayı ya da en azından HDP’yi seçime sokmamayı belki bir çare gibi gördüğü için felâkete sürükleniyoruz.
HDP de kendini bir kere daha bu projeden yüzde yüz koparamadığı; Demirtaş biz tabii seçim istiyoruz “ama” sözleriyle seçimleri boykot etmeleri olasılığını silip atamadığı için felâkete sürükleniyoruz.
Erdoğan ve AKP öteden beri “basın özgürlüğüne karşı” olmakla suçlanırken, geçmişteki twitterkapatmaları unutulmamış ve Hürriyet ile Ahmet Hakan’a saldırılar da bu kadar tazeyken, RTÜK marifetiyle Digitürk’e Cemaat’in kanallarını kapattırmayı birileri herhalde marifet sandığı için felâkete sürükleniyoruz.
Erol Katırcıoğlı gibi sol aydınlar hâlâ demokrasiyi değil “devrimci şiddet”i savunup “haklı savaş” yazıları yazabildiği için felâkete sürükleniyoruz. Sedat Peker gibi tescilli bir çete reisi daha dün “teröre karşı” ultra-milliyetçi bir miting düzenleyip “oluk oluk kan dökmek”ten söz edebildiği için felâkete sürükleniyoruz. Selâhattin Demirtaş PKK taziyeleri ve cenazelerine gitmeyen HDP milletvekilleri hakkında soruşturma açtıracağını ilân ettiği için felâkete sürükleniyoruz. Murat Karayılan, tam anlamıyla “şecaat arezederken sirkatin söyleyen mer-i kıptî” misali, “şimdiye kadar hiç devreye sokmadığımız ölüm timlerimiz”den dem vurduğu -- PKK liderliği artık bu denli akılsızca nadanlaştığı -- için felâkete sürükleniyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere hükümet ve AKP liderlerinin büyük çoğunluğu terör saldırısını son derece net ve kesin ifadelerle lânetlerken, Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Biliyorsunuz daha önce Diyarbakır’da seçimlerden önce sırf barajı aşsın diye, mağdur görünsünler diye böyle bir provokatif eylem yapıldı” sözleriyle, patlamaların PKK/HDP’nin işi olabileceğpi gibi bir imâda bulunabildiği için felâkete sürükleniyoruz.
Öte yandan, gerçek tiyneti konusunda kimseyi şüphede bırakmamaya, kimseye zerrece umut vermemeye kararlı görünen Demirtaş, AKP’nin en ufak bir fayda ummayacağı böyle acılı bir anda dahi şarlatanlığı elden bırakmayıp, katılıp katılmayacakları dahi belli olmayan (ve “parti olarak kampanya yürütemeyiz” gibi cümlelerle katılmayacaklarına dair sinyaller vermeyi sürdürdüğü) seçimlerde belki iki puan fazla almak uğruna, aynen Diyarbakır ve Suruç’ta (Bese Hozat’ın izinden giderek) yaptığı gibi katliamı hükümete yıktığı; “AKP iktidarının eveleme geveleme şansı çoktan bitmiştir. Katilsiniz. Eliniz kanlıdır. Yüzünüzden ağınızdan her yerinize kan sıçramıştır. Ve en büyük terör destekçisi olduğunuz ortaya çıkmıştır. Yurt içinde yurt dışında terör anlayışını halka dayatan zihniyet olduğunuz ortaya çıkmıştır. Her gün onlarca genci katleden taş attı, slogan attı diye infaz eden devlet, Ankara'nın göbeğinde büyük bir katliama imza atmıştır. (…) [B]u alçakların önünde asla diz çökmeyeceğiz. (…) Sizin gibi alçaklardna korkmayacak, onurlu direniş geleneğinden gelen halklar var karşınızda. (…) Bu alçaklık karşısında vicdanı olanların kenetlenmesi gerekiyor. Bizim alçaklarla bir arada yaşama, dayanışma gibi isteğimiz yoktur. (…) Haysiyetini yitirmiş olanlarla birlikte yaşam da olmaz (…) Bu devletimizin, milletimizin birliğine yapılan saldırı değil, devletimizin halkımıza yaptığı saldırıdır (…) Ortaya çıkan tablodan çok memnunlar (…) Hiçbir devlet başkanının Cumhurbaşkanını arayıp başsağlığı dilemesini kabul etmiyoruz” diyebildiği için felâkete sürükleniyoruz.
Siz daha sürdürün, sapına kadar çatışmacı kültürlerinizi. “Tek yol”culuğunuzu. “Ne pahasına olursa olsun”culuğunuzu. “Uzlaşmaz” ve “tâvizsiz”liğinizi. “Ya hep ya hiç”çiliğinizi. Dünya batsın. Türkiye batsın. Yeter ki geri adım atmayın. Yiğitliğe leke sürülmesin.
On üç yıllık göreli demokrasi, istikrar ve refahtan sonra, tekrar felâkete sürükleniyoruz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024