Ali BAYRAMOĞLU
Zaman acımasızdır, her şeyi, herkesi yaşlandırır ve geride bırakır. Zaman, acımasızlığını merkez sağ için aslında 80'lerde göstermişti.
Neden tarih sahnesinden çekildi ANAP ve DYP, hatırlamak gerek...
Kilit kelime değişmedir.
Değişim önce ekonomik alanda baş göstermiş, ortaya yeni oyuncular çıkmıştı. Yeni oyuncular kendilerini oyun dışında bırakan aşırı tekelimsi ekonomik yapının değişmesini, rekabetçi piyasa kurallarının yerleşmesini talep etmişler ve bu oranda siyasallaşmışlardı.
Bu siyasallaşma, devlet olanaklarına giden yeni rant damarlarını zorlamalarıyla olmuş, ekonomik kutuplaşma, kültürel nitelikli bir kutuplaşmayla üst üste oturmaya, iç içe girmeye bu çerçevede yüz tutmuştu.
Ardından toplumsal alanda değişim hızlanmıştı.
Siyasi talepler yeni bir birey anlayışı üzerine oturmaya başlamış, toplumsal aidiyet gruplarının kültür ve köken merkezli yeniden oluşumu ve bu çerçevede toplumsal taleplerde İslami, etnik ve kimlik duyarlılıklarını öne çıkaran ciddi bir değişim dalgasına dönüşmüştü.
Şöyle de denebilir:
Türkiye'de önemli çatışmalar her zaman inanç, yaşam biçimi, kimlikler bazında ortaya çıkan kültürel nitelikli çatışmalar olmasına rağmen, merkez sağ ve sol partiler uzun süre Kürtler ve İslamcılar başta olmak üzere farklı grupların taleplerini genelde ekonomik talepler olarak tanımlamış, sisteme böyle yansıtmıştı.
80 ve 90'larda varlıkları ve talepleri itibariyle siyasal sistemin dışladığı bu toplumsal kesimler, aydını, medyası, siyasi partisi ve kurumlarıyla kaynak yaratma ve aracı kullanma açısından güçlenmişler, diğer kesimlerle açık bir rekabet ve çatışma içine girmişlerdir.
Ve tabi bu arada soğuk savaş sonrasının sayfası açılmıştı.
Ve yeni global rüzgârlar esmeye başlamıştı.
Bu rüzgârlar bir yanıyla insan hak ve özgürlüklerini özel alana, kapalı dünyalara taşımış, bireylerin bireysel haklarını kimlik haklarıyla bağlantılı olarak talep etmelerini pekiştirmiştir. Birey, hak ve özgürlük kavramının alanını genişleten, kök, kültür, inanç unsurlarıyla ilişkilendiren, toplumsal hareketlere ilişkin siyasi referanslarda izole birey ya da grup anlayışına dayalı sosyalist ve liberal paradigmayı benzer kılarak sarsan bir gelişmeydi bu.
Toplumdan sermayeye uzanan bu değişme dalgası, en önemli sonuç olarak, hem ekonomik yapıda, hem toplumsal yapıda farklılaşmayı beraberinde getirdi.
Ve bu aynı zamanda merkez sağın iflasının başlangıç noktası oldu...
Zira 1990'ların en önemli verisi toplumun değişme eğilimi karşısında merkez siyasi partilerin, özellikle merkez sağın eski dilini koruması, daha da öte alarm düğmesine basarak yeni taleplerle çatışma içine girmesidir.
Nitekim değişimin verilerinin sistem tarafından patolojik bir durum olarak algılanması, tepkiyle karşılanması, kısa süre içinde toplumdan siyasete uzanan bir krizler zincirini doğurmuştur.
Tıkanıklık, bu noktada kalmamış, söylem, kadro ve zihniyet açısından merkez partileri geleneksel yapılarından koparmış, örgütsel yapılarını bozmuş, kişi hegemonyalarını beslemiştir.
Bunun sonucu olarak siyasi partiler temsil kabiliyetlerinde zafiyete uğramışlar, yerleşik oy tabanları dağılmaya yüz tutmuş ve sonuç olarak temsil ve örgüt bazında yenilenme yerine, marjında yer aldıkları devlet çemberinin içine doğru çekilmeyi tercih etmişlerdir.
Onların yerini yenileri almıştır, toplumla bağ kurma yollarını keşfeden birileri...
Bu öykü, bu özet aslında tüm siyasi partilere ders olmalıdır.
CHP bu yüzden siyasi oyunda yok...
AK Parti'yi bekleyen tehlike de bu...
Türkiye'nin temel meselesi yurttaşlığın çoğulculaşmasıdır.
Bunu kimse unutmamalı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025