Amberin ZAMAN
Bu köşede defalarca yazdım. ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Mare Cerablus hattı veya Membiç Cebi olarak adlandırılan bölgeden IŞİD’i uzaklaştırmak istiyor.
Bu gerçekleşmeden IŞİD’i Suriye’de çöktürmek imkansız.
Bu Türkiye açısından daha da hayati. IŞİD 98 kilometre uzunluğundaki bu hat boyunca bizim komşumuz. Bu sayede Kilis’i hedef alıp vatandaşlarımızı öldürüyor. Bu hat üzerinden Türkiye’ye sızıyor, Türkiye içerisindeki bağlantısını canlı tutuyor yerli militan devşirmesini sağlıyor.
Suriye sınırımızın en az yarısını kontrol eden YPG ise henüz Türkiye’ye yönelik herhangi bir düşmanca eylemde bulunmadı.
Buna rağmen Türkiye “YPG eşittir PKK eşittir IŞİD” olduğunu savunuyor. Büyük inatla ve ülke güvenliğini tehlikeye sokma pahasına ABD ile YPG’nin işbirliğini engellemeye çalışıyor.
Ankara’nın en büyük kabusu, YPG’nin Kobane ve Cizire kantonlarını Fırat’ın batısına düşen ve halihazırda muhaliflerle IŞİD tarafından kuşatılmış bulunan Afrin kantonuyla birleştirmesi ve sınırımızda bu kez PKK denetiminde bir Kürt devleti kurması.
Türkiye’nin Kürt paranoyası en başından beri Suriye konusunda hata üzerine hata yapmasına sebep oldu. Devletin on yıllardır süregelen Kürtleri inkar politikası Suriye’de de elinde patladı ve Türkiye’de iç barışı neredeyse imkansız hale getirdi. ABD ile ittifak ilişkilerini de çıkmaza soktu.
Bu duruma nasıl geldik?
Suriye’de iç savaşın patlak vermesiyle birlikte Kürt sorununu çözmemiz için önümüzde altın değerinde bir fırsat vardı. Ve 2013’te Abdullah Öcalan’ı direk muhatap alan barış süreciyle tam da bu fırsatın değerlendirildiğini umuyorduk. Rojava’ya dostluk elini uzatılacak Kürtlerle kalıcı barışın temelleri atılacaktı.
Ama hepsi boşa çıktı. Çünkü Türkiye’nin Kürtlere dayattığı koşullar kabul edilecek cinsten değildi. On yıllarca zulme maruz kalan Suriyeli Kürtler kendi çıkarlarını bir kenara itip Esad rejimine karşı muhaliflerle savaşacaktı. PKK daha herhangi anayasal değişiklik yapılmadan Türkiye’den çekilip, ‘ılımlı muhalif’ üniformasıyla bu savaşa el verecekti. HDP ise Erdoğan’ın başkanlık emellerine. Kabaca plan buydu.
Ancak Ankara, Suriyeli Kürtleri, iyi komşuluk ilişkileri kurarak, ekonomik olarak kalkındırarak ve Araplarla aralarında hakemlik yaparak yanımıza çekeceğine, düşman muamelesi yaptı ve yapıyor.
2013’den beri IŞİD, El Nusra demeden her nevi muhalif grubu YPG’ye karşı kışkırtıp, Türkiye toprakları üzerinden YPG’ye karşı savaşmaları için ikna ve teşvik etti. Hala ediyor. Fiili olarak IŞİD’i büyüttü. Şimdi ise YPG’yi engelleyerek ayakta kalmalarını sağlıyor.
Kürtlerin denetimindeki sınır kapıları kapalı tutularak Suriyeli Kürtlere fiili ambargo uyguluyor. Yetmedi, bir de Irak Kürdistan yönetiminin Rojava’ya benzer bir ambargo uygulamasını sağladı. Kısacası Rojava’yı boğmaya çalışıyor.
YPG-TSK işbirliğinden ‘Kobane düştü düşecek’ noktasına
2014’te bir umut ışığı yeniden belirlemişti. Türk Silahlı Kuvvetleri YPG ile birlikte Süleyman Şah türbesini IŞİD’in ‘put’ diyerek yıkmasına ramak kala ortak bir operasyonla yeni yerine taşınmıştı.
PYD’nin eş başkanı Salih Müslim de Dışişleri müsteşarı Feridun Sinirlioğlu üzerinden Türkiye’yle diyalog kurmuştu. Yaralı YPG’liler Türkiye’de tedavi edilmeye başlanmıştı. Rojava’yla sınırlarımız kısmen de olsa açılmıştı. Öcalan’ın “Eşme ruhu” olarak adlandırdığı süreç az az canlanmaya başlamıştı. Ama CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan’ın“Kobane düştü düşecek” demesiyle süreç yeniden tersine döndü.
7 Haziran 2015 seçimlerinde tek başına iktidarı kaybetmesini HDP’ye fatura eden Erdoğan bu kez içerde de PKK’ya karşı savaş kararı aldı.
Güneydoğu yeniden kana boğuldu. Üniformalı, üniformasız, neredeyse her gün insanlar ölüyor. Sayıları çoktan bini aştı. Yargısız infaz, keyfi göz altı, işkence yakma, yıkma, zorunlu göç, Kürt siyasetini ve medyasını susturma, içeri tıkma…90’lı yıllarda yaşananlar gibi “PÖH” ve “JÖH”imzalı yeni form gaddarlıklara tanık oluyoruz. İnsanların bodrum katlarında yanarak can vermeleri, insanların evlerindeki besledikleri kuşların kafaları kesilerek katledilmeleri gibi.
Bunda PKK’nın da payı yok mu? Tabii ki var. HDP’nin kendi tabanı dışındaki oylarla meclise ilk kez taşınmasıyla yakalanan tarihi fırsata, -ki bunda Selahattin Demirtaş’ın ve iki yıl süren ateşkesin çok önemli payı var- sırt çevirdi. Devletle birlikte ateşe odun taşıdı.
Hendek siyasetiyle devletin Sur’u, Cizre’yi, Nusaybin’i, Şırnak’ı, harabeye çevirmesine, on binlerce insanın hayatını derdeste etmesine davetiye çıkardı. Dahası YPG’nin IŞİD’e karşı verdiği destansı mücadele, uluslararası meşruiyet ve ABD’yle ittifak ilişkisiyle taçlanırken, Washington’da PKK’nın terör listesinden çıkartılması ilk kez tartışılmaya başlanırken, PKK’nin savaşı tırmandırması bu tabloyu olumsuz etkilemeye başladı.
Membiç operasyonu başladı başlayacak
TAK’ın Ankara’da üstlendiği ve onlarca sivilin canına mal olan intihar saldırıları tüy dikti. Kimse burada TAK’ın PKK’dan ‘farklı’ olduğuna inanmıyor.
Kısmen de olsa ABD bu sayede, Türkiye’nin uzun zamandır “Menbic cebini YPG değil ‘ılımlı’ muhaliflerle alalım” diretmelerine kulak vermeye başladı.
YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Membiç kentini alma operasyonunu askıya aldı. Türkiye’nin kuşkularını gidermek için SDG içerisinden yer alan Membiçli Arap liderlerini nisan ayında İncirlik üssüne taşıyıp Türk yetkililerle görüştürdü.
Türkiye Özel Kuvvetlerinin Azez’e girmesine ve IŞİD’in elinde bulunan El Rai kasabasının alınması için yapılan operasyonlara yardımcı oldu. Ama nafile. Muhalifler ele geçirdikleri El Rai’yı tutamadıkları gibi elinde bulundurdukları bazı köyleri de kaybetti. Türkiye’nin içerisinde yer aldığı operasyon tam bir fiyaskoya dönüştü
Ve Azez düştü düşuyor
Bir önceki köşemde belirttiğim gibi görüşmesi gayet olumlu geçti. Erdoğan, Membiç kentinin SDG ile alınmasına itiraz etmiyor. Ve biz bu satırları yazarken Membiç operasyonu başlatılması gerekiyordu. Sözde“Rakka operasyonu” IŞİD ve basının kafasını karıştırmak için geliştirilen bir taktikti.
Ve gayet başarılı oldu. Ama bu arada başka bir şey oldu. IŞİD Azez’edoğru ilerlerken Mare kentini kuşatmaya aldı.
Mare muhaliflerin elinde. Kent düşerse üst düzey bir koalisyon yetkilisinin bana dediği gibi “Tam bir felaket olur.” Mare’de bir çok sivil yaşıyor hala ve hastanelerle okullar var. Yani koalisyonun Mare’yi havadan bombalaması korkunç bir katliama neden olur.
Türkiye için kritik kavşak
Ankara kritik bir kavşakta. Eğer YPG direnci sürerse önce Mare IŞİD’e düşecek, sonra da Azez. Bu gidişatı tek frenleyecek güç YPG ve SDG. Zaten şubat ayında Mare’yi tam alacak iken ABD’nin telkinleriyle durdu. Bazı koalisyon yetkilileri an itibarıyla “Büyük hata yaptık” diyorlar.
Dolayısıyla YPG’nin yeniden Afrin’den Doğu’ya doğru ilerlemesine ses çıkartmıyor. Cumartesi günü Tel Rıfat’tan ilerleyen YPG güçleri Sheik İsa kasabasını muhaliflerin elinden aldı.
Türkiye’nin önündeki yeni fırsat
Türkiye’nin önünde yeni bir fırsat var. YPG/SDG ile işbirliği yoluna gidebilir. Muhaliflerin de YPG’ye karşı savaşmaları yerine IŞİD’e karşı mücadele etmelerini teşvik eder, ABD’yle birlikte bunun koordinatörlüğünü yürütür. SDG bünyesine kendi himayesindeki Arapları katar.
Araplarla Kürtleri IŞİD’e karşı birleştirebilen bir Türkiye yeniden yumuşak gücünü hissettirir.
Suriye’deki faciayı bir ‘kazan kazan’ formülüne dönüştürebilir, IŞİD’e karşı mücadeleyi de daha etkili kılar. ABD ve diğer Batılı müttefiklerimizle ilişkilerini düzeltir, dünya kamuoyunda yerlerde sürünen imajını tamir etmeye başlar.
Kürtler ve muhalifleri arkasına alan bir Türkiye, Suriye’de gerçekten pozitif rol oynayabilir, barışa katkısı olabilir. Her şeyden öte, Türkiye’de iç barışının yeniden inşasına temel atabilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018