Baskın ORAN
Şöyle başladı baş döndürücü olay:
CHP triumvirasından (üçlü yönetiminden) önde gelen ikisi, 20 Ekim Pazar günü yapılan İstanbul Barosu seçimini ikinci gelen adaydan 1.660 oy farkla kazanan CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun söylediklerine karşı birer demeç verdi.
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş 21 Pazartesi günü gece yarısını birkaç dakika geçe ajanslara düşen şu konuşmayı yaptı: "Anayasa madde 4 çok net hocam. AYM iki defa bu konuda karar verdi ve 4. madde ilk 3 maddeyi koruduğu için kendisi de değiştirilemez dedi. Size göre olumlu olması durumu değiştirmiyor".
Aynı günün ortalarında İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu: “Anayasanın ilk dört maddesi gayet olumlu bir şekilde tariflenmiştir ve bu dört madde[nin] mevzu edilecek bir durumu yoktur. Kaboğlu’nun açıklamasını çok talihsiz bir başlangıç açıklaması görüyorum. Bugünden ürettiği polemik hem kendi iç düzenine hem de kapsadığı baro anlayışına ters. Bulunduğu makamda kişisel görüşlerini açıklayabilir ama bundan ziyade baro bakışını temsil etmelidir. Kötü bir başlangıç yapmıştır, üzüldüm şahsı adına”.
***
Bu iki CHP liderinin karşı çıktıkları CHP’li profesör İbrahim Kaboğlu, İstanbul Barosu başkanı seçildiğinde şunu demişti:
“Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir. Tıpkı 1995’te yapıldığı gibi, tıpkı 2001 yılında yapıldığı gibi. 1995 yılında başlangıç kısmında bulunan ırkçı ibareler çıkarıldı. 2001 yılında 14. maddede ‘İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik Cumhuriyet' tanımı eklendi. O zaman 1961’de öngörülmüş olan ‘İnsan haklarına dayanan devlet’ kavramı anayasaya yeniden girmiş oldu. Daha ileri götürüldü. AYM de artık bu kavramı kullanmaya başladı. Biz her zaman insan haklarına dayanan laik ve hukuk devletini savunacağız”.
***
Ezbere konuşmamak için 1982 Anayasasının ilgili maddelerini hatırlayalım önce. Md. 4, ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğini söylüyor. Bu ilk üç madde de şöyle:
“Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”. Bunu, aklını yitirmemiş olmak şartıyla, 85 milyonluk içinde değiştirmek isteyecek kimse çıkmaz.
“Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir”. Gerçi “Atatürk milliyetçiliği” terimi üzerinde yorum çok muhtelif ama, devletin “demokratik, laik ve sosyal” niteliklerine karşı çıkan bir avuç Siyasal İslamcı zihniyet dışında kimse yok; 2018 genel seçimlerinde HÜDA-PAR’ın oyu %0,31 (binde 3).
“Madde 3 – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır”. Bayrak, milli marş ve başkent konusunda da normal insanların farklı düşünmesi zor.
***
Bunlara mukabil, Md. 3’ün ilk iki cümle/fıkra içeriği öyle değil ve Prof. Kaboğlu “olumlu dokunma” derken buraya atıf yapıyor olabilir. Çünkü:
Türkiye devletinin bölünmez bir bütün olarak ifade edilmesi çok normal; hiçbir devlet parçalanmak istemez ve buna karşı alacağı hukuki önlemler de meşrudur. Ama “millet’in bölünmez bütünlüğü” dendiği anda millet’in bölünemeyecek tek (monolitik) bir parça olduğu söylenmektedir ve bu da milletin içindeki alt-kimlikleri inkar demektir.
Daha somut bir deyişle; dinsel alt-kimlik olarak Gayrimüslimlerin, etnik alt-kimlik olarak Kürtlerin ötekileştirilmesi, ülkeye yabancılaştırılması anlamına gelir. Bu konuda bu maddede “olumlu” bir değişiklik, ülke bütünlüğünün yararına olacaktır.
Dil meselesine gelirsek: “Devletin dili” diye bir kavram olamaz; bu demokrasiye ve hatta doğaya aykırıdır. Bir devletin ancak “resmî dili” olur ve onun yanı sıra o devletteki vatandaşlar o dil başta olmak üzere çeşitli diller konuşurlar ve yazarlar. Nitekim, günümüze kadar gördüğümüz en (hatta, tek) demokratik anayasa olan 1961 Anayasası “resmî dil” terimini kullanmıştır.
***
Prof. Kaboğlu’nun yukarıdaki sözlerinin ilk harekete geçirdiği, CHP’nin ulusalcı kanadı oldu. Yayın organlarında ve X’te salvolar başladı. Çünkü Türk’ün Md. 3’te dile getirilen tartışılmaz yüceliğinin konuşulması CHP’nin ulusalcı tüylerini diken diken etmişti. Bir-iki örnek:
1930’da “Dost da düşman da bilsin ki bu memleketin efendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır” demiş olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un adını mahlas (takma isim) olarak kullanarak yazan birisi, benim 2004’te Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK) için hazırladığım Azınlık Raporu için Yapay Zeka’ya başvuruyor, ama lütfen ibret-i alem için okuyunuz, gelen cevabın kendisinin tam aleyhinde olduğunu anlayamıyor.
Major Tom mahlasını kullanan bir diğeri ilan ediyor: “Kaboğlu, Türk milletine düşman bir emperyalist işbirlikçisidir”. Bayılıyorum bu ulusalcıların antiemperyalistliğine.
OdaTv’de bir başkası, diğerleri gibi, suçlayabilme heyecanı içerisinde, Azınlık Raporu’na İHDK Başkanı Prof. Kaboğlu’nun imzasını ekleyerek “Dilinin altında ne var” diye soruyor.
***
Prof. Kaboğlu’nun “olumlu dokunma”dan neyi kastetmiş olabileceği üzerine yazdığım bu yazı bittikten sonra, tam yollarken bazı şeyleri eklemek gerekiyor çünkü burası Türkiye.
Bir defa, Kaboğlu 21 Ekim Pazartesi günü tekrar konuştu ve bir anlamda geri dönüş yaptı. Fakat ertesi gün, 22 Salı günü yayınladığı Basın Bülteninde, 2001 Anayasa değişikliği Md. 14’ün “insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyet” formülünü getirerek Anayasa Md. 2’ye olumlu anlamda dokunmayı zaten gerçekleştirdiğini söyledi. Yani benim yukarıda yaptığım yorumu doğrulamış oldu. (2017’de parlamenter sistem yerine başkanlık getirilmesi bu demokratik içeriği boşaltmıştır, diye de ilave etti).
CHP’nin ulusalcı salvolarına son olarak D. Bahçeli bombardımanla katıldı, “Ne idiği belirsiz yeni baro başkanı ayranımızı kabartmasın, asabımızı bozmasın” türünden bir üslup kullanarak . İYİP’li Dervişoğlu ile Bahçeli arasındaki “urgan” muhabbetine hiç girmiyorum çünkü çıkamayız.
Not: Bu yazı, son andaki baş döndürücü gelişmeleri istediğim kadar ekleyeyim, daha yayınlanmadan eskidi. Gündemin dakika başına değiştiği bu acayip ülkede D. Bahçeli’nin konuşmaları üzerine şu noktaları ekliyorum çaresiz:
1) Öcalan’ı TBMM’de konuşturma adı altında DEM toplantısında konuşturarak Öcalan ile DEM arasında ilişki olduğunu göstermek istiyor. Yani DEM ile PKK birdir demek istiyor;
2) Öcalan’a silah bıraktırma konuşması yaptırarak Öcalan ile PKK arasında kavga çıkartmak istiyor çünkü PKK’nın silah bırakması durumunda militanlarına hiçbir koruma düşünülmemiş durumda. Burada da DEM ile PKK birdir demek amacı var;
3) Öcalan tasfiye edildikten sonra Demirtaş'ı da içeride tutarak devreden çıkartmak, yani Kürt hareketini başsız bırakmak istiyorlar;
4) Bahçeli'yi konuşturan Erdoğan, ilk üç maddeyi gündeme getiren Kaboğlu'nu CHP Ulusalcılarını saldırtarak da susturuyor; kendisinin tek amacı yeni anayasa yaptırıp ömür boyu iktidarda kalmak;
5) PKK ile Öcalan’ın telefonda konuştuklarını ve kavga ettiklerini yazan Amberin Zaman’ın X hesabını kapattırdılar, Gümüşhane Sulh Ceza’ya karar aldırarak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024