Bayram ZİLAN

Müzeyyen Senar ve Putin “yalaka” mı sizce Sayın Kılıçdaroğlu?
30.12.2014
1896

 “Hülya Avşar kim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır. Kimse kusura bakmasın, yalakadan sanatçı olmaz. Sanatçı dik durur, sanatçı aykırı insandır. Gücün karşısında sanatçı eğilmez. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez”

Yukarıdaki cümleler, Kılıçdaroğlu’na ait. Kılıçdaroğlu, yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na giden Hülya Avşar’a karşı kullandı bu ifadeleri.

Aslına bakarsanız Kılıçdaroğlu’nun saraya gidenlerle ilgili ilk çıkışı değil bu. Daha önce saraya giden Alevi toplumunun temsilcilerini de şu sözlerle eleştirmişti:

"Oraya gitmeyin dedim. Kirlenirsiniz dedim. Muharrem dolayısıyla Cumhurbaşkanı'nın verdiği yemeğe gittiler. Oraya gidenler, hangi yüzle hangi ahlaki gerekçeyle gidiyorlar? Orada yedikleri helal değildir. Giderseniz, harama ortaksınız"

Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkın oylarıyla seçilmiş olan Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etmek için saraya gidenlere Kılıçdaroğlu’nun yakıştırdığı ifadeler bunlar işte.

Ona göre saraya gidenlerin hepsi kirli, harama bulaşmış…

İnsan soramadan edemiyor. Acaba seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan değil de Ekmeleddin İhsanoğlu seçilseydi yine aynı ifadeleri kullanır mıydı?

Hiç sanmıyorum. Çünkü saraya ilk kendi giderdi.

Tuhaf bir kibir var bu ülkenin laiklerinde. Kendi mahallelerinden çıkmayan bütün başarıları aşağılıyorlar.Cumhuriyetin makbul vatandaşı protipine uymayan hiç kimsenin başarısını takdir etmiyorlar. Öğrenilmiş bir yalnızlık bu. Veya bir tür hücre hayatı. Başarı, değişim, özgürlük, demokrasi, modernlik, yenilik veya çağdaşlığın laiklerin tekelinde olduğunu zannediyorlar, kendileri hayatın hiçbir anında başarılı, özgür, modern, yeni ve çağdaş olmasalar da…

Söz gelimi, Tayyip Erdoğan’ın barış iradesi karşısında tutundukları tavır. Barış gibi kutsal bir şeyi sağladığı halde sırf dindar olduğu için takdir etmiyorlar Erdoğan’ı. Aylarca “barış neden olmalı”yı anlatmak için dağ/bayır gezip, Erdoğan barışı tesis etmek için adım attığı ilk gün bu defa “barış neden olmamalı”yı anlatmak için dağ/bayır ikna turlarına çıkan aydınlar gördü bu ülke.

Ağzıyla kuş tutsa, dünyanın en büyük reformlarını yapsa, Türkiye’yi dünyanın en büyük ekonomisi ve en demokratik ülkesi yapsa dahi sınıfsal kibirlerinden dolayı Erdoğan nefreti geçmeyecek ve tüm bu yapılanları görmezden gelerek kategorik muhaliflik yapacak Erdoğan obsesyonlular var bu ülkede.

Evet, bunun adı tam olarak obsesyon (takıntı)

Çünkü onların meselesi asla “ne yapıldı” olmadı. Onlar hep “kim yaptı”ya baktılar. Yapanlar muhafazakârlar olunca, yapılan bütün “iyi şeyleri” görmezden geldiler.

Eğer barışı CHP tesis etseydi, laikler, bugün yaptıkları acımasız eleştirilerden birini CHP’ye yöneltirler miydi?

Saray’da Ekmeleddin İhsanoğlu otursaydı, aynı çirkin ifadeleri kullanırlar mıydı?

Hayır kullanmazlardı.!

İşte bakın, Gezi’de 11 ağaç için ortalığı ayağı kaldırdılar ama Yalova’daki 180 ağaç için tek kelime etmediler. Çünkü mesele, “ne” yaptı değil, “kim” yaptı.!

Vakti zamanında bir gün Atatürk, Müzeyyen Senar’ın evine bir araba gönderip Senar’ı ve kocasını köşke getirtir. Sonrasını Senar’dan dinleyelim: Yüzüme dönüp baktığında "Aaa! Bu saçlarının hali ne?" deyip yavere işaret etti. Kulağına fısıldadı. Yaver "Lütfen beni takip ediniz Müzeyyen Hanım" dedi. Birden korkuya kapıldım. Yaver, "Merak etmeyin efendim, berberimiz sadece sizin saçınızı ve eşinizin bıyığını kesecek" dedi. Sonradan öğrendiğime göre, Atatürk benim enseme topladığım saçlarımı beğenmemişti ve modern bir görünüm almam için saçlarımı kestirmek istemişti. Nitekim berber saçlarımı alagarson kesti. Birden görünümüm değişmişti. Ali de (eşi) bıyıklarını kaybetti”

Atatürk’ün Senar’ı şarkı söylemesi için Çankaya Sofraları’na davet ettiği ilk gündür. Atatürk, hiç sormadan Senar’ın saçlarını, kocasının da bıyıklarını kestirmiş ve sabaha kadar şarkı söyletmiştir. O günden sonra Senar, Çankaya Sofraları’nın vazgeçilmez sanatçılarından olur.

Şimdi başa alalım ve Kılıçdaroğlu’nun anladığı dilden, “kim yaptı” üzerinden soralım.

Sanatçı dik durur, sanatçı aykırı insandır. Gücün karşısında sanatçı eğilmez. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez” tarifinize göre Müzeyyen Senar, sanatçı mı, yalaka mı Sayın Kılıçdaroğlu?

Eğer “soru çalışmadığım yerden geldi” diye itiraz ederseniz, bir başka sorum daha var.

Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na giden ve “Erdoğan, çok sağlam bir adam” diyen Putin, yalaka mıdır?

Eğer Putin de size göre yalaka ise “yalakadan Devlet Başkanı olmaz” da diyecek misiniz?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar