Cemil ERTEM
Türkiye’de, her hükümet kuruldu-ğunda, ekonomide doksan-yüz gün gibi süreler verilir ve hükümet, bu sürede kamuoyuna “devrim” gibi reformlar yapacağını açıklardı. Ancak bu “devrim” gibi reformlar nedense, hükümetin siyasi duruşundan, ona oy veren kesimlerden bağımsız olarak, hep birbirinin kopyası olan ezberlerdi. Mesela şöyle: “Ekonomi bir bütündür, her alanda “yapısal” dönüşümü hedefleyen ve insan odaklı kalkınmayı destekleyen reformlar yapılacak. Üretim teknolojisinde gelişmiş ülkeler seviyesine geleceğiz, AR-GE yatırımlarının milli gelire oranı gelişmiş ülkeler seviyesine gelecek. Bütçe disiplini öne çıkacak, çünkü bütçe disiplini ile finans sektörünün sağlamlığı ve reel sektör arasında feda edilmez bir ilişki vardır. Merkez Bankamız, finansal piyasalarda istikrarı sağlayacak ve enflasyon hedeflerine ulaşacaktır. Ekonomik öngörülebilirlik en üst düzeye çıkacak, yabancı sermaye girişleri artırılacaktır. Tasarruflar artırılacaktır, makro ihtiyati tedbirleri sürdüreceğiz, yapısal reformlar devam edecek... vb...”
Bu basmakalıp cümleler, her defasında ısıtılıp bizim önümüze gelirdi ve profesyonel iktisatçılar bile şu “yapısal reformların” ne olduğunu pek anlamazlar ve bunun üzerine “piyasalarda” çeşitli rivayetler ve şayialar dolaşırdı.
Küresel mutabakat
Çünkü gelişmekte olan ülkelerde, basmakalıp hükümet programları esasında, küresel bir mutabakatın sonucu olarak, bu ülkelere dayatılan “geleneksel” programlardı. Bu mutabakatların en ünlüsü -temeli- Washington Mutabakatı (uzlaşısı) idi. Doksanlı yıllara damga vuran Washington Uzlaşısı’ndan sonra, farklı küresel zirvelerde bu uzlaşıyı tahkim eden, yenileyen çeşitli mutabakatlar ortaya çıktı ama bütün bunların temeli de Washington Uzlaşısı idi. Mesela 2001 Kemal Derviş İstikrar Programı, bütünüyle Washington Uzlaşısı’na dayanır.
Bunun sonuçlarını bu gazetede Güngör Uras 22/09/2014’te şöyle yazmıştı:
“Washington Uzlaşısı doğrultusunda: (1) Sanayileşmekten vazgeçildi. (2) Özelleştirme ile kamunun elindeki güçlü sanayi tesislerinin bazıları özel sektöre satıldı. (...) Çok büyük kısmı kapatıldı. Sonuçta üretim daraldı. (3) Gümrüklerin açılması sonucu ithalat arttı. İç üretim azaldı. Cari açık büyüdü. Açığı kapatmak için büyük ölçüde dış borçlanmaya gidildi. Borçlanmadan çarkı dönmeyen bir ekonomik yapı ortaya çıktı. (4) Yatırımlar büyük ölçüde durduruldu. Yatırımların milli gelire oranı yüzde 12’ye kadar geriledi. (...)”
Tabii bizim burada Güngör Uras’a ilave edeceklerimiz var; bütün bunları tamamlayacak bir para ve maliye politikası da Türkiye gibi ülkelere empoze edildi. Teoride, yalnız araç bağımsızlığı olması gereken merkez bankaları, Para Kurulu, Enflasyon Hedeflemesi gibi müessese ve para politikalarıyla “bağımsızlık” kisvesi adı altında esir alındı. Enflasyon Hedeflemesi adı altında sıcak para girişine dayalı ama sanayiyi öldüren bir para politikası vazgeçilmez kabul edildi. İhracat ve üretim zorlaştırılırken, ithalat ve gereksiz borçlanma kolaylaştırıldı. Bütün bunları yapıp savunanlar da bir müddet sonra tasarruflar düşük, cari açık yapısal sorun, faizleri artıralım, böylece hem tasarrufları yukarı çekeriz, hem cari açığı finanse ederiz hem de enflasyonu kontrol ederiz demeye başladılar. Tabii ki bu akıl dışı yol hiçbir yapısal sorunu çözmedi.
Bugün Türkiye’de sanayicinin ortalama kârlılığı, finansman maliyetlerinin ancak üçte biridir. Böyle bir sanayi ne doğru dürüst AR-GE harcaması yapar ne de dünya ihracatından aldığı payı düzenli olarak yukarı çekebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizlerden şikâyet ederken tam da bunu söylüyordu. Ama bazıları bu faiz tartışmasını çok dar bir alana sıkıştırıp özünden uzaklaştırdılar.
Toplumsal mutabakat
Devlet, hükümet ve ekonomiyle ilgili tüm sivil toplum kurumları, ekonomide yeni bir büyüme modelinin gereğine işaret ediyorlar.
Dün Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin açıkladığı paket bunun çok önemli bir ilk adımıdır. Canikli’nin açıkladığı önlemler, daha önce defalarca açıklanmış soyut, basmakalıp tekrarlar değildir. Örneğin, stratejik sektörlere özel teşvik ve bölgesel teşvik uygulamasını aşan noktasal destekler, yeni bir teşvik sistemine, gecikmiş de olsa, adım attığımızı gösteriyor. Yine yurtdışı yatırımcılara dönük uzun vadeli kredi desteği de Türkiye’nin uzun zamandır çözemediği bir sorundu. Canikli, Türkiye’nin sermaye ihracını ve dışarıya yatırım potansiyelini öne çıkaracak, uzun vadeli kredi sistemine adım atılacağının işaretleri de verdi. Önümüzdeki günlerde çok daha kapsamlı, ayrıntılı olarak yeni büyüme modelini ortaya çıkaracak başlıkların gündeme geleceğini düşünüyorum. Türkiye, 65. Hükümet’le birlikte, 2023 hedeflerine dönük önemli adımları atmaya devam edecek. Şunu unutmayalım: Dünya “Endüstri 4.0”a ışık hızıyla gidiyor. Çin’de Endüstri 4.0’ı ilgilendiren alanlardaki patent sayısı 2500’i geçti. Burada Almanya 441, Amerika 1065’te... Burayı ıskalayan her şeyi ıskalar...
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018