Ceren KENAR
Uluslararası meseleler de, Türkiye'de son zamanlarda iyice derinleşen ve hırçınlaşan kutuplaşmadan payını alıyor.
Dış politikanın iç kamuoyunda serbestçe tartışılması bir demokrasi göstergesidir. On yıllar boyunca Türkiye'de, Kıbrıs meselesinde, Ermeni sorununda, Yunanistan ile ilişkilerinde, Kürt politikasında askerî vesayetten farklılaşan görüşlerin nasıl susturulduğu, bu görüşlerin sahiplerinin ciddi baskılarla karşılaştığı göz önüne alınırsa, bugün içinde bulunduğumuz durumun farklılığı anlaşılır.
Fakat dış politikaya iç politika lensi ile bakmak farklı bir durum. Dış politika meselelerini iç siyasetteki pozisyona göre eğip bükmek, sadece etrafımızda olan bitenle ilgili algımızı çarpıtmakla kalmıyor, aynı zamanda etkin bir dış politika geliştirmenin önünde engel teşkil ediyor.
Irak Şam İslam Devleti'nin Musul'daki konsolosluğumuzu rehin alması sonucu doğal olarak tüm gözler bu örgüte çevrildi. Birçok fantastik teori birbiri ardına sıralandı. IŞİD'in Geziciler ile ortak bir amacı olduğu veya Gülen cemaati tarafından desteklendiği gibi iddialar dile getirildi. Bu iddiaların gerçek dışılığı ayan beyan ortada olduğu için, üzerinde konuşma ihtiyacı duymuyorum.
Ancak en az bu iddialar kadar saçma bir görüş daha var. Ve ne yazık ki bu görüşün Türkiye'de alıcısı çok. AK Parti'nin IŞİD'e destek verdiği, hatta ve hatta IŞİD'le organik ilişkisi olduğuna dair tezler birçok anaakım gazeteci tarafından mutlak gerçekmiş gibi yazıldı. AK Parti'ye muhalif kesimlerin de bu iddiaya gerçekten inandığını gözlemlemek mümkün.
Gelin görün ki, destekçileri arasında mutlak doğru ve kesin olarak savunulan bu argümanı desteklemek için ortaya konulan delillerin hepsi sahte. Güya eski İçişleri Bakanı Muammer Güler imzalı, “mücahidleri destekleme talimatı” içeren sahte bir belge dolaşıyor ve bu desteğe kanıt olarak sunuluyor. Bilal Erdoğan'ın Türkiye'de bir kebapçıda, lokantanın sahipleri ile çektirdiği bir fotoğraf Erdoğan'ın IŞİD üyeleri ile buluşması olarak takdim ediliyor. Özellikle sosyal medya bu tür manipülasyonların sık gerçekleştiği bir mecra deyip, geçebiliriz.
Lakin geçemeyeceğimiz ve üzerinde ciddi bir şekilde düşünmemiz gereken başka bir manipülasyon kaynağı var. Bu ülkenin ana muhalefet partisinin üyeleri, sorumsuz bir tavırla bu manipülasyonları dile getirerek bu saçma iddialara ciddiyet atfediyor ve bir propagandanın parçası oluyor.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes'in, “Diyanet İşleri Başkanlığının ve Türkiye Diyanet Vakfının Suriye’ye toplanan insani yardımları bölgedeki terör örgütlerine gönderdiği, bu sayede IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerinin gelişmesine neden olduğu, IŞİD militanlarının Diyanet yurtlarında kaldığı” yönündeki iddiaları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sert bir şekilde yalanlandı.
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu ise Türkiye ile IŞİD arasında bir petrol anlaşması olduğunu iddia etti. Ediboğlu'nun iddiasına göre 800 milyon dolarlık bir petrol ticareti var. IŞİD Hatay, Kilis, Urfa ve Gaziantep'te boru hattı çekmiş, Ediboğlu'nun iddiasına göre. Ediboğlu'nun bu iddialarına dayanak olarak gösterdiği bir tane fotoğraf, belge, tanıklık yok. Sadece iddia var ortada. Böylesi büyük bir petrol ticareti olacak ve o bölgede aktif olarak çalışan Türk veya yabancı bir tane gazeteci bunu haber yapmayacak. Bölge sakinleri böylesi büyük bir operasyonu belgelemeyecek. Ve bunu sadece Ediboğlu keşfedecek. Epey ilginç.
Daha da ilginç olan Türkiye'nin anaakım medyasının bu iddiadan başka bir şey ifade etmeyen ve bir iddia olarak bile epey saçma ve sürreal olan beyanı sorgusuz sualsiz gerçekmiş gibi yansıtması. Taraf gazetesinin flaş iddia olarak Ediboğlu'na yer verdiği haberde, Ediboğlu'nun beyanı dışında bu iddiayı güçlendirecek bir tane veri yok. Taraf gazetesinden haberi alan diğer medya kurumları da bu olayı soruşturmak yerine, Ediboğlu'nun ifadelerine doğru muamelesi yapmayı tercih ediyor.
Oysaki basit bir Google araması bu fantastik iddianın Ediboğlu'nun ilk incisi olmadığını gösteriyor. Ediboğlu bundan önce Türkiye'de tedavi edilen 62,000 Suriyeli yaralıdan, 15.600'nün organlarının alındığını ve vücutlarının gömülmek üzere Suriye'ye geri yollandığını iddia etmiş. Ediboğlu bir soru önergesi verip Hatay’ın toplam yüzölçümünün yarısından fazlasının yabancılara satılmış olduğunu iddia etmiş ve bu satışlar sonucunda Hatay'ın ikinci bir Filistin olmaya aday olup olmadığını sormuş. Reyhanlı'da okulların cephaneliğe dönüştürüldüğü ve Hatay'ın her tarafının bombalarla çevrildiği iddiası yine Ediboğlu'ndan geliyor.
Suriye rejimi tarafından düşürülen Türk uçağı konusunda bütün dünya kamuoyunun bihaber olduğu bir iddiayı yine sadece Ediboğlu biliyor Ediboğlu, düşürülen Türk uçağının yazılım ve kodlarının Suriye’den kaçırılan MIG 21 ile değiştirildiğini öne sürmüş: “10 gün önce Lübnan’a kaçırılan bir Suriye uçağı vardı. O uçağın Tel Aviv’e götürüldüğü, şifrelerinin orada çözüldüğü, bilgisayar şifreleri çözülen bu uçağın İncirlik’e getirildiği ve kodlarının, şifrelerinin bizim uçağa aktarıldığı, onun Suriye’de bir Suriye uçağı gibi algılanacağı varsayılmış ve o şekilde gönderilmiş. Burada F-4 uçağına aktarılmış. Bu iddia da Suriye’de konuşuluyor” demiş bu konuda.
"Yeni NATO ve özelleştirilmiş savaş: Suriye örneği" sempozyumunda konuşan Ediboğlu'nun bölge siyasetine dair epey renkli görüşleri var, bu sempozyumda şunları söylemiş: “NATO'nun Gladiyo gibi illegal örgütler kurarak Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin oluşturulmasına zemin hazırladığını ve PKK'ya silah yardımları yaparak bölgenin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını kendi planları doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor.” Ediboğlu'nun bu 'çığır açan' görüşleri sadece bölge politikası üzerine değil. Kendisi ekonomi alanında dönen komplolara da epey hakim. Ediboğlu, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, “Türkiye’nin ekonomik gücü kimin kontrolünde ve elindedir? Merkez Bankası’nın yüzde 19.12'lik sermayesini oluşturan ve bazı gerçek ve tüzel kişilere ait olduğu belirtilen D sınıfı hisselerinin kime ait olduğu halktan neden gizlenmektedir? Şimdi bu ortaklık yapısından hareket edildiğinde Merkez Bankası’na ‘milli’ denmesi doğru mudur?” diye soruyor.
Ediboğlu'nun bu fantastik teorilerini örneklerle arttırmak mümkün.
Bu görüşlerin Ediboğlu'nun bireysel kanaati mi yoksa parti görüşü mü olduğunu CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'na sordum. “İster parti görüşü olsun, ister sadece milletvekillerinin bireysel görüşleri olsun, bunlar medyada çıkan iddialar ve biz bunları parti olarak da gündeme getirdik” şeklinde cevap verdi Loğoğlu. Kendisine bu iddiaları dile getiren medya kaynaklarının Lübnan Hizbullah'ı, Suriye rejim medyası ve İran ajansları gibi propaganda amaçlı yayın yapan organlar olduğunu, bunun parti açısından sorun oluşturup oluşturmadığını sordum. “Hayır sorun olarak görmüyoruz, bu organları siz propaganda olarak görüyorsunuz. Sizi tenzih ederim ama yandaş medya da propaganda faaliyeti yapıyor” diye cevap verdi.
Muhalefet partisinin en temel işinin hükümeti eleştirmek olduğunu ancak bu eleştirilerde CHP'nin Esad tarafına düştüğü yönünde bir algı olduğunu söyledim Loğoğlu'na, buna son derece sert bir şekilde itiraz etti ve “CHP hem Baykal zamanında, hem de Kılıçdaroğlu zamanında Esad'ın zalim bir diktatör olduğunu söyledi. Esad'ın kendi halkını katleden bir diktatör olduğunu düşünüyoruz” şeklinde cevap verdi. "Peki Esad'ı ziyaret eden CHP heyetleri" diye sordum, Loğoğlu, Esad'ı ilk ziyaret eden heyetin amacının Suriye'de yaşananları tüm taraflardan öğrenmek ve gerçek yüzünü görmek amacı ile gittiğini, ikinci heyetin ise rehin tutulan gazetecileri kurtarma amacıyla gittiğini söyledi.
Meclis konuşmalarında Esad'ı öven, Suriye ordusunun muhaliflere karşı mücadelesini Türkiye'deki Kurtuluş Savaşına benzeten CHP milletvekilleri olduğunu söylediğimde ise Loğoğlu, bu görüşlerin partiyi bağlamadığını ve bireysel kanaatler olduğunu söyledi.
Takdir kamuoyunun.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017