Gülay GÖKTÜRK
İnternetle ilgili düzenleme üzerinde kıyamet kopuyor.
Ben eminim ki bu düzenleme normal bir zamanda gündeme gelseydi bu kadar gürültü kopmayacak, kişilik haklarının korunması açısından esas olarak desteklenecek ama bazı noktalarda eleştirilerek düzeltmeler istenecekti.
Ama normal bir zamanda değiliz.
Mesela, yolsuzluk soruşturmaları anormal bir biçimde, çeşitli müdahalelerle yürüyor.
Eğer 17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonları sağlıklı bir biçimde ilerleyebilseydi, suçlamaların mahiyeti, dosyaların muhtevası doğal seyri içinde kamuoyu tarafından öğrenilebilseydi, bu yasa bu kadar gürültü koparmazdı. Çünkü şu anda kamuoyunda oluşan yaygın kanaat, iktidarın bu regülasyondan amacının yolsuzluk soruşturması belgelerinin -kişilik haklarının yok edildiği gerekçesiyle- internet ortamında yayılmasını önlemek olduğu...
Yine, eğer içinden geçtiğimiz süreç bu kadar anormal olmasaydı, iktidarın karşısında oluşan cephe yaşadığımız günleri "köşeye sıkışan iktidara son darbeyi vurmak için ele geçmiş tarihi fırsat" olarak görmeseydi, AK Parti hükümetini bir diktatörlük rejimi olarak yaftalamak için her yolu mubah sayan bir tutum izlemeyecek, bu yasa hakkında da bu kadar abartılı değerlendirmeler yapmayacaktı.
Şimdi ise durum şu:
Muhalif cephe, yasanın internet özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırdığını, Türkiye'nin Kuzey Kore, Çin gibi ülkeler durumuna düştüğünü söylüyor. Hatta bazıları "Bu son mesajım olabilir"gibi inanılmaz mesajlar atıyor. Buna karşılık hükümetin kayıtsız şartsız destekçileri ise yasayı"özel hayatın gizliliğinin nihayet garanti altına alındığı fevkalade demokratik bir düzenleme" olarak sunuyor. "Savaş koşulları" grinin bütün tonlarının ortadan kalktığı her şeyin ak ya da kara olarak görüldüğü ve gösterildiği bir ortam yaratmış durumda.
Kamusal figürlerin "özel hayatı" ne kadar özeldir?
Oysa bu yasa ne o kadar kötü ne de o kadar iyi...
İyi tarafı, kişilik hakkı ihlallerine 4 saat gibi kısa bir zamanda müdahale imkanı getiriyor olması... Bu konudaki işleyiş uzun uzun anlatıldığı için ben yeniden tekrarlamıyorum.
"...Regülasyonun sıradan insanlarla kamuya mal olmuş, özellikle siyasî ve bürokratik kamusal otorite kullanan bireyler arasında özel alanın genişliği açısından farklılık olması gerektiğini dikkate almaması hata. Bu çerçevede, özel kuruluşlara değil ama kamu kurumlarına başvuru hakkının verilmesi de şeffaf yönetim ilkesine aykırı olabilir. Hızlı hareket etme arzusunun, yargıyı bir şekilde devreye sokmak yerine idarî otorite üzerinden gerçekleştirilmek istenmesi ilgili bürokrata olmaması gerektiği kadar geniş bir takdir yetkisi verebilir. Yetki artması ister istemez keyfilik ihtimâlini artırır. Ayrıca, bürokratik takdir yetkisi kamusal figürlerin ve kamu otoritesi kullanan kişi ve kurumların eleştirilmesini zorlaştıracak, bazı durumlarda imkânsızlaştıracak şekilde kullanılabilir."
Cumhurbaşkanı Gül'e çağrılar
Yazımın başından bu yana sözünü ettiğim anormal koşullar nedeniyle, söz konusu yasanın cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasına ya da onaylanmamasına da özel anlamlar yükleniyor.
Ha bire çağrılar yapılıyor Cumhurbaşkanı'na... Maksadın beğenilmeyen bir yasayı düzelttirmekten çok onu taraf olmaya zorlamak olduğu çok açık.
Öyle bir atmosfer ki, Sayın Gül onaylamaz geri gönderirse "Cemaat'in adamı", onaylarsa"Erdoğan'ın adamı" ilan edilecek. Onaylarsa yıllardan beri körüklenen "Erdoğan-Gül çatışması"nın nihayet gerçekleştiği kabul edilip bunun üzerinden nice siyasi senaryo yazılacak. Tabii, onaylarsa da "Erdoğan'la anlaştığı ve başbakanlığı garantilediği" başta olmak üzere başka senaryolar devreye girecek.
Kısacası işi zor... Ama ben Gül'ün bu "kategorize edilme" oyununu bir şekilde bozacağından eminim. En büyük ihtimal, tıpkı HSYK'da yaptığı gibi, eleştirileri varsa önceden iletmesi, düzeltilmesini sağlaması ve içine sinen bir yasa haline geldikten sonra da imzalamasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015