Güldalı COŞKUN
Öyle günler yaşıyoruz ki; ne sosyoloji ne de siyaset bilimi, ben buradayım, aç oku diyebiliyor.
Kaldı ki; anlı şanlı sosyologlarımız, pek meşhur siyaset bilimcilerimiz ve taze siyasetçilerimiz, diplomalarını kenar süsü yapıp, “Ali topu tut”, “oya sütünü iç.” fişlerinden hallice, sıfat ve dolaylı tümleçler de ekleyerek, iktidarlarını kaybetmenin acısıyla, “derin cümleler” kurdular..
Alışık değildik elbet, “derin cümlelerin” buralarda kurulmasına; bir şaşkınlık önce..
Hele bir duralım dedik; siyaset, bu coğrafyada pek bir oryantal havalarda..
Görünürde yorucu ve yıpratıcı olduğu muhakkak, ancak ilerleyen zamanlarda ders olarak okutulacak örnek bir süreçten geçiliyor. İlk şaşkınlıktan sonra, en azından yüz yıl geriden başlayarak olayları, süreci ve aktörleri okumaya başladığınızda, resimdeki fluluk kayboluyor renkler, yerli yerine oturuyor.
Fakat, hakkını teslim etmek lazım, şapka çıkarılası bir başarıdır Kemalizm ideolojisi. Karşı çıkanı önce katledip, kalanlarını da öyle bir tornadan geçirdi ki, kendine âşık etti.
Alevilerin, Türk Solunun, CHP-MHP’nin ve merkez medyanın, ideoloji bekçiliğini biliyorduk da, Cemaat, MG’ci biziz diyen Saadet Partisi ve aydınları yeni yeni kabullenmeye başlamışken, tek sağlam kalan bunun için yıllarca mücadele eden, hatta devleti çözüme zorlayan Kürtlerin en büyük temsilcisi HDP-PKK da çıkınca sahneye, bir şok etkisi yarattı.
Öcalan ile yürütülen sürecin bir parçasıydı BDP’nin etnik siyaseti bırakıp, halkların kardeşliğinden yola çıkarak, Türkiyelileşmek-kitle partisi olmak. Muhalefet sorunu yaşayan Türkiye için bu umut oldu ve eksik bir sol çizginin (bana göre eksik değil, bu ayrı yazı konusu) alternatif politikaların beklentisine girildi.
Tebrik etmek gerekir ki hayli Türkiyelileşildi! Statükonun bekçiliği listesine çoşkuyla-alkışlarla, cici Türkler’in desteğiyle eklendiler. Dersiniz otuz yıl, elli bin canın ölmesine neden olanlar, bu statükoyu koruyanlar değilmiş. Aslında çok bir beklenti yokmuş ve aslında kurmak istedikleri kendi hegemonyalarıymış. Defalarca kesintiye uğrayan süreç (Özal-Erbakan-Erdoğan hükümetleri), nasılsa yine uğrayacaktı kendilerince ve beklenmiyordu bu kez halkın da desteğiyle, ciddi bir iradenin ortaya konması. Beklenmiyordu değil sadece, istenmiyordu da, çünkü açıklık-demokrasi işine gelmez bu yapıların. Büyük düşmana karşı etnik kitleni konsolide etmek, gençleri ikna etmek, eski TC’nin de ceberrut duruşuyla kolaydı. Sonrası, emek ister, ezber bozulsun ister, halkına bir şeylerin sunulmasını gerektirir. Mutlaka konjonktürel değişim olacaktı; oldu da. Birleşik Kürdistan çizgisinden, Türkiyelileşme çizgisine gelindi. Elbette süreç içinde, bölge gerçekleri ve halkın diğer üç parçaya göre sistemle daha fazla entegre olması, bazı taleplerinin karşılanması, özellikle son yıllarda inkâr ve asimilasyon politikalarının sona erdirilip, kimlik ve dillerine saygı duyulmasıyla, bu makul bir çizgiydi. Makul olmayan, şaşkınlık yaratan, eski Türkiye aktörlerinin, kendileri gibi olmayanı yok hükmünde sayan, ötekileştirenlerin safında yer tutmasıydı.
Kitlesini, hiç sorgulamayan (hoş; Doğu’da ve Batı’da ayrı dil kullanılıyor) ve asabiyet etkisinin dışında bakamayan, özellikle vesayetin dört ayağından aslında ilk ayağı olan medyanın diliyle paralel bir söylemle, siyaset biliminde yeri olmayan kişisel bir nefret ve karşıtlık söyleminin merkezinde konumlandırmayı başardı.. Klişe cümleler ve altını dolduramadığı boş vaadlerle, devletin kurucu partisi CHP ile aynı çizgiye geldi.. Mecliste iken, baraj için hiçbir çalışmada bulunmayan, dile getirmeyen HDP’ye şark usulü bir kahramanlık gerekiyordu, bulundu. Esas oğlan dağları delecekti ve kült olacaktı. Maksat; üzüm yemek olmayınca, ilmik ilmik dokunan ve içerde-dışarıda her türlü direnişe karşın, on yıl öncesine göre hayal edilemeyecek aşamalar kaydeden bir konunun çözümünü kim takardı.
Hani şaşkın ve inanmak istemiyor ya insan, beden diline bakıyorum, (eş başkanları ve bilumum kıymeti kendinden menkul oluşumlara aldırmadan) ve Demirtaş’ın çok eğlendiğini fark ediyorum. Üç ihtimal canlanıyor kafamda. Ya kendisine Öcalan tarafından verilen bir vazifeyi yerine getiriyor ya bizim baş döndüren beyazların gazıyla ve Can Yücel’in dediği gibi, eninde sonunda kürkçü dükkanı dönen “solaki tilkilerden” oluyor ya da bu bir Öcalan’ı by-pass etme operasyonudur..
Üç seçeneğin de birbiriyle bu derece zıt olması da durumun vahametini gösteriyor. Kürtlerden nefret edenlerin, bırakın meclise girmesine aynı şehirde bile görmek istemeyenlerin, “Türkiye Türklerindir” mottolu gazete, Cumhuriyet, Cemaat, CHP, MHP, Saadet Partisi, The Guardian, NY Tımes, Ekonomist gibi gizli-açık ne kadar düzen koruyucu varsa onların rüzgarıyla coşmuş bir Demirtaş var karşımızda. Meclise girmek için bunların oyuna hiç ihtiyaç yoktu, pek ala bağımsız girip, grup oluşturup, ilk fırsatta Yeni Anayasa ile gidilecek yol çok daha saygın ve etkili olurdu. Asıl o zaman kahraman olur ve asıl o zaman kitle partisi olmanın alt yapısını oluşturmuş olurdu.
Bu derece makyavelist bir tutum, Kürt olmanın, bu topraklarda Kürt olmanın ve bunca acının üstüne, eşyanın tabiatına aykırı gibi bir şey. Tek olumlu tarafı, bu statükocu cenahın kimyalarını bozmuş olmak ve Fazıl Say’dan bile Kürt halkının da temsile ihtiyacı var, oy verin çağrısı yapması. Öcalan’ın verdiği görev belki de buydu, malum nefreti ve karşıtlığı kullanarak, onları dolaylı bir şekilde sürecin içine çekmek. İhtimali düşük bu seçeneği tercih ederken, hayal kırıklığı ve şaşkınlığımızı, ancak bunun bitireceğini düşünüyoruz.. Yok bu bir by-pass meselesi ise, Öcalan’ın da bir planı olacağını bilmeleri gerekir. Kandil’in ısrarla kongreyi toplamaması, silahların bırakılmaması, Gezi, Cemaat gibi konularda Öcalan ile HDP çizgi farkı, AK Parti ile herhangi bir koalisyonu kesin dille reddederken, diğerleriyle flört hallerini, filmin sonuna odaklanmış bir heyecanla izliyoruz.
Eğer bu bir takım çevrelerin gazına gelmekse…
Ezilmişin psikolojisini iyi bilir "beyaz hemşerilerim".. Önce göklere çıkartırlar, başı döner ezilmişin; bilinçaltına işlemiş, hatta kanıksanmış ötekililiğinden kurtulduğunu sanır bir nebze.. Uyuşturucu etkili övgülere mazhar olmak için daha daha daha fazla şirinlikler yapar. Aslında ben de sizin gibiyim türünden parendeler atılır.
Başardım sanır “öteki”! Yanıldığını anladığında, ne öteki, ne de beriki olur.. Asimilasyon bile daha evladır bu halden. Zira; bir ihtimal vardır.
Mesele çözülünceye kadar Kürt olan bizim gibiler için; dost acı söyler, bir cümle değildir sadece ve “tekerrür eden tarih değil, insanların aptallığıdır” diyen Çetin Altan da laf olsun diye kurmamış cümlesini..
Hakkın sahibini bulması dileğiyle…
Güldalı Coşkun / Sivil Düşünce G.Y. Koord.
http://www.milatgazetesi.com/milletce-sasiriyoruz/70123#.VXFmIdLtmkq
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018