Halil BERKTAY
[19 Mart 2016] Nelerden geçiyoruz ortalık toz duman; görünürde ilke, doğru siyaset, güvenilir ahlâk diye bir şey kalmadı.
Nelerden geçiyoruz millet barış geldi derken PKK kör kör parmağım gözüne yeni bir savaş başlattı güneydoğuda. Türkiye’de eşitlik ve özgürlük değil Suriye’de toprak ve devlet uğruna. Nelerden geçiyoruz bunu bile savunanlar, savaşı seçim kazanmak için asıl Erdoğan başlattı diye mazur göstermeye kalkanlar çıktı. Hâlâ inananlar var sağda solda.
Nelerden geçiyoruz Kürt halkı destek vermedi PKK’nın bu son macerasına. HDP’ye yüzde 90 oy verdiği yerlerde bile, sokaklara dökülmedi, yürüyüşe geçmedi, mitinglere katılmadı.
Nelerden geçiyoruz PKK inatla sürdürdü kitleden kopuk çizgisini. İlçe merkezlerinde hendekli barikatlı işgaller yoluyla kurtarılmış bölgelerde doğrudan kendi iktidarını kurmaya girişti. İki üç yıl hazırlanmışlar anlaşılan. Bunu barışçı demokratik bir çerçevede yerel özyönetim hakkının kullanılmasına benzetti. Yerel tabanı kalkan olur, Batı da ezilen bir halkı savunmak uğruna harekete geçer ve Türkiye’ye baskı yapar; sonuçta devlet üzerine gelemez, gelirse de katliam yapar sandı.
Nelerden geçiyoruz hiçbiri ama hiçbiri gerçekleşmedi. Tersine, hele örgütten soğuyan kalabalık Kürt kesimleri kaçıp gidince, PKK dar kentsel ortamlarda kapana kısılmış oldu. Kandil’in umduğunun tersine, güvenlik güçleri sivil halka büyük kayıplar verdirmeden ilerledi. Haftalar, aylar boyu bütün o mayınlanmış bodrumları, tuzaklanmış hendek ve barikatları birer birer temizledi. Silâh ve cephane depolarını bulup çıkardı. En önemlisi, yerel örgütlenme ağlarını kırıp dağıttı. PKK’nın aynı işgalleri tekrarlayabilecek kadro enfrastrüktürü, emir-kumanda zinciri paramparça oldu.
Nelerden geçiyoruz her koşulda devleti haksız, bütün ayaklanmacıları ise (hele silâha sarıldıklarında) romantize edip haklı bulmaya alışmış bir aydın solculuğu koştu yardıma. İçinde PKK’nın yaptıkları hiç geçmeyen; tersine, hükümeti güneydoğuda (soykırımın hukukî tanımına uyacak şekilde) katliam yapmakla suçlayan ve uluslararası kurumlara şikâyet eden bir bildiri yazdılar. 1128 öğretim elemanı imzaladı. Kendilerine “barış” istedikleri yakıştırıldı; “PKK’dan bir şey isteyemiyecekleri için elbette devletten istedikleri” yakıştırıldı. (Aynı gerçek dışı “barış” yakıştırması bugün, 19 Mart Cumartesi günü Serbestiyet’te yer alan bir yazıda da var. Buradan hareketle, söz konusu bildiriyi imzalayan ve/ya savunan herkese, faraza Mazlumder’in Diyarbakır Şubesi’nin 16 Mart’ta yayınladığı son açıklamada yer alan, bölgedeki duruma ilişkin bilgi ve anlatımlar hakkında ne düşündüklerini; doğru bulup bulmadıklarını; ya da hangisinin gerçek (veya daha gerçek) olduğunu sormak ihtiyacını duyuyorum.)
Nelerden geçiyoruz hepsi yalan; hepsi yalandı ve çok büyük tepki doğurdu. Öyle ki, aşırı da gitti ve yanlış şeylere yöneldi. Önde gelen bazı devlet ve hükümet adamları, içeriğinin siyasî eleştirisiyle kalmadı; hukukî suç duyurusunda bulundu ve polisi, savcıları göreve çağırdı. Zaten henüz ciddî surette demokratlaşmamış devlet aygıtının bütün kötü zihniyet ve uygulama refleksleri harekete geçti. Bir kısım taşra üniversitelerinde, rektörler liderlerin talimatlarına tereddütsüz uyup insanları paldır küldür cezalandırmaya girişti; kalabalık polis timlerinin bildiriye imza vermiş şu veya bu öğretim görevlisinin kapısına dayanması gibi çok tuhaf sahneler yaşandı ve medyaya yansıdı. Böylece durup dururken bir düşünce ve bilim özgürlüğü sorunu yaratıldı ve öne çıktı. Bu sefer buna karşı özellikle yurt dışında daha büyük tepkiler meydana geldi. Örneğin Amerika ve Avrupa’da ne kadar kalburüstü Osmanlı-Türkiye tarihçisi varsa, Başbakan Davutoğlu’na hitaben (bildirinin içeriğine gitmeksizin) sadece akademik özgürlüğü savunan çok güzel, çok anlamlı, çok dengeli bir mektuba imza koydu.
Nelerden geçiyoruz PKK yenilmeye devam etti bu arada. 6 ve 13 Mart Pazar akşamları, 24TV’deki Serbestiyet programında altını çizmiştim bu yenilginin. Siyasal aktörler her zaman doğru hesap yapmaz ve yaptıklarına herhalde bir bildikleri vardır diye bakılmaz; bazen, belki çoğu zaman da hatâ yaparlar düpedüz. Hattâ denebilir ki tarih nehri denen şey, çoğu zaman doğrularla değil, yanlışların ve öngörülmeyen sonuçların toplamı olarak akar.
Nelerden geçiyoruz en son Cizre’de, Sur’da, Silopi’de hep yenildi ve çok büyük kayıp verdi PKK. Bölgeden, halkın da bunu gördüğü ama Kandil’in inat ve ısrarla yenilgiyi kabul etmek istemediği yorumları geliyor. Ankara Güven Park patlamasının ardından, 15 Mart’ta Oral Çalışlar, Katliamla nereye varacaksınız? diye sordu. Yukarıda da değindiğim gibi, Diyarbakır Mazlumder 16 Mart’ta bir bildiri yayınladı, Şehirlerimizin Birer Birer Suriyeleşmesine Karşı Haykırıyoruz: Razı Değiliz, Artık Durun! diye. Hayır, 1128’ler gibi tek taraflı olarak devleti hedef almıyor; tersine, PKK’dan kaynaklanan asıl şiddet insiyatifinin nelere malolduğunu tane tane sayıyor. 1128’lerin kulak asmadığı, ya da yerine konuşmaya kalktığı sessiz Kürt halkının sesini, şikâyetlerini duyuruyor. Gene 16 Mart’ta Abdullah Kıran, “Cizre, Sur, Silopi, Silvan ve Varto örnekleri ortada dururken, bu kez Şırnak, Yüksekova ve Nusaybin gibi yerlerde aynı eyleme girişmek; bu, akıl ile açıklanacak bir durum değil” diye yazdı (bkz Çare, sivil siyaset ve reformlar). 17 Mart’ta Gürbüz Özaltınlı, PKK’nın bu çizgisinin “HDP’yi siyaseten gömdüğü”nü vurguladı (bkz Olanı anlamaya çalışmak).
Nelerden geçiyoruz bugün (19 Mart), bu sefer Cengiz Alğan çok kapsamlı bir dökümünü çıkarmış PKK’nın yenilgisinin (bkz Yine mi orak, yine mi çekiç?). Cemil Bayık’tan bile örtük başarısızlık itirafları. Son bombalamalara HDP ve DTK’dan kınama; ÖDP’ten (Alper Taş’tan) “alçaklık” nitelemesi; Doğan Medyasından tek tek ve topluca çok sert tavır alış (Ertuğrul Özkök’ün PKK’yı IŞİD’e eşitlemesi, ki TC+IŞİD bağlantısı iddialarının yüzde yüz zıddını yansıtıyor). Özetle, bütün dost ve müttefiklerin uzaklaşması. Öte yandan, Suriye’de görür gibi oldukları fırsat penceresinin de giderek kapanması. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan, önce Suriye’de bir Kürt özerk bölgesi öngörmedikleri açıklamasının gelmesi; ardından (ve PYD’nin 17 Mart’ta “Suriye federasyonu için hazırlık yaptıkları” beyanına cevaben), Mark Toner’ın ağzından aynı açıklamanın genişletilerek tekrarı. Ayrıca, ABD’nin PYD’yi terör örgütü saymamasına karşın, çeşitli Suriye muhalif gruplarının PYD’yi öyle gördüklerini vurgulaması, doğrudan doğruya hedef alması; “bitirmeye” söz vermesi. Cengiz Alğan tek tek hepsini sıralamış; uzun alıntılarla kanıtlıyor.
Nelerden geçiyoruz esasen PKK bu yüzden sağı solu bombalamaya girişti. Peşpeşe Ankara Merasim Sokak, Ankara Güven Park ve şimdi, saat 11 sularında ben bu satırları yazarken meydana gelen İstanbul İstiklâl Caddesi saldırıları, sadece tek tek canlı bombacıların değil, bir bütün olarak KCK ve PKK’nın intihar eylemleri bir bakıma. Yanlış yoldan geri dönememekten; çıkışsızlık ve umutsuzluktan kaynaklanıyor. İnsan hayatı karşısında rastgeleci bir nasırlanmışlıkla, savaşı Türkiye’nin sıradan sivil halkına taşıyor ve topladıkları nefreti ya algılamıyor, ya umursamıyorlar. TAK yapıyor; Cemil Bayık, Mustafa Karasu ve Sabri Ok alkışlıyor. Artık hedefleri, Cemil Bayık’ın ifadesiyle “Erdoğan’ı ve AKP’yi devirmek”ten ibaret. Bunu da ne olursa olsun Türkiye’yi kaosa sürükleyerek gerçekleştirmeyi hayal ediyorlar.
Nelerden geçiyoruz kamuoyunda bir kısım yorumcu da tam buna destek veriyor. Bazılarına sorarsanız, TAK katliamlarından da bir şekilde AKP, Erdoğan ve hükümet sorumlu. Çünkü memleketi bu hale (güya) onlar sürüklemiş. Maalesef Hasan Cemal, (T24’te) Yazık bu ülkeye, bunları hak etmiyor derken, aslında timsah gözyaşları döküyor; AKP ve Erdoğan bunları hak ediyor demek istiyor ama diyemiyor; ağzından, kaleminden böyle bir şey çıkıyor. Maalesef Ahmet Altan, PKK’nın kurbanları diyemiyor; işi Yasadışı rejimin yaktığı yangının kurbanları’na bükmeye çalışıyor (Diken, 15 Mart). Bunlar da bir çeşit, PKK ve TAK için mecazî anlamda tencere tava çalmak anlamına geliyor.
Nelerden geçiyoruz 10 Ekim 2015’te HDP’nin önderliğinde düzenlenen Barış Mitingi’ne karşı, Ankara Garı önünde büyük bir terör saldırısı meydana gelmiş; 107 kişi ölmüş, 500 küsur insan yaralanmıştı. Ardından, faturayı “katil” hükümete çıkarmıştı, Selâhattin Demirtaş, hemen bütün HDP ve solcu destekçileri. Bizim üniversitede, örneğin (ve herhalde daha birçok üniversitede), aynı yorum doğrultusunda “Katilleri tanıyoruz, affetmeyeceğiz, unutmayacağız” protestoları düzenlenmiş, pankartları asılmıştı. Bir kısım öğrenciyle birlikte bazı öğretim üyelerimiz de katılmıştı. Katılmasak da, demokratik haklarıydı; özgür bir iç ortamın icabıydı. Ardından, söz konusu meslekdaşlarımızın bazıları 1128’ler bildirisine de imza attı. Keza, katılmasak da demokratik haklarıydı; özgür bir iç ortamın icabıydı.
Nelerden geçiyoruz birinci Ankara’nın (Gar) ardından, ikinci Ankara (Merasim Sokak) ve üçüncü Ankara (Güven Park) patlamaları geldi, sırasıyla 17 Şubat ve 13 Mart’ta. Her birinde, 107 değilse de 30-40 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan da yaralandı. Üstelik, haydi diyelim ki birinci Ankara (Gar) katliamında devlet parmağından şüphe etmeyi sürdürüyorsunuz; oysa Ankara-2 ve Ankara-3’te böyle bir şüpheye de yer yok, zira bütün delil ve teşhislerle birlikte, PKK ve TAK’ın sahip çıkması da ortada. İster istemez sormak ihtiyacını duyuyorum: Ankara-1’i protesto eden sevgili öğrencilerimiz ve öğretim üyesi arkadaşlarımız, Ankara-2 ve Ankara-3 hakkında neden hiç sesiniz çıkmıyor? Bu katilleri de “tanıyoruz” diyebiliyor musunuz? Yoksa bir zorluk mu çekiyorsunuz tanımakta? Bu eylemleri benimseyip onayladığı (belki emrini verdiği) aşikâr olan Cemil Bayık’ları da “affetmeyecek” ve “unutmayacak” mısınız? Neden çıkıp söylemiyorsunuz bunu? 1128’ler bildirisinin değerli imzacıları, hiç olmazsa bu son iki ve şimdi İstiklâl Caddesiyle birlikte son üç katliam, size ne söylüyor PKK’nın ne olduğu, nerede durduğu, sizin o sadece “devlet kıyımı”ndan söz eden metninizin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı konusunda? Hiçbir çelişki veya tutarsızlık görmüyor musunuz arada? Yoksa (bütün “barış” vb lâflarınıza karşın) kafanızın bir köşesinde belirli bir haklı cinayet - haksız cinayet, haklı katliam - haksız katliam ayırımını mı saklı tutuyorsunuz?
Nelerden geçiyoruz bir de Anayasa Mahkemesi kararı çıktı bütün bunlar yaşanırken. Gerekçesi de açıklandı; dâvânın esasına müdahale etmediği, tutukluluk açısından bir hak ihlâlini düzeltmeyi amaçladığı netlik kazandı. Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ancak sessiz kalırım”ından sonra duramayıp devam eden “uymuyorum… kabul etmiyorum… saygı dumuyorum” feveranıyla birlikte, iktidar basını mahkeme kararına veryansın edince -- hattâ bazı yorumcular (mealen) “Erdoğan halkın seçtiği cumhurbaşkanı ve sessiz çoğunluğun sesi olduğu için haklıdır” gibi, demokrasi teorisi açısından ne anlama geldiği belirsiz savunmalar kaleme alınca -- bir kere daha tamamen yersiz ve gereksiz bir AYM ve Dündar-Gül cephesi açıldı. Uluslararası kamuoyunda gene Türkiye okkanın altına gitti. Can Dündar ve Erdem Gül, tutukluluklarıyla olduğu gibi tahliyeleriyle de kahraman haline getirildi.
Nelerden geçiyoruz Türkiye’nin o “demokratikleştiremediklerimizden misiniz” dedirtici devlet aygıtı ve yargı mekanizmasının çarkları da bir kere harekete geçirildiğinde durdurulması imkânsız bir şekilde dönmeye ve öğütmeye devam ediyor bir yandan. 1128’ler bildirisine ilk reaksiyonu içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve çağırdığı savcılar, şimdi İstanbul’da sayıları 700 küsur olarak bildirilen öğretim elemanlarının tek tek ifadelerini alıyor. “Terör örgüütünee destek” gibi mevhum iddialar temelinde, ilk üçü tutuklandı bile. Oysa yüz kere, bin kere yazıldı; o bildiride hiçbir suç yok. “Etkileri itibariyle PKK’nın değirmenine su taşıyabilir” tesbitine siyasî bakımdan katılırım, ama böyle bir suç tanımı mevcut değil, Ceza Kanunu’nda. O yüzden, 15 Mart Salı Akşamı CNN’de Şirin Payzın’ın programına çıkan Oral Çalışlar “protesto ediyorum” dedi bu karar için. Etyen Mahcupyan ise 17 Mart’ta Karar’da çıkan (ve Serbestiyet’e de aktarılan) yazısına, “AK Parti’yi vurmak gibi bir kasıt yoksa, hukukun taammüden katli herhalde budur” diye bir not düştü. Hem Oral’a hem Etyen’e katılıyorum. O üç öğretim üyesinin serbest bırakılması için doğru dürüst (çaktırmadan görüşlerini aklamaya kalkışmayan) bir bildiri önüme gelirse, tabii imzalayacağım. Karşı olduğum fikirler için de özgürlük istemekten vazgeçmeyeceğim.
Nelerden geçiyoruz bir de Bilgi Üniversitesi’nden Chris Stephenson diye, 28 yıldır Türkiye’de yaşayan ve çalışan bir öğretim üyesi, Adliye önündeki protestolar sırasında “HDP’nin Newroz çağrısını dağıtıyor” diye ve “terör örgütüne yardım” iddiasıyla sınırdışı edilmek istendi bu furyada (Kahane ve Tietze’nin Lingua Franca of the Levant sözlüğüne göre furia, bugünkü “öfke” anlamını yüklenmeden önce, gemicilik ve denizcilikteki orijinal anlamıyla “büyük balık akını” demek). HDP taraftarı olabilir; ne yapalım. Eşi, HDP Rize milletvekili adayı da olmuş olabilir; ne yapalım. Dağıtmadım diyor ama, dağıtmış da olabilir söz konusu HDP bildirisini. Bunlar, kendi siyasî tercihleri. Hiçbirinde suç yok. Derken, ne olduysa Stpehenson eşi ve kızıyla Türkiye’den ayrılıp Londra’ya uçuverdi. Sınırdışı edildi diye yayıldı haber. Şimdi anlaşılıyor ki sınırdışı edilmemiş aslında; nitekim yarın (Pazar) dönüyorlarmış. İyi de, nereden çıktı bu yanlış haber? Nasıl yayıldı? Karışıklıksa nasıl bir karışıklık, beceriksizlikse nasıl bir beceriksizlik? Ne olursa olsun, bir kere daha Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda haksız çıkmasına ve mahkûm edilmesine yaradı.
Nelerden geçiyoruz şimdi de fezlekeler gündemde. Davullar çalınıyor, dört beş HDP’li milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için. “Meclis görevini yapsın, dokunulmazlıkları kaldırsın, işi yargıya bıraksın.” Hayır, katılmıyorum. Bence yanlış siyaset. Bu noktada AK Parti ve hükümetin tercihi, hukuken cezalandırmaktan değil, âlicenaplık yoluyla etik üstünlüğü yitirmemek ve hattâ arttırmaktan yana olmalı. Hukuken, kabul ederim ki Selâhattin Demirtaş veya Tuba Hezer’in dokunulmazlıkları pekâlâ kaldırılabilir. Ama siyaseten, çok yanlış olur AKP açısından. Tersine, Başbakan Davutoğlu pekâlâ çıkıp şöyle seslenebilir HDP’lilere:
“Nelerden geçiyoruz. Bakın, sizin ne yaptığınızı ve nerede durduğunuzu çok iyi biliyoruz. Çok büyük bir yanlışa gömüldünüz. Ne yârdan vaz geçebiliyorsunuz ne serden -- ne PKK’dan, ne de barışçı demokratik siyasetten. Bir bıçak sırtında, Sırat köprüsünde, azap çekip duruyorsunuz. Ve şimdi gelip bize umut bağladınız, sizi bu ızdıraptan kurtarırız diye. Dokunulmazlıklarınızı kaldırsak, hattâ partinizi kapatsak, çok sevinirsiniz aslında. Hem mağduriyet pelerininize tekrar sarınır, hem de bıçak sırtında siyaset yapmaya çalışmak imkânsızlığından kurtulur, evlerinize gidip paşa paşa dinlenir, yüreğinizi soğutur, rahatlarsınız. Fakat hayır, size tanımayacağız bu fırsatı. Dokunabiliriz ama inadına dokunmayacağız siyasî haklarınıza. Oturun oturduğunuz yerde. Görün halkın tepkisini. Her gün yaşayın bu eğretiliği, bu ‘haltettik’ hissini. Millet sizi vicdanında yargılasın. Sonuçlarını bir sonraki seçimlerde yaşayın.”
Nelerden geçiyoruz…
Hayat böyle Federico, / ey babayiğit, / ey kara sevdalı adam. / Sana / dostluğumun sunabilecekleri / işte bunlar… / Sen de epeyce şey biliyorsun / şimdiden; / yavaş yavaş, daha da / öğreneceklerin var.
(Enver Gökçe’den, hafif oynanmış bir Neruda çevirisi; Federico Garcia Lorca’ya Ağıt).
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024