İbrahim Kahveci
Son rakamlara göre 2020 yılı 2. çeyrekte kamunun personel sayısı 4 milyon 767 bin kişiye ulaşmış.
Bu personelin 2 milyon 944 bini kadrolu, 497 bini sözleşmeli, 1 milyon 161 bini sürekli işçi ve kalanı da diğerleri olarak sınıflanıyor.
Bu personelin 3 milyon 849 bininin maaşı genel bütçe kapsamında ödeniyor. Kamu bankaları gibi KİT’lerde ise 209 bin kişi çalışıyor. Belediye ve il özel idarelerinde de 710 bin kişi çalışmaktadır.
TÜİK ve diğer kamu sitelerinde maalesef eski verileri bulamadım. 2007 yılında kamuda 3 milyon toplam çalışan varmış. O yılın nüfusu ise 70,6 milyon kişi. Yani 2007 yılında her 23 kişiden 1’i kamuda çalışıyormuş.
Geçen yıl (2019) nüfus 83 milyon 154 bin kişiymiş. Bu yıl yaklaşık 84 milyon 250 bin kişi olması bekleniyor. Yani artık her 17 kişiden 1’i kamuda istihdam ediliyor.
2007 yılında her 6,5 çalışanın 1’i kamuda istihdam edilirken, artık bu sayı da 5,5’e düşmüş durumda.
***
SGK verilerine göre Haziran 2020 itibari ile kayıtlı çalışan sayısı 20,4 milyon kişidir. Buna karşılık emekli maaşı alanların sayısı 13,1 milyon kişi.
2007 yılında sigortalı çalışan sayısı 14,8 milyon iken, emekli sayısı 8,3 milyon kişiydi.
Aslında bu verilerin somut göstergesi bütçede görülüyor.
SGK 2019 yılında 465 milyar lira emekli maaşı ve sağlık gideri harcaması yaparken, bu paranın 197 milyar lirasını Hazine’den aktarılan kaynakla gerçekleştirmiş.
Feci bir rakam.
Bu yıl ilk 6 ayda ise Hazine’den SGK’ya aktarılan kaynak 123 milyar liraya ulaşmış bile.
Yine geçen yıl bütçeden kamu personel maaş ve SGK primlerine toplam 293 milyar lira harcama yapılmış. Bu yılın ilk 6 ayında ise 170 milyar gitmiş bile.
Bütçenin kamu personel gideri ve SGK’ya aktarılan kaynak toplamı 2019 yılında 489,7 milyar liraya ulaşmış. Bu yılın ilk altı ayında ise bu gider şimdiden 293,3 milyar lira olmuş.
Ya da olayı şöyle izah edelim:
2019 yılı;
Bütçeden kamu personel ve SGK açık gideri için 489,7 milyar lira harcanmış. Ama aynı dönemde toplanan vergi geliri 673,3 milyar liradır. Yani koca ülkede iğneden ipliğe alınan her türlü verginin yüzde 72,7’si SGK açıkları ve kamu personel giderine harcanmış.
2020 yılı ilk altı ayında ise 335,9 milyar lira vergi gelirine karşılık SGK ve kamu personeline ödenen para 293,3 milyar liradır. Yani vergi gelirlerinin yüzde 87,3’ü etmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki, senin aklın fikrin emeklinin ve memurun maaşında mı? Yok mu başka giderler veya israf...
Orası da tam bir felaket zaten. Hazine garantileri yeni bir kara delik olarak karşımızda. Ama unutmayın ki Hazine garantileri için mesela Özal ve Demirel’in imza attığı 1. ve 2. Boğaz Köprülerinin geçiş fiyatı 5 yılda 3,40 liradan 10,75 liraya yükseltildi. Bu tür dolaylı vergiler bütçede zaten yok.
Şehir hastaneleri zaten 2022 yılında ayrı bir kamu gideri olacak. Şimdiden sağlığınızı korusanız da çare yok; O Hazine Garantili Müteahhitlerin parası ödenecek.. 84 milyon bunları ödeyecek.
***
Kısaca Devlet Bütçesinde akıl koptu.
2003-2008 arasında aslında Kamu Personel ve SGK açıkları vergi gelirlerinin yüzde 50’si seviyesindeydi. Bu orana yeniden dönmemiz gerekiyor. Hatta kamu personel ve SGK yükünün bütçe ağırlığı yüzde 40’lara bile indirilmelidir.
Peki bu nasıl olacak?
Bu açıklar veya giderler yeni vergiler veya vergi artışları ile karşılanamaz. En azından bu iktidar yok Ayasofya yok DAVA söylemleri ile çok rahat topluma yeni vergiler yükleyebiliyor. Ama ülkeyi yönetmeye aday diğer partilerin böyle bir lüksü olamaz.
O zaman başka çareler aramak zorundayız.
Ama bildiğimiz bir şey var ki; bütçe bile artık hizmet olmaktan çıktı. Geriye bir tek Merkez Bankası kaldı diyeceksiniz. Onun da kasasını zaten boşalttılar.
Aslında ekonomi bitti başlığı bile eksik. Ülke bitti desek sıkıntıları ifade etmiş olur muyuz?
Bu kadar parasal açık, bu kadar kötü yönetim ve ardından gelen parasal genişleme ile durum hiç iç açıcı değil. Bizi bekleyen tehlikeleri düşündüğümde adeta deliriyorum. Bilmemek kadar güzel şeyin olduğunu 2017 yılında çok söylemiştim. Galiba bilmemek en iyisi.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025