İbrahim Kahveci
Önce dünyada bulunmayan ama bizim ısrarla dile getirdiğimiz teorinin kısa bir özgeçmişine bakalım:
Ocak 2015: “Ne diyorlar? İnsanı böyle adeta çıldırtacaklar; enflasyon düşerse faizi düşüreceklermiş. Bu anlayış, anlayış değil, bu yanlış bir mantık; doğru bir mantık değil çünkü enflasyon sebep, faiz netice değildir. Faiz sebep, enflasyon neticedir.”
Ekim 2017: “Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada hala değil. Faizlerdeki düşüşü başaramazsak birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu bir defa halletmemiz lazım. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? Ondan sonra lanetle de karşı karşıya kalırız. Birçok sefil ailelerle de karşı karşıya kalırız. Faiz lobilerinin yaklaşımları ile adım atamayız. Onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz. Enflasyonda hala düşüşü sağlayamıyoruz, yüksek faiz sebebiyle. Bu benim iddiam. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer. ‘Şu anki anlayış ters orantılıdır’, hayır ya ters orantılı değil, gördük. Göreve geldiğimizde faizi düşürdük enflasyon da ona bağlı olarak düştü.”
Eylül 2018: “Hadi Merkez Bankası faiz artırıyor. Özel bankalara ne oluyor? Yüzde 50’li faiz oranları size bir şey kazandırıyor mu? Böyle kazanç ancak eroin tüccarlarında olur. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. ‘Enflasyon sebeptir, faiz neticedir’ diyorsan bu işi bilmiyorsun arkadaş. Faizin oranını sen tespit edersin, enflasyon o akışta kendiliğinden oluşur. Ben bugüne kadar Merkez Bankasının, açıklamış olduğu enflasyon oranlarını tutturduğunu görmedim.”
Ağustos 2019: “Faizler düşüyor. Faizlerin düşmesiyle beraber enflasyondaki gerileme de sürecek. Piyasadaki canlanma yeniden ivme kazanacaktır. Biz sabredersek, çalışırsak, üretirsek, dik durursak, hepsinden önemlisi sürekli ‘öldük, bittik’ diyerek millete karamsarlık aşılamaya kalkan felaket tellallarına kulak asmazsak, Allah’ın izniyle yarınımız bugünümüzden çok daha güzel olacaktır.”
Ekim 219: “Ekonomide sağladığımız istikrar sayesinde enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeyi başardık. Faiz indirilmek suretiyle enflasyonun da indiğini görüyoruz. Farklı etkenler de tabii ki bu arada yok değil ama bu işin ana belirleyeni faizdir. Faiz de enflasyonun ana tetikleyicisidir. İddia ile söylüyorum faiz sebep, enflasyon neticedir. Bunu birileri hâlâ enflasyon sebep, faiz neticedir safsatasıyla batıcı bir zihniyetle bizi aldatmaya çalışıyor.”
Kasım 2019: “Ülkemize geçtiğimiz ağustos ayından itibaren kurulan döviz kuru, faiz ve enflasyon üçgeninde kurulan oyunu bozduk. Faizi düşürdükçe enflasyon düşer dedim. Bu olduğu zaman büyüme hızlanır dedik. Bakın şimdi bu sistem değişince önceki Merkez Bankası başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyor adam. Yeni arkadaşımızla yola deva ettik. Faiz oranlarını düşüreceğiz dedik. Faiz çünkü bir ülkenin kalkınmasına en büyük kötülüktür. Yatırımı durdurur ve sizin büyümenizi engeller. Bu adımlar atılınca hava değişti ve enflasyonda tek haneye geldik. Ve döviz kurunu nispeten stabil hale getirdik.”
Ocak 2020: “Çok kısa zamanda 2019 yılı içerisinde faizi düşürdük. Düşürdükçe de neredeyse tek haneli rakamı yokladı. 2020’de tek haneli rakama faiz de enflasyon da gelecek. Bu neyi getirecek? Bu bir yatırımı getirecek. Ciddi manada yatırımlar artacak.İnancım şu, sebep netice ilişkisi. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir ve doğru orantılıdır. Faizi düşürdükçe, enflasyon da düşer. Ters orantılı değildir. Benim tezim hala budur. Olay öyle domates, patates meselesi falan değil. Bunların hepsi hikaye. Onlar yan meseleler. Bu yeni hükümet sisteminde Merkez Bankası Başkanını da görevden alma yetkisi var. Tabii bu yetki gelince baktım ki Merkez Bankası Başkanı laf dinlemiyor gene bildiğini okuyor, görevden aldık. Bunu yaptıkça yatırım artacak. Yatırım arttıkça istihdam artacak. istihdam arttıkça rekabet gücün artacak. Rekabet gücün arttıkça bir de bunun yanında üretimin artacak. Faiz yüksek olunca bunların hiçbiri olmaz. Şimdi biz bunu yakalıyoruz. 2020 inşallah bunun sinyallerinin bizim için verildiği yıl olacak.”
***
Geçen hafta faiz artıran Merkez Bankası açıklamasında şöyle diyor: “Güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.”
Fiyat istikrarını desteklemek için 200 baz puan faiz artırmak ne demek oluyor? Yıllardır dile getirilen bir teorimiz vardı bizim. Londra’da bile açıklamıştık bunu. (Gerçi salonda gülüşmeler olmuş ve yeniden Mehmet Şimşek’i izahat için geri göndermiştik)
Evet, ülkemizde tablo bu.
Enflasyonu düşürmek için yapmamız gereken yol haritasını Cumhurbaşkanı Erdoğan çizmiş. “Faizi indireceksin ki, enflasyon düşsün” demiş.
Peki bu sadece bize ait olan teori başımıza ne işler açtı?
Son hızlı faiz indirimi 26 Temmuz 2019’da başladı. Yabancı para mevduatı 216 milyar dolardı. Dolar kuru ise 5,60 seviyesindeydi.
Şimdi yabancı para mevduatı 243 milyar dolara çıktı. Dolar kuru ise 7,70’e.
Kur artışı (ortalama kur) faiz indirimlerinin başlaması ile 13 ayda yüzde 40’a ulaştı (eroin ticaretinde yok bu kar). Bu rakam sadece dış borçlarda 900 milyar liralık yeni maliyet anlamına geliyor.
Kamu Özel İşbirliği projelerine verilen Hazine garantisi 150 milyar dolar ve buradaki maliyet artışı da 320 milyar lira.
Yıllık ithalat ise 200 milyar dolar ile toplam 420 milyar liralık ek pahalılık anlamına geliyor.
İç borçlanmada da dövize dayalı tutarın getirdiği kur artışı maliyeti şimdiden 80 milyar liraya ulaştı bile.
Kısaca nereden bakarsanız bakın son 13 ayda sadece kur maliyeti dolaylı etkilerle beraber 2 trilyon liraya geldi dayandı.
Acaba bu kadar büyük maliyetli bir teori Dünyanın hangi ülkesinde uygulanabilirdi? Ya da bu yanlış teoriyi uygulayanlar çark ettiğinde toplum faturayı sineye mi çekerdi? Ya da hesap sorar mıydı?
Galiba bir kez daha kandırıldık, aldatıldık diyerek bu işi örtebilir miyiz; ya da yanlış yapanların, laf dinlemeyenlerin hesabını görebilir miyiz?
Bekleyip görelim.
***
Bu teoriye göre eroin ticaretinde olmayan karı bankalar kazanmayacaktı ama dövizciler kazandı. Yine bu teoriye göre yatırım artacak, istihdam olacaktı ama bırakın yatırım ve istihdam artışını, mevcut fabrikalar bile kapandı ve istihdam azaldı.
Yine bu teoriye göre cari açık azalacak ve sıkıntılar bitecekti. Ama o işte de tam tersi oldu ve cari açık yedi ayda 21,6 milyar dolara yükseldi.
Ve yazıyı 24 Haziran 2018 seçimlerinden az önce yapılan konuşma ile bitirelim:
“24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin; ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılı göreceksiniz”
Haziran 2018:
“Bizim kaderimizi biz belirleriz. Bunu Hans’a, George’a asla bırakamayız. Yüksek faiz ile ülkemizi ayağa kaldıramayız. Yatırımcıyı güçlü kılacaksak faiz düşük olmalı. Girişimci yüksek faizle neyin yatırımını yapacak? Elin bankaları kazanmıyor mu? Japonya eksi faizle çalışıyor, ABD 2’ler bilemedin 3’te. Onların bankaları böyle çalışıyor da bize ne oluyor. Faizin böyle olduğu bir ülkede siz yatırım yapabilir misiniz? Bunu değiştireceğiz, bu işin lamı cimi yok. Faizi yüzde 63’ten aldık, yüzde 4.6’ya kadar indirdik. Batı çıldırdı. Gezi olayları ile faiz ve enflasyon yeniden çift haneye çıktı. 24 Haziran ile birlikte yerlisine de yabancısına da bunu göstereceğiz. Yüksek faizle biz ülkemizi ayağa kaldıramayız. Girişimci yüksek faizle neyin yatırımını yapacak? 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.”
Son Not: Sanayici ile her buluşmasında ‘yatırım ve büyüme için ‘düşük faiz’ teorisinden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Gaziantep’te 300 fabrika açılış töreninde konuştu. Ama bir gün önce faiz artıran Merkez Bankası vardı ve Cumhurbaşkanı konuşmasında kendi “FAİZ TEORİSİNE” hiç girmedi.
Teori raftan kalktı. Ama 2 trilyon lira maliyetle.
Ya da GSYH’nın yarısını götürerek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025