İBRAHİM Ö. KABOĞLU

1876 (1909), 1921, 1924, 1961, 1982 şeklinde sıralanan yıllar, hem şeklî ve hem de içerik olarak, Osmanlı-Türkiye anayasal gelişmeleri bakımından, dönüm tarihlerini ifade eder. 20 Ocak 1921 tarihli “Teşkilât-ı Esasiye Kanunu” (TEK), bir “en”ler ve “ilk”ler Anayasası olarak da nitelenebilir: “en” demokratik, metin olarak “en” kısa, uygulama süreci olarak da “en” kısa.
Ulusal egemenlik fikrini somutlaştıran bildirilerin kabul edildiği. Erzurum ve Sivas kongreleri (7 Ağustos ve 11 Eylül 1919), 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan BMM’ye giden yolu açmışlardır. 20 Ocak 1921 tarihli TEK, Türkiye’nin anayasacılık hareketleri içerisinde, kendine özgü birçok yönüyle ilklerin Anayasasıdır. Dünyada eşine az rastlanır bir biçimde, bağımsızlığını yitirmiş bir devletin uğramış olduğu işgale karşı gelişen meşru mücadelenin hukuki esasları, 1921Teşkilât-ı Esasiye Kanunu ile belirlendi. Yerelden merkeze doğru gelişen ve demokratik bir örgütlenme modeli ile oluşan TBMM, ulusal kurtuluş savaşını demokrasi ve hukukla yönetmiş, aynı zamanda ulusal egemenlik anlayışına dayanan yeni bir devlet kurmuştur. TBMM’nin kurucu meclis olarak oluşumu ve çalışma biçimi ile yeni devletin kurucu anayasasının ilkeleri, o güne kadarki siyasal ve anayasal gelişmeler açısından devrim niteliğindedir. 1921 Anayasası’nın yapılışı üç boyutlu bir öneme sahiptir: Osmanlı-Türk anayasal gelişmeleri içerisinde taşıdığı değer, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi ve hukuka dayanan temel kuruculuk esaslarını belirlemesi ve bu belirlemenin günümüze ve geleceğe etkisi.
İlk ve son asli kurucu iktidar
1921 Anayasası, “hazırlanış ve kabul özellikleri bakımından Osmanlı-Türk anayasacılığının en demokratik, belki de tek demokratik örneğidir” 1921 Anayasası, aynı zamanda, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nde, “millî iradeyi lâyıkıyle temsil eden bir meclis tarafından yapılmış olan tek anayasa”dır
23 Nisan 1920’de toplanan Büyük Millet Meclisi (BMM), üç kanaldan gelen üyelerden oluşuyordu. Heyet-i Mebusan’dan gelen üyeler (Aralık 1919 seçimlerinde belirlenmişti); nüfuslarına bakılmaksızın her livadan eşit olarak seçilen 5’er mebus (belediye meclisleri ve Müdafaa-i Hukuk örgütlerinin yerel yönetim kurulu üyeleri bir tür “ikinci seçmen” sayılmışlardır). Malta Adası üçüncü kanalı oluşturuyordu.
BMM açıldığında, ilk oturumda 115 mebus vardı. Sonradan gelenlerle bu sayı 365’e kadar çıktı (18 Ağustos 1920). Mebuslar partili olmamakla birlikte, “II. Meşrutiyet ve hatta Abdülhamit günlerinin siyasal faaliyetleri içinde pişmiş kişilerdi; çoğu da Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin aktif elemanıydı”.
Birinci BMM, milleti hukuken temsil etme özelliğinin yanında, sosyolojik temsil niteliğine de sahiptir. Bürokrat kökenli üyelerin yanı sıra, çiftçiler, serbest meslek mensupları, ticaret erbabı, din adamları, gazeteciler vb. grupların yarattığı “çoğulcu” tablo, yerini ikinci ve daha sonraki dönemlerde, asker-sivil bürokratik kökenli üyelere bırakacaktır. İlk dönem BMM’nin bileşimi, çok partili meclislerin görünümünü andırmaktadır. Bu toplumsal ve düşünsel eşitlik, Meclis’teki tartışmaların itici gücünü oluşturmuştur. TEK, içeriği yönünden olduğu kadar, görüşülmesi ve kabulü açısından da Türkiye siyasal tarihinin en ilginç belgelerinden biridir. İki ay kadar süren anayasa görüşmeleri çok hararetli geçmiştir. Anayasa hakkındaki Meclis görüşmelerinin incelenmesi, “Birinci Büyük Millet Meclisinin idealizmi, vatan sevgisi, bağımsızlık aşkı, siyasî olgunluğu, millî olgunluğu, millî egemenlik ve halkçılık ilkelerine tartışmasız bağlılığı konularında sayısız kanıtlar sağlamaktadır”. Meslekî temsilden referandum ve halk teşebbüsüne kadar pek çok anayasal formülün ciddiyetle tartışıldığı Anayasa görüşmeleri, Birinci BMM’nin sosyal ve fikrî yapısındaki çeşitliliği de yansıtmaktadır.
Anayasa görüşmelerinde, devrimciler ve muhafazakârların, temel sorunlarda bu ara dönem için birliktelik formülleri üzerinde anlaşabilmiş olmaları ilginçtir. Bununla birlikte, Birinci BMM içinde başlangıçtan beri açığa vurulmuş olan siyasal eğilimler, TEK’in görüşüldüğü günlerde henüz siyasal gruplar halinde belirginleşmiş değildi. BMM’de Mustafa Kemal taraftarlarından oluşan Birinci Grup Mayıs 1921’de, onun muhaliflerini bir araya getiren İkinci Grup ise, 1921 sonları ve 1922 başlarında ortaya çıkmıştır.
“En” kısa olması ne anlama gelir?
TEK hem madde sayısı, hem de düzenleme alanı olarak “en kısa” Anayasa’dır. Görüşme usûlleri ve kabul ediliş biçimi bakımından (yasalar gibi yapıldığından), Osmanlı-Türkiye anayasa tarihindeki tek “yumuşak anayasa”dır. TEK’i yapan Meclis, bu özelliğiyle, siyasal tarihimizde “halkın serbest iradesiyle seçilmiş tek kurucu meclis” olmanın ötesinde, devlet için de kurucu bir işlev görmüştür.
20 Ocak 1921 tarihli ve 85 sayılı yasa ile kabul edilen TEK, 23 madde ve “madde-i münferide”den (bir ayrı madde) oluşan kısa bir çerçeve anayasa niteliğindedir. (Bunun başlıca iki nedeni var: Kanun-ı Esasî’nin TEK ile çelişmeyen hükümleri yürürlükte sayılmış; çeşitli eğilimlerin yarıştığı Meclis’te bir “geçiş dönemi”nin asgarî ortak noktalarının saptanmasıyla yetinilmiştir).
Kişi hak ve özgürlükleri ile yargılama gibi temel anayasa konularını düzenlemeyen TEK’in içeriği, dört grupta toplanabilir:
♦ “Türkiye Devleti”: Osmanlı İmparatorluğu’nun var olduğu tarihte onun toprakları üzerinde çıkarılan TEK, “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur” (md. 3) hükmüne yer vermiştir. Türkiye Devleti deyimi, “etnik kökeni, dili ve kültürü ne olursa olsun, belli bir siyasal coğrafya (Misâk-ı Millî sınırları) içinde yaşayan insanların siyasal birleşmesinin en üst noktası olan yeni devleti bütün kucaklayıcılığıyla ifade ediyordu”.
♦ “Egemenlik”: Egemenliğin kayıtsız millete ait olduğunu öngören birinci maddeye göre, “İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir” (dayalıdır). Egemenlik hakkının sahipliği konusundaki köklü dönüşümden sonra, bu hakkın kullanılışı bakımından da, yarı-doğrudan demokrasi anlayışını çağrıştıran bir düzenleme söz konusudur. Ne var ki, 2. madde, “Büyük Millet Meclisi milletin yegâne ve hakikî mümessilidir” kaydını öngördüğünden, temsilî demokrasinin benimsendiği görülmektedir. Anayasa görüşmeleri sırasında önerilen referandum ve halkın kanun teklifi kurumları kabul görmemiştir.
♦ “Erkler Birliği ve Meclis Hükûmeti”: TEK, “İcra kudreti ve teşri selâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder” (md. 2) hükmüyle erkler birliği ilkesini benimsemiştir. Böylece BMM, kuruculuk ve yasama yetkilerine ek olarak yürütme yetkilerini de üstlenmiştir (md. 3).
♦ “Yerinden yönetim”: TEK, maddelerinin çoğunu (md. 11-23) merkezî yönetim dışında yer alan yönetim birimlerine ayırmakla, yerel katılım ve yerel demokrasiye verdiği önemi yansıtmaktadır. Taşra yönetimi, vilâyet, kaza ve nahiyelerden oluşur. “Vilâyet Şûraları”, vilâyetler halkınca seçilen üyelerden oluşur. Vilâyet Şûrası bir “İdare Heyeti” seçer. “Nahiye, hususî hayatında muhtariyeti haiz bir manevî şahsiyettir” (md. 16). “Nahiye Şûrası, nahiye halkınca doğrudan doğruya müntehap (seçilen) azadan terekküp eder” (oluşur) (md. 18). Nahiye, halka en yakın özerk bir yönetim birimi olarak öngörülmüştür.
♦ Teşkîlât-ı Esasiye Kanunu’nun, Türkiye için “Bolşevizmin seheri” olabileceği yönündeki görüşe işaret etmek uygun düşer. Mary-Rousselière için böyle bir benzetme “anlamsızdır”: “Sovyet rejimi, aşağıdan yukarıya doğru yapılanmış ve kuralları yukarıdan aşağıya doğru uygulayan müzakereci organlar piramidi ve her bir organa denk düşen yerel yönetim birimlerinden oluşur”. “İdari adem-i merkeziyetçilik eğiliminin dışında, Türk ve Rus organik yasaları arasında kesinlikle hiçbir benzerlik yoktur. Çünkü, ilki, olabilecek en mutlak halli bir meclis hükümeti sistemi içinde parlamentoculuğu kabul ederken; Sovyet örgütlenmesi, meclis hükümet sisteminin bütün olumsuzluklarından kurtulmak ister gibidir”.
♦ Mustafa Kemal; bunu, 5 Aralık 1921 tarihli söylevinde özetler: “Bizim, doğal haklara ve ilahî üst yasaya uygun yasal bir yapımız var. Bu, ne bir doğrudan yönetimdir, ne de Sovyet yönetimidir. Kendine has ayrı karakteri vardır. Bir taklit ürünü değildir, milli istencin doğal ürünüdür (…)”
Uygulama nasıl olmuştur?
Bu yönden de “en”ler belirgindir. “En kısa süre”li anayasa özelliği taşıyan TEK açısından metinle uygulama arasında ayrışma derecesi yönünden benzer bir niteleme yapılabilir mi?
TEK, kısa ömürlü olmasına karşılık, Türkiye’nin siyasal-anayasal hukukundaki büyük dönüşüme damgasını vurmuştur. Üç yıllık zaman diliminde, Kurtuluş Savaşı’nın 1921 Anayasası’nca oluşturulan kurumlar ekseninde başarıya ulaşmasının ardından, saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilânı, hilâfetin kaldırılması gibi, yeni Devlet’in sistemini oluşturan hukukî ve siyasal dönüşümler sağlandı.
Uygulama bakımından 1921 Anayasası iki döneme ayrılabilir: Birinci Meclis dönemi ve İkinci Meclis dönemi.
TEK’in en özgün yanlarından biri olan meclis hükûmeti sistemi başarılı bir biçimde uygulanmıştır. İdeolojik çoğulculuk ve demokratik tartışma ortamı, bu döneme damgasını vurdu. Bu saptamalar, Anayasa metni ile uygulama arasında ayrışma olmadığı anlamına gelmemektedir.
TEK, erkler birliği ilkesini koymuş olmakla birlikte, yürütme işlerini Meclis bizzat yürütmemiş, bu görevi İcra Vekilleri Heyeti yerine getirmiştir. Bu Heyet’in giderek güçlenmesi, uygulamayı parlâmenter rejime doğru kaydırmıştır. Bu kayma, yasalar yoluyla pekiştirilmiştir.
Çok farklı görüşteki üyelerden oluşan Birinci BMM’de, TEK’in kabul edildiği günlerden başlayarak çeşitli adlar altında siyasal kümelenmeler ortaya çıktı: Tesanüt Grubu, İstiklâl Grubu, Müdafaa-i Hukuk Zümresi, Halk Zümresi, (…). Mustafa Kemal’in kurduğu “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu” (10 Mayıs 1922), “Birinci Grup” adını aldı. Yaklaşık bir yıl sonra, “İkinci Grup” oluştu. Böylece “inkılâpçı” ve “muhafazakâr” eğilim ayrışmasına tanık olundu.
Misâk-ı Millî programında görüş birliği sağlandığı halde, eski rejime ve onun kalıntısı olan Hilâfet makamına bağlılıkları, muhafazakârları, inkılâpçılardan ayırıyordu. Lozan görüşmelerinin Meclis’te yol açtığı belirsizlik ve karışıklıklar ortamında Mustafa Kemal, “Halk Fırkası” adıyla bir parti kuracağını açıkladı (6 Aralık 1922).
BMM, 1 Nisan 1923 tarihli oturumunda seçimlerin yenilenmesine karar verdi. 15 Nisan günü Birinci Meclis, son kez toplandı. Mustafa Kemal, kendi grubu adına milletvekili adaylarını bizzat belirledi.
11 Ağustos 1923’te çalışmalarına başlayan ikinci dönem Meclis, 29 Ekim’de Cumhuriyet’i ilân etti. Meclis’in 3 Mart 1924’te kabul ettiği yasa ile, hilâfet makamı kaldırıldı. Aynı gün kabul edilen iki yasa ile, lâiklik yolunda önemli adımlar atıldı: Şeriye ve Evkaf ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletlerinin İlgasına Dair Kanun ile Tevhid-i Tedrisat Kanunu.
[Birinci Meclis döneminde, meslekî temsil ve yerinden yönetimin genişletilmesi üzerine yapılan tartışmalar, ikinci dönemde gündeme gelmemiştir. Böylece, birinci dönemin halkçı ve devrimci anlayışı geride kalmış oldu. Buna karşılık, 1921 Anayasası’nın uygulamaya geçirilemeyen hükümleri de, yerinden yönetime ilişkin hükümlerdir].
Gazi Mustafa Kemal’in Temmuz 1923’te kaleme aldığı “Teşkilât-ı Esasiye Kanunu” projesi, Cumhuriyet’in ilânı için “Teşkilât-ı Esasiye Kanununun bazı Mevaddının Tavzihan Tâdiline Dair Kanun”un (29.10.1923) hazırlanmasında çerçeve oluşturdu. 114 maddeden oluşan anılan proje, daha sonra hazırlanacak olan 1924 Anayasası için de belli ölçüde çerçeve oluşturdu.
Söz konusu anayasal metinlerde dikkat çeken nokta, hep “Türkiye ve Türkiye Devleti” (1921), “Türkiye reisicumhuru”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi”, “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi” (1923) deyimlerinin yeğlenmiş olmasıdır. Gazi Mustafa kemal imzalı Anayasa Taslağı’nda ise, “Türkiye Devleti” ve “Türkiye Cumhuriyeti” deyimleri yanında, yurttaşlık bakımından “Türk” sıfatını kullanmakla birlikte, asıl dikkat çekici olan, “Türkiyeli” deyiminin kullanılıyor olmasıdır.
“Türkiye Cumhuriyeti Tebaasının Hukuk-u Umumiyesi” başlıklı bölümün ilk maddesi şöyle: “Türkiye Devleti tabiiyetinde bulunan efradın cümlesi bilâistisna Türk sıfatını taşırlar. (…)” (md. 16). Bununla birlikte, “Mevadd-ı Esasiye” (Temel maddeler) başlıklı Birinci Bölümde, “Türkiyeliler”, özgürlüklerin öznesini oluşturmaktadır (md. 12-15). (…)
1921 Anayasası ve dönemine dönecek olursak; uygulama süresi yoğun ancak kısa olmuş; bununla birlikte, sonraki dönemler için, hatta bugünkü tartışmalar bakımından da derin izler bırakan bir “anayasacılık hareketi” başlatmıştır. Bu hareket, “en”ler ve “ilk”lerle özgün ve özgül olma özelliğini hep korumuştur. Bu sadece, halkın serbest iradesiyle seçilmiş tek kurucu meclis “özelliği” taşımasından değil, aynı zamanda Devlet’i kuran bir anayasa olmasından kaynaklanmaktadır.
“Ulusal Kurtuluş, başta TEK ve BMM olmak üzere, demokratik kurum, ilke ve yöntemlerle kazanılmış olduğundan, yeni ulusal-demokratik değerler ilerki anayasal gelişmeleri de etkilemiştir. Cumhuriyet, ulusal egemenlik ve TBMM’nin üstün yeri gibi esaslar, ‘Kurtuluş Anayasacılığı’ndan ‘Kuruluş Anayasacılığı’na geçen miraslardır”.
100. yılında nasıl okunmalı?
1921 TEK, “devlet anayasa ile doğar ve anayasa ile yaşar” olgusunu yansıtan, sadece Türkiye açısından değil, dünya ölçeğinde de özgün bir metin ve süreci yansıtır. 1924, 1961 ve 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarının yapım tarzı, özellikleri ve sonuçları bakımından incelenmesine girmeksizin 2021 yılı için öncelikle şu olgu ve acı gerçek kaydedilmeli: Cumhuriyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümeti kurdu; ancak bugün Türkiye hükümetsiz olduğu gibi Meclis de işlevsiz kılınmıştır. Başka bir ifade ile, yüz yıl önce Anayasa yoluyla Devleti kuran Meclis, bugün kendi gündemini bile belirleyememektedir. .Bu nedenle, demokratik anayasa arayışı meşru olduğu gibi, 1920 ve 1921 mirasına saygının bir gereğidir.
Sonra, arayışta hangi ad ve slogan öne çıkarılırsa çıkarılsın, TBMM, yeni siyasal ve anayasal yapının ekseni olarak kabul edilmelidir.
Nihayet, demokratik anayasa, en katılımcı yöntemle ve elden geldiğince siyasal çekişmelerin dışında üç aşamada tasarlanmalı: gecikmeli de olsa, son aylarda yapıldığı üzere ilkeler üzerine öneri metinleri veya raporları, ilk aşama; yasama-yürütme-yargı erklerini kapsamına alacak biçimde anayasa öneri metninin yazımı ve üzerinde uzlaşma sağlanması, ikinci aşama; tam metin olarak yeni anayasa yazımı ise, üçüncü ve son aşama.
***
Kaynakça:
André-Mary-ROUSSELIERE, La Turquie constitutionnelle, These pour le doctorat, 1928.
Ergun ÖZBUDUN, 1921 Anayasası, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1992.
Bülent TANÖR, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, Cogito, 10. baskı, ss. 225-289.
Bülent TANÖR, Kurtuluş-Kuruluş, YKY, İstanbul, 1998.
Türkiye Cumhuriyeti İlk Anayasa Taslağı, Tıpkı Basım, (C. DÜNDAR’ın önsözü ile), (Kentbank Tarafından Cumhuriyet’in 75. Yılı vesilesiyle basılmıştır), İstanbul, Ekim 1998.
1921 Anayasası üzerine çok sayıda Türkçe ve yabancı dillerdeki kaynaklar, yakında yayımlanacak olan “100. Yıl Armağan” kitabında yer almaktadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları














































































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2024
13.06.2024
30.05.2024
27.05.2024
2.05.2024
11.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024
29.02.2024