Kurtuluş TAYİZ
Yeni Meclis, bugün toplanıyor. Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye edilmemelerine tepki gösteren CHP, yemin törenine katılıp katılmamayı tartışıyor. CHP’nin tavrını bugün, Meclis’in açılışına saatler kala netleştirmesi bekleniyor. BDP ise 35 milletvekiliyle açılışa katılmayacağını kesin bir şekilde duyurdu. BDP’nin bu tutumu, yeni Meclis’in ilk ciddi siyasi krizi anlamına geliyor. Bu krizin muhatapları ise –MHP’yi saymazsak– AK Parti, CHP ve BDP.
Her üç parti de kendi cephesinden ve çıkarları üzerinden sorunlara yaklaştığı için kriz çözüleceğine derinleşiyor.
CHP açısından sorun sadece Balbay ve Haberal’ın tahliye edilmemesiyle sınırlı değil. Buna, Başbakan Erdoğan’ın CHP liderine yüz vermemesi de eklendi. Seçimlerden sonra ilk defa Ankara’da bir toplantıda biraraya gelen iki lider buzları eritme şansını kaçırdı. Erdoğan, konuşmasını bitirdikten sonra Kılıçdaroğlu’nu dinleme inceliğini göstermeyerek, şimşeklerini üzerine çekti. Başbakan’ın bu davranışının altını önemle çizmek gerekiyor. Zira muhalefete “uzlaşma” çağrısı yapan, yeni anayasayı birlikte yapma teklifi götüren Başbakan Erdoğan’ın, ana muhalefet liderini dinlemeye bile tenezzül etmemesi sizce de kafa karıştırıcı değil mi? Bu davranış, Kılıçdaroğlu’nu besbelli tahrik etti; CHP liderini hükümete karşı daha şimdiden uzlaşmaz bir politika izlemeye yöneltti. Bunun faturasının yeni anayasaya mı, yoksa başka reformlara mı kesileceğini yakında, acı bir şekilde görme ihtimalimiz yüksek.
BDP’ye gelince; esas krizin tarafı onlar. Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesinin şokunun üzerine tutuklu diğer vekillerin de serbest bırakılamayacağı eklenince, BDP tavır almak zorunda kaldı. Hükümetin sessizliği, bu tavrın büyümesine neden oldu. Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin’in yapıcı açıklamalarına karşın Bekir Bozdağ’ın –Erdoğan’ın görüşünü yansıttığı anlaşılan– tüm kapıları kapatan açıklaması, BDP’nin Meclis’i boykot kararı almasına dönüştü.
Seçim sonrası oluşan iyimser hava yüzünden kimse, daha Meclis açılmadan, ciddi bir kriz yaşanacağını tahmin etmiyordu. Ama sorunlara zamanında müdahale edemeyen hükümetin, ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranması, krizin büyümesine neden oldu.
Haftasonu İstanbul’da yapılan TESEV toplantısında ayaküstü sohbet etme fırsatı bulduğum Aysel Tuğluk’a, bu krizin nasıl aşılacağını sordum. AK Parti’nin kendilerine yapıcı bir öneri veya mesaj iletip iletmediğini merak ediyordum. Tuğluk, hükümetin tutumunu şöyle özetledi: “Meclis’e gelin diyorlar ama çözelim demiyorlar.”
Selahattin Demirtaş da dün yaptığı açıklamada hükümetin çözüm için hiçbir adım atmadığını söyledi. Demirtaş’ın açıklamalarından anladığımız kadarıyla BDP, Dicle için Diyarbakır’da seçimlerin yenilenmesi formülünü önermiş. Ancak hükümet bu öneriye yanaşmayınca BDP de yemin törenine katılmama eğilimini karara dönüştürdü.
Dün konuştuğum Sırrı Sakık da hükümetin harekete geçmemesinden şikâyetçiydi. 1994’te DEP grubunun polis zoruyla gözaltına alınmasını hatırlatan Sakık, “O günden bugüne ne değişti” diye sitem ederek şunları söyledi: “Halkın seçtiği milletvekillerini o gün DGM savcıları zorla içeri atmıştı; bugün de YSK, halkın seçtiği temsilcilerin milletvekilliğini düşürüyor; savcılar ve yargıçlar da yine milletvekili seçilen arkadaşlarımızı hapishanede tutuyor. Değişen ne Allah aşkına? Bize göre hiçbir şey.”
Bu krizin aşılacağına dair aslında kamuoyunda iyimser bir hava da var. Ama bu iyimserlik bence hükümeti fazlaca rehavete sürüklemiş görünüyor. BDP’nin Meclis’e gelmemesi görünürde eleştirilecek bir husus. Ancak gözden kaçırılan bir nokta hükümetin BDP’yi hâlâ siyasi olarak muhatap almaktan kaçınması. Bunda BDP’nin geçmişte siyasi zemini terk etme eğilimi göstermesinin de etkisi var. Ama Başbakan’ın bu soruna ne açık ne de kapalı BDP’yle birlikte çözüm aramaya yanaşmaması, onları daha da uçlara savuruyor. Nitekim şu âna kadar BDP’nin boykot gerekçeleri Hatip Dicle’nin durumu ile tutuklu vekillerin salıverilip verilmeyeceği konusuyla sınırlıydı; ancak bunlara bir de “yeni anayasa için hükümetin adım atması da” eklendi. Bu son noktayı ekleyen isim, Öcalan. Abdullah Öcalan’ın görüşme notlarında gözden kaçan bu satırları, BDP’li bir yetkili hatırlattı bana. Öcalan, şunları söylemiş: “Eğer onların Meclis'te bulunmaları isteniyorsa bu ancak demokratik anayasal çözüm yolunda atılacak pratik adımlarla gerçekleşebilir.”
Kürt meselesinde İmralı, Kandil veya BDP merkezli krizlerin yakın zamanda daha rahat aşıldığını sanırım hepimiz gözlüyoruz. “15 haziranda büyük savaş kopacak” beklentisi veya endişesinin seçimlerden sonra nasıl aşıldığı da iyi bir örnek. Elbette bunları bugünkü krizi küçümsemek için söylemiyorum. Hatta bu krizin çözülmedikçe büyüdüğünü, derinleştiğini ve böyle giderse kördüğüme dönüşebileceğini düşünüyorum. Hükümetin yapması gerekeni Bülent Arınç ilk günden söylemişti; “Haksızlık varsa bunu gidermeye hazırız”. Şimdi yapılması gereken tek şey bu haksızlığı gidermek için işe koyulmak; bence başka seçenek de yok.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019