Mehmet Y. Yılmaz
Rusya ile varılan mutabakat metninin içeriği, Türkiye’nin PKK / PYD’ye karşı başlattığı askeri operasyonun ile ulaşmak istediğine çok yakın bir durumu teyit ediyor.
Barış Pınarı adı verilen harekât başlarken ilk hedef Türkiye – Suriye sınırının, Suriye tarafında 30 kilometrelik bir derinlikte PKK / PYD silahlı unsurlarının geri çekilmesiydi.
Önce ABD ile varılan mutabakat ve ardından da Rusya ile dün açıklanan muhtıra başlangıç amacına ulaşıldığını gösteriyor.
* Mutabakat muhtırasının Adana Anlaşması’na referans vermiş olması da önemli bir ayrıntı.
Bu anlaşma, Türkiye’nin terörist unsurlara karşı Suriye içinde askeri harekat yapmasını meşrulaştırıyor.
Ve bu aynı zamanda Türkiye’nin, bu sorunla ilgili olarak muhatabının esasen Suriye devleti olduğunun da altını çiziyor ve öyle görünüyor ki Türkiye’nin de buna itirazı yok.
* Soçi’deki görüşmenin sonuçlarını görmek için 150 saatlik “temizlik” sürecini bekleyeceğiz.
Bugün Türkiye’nin ulaştığı nokta, Avrupa ile ipleri kopma noktasına getirmek pahasına da olsa Erdoğan açısından bir başarı olarak görülmeli.
Mutabakat nasıl denetlenir, verilen sözler nasıl tutulur diye merak edenler olacaktır elbette.
Bu noktada çok sorun çıkmayacağını düşünüyorum.
Şimdi sırada ABD’de Trump ile yapılacak görüşme var.
Bu görüşmeyle birlikte Suriye sınırımızda neyin şekilleneceği daha net bir tablo olarak ortaya çıkacak.
Bu aşamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Soçi’den istediğini alarak döndüğünü söyleyebilirim.
***
Halkın “bir bölümünün” dinini aşağılamak serbest mi?
Konya’da, otobüs duraklarına asılan afişleri gördünüz mü, bilmiyorum.
Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı imzasını taşıyan bu afişlerde şunlar yazılı:
“Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez.”
Bu afişler, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüs duraklarına asıldı. Belediyenin bu ilan panoları, Wall AG isimli bir Alman şirketi tarafından kiraya veriliyor.
Merak ediyorum, kanunlarımızı okuyup anlayacak düzeyde bir savcı ya da mülki idare amiri, bu afişleri gördü mü?
Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesi, “Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diyor.
Bu aşağılama suçu, kamu güvenliği açısından açık ya da yakın bir tehlikeye neden oluyorsa, cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis olur.
Bu afiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin, “Anayasa ve kanunlar önünde eşit” Hristiyan ve Yahudi vatandaşlarını alenen aşağılıyor, kin ve düşmanlığa yol açmayı hedefliyor. Kamu barışının bozulmasını hedefliyor.
Soralım bakalım:
* Konya’da, TCK’ya vakıf ve Türkçe okumayı bilen bir savcı var mı? Varsa, bu afişi okumuş mu?
* Bu afişin sorumluları hakkında nasıl bir işlem yapıldı?
* Bu afişin, kamuya ait yerlere asılmasına kim izin verdi?
* Afişlerin asıldığı yerlerin kiralarını kim ödedi? Kira ödenmediyse, para alınmaması için kim ricacı oldu? (İçeriği suç oluşturan bir afişin asılmasını kolaylaştırmak, suça iştirak sayılır mı acaba? Bilemedim.)
* Vilayet ve Emniyet Müdürlüğü Dernekler Masası, inanmış Müslümanları, halkın bir bölümüne karşı alenen tahrik eden bu afişleri bastırıp, asan dernekler ile ilgili nasıl bir işlem yapıyor?
Bizim ülkemizde, kamu görevlilerinin bu tür suçlara ortak olmasının yolu, tam siper olup, sorulara yanıt vermemekten geçer.
Konya Cumhuriyet Başsavcısı, Konya Valisi, Konya Emniyet Müdürü!
Sessizliğin arkasına saklanıp, bu soruları atlatabileceğinizi zannetmeyin.
Takip edeceğim.
***
“Çok doldu, biraz boşaltalım” affı
Aslına bakarsanız bu ülkenin vatandaşı olmasak ve mesela ABD’de televizyonda stand-up yapıyor olsak, hem kendimiz eğlenirdik, hem de izleyicilerimizi eğlendirebilirdik.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, AKP, “cezaevlerindeki doluluğun artması ve halkta oluşan af beklentisi” nedeniyle infaz düzenlemesini, 2. Yargı paketinden ayrı olarak öncelikli olarak gündeme almaya karar vermiş.
Hatırlarsınız, bu “af beklentisi” dedikleri şey, günün birinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “mafya babalarının hapiste yatıyor olmasına çok üzülmesi” nedeniyle ortaya atılmıştı.
AKP’nin bulduğu formül, hapis cezalarında infaz indiriminin yüzde 50 olması!
Mahkeme 10 yıl verdiyse, 5 yıl yatıp çıkacaksınız.
Eskiden de böyleydi ama 2004’te yine AKP, bu indirimin çok olduğu gerekçesiyle infaz indirimini üçte bir oranına düşürmüştü.
Eski fikirlerinden neden vazgeçtiklerini merak mı ediyorsunuz? Buyurun:
“İstenen sonuç alınamadı, cezaevleri de zaten çok kalabalıklaştı.”
Ne sonuç bekliyorlardı, gerçekten çok merak ediyorum. İnfaz indirimi azaldı diye insanların suç işlemekten vazgeçeceklerini mi düşünmüşlerdi?
İnsanlar suç işleme kararını verirken şöyle mi düşüneceklerdi yani: “Suç işlemeyeyim abi. 10 yıl yersem eskiden 5 yıl yatıyordum, şimdi 6 yıl 6 ay yatacağım. Değmez vallahi!”
Bu AKP’liler, bu kafaya nasıl ulaştıklarını bir anlatsalar, biz de dener, hayata daha pembe bakmaya başlardık!
Ve sanırım “cezaevleri kalabalıklaştı” diye suçluların bir bölümünün cezasını çekmeden hapisten çıkarılmaları garipliği de yine aynı “uçmuş” kafanın eseri!
Hadi bize de söyleyin, siz ne içiyorsunuz Allah aşkına!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024