Bu kaygıların yaygın olmasının tek nedeni var, o da basitlikleri. Böylece bir çığ gibi büyütülebiliyorlar. İşte halkın zaaflarından tutup yönetme sanatını iyi bilen muhalefet de yalanı tekrar etme kapasitesine güvendiği için "nasıl olsa saçmalıklarımıza cevap yetiştirmekten sıkılırlar" diye kolay olanı seçiyor.
Kısaca bu iki konuya değinelim, zira asıl mevzumuz başlıktaki soru. Federasyon başkanlığın şartı değil, yalnızca bir tercih. İster seçersiniz, ister seçmezsiniz. Federatif yapı ile yönetilen ancak parlamenter sisteme sahip ülkeler var, mesela Almanya. Buna karşı Fransa yarı başkanlık modeliyle yönetilmesine karşın federatif yapıyı tercih etmiyor.
Başkanın denetimine gelince. Başkanlık sisteminde yüksek yargının denetiminin yanı sıra, Başkan meclisin sıkı kontrolü altındadır. Başkan meclisi ikna etmeden adım bile atamaz. Parlamenter sistemde ise koca meclis cumhurbaşkanının onayını almadan ülkeye çivi bile çakamaz. Düşünün bunca yetkisine rağmen parlamenter sistemde Cumhurbaşkanı eylemlerinden ötürü yargısal sorumluluk taşımayan tek kişi. Azıcık şüphesi olan Cumhurbaşkanına parlamento seçimleri yenileme yetkisi bile veren Anayasanın 104. maddesini okuyabilir.
Evet, gördüğünüz üzere cevaplar da kaygılar kadar basit. Ama ben başkanlık sistemine karşı olsam muhatabımı daha zor sorularla sıkıştırırdım doğrusu. Mesela, Erdoğan ve Ak Parti niçin bu denli güçlü oldukları parlamenter sistem yerine daha az yetkiye sahip olacakları başkanlık modelinde partilerinin kuruluşundan beri ısrarcılar? Öyle ya kim yetkilerini kaybetmek ister?
Bu sorunun yanıtı Erdoğan icracı perspektifinde gizli. Cumhuriyetin 80 yılındaki icraatlarını sadece 13 yılda üçe beşe katlayan Erdoğan sahadaki yerel yönetim deneyiminin iş=oy konforuna fazlasıyla alışık. İşte, birilerinin "mucize" sandığı Erdoğan'ın somut bir neden sonuç ilişkisine dayalı başarısının formülü de bu. Bu yüzden de Erdoğan, dünya siyaset sahnesinde 13 yıllık iktidarının ardından oylarını artıran ve gelecek 10 yıl için hâlâ ilk alternatif olan yegâne siyasetçilerden.
Erdoğan mevcut sistemde sınırsız yetkili ancak başkanlıkta olduğu gibi icraatları için vakit kaybetmeden hareket edebilecek bir pozisyonda da değil. Erdoğan'ın arzu ettiği başkanlık sisteminde ise bugün âdeta birbirini durdurmak için konumlanmış parlamento ve başkanlık, icraat için teşvik üzerine kurulu.
Daha da netleştirelim. Başkan bir icraat için yasal zemine ihtiyaç duyduğunda önerisini ortaya koyar. Tüm partilerin oluşturduğu Meclis de ya başkanın tasarısını onaylar ya da daha iyisini ortaya koyar. Şimdi olduğu gibi, sistem birbiriyle güç savaşı içinde olan iki makamın öneri- retten ibaret yetki savaşına kurban gitmez.
Dolayısıyla daha çok engelleyen değil, icraat yapmak için proje üreten, öneri getiren bir adım öne çıkar. Siyasi bekanın anahtarı liderliğe sadakat değil, başarıyla, pozitiflikle halkı ikna etmek olur.
Motto ve amaç bu kadar basit. "Proje üreteyim, daha iyisini teklif eden varsa yarışayım, yeter ki engellenmeyelim. Halk da görüp karar versin!" 13 yıldaki 10 seçimin galibi olan Erdoğan'ın da en iyi bildiği meşru yöntemle iktidarını korumak istemesinin nesi anti demokratik, anlaşılmaz ve garip söyler misiniz?
Melih ALTINOK
Erdoğan niçin daha yetkisiz bir makamı istiyor?
9.02.2015
1428
Başkanlık sistemi tartışmalarına samimi itirazları olan vatandaşların kafasını meşgul eden iki soru var. İlki bu sistemin federasyonu zorunlu kıldığı. İkincisi ise sistemin başkana sınırsız yetkiler tanıdığı ve bunun da otomatikman otoriterleşmeyi getireceği.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019