Mithat SANCAR
KYB üyesi Pire, kongre projesinin 1980’lerde Celal Talabani tarafından ortaya atıldığını ancak, başarıya ulaşamadığını söyledi.
Kürt siyaset dünyasından söz edildiğinde, akla ilk gelen sembol isimlerden biri de Celal Talabani’dir. Talabani ve lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), geçmişte de Kürtler arası bir konferans ya da kongre fikrini hayata geçirmek için çeşitli girişimlerde bulundular. KYB,yakında toplanması öngörülen Kürt Ulusal Kongresi’nin ön çalışmalarında da KDP ve PKK ile birlikte öncü rol oynuyor. KYB’yle bu nedenle görüşmemiz gerekiyordu. Söyleşi için KYB Politbüro üyesi Sadi Ahmed Pire’yle buluştuk. Çeşitli dönemlerde bakanlık yapmış ve partinin uluslararası ilişkiler sorumluluğunu üstlenmiş tecrübeli bir siyasetçi olan Pire, aynı zamanda kongre hazırlık çalışmalarına da aktif olarak katılıyor.
‘Oldukça eski bir proje’
Kongre hazırlıkları nasıl gidiyor?
Bu proje uzun zamandır var. Biz de parti olarak bu fikri hep destekledik. İlk ciddi girişim, 1980’lerde liderimiz Talabani’den geldi. Mesut Barzani, Abdulrahman Kassemlu, Abdülhamid Derviş, Kemal Burkay ve Abdullah Öcalan’la temaslar kuruldu, toplantılar yapıldı. Fakat bölgedeki ve Kürtlerin yaşadıkları ülkelerdeki şartlardan dolayı, bir sonuca ulaşılamadı.
Bugün durum çok farklı. Kürtlerin durumu şimdi çok daha iyi. Suriye’de Kürtlere vatandaşlık bile verilmiyorken, şimdi kendilerini yönetme durumuna geldiler, belli ölçülerde bir öz yönetim modeli bile geliştirdiler. Irak’ta sindirme ve imha uygulamalarına maruz iken, şimdi bir federe yönetime sahipler. Bir zamanlar Kürt ve Kürdistan kelimelerini kullanmanın bile suç sayıldığı, Kürtçenin yasak olduğu Türkiye’de şimdi önemli haklar tanındı. Ayrıca bir müzakere ve barış süreci başlatıldı. İran’da Hasan Ruhani’nin seçilmiş olması da önemli, kendisi ılımlı bir lider, sorunları anlayış ve diyalog mantığıyla ele almaya yatkın bir lider. Bütün bunlar, Kürt ulusal kongresi fikrinin hayata geçirilmesi için çok elverişli bir ortam yaratıyor. Bu nedenle KDP, KYB ve PKK arasında görüşmeler yapıldı. Sonra Erbil toplantısı oldu (22 Temmuz) ve bir hazırlık komitesi oluşturuldu.
Kongre’nin amaçlarını siz nasıl tanımlıyorsunuz?
Öncelikli amaç, uluslararası topluma ve bölge ülkelerine barış mesajı vermek. Tabii bir ortak Kürt pozisyonunun oluşmasını istiyoruz, en azından önemli konularda. Kongreye tüm Kürtlerden delegeler katılacak. Bunun yanında, Kürtlerin yaşadığı dört devletten ve BM, İKÖ, AB uluslararası kuruluşlardan da temsilciler gözlemci olarak davet edilecek.
Kürtler açısından ne gibi somut sonuçlar bekliyorsunuz?
Bir defa, Kürtler arasında gizli saklı manevralara, ayak oyunlarına son vermek, ilişkileri kurumsal çerçeveye oturtup, açık ve sistemli hale getirmek gerekiyor. Diğer taraftan, Kürtlerin bölücü oldukları, bulundukları ülkelerden ayrılmak istedikleri şeklindeki kötü propaganda ve algı, artık bitmeli. Biz bölücü değiliz. Biz her devletin kendi ülkesindeki Kürtlerle ilişkiyi nasıl düzenleyeceğine kendi vatandaşlarıyla birlikte karar vermesinden yanayız. Biz Irak’ta böyle yaptık ve federal bir sistem kurduk.
Partinizin uluslararası ilişkilerinden sorumlu bir kişi olarak, kongreyi bu açıdan nereye yerleştiriyorsunuz?
Kürtlerin dış ilişkilerinin nasıl yürütüleceği de, bu kongrenin meselelerinden biri olacak. Herbirimizin bölgesel ve uluslararası yükümlülükleri de var tabii. Mesela biz KYB olarak Sosyalist Enternasyonal’e üyeyiz, onun ilkeleri çerçevesinde hareket etmeyi taahhüt etmişiz. Bu çerçevede, Filistinlilerin meşru haklarını savunuyoruz. Bunu yaparken, Suriye’deki Kürtlerin hakları konusunda susmamız iki yüzlülük olur. Tabii ki Suriye Kürtleri’nin de haklarını savunacağız. Bu bizim görevimiz ve yükümlülüğümüzdür. Gizli saklı oyunları ve kirli pazarlıkları sona erdirmenin, uygar ve yapıcı bir bölge sistemi kurmanın vazgeçilmez şartıdır bu.
‘Kürtler arası sorunlara hakem’
Kongreden kurumsal bir yapılanma yönünde kararlar çıkmasını bekliyor musunuz?
Elbette, kongrenin organları olmalı. Mesela bir sekretarya düşünülebilir. Ayrıca çeşitli konularda başka birimler de kurulabilir. Bunlar da Kürtler arasındaki sorunların çözümü için gerektiğinde arabulucu, hakem veya yardımcı olarak görev üstlenebilirler. Böylece Kürtlerin birbirlerine karşı paralı asker ya da tetikçi olarak kullanılmasının da önüne geçebiliriz.
KDP ile PKK arasında belli gerilimler var, sizinle KDP arasında görüş ayrılıkları var. Bunlar kongre hazırlıklarına nasıl yansıyor? Bir yol kazası ihtimali var mı?
Bunları bir engel olarak görmüyoruz. Rahatsızlıklar, sıkıntılar olabilir, ama bunlar kongre hazırlıklarını ciddi biçimde aksatmaz, kongrenin toplanmasına da engel olmaz. Tek bir kongreyle bütün sorunların çözülebileceğine inanmak, saflık olur. Bu kongrenin ilk misyonu, ortak bir çatı oluşturmaktır. Böylece çeşitli ülkelerdeki Kürtler birbirlerini daha iyi tanıyacaklardır. Gerilimleri azaltmak ve gidermek için önemli bir imkân yaratacaktır bu durum.
‘Bölgemizdeki zenginlik hepimize yeter’
Kongre Türkiye’deki çözüm sürecine katkı sağlayacak mı?
Tam anlamıyla ve kesin olarak. Bu kongrenin hem hazırlık komitesi hem de sonra kurulacak organları, sürecin işleyişini desteklemeli, ortaya çıkabilecek sorunların çözümüne yardımcı olmalı, olacak da.
Türkiye’deki süreci yakından izliyorsunuz anladığım kadarıyla. Sizce nasıl gidiyor?
Sürecin epeyce ileri bir aşamada olduğunu düşünüyorum. Sorunlar olduğunu biliyorum, bu da normaldir. Bunların aşılması zor değil bence.
Peki sorunların aşılması için karşılıklı olarak neler yapılmalı?
PKK’nin bazen daha anlayışı davranması gerekir, ama hükümetin de adım atması şart. Sorun aslında basit ve kolay. Mesela tutuklu Kürt siyasetçilerin ve özellikle seçilmiş yerel yöneticilerin serbest bırakılmasını sağlamak, hükümete hiçbir şey kaybettirmez. Türkiye’de siyasal tutuklu ya da hükümlülerin bulunması ne demek? Böyle bir uygulamanın Türkiye’ye hiçbir faydası yok, hükümetin de buna ihtiyacı yok. Siyasal faaliyet özgürlüğü, demokratik siyasetin vazgeçilmez kurallarındandır. TMK’da mutlaka bu yönde değişiklik yapılmalı, terör tanımı her türlü muğlaklıktan arındırılmalı. Her siyasi faaliyeti terör suçu kapsamına sokmaya müsait bu düzenleme demokratik ilkelerle hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Bir de anayasa sürecini hızlandırmakta büyük fayda var.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bölgemiz çok zengin, bu zenginlik hepimize yeter. Çatışma, gerilim, düşmanlık dönemi epey uzun sürdü ve herkes ağır bedeller ödedi. Ama artık bunu geride bırakmak zorundayız. Plağın bu yüzü yetti, şimdi diğer yüzünü dinleme zamanıdır. Liderimiz Talabani, bunu hep istedi ve bu yönde çok çaba harcadı. Biz de onun yolunda yürümeye devam edeceğiz.
‘El Nusra, Esad’ın elini güçlendiriyor’
Suriye’deki durumu nasıl görüyorsunuz?
El Nusra ve benzer örgütler, Esad’ın işini kolaylaştırıyorlar. Bunlar, açıkça El Kaide’nin uzantısı olduklarını açıkladılar. Uluslararası toplumun büyük aktörleri de bu durum karşısında kaygılı ve tereddütlü bir tutuma sürüklendiler. Böylece Esad’ın konumu daha güçlü hale geldi. Suriye’de sorun bir Libya modeliyle, bir Yemen modeliyle çözülemez burada olamaz. Tek çare, müzakereler yoluyla bir geçiş modelidir.
Türkiye bu süreçte nasıl davranmalı?
Türkiye’nin büyük imkânları ve avantajları var, bu modeli hayata geçirmek için. Bir defa El Nusra gibi gruplara desteği bırakmalı ve onları engellemeli. Rojava Kürtleriyle de iyi ilişkiler kurmalı. Salih Müslim’in Türkiye’ye davet edilmesini ve orada yetkililerle görüşmesini bu açıdan çok olumlu bir adım olarak görüyorum.
Ya Kürtlerin kendi aralarındaki çekişmeler, mesela KDP ile PYD arasındaki gerilim?
Gerilim var, doğru. Bunların hızla çözülmesi lazım. Nitekim Başkan Barzani, hazırlık komitesine bir mektup gönderdi. Rojava’daki durumu yerinde incelemek için bir komite oluşturulmasını önerdi. Komite,ziyaretler sonrasında bir rapor hazırlayacak ve başta kendisi olmak üzere diğer taraflara sunacak. Dün Cemil Bayık’la Kandil’de bir araya geldik, mektubu kendisine okuduk, o da bunu olumlu bulduğunu söyledi. (Milliyet)
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014