Murat BELGE
Büyük çoğunluğun değişen derecelerde dindar olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Bu çoğunluk, hayatta, dünyada olanları anlamak için ve aynı zamanda bunları değerlendirmek, yerli yerine oturtmak için, başka bir entelektüel donanıma sahip değil.
2002’den beri Müslüman olduğunu özellikle vurgulayan bir hükümet var. Zaten o vurgulamasa muhalifleri şüpheye yer bırakmayacak. Şimdi konumuz olmayan çeşitli nedenlerle ekonomi yolunda yürümüş. Bunu bir yığın istatistik kanıtlıyor ama zaten sıradan yurttaş, cebine giren paranın miktarından üstünde arabasını sürdüğü yola kadar bir yığın olgu dolayısıyla bunun farkında --ve bundan memnun.
Ve şimdi bu şiddetli kavga başladı, şiddetlenerek sürüyor. Ne yapsın bu sıradan yurttaş?
Geçmişte benzer bir olay “Yahya Demirel” üzerinden kopmuştu. Böyle bir yakın akrabası olması, Demirel’e pek fazla oy kaybettirmedi (ayrıca, Demirel, şimdiki hükümetin “örtbas” etme stratejisine de başvurmamıştı). Ben o zaman da yazmıştım: sözünü ettiğimiz o “sıradan yurttaş”, öyle bir “hayat bilgisi”yle büyüyüp donanmıştır ki, Başbakanlık gibi etkili bir yere çıkmış bir adam, bunun bazı nimetlerini yakınlarına, akrabalarına tattırmazsa, öyle bir adamı ayıplar.
Şimdi rakamlar fazla büyük; başka etkenler var. Ama bu gibi konularda temel tavır alış biçimlerinde fazla bir farklılaşma yok. Kendi verili koşullarında bu toplumun ürettiği hayat bilgisi böyle bir şey. Buna üzülebiliriz ama yapacak pek bir şey yok.
Burası böyle, ama burada bir duralım: aslında bu “yolsuzluk” faslı da değil, Gezi Direnişi’nden başlayarak, AKP hükümeti ve özellikle Başbakan eski ışıltısını, pırıltısını, her neyse onu, kaybetmeye başladı. Laikler, Kemalistler, CHP, Ordu vb., orada görecekleri direnci, uğrayacakları saldırıları biliyorlardı ve bununla başa çıkmayı da başardılar. Ama Gezi bilmedikleri, hazır olmadıkları bir direniş biçimiydi. Onlar buna karşılık, bildikleri yöntemleri uygulamaya koydular: gazıyla, suyuyla polis şiddeti. Ve Başbakan bir daha kapatmamak üzere ağzını açtı. O gün bu gündür, saldırmadığı yer, kişi kalmadı --kendi safında duranlar da dâhil.
Siyasî hayat, bir toplumun zaman denizinde yüzmesi, yalnız seçime bağlı değildir. Seçim kendi yerinde önemlidir, ama her şey demek değildir. Dünyada bütün toplumlar karmaşık varlıklar; geçmişiyle, bugünüyle Türkiye özellikle karmaşık. Oyunu falan partiye vermek, evet, bir olgu; ama aynı zamanda vermedikleri var. Niçin oyunu X’e verdiğine bakmanın yanısıra niçin Y’ye vermediğini de incelemek gerek.
Sonuç olarak, bu ilk seçim sınavından AKP’nin “birinci parti” olarak çıkacağı kanısındayım. Oranı düşebilir, bu da önemli bir göstergedir, göreceğiz, olduğunda anlamlandırmaya çalışacağız. Bunlarla aynı zamanda, aslında AKP’nin ve Başbakan’ın tılsımının bozulduğunu söyleyeceğim.
Toplumların kendilerine özgü (karmaşıklıklarına bağlı) bir zamanlamaları var: örneğin İkinci Dünya Savaşı 1939’da başladı, değil mi? Ama aslında 1933’te başlamıştı. Alman halkı Nazi Partisi’ni birinci parti haline getirip Hindenburg da şansölyeliği Hitler’e verdiğinde kapı açılmıştı. Bundan sonra olanlar şaşırtıcı falan değildir (Mein Kampf’ta yazılıydı hepsi), bir makine düzenliliği içinde olmuş şeylerdir.
Böyle bir biçimde, muhtemelen henüz AKP’nin değil, ama Başbakan’ın “tarihî final”ine geldiğini düşünüyorum. “AKP’nin değil” diyorum, çünkü partinin rota değiştirmesi, başka bir şey yapması “ihtimali” var; Başbakan için böyle bir ihtimal kalmadı. Seçtiği ve kendini mahkûm ettiği bu yolda, başarı “görüntü”sü veren birkaç olay daha çıkabilir, ama ülkede de, uluslararası düzeyde de, varılacak nokta bellidir:
“Yıktım perdeyi, eyledim viran.”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025