Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Sizleri bilmem ama Kırkpınar pehlivanlarının el ense çekme ritüellerine dönen seçim meydanı konuşmalarını hiç izlemiyorum. Tahammül sınırlarımı aşıyor. İletişim çağındayız diyoruz ama hâlâ 1950’lerin havasında sanki ilk kez çok partili düzene geçmişiz gibi, amigoların coşturduğu kalabalıkların yaşa, varol, nur ol nida ve alkışları arasında liderlerin seçim nutuklarını dinlemek zorunda kalıyoruz. Çevre, kulak, beyin ve hatta ruh kirlenmesi yaşıyoruz.
Bunca TV kanalı varken, iletişim çağındayız deyip dururken, cep telefonları peynir ekmek gibi satılırken, internet devrimi patlamış, artık ak kâğıt üstüne mavi mürekkeple yazı yazma devri, mektup çağı neredeyse kapanmışken bu seçim mitingleri bana saçma sapan bir iş olarak görünüyor. Üstelik manda yüküyle para harcanıyor.
Haziran seçim kampanyaları yalnızca heyecansız değil aynı zamanda kalitesi bakımından da son yıllarda yaşadıklarımızdan daha geride. Sorunlarımızın çözümünde beklenti çıtalarımız yükseldiği için mi bana öyle geliyor, yoksa gerçekten de durum bu mu, geri mi? Sanki ikincisi doğru. Seçim mitingleri aynı zamanda bir gövde gösterisidir ama bu seçimler galiba yalnızca gövde gösterisine dönüştü.
Bolca vaat var ama taahhüt yok.
Vaat (va’d) “söz vermek”, taahhüt ise “işi üstlenmektir”. Temsili demokrasinin esbabı - mucibesi yani ortaya çıkış nedeni seçenlerin kendilerine vekil tayin edip parlamentoya göndermeleridir. Bu nedenledir ki, onlara “millet-vekili” denir. Doğrudan demokrasi olamadığı için beni vekilim temsil eder. Avukatla müvekkili arasındaki bir iş sözleşmesine benzer bir durumdur bu; avukat müvekkilinin haklarını aramayı vaat etmez, söz vermez, taahhüt eder yani sorununu çözmeyi üstlenir.
Vaatlerden ibaret bir siyaset geri demokrasinin göstergesidir. Vaat-demokrasisi halkın egemenlik hakkının kendisine ait ve kendisinde olduğunu henüz fark edemediği arkaik bir siyaset kültüründe olabilir. Toplumumuzun demokratik siyaset anlayışı bu düzeyde midir? Kesinlikle değil. Özellikle Son yirmi, otuz yılda Türkiye’de ciddi bir sivil toplum etkinliği gelişti. Toplum çoğulculaştı, siyasi kültürel kimlik talepleri yani farklılıklar ayırt edilebilir hale geldi. Yani toplumumuz “küt” toplum olmaktan çıktı. “İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış kitle” edebiyatı çoktan tarihe karıştığı gibi, “milli iradeyi temsil etme” masallarına , çoğunlukçuluğa da herkesin karnı tok artık.
Bu toplumsal gelişmenin siyasete yansımasını 2007 seçimlerinde görmüştük. Meclisin cumhurbaşkanını seçme iradesi üstündeki askeri-bürokratik ipoteği bu seçimler kaldırmıştı. Kısmi anayasa değişikliği halk oylamasında, ister “hayır”, ister “boykot” densin, isterse “yetmez ama evet”olsun, halk son derece bilerek tercih yapmış ve kurucu iradenin kendinde olduğunu göstermişti. Oyların coğrafi dağılımı bu dediğimi aritmetik olarak gözler önüne sermişti. Bu sonuçlardan, şehit cenazelerinin en fazla olduğu illerde artık eski tür şoven milliyetçi siyasetlerin etkisini yitirmeye başladığını görmüştük, barış talebi açıktı. Sivil demokrasi talebi de öyle.
Ne var ki, halkın verdiği bu sağlam mesajları en başta AKP doğru okumadı. Halkın şoven milliyetçi siyasetlere artık soğuk bakıyor olduğu gerçeğini “MHP’yi silmek” olarak okudu. Bunun için de milliyetçi dozu yüksek bir rotayı kendine seçim stratejisi olarak seçti. Oysa doğru okumuş olsaydı eğer, MHP’yi vurmak istiyorsa milliyetçilikle değil akan kanı durduracak barış siyasetleriyle, “Kürt meselesi bitmiştir” diyerek değil tersine bitirmek üzere cesur adımlar atarak ve daha fazla demokrasi taahhüdüyle vururdu. Arkasında halkın niceliksel olmanın ötesinde niteliksel yani sahih (belirtik) iradesi vardı.
Şimdi ise kan durmak yerine yeniden akmaya başladı, yine çatışma yine kınalı kuzuların ölüm haberleri geliyor, son olarak 12 PKK militanının öldürüldüğü haberini okuyoruz. Abdullah Öcalan da böyle giderse 15 Haziran’dan sonra büyük olayların patlayabileceğini söylüyor.
Kötü kokular, çok kötü işaretler bunlar...
Barış ve daha fazla demokrasi, artık herkes görmekte ki 12 Eylül anayasasından kurtulmak ve sivil ve demokratik yeni anayasayla mümkün. Böylesi yüksek nitelikte bir anayasa yapma iradesini halktan almak için bu seçim bir fırsattı ama bu fırsat doğru kullanılamıyor. AKP’nin de CHP’nin de yeni anayasa vaadi var ama taahhüdü yok. Üstelik yeni anayasa vaadi ilk kez yapılmıyor, merhum Turgut Özal’dan beri varoldu. Vazgeçtim anayasanın içeriği ve ruhuyla ilgili ilke açıklamalarını “sıfırdan yeni anayasa” lafını bile duymuş değiliz.
Bir kez daha yineleyelim, bu vaatçi-siyaset, çoğulcu demokrasi taahhüdü isteyen toplumumuzun çok gerisinde.
nabi.y@superonline
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012