Pelin CENGİZ
Türkiye’nin AB vizyonundaki kırılma yeni değil, bu filmi birkaç yıldır izliyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefiyle ilgili son durumu görmek için geçen yıl ekim ayında açıklanan Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’na bakmak yeterli. Her ne kadar kabullenmesi zor olsa da, hatta iktidar partisine mensup milletvekilleri televizyonlarda yırtıp yerlere de atsa, rapor, üyesi olmak istediğiniz birliğin bir kurumundan geliyorsa biraz durup aklıselimle bakmakta fayda olsa gerek.
Başbakan Erdoğan’ın, “Putin’e bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, AB’yi unutalım dedim” sözleri de esas hedeften ne kadar uzaklaşıldığını göstermesi açısından önemliydi.
Şanghay Beşlisi olarak anılan en son Özbekistan’ın katılımıyla Şanghay Altılısı hâline gelenŞanghay İşbirliği Teşkilatı (Shanghai Cooperation Organization) daha çok Rusya’nın yörüngesinde gelişen bir örgüt. Erdoğan tarafından Şanghay Beşlisi ile diyalog kurulması daha önce de gündeme getirilmiş ancak üzerinde fazla durulmamıştı. Türkiye, Haziran 2012’de SCO tarafından“diyalog ortağı” bir ülke olarak deklare edildiğinde de, konu pek fazla tartışılmadı. Ancak, şimdi tekrarlanınca meselenin “şaka” olmadığını anladık.
Aynı konuşmada Erdoğan’ın, “Şanghay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü. Ortak değerlerimiz Şanghay Beşlisi’nde” demesinden, niyetinin ipuçlarını da görmek mümkün. Aslında, Erdoğan, Türkiye’nin neden Şanghay Beşlisi’nde yer almak istediğini samimi bir şekilde izah ederse, Türkiye’nin geleceği için hedeflediği konumu da ortaya koymuş olur. Otoriter kalkınmacı, insan haklarıyla işi olmayan bu altı ülkenin oluşturduğu bir örgütün getirilerini, hitap ettiği hinterlandın genişliğiyle açıklamak son derece güdük kalacaktır. Zira, örgütü AB’den en keskin ve net şekilde ayıran Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde sıralanan hak ve özgürlüklerden muaf bir “dikensiz gül bahçesi” olma hâli. Kendi kurallarını kendi koyan, evrensel değerleri, uluslararası hukuk ve normları hiç sayan kendi hukukunu kendi eliyle yaratan klasik bir otoriterlik hâli...
Belli bir bölgedeki askerî ve ekonomik güvenliğin sağlanması amacıyla kurulmuş bir örgütü, kuruluşunun temeline, bütün eksikliklerine rağmen insanı ve barışı almış AB ile kıyaslamak, birini diğerinin alternatifi gibi sunmak Türkiye’nin genel anlamda dış politikası açısından da sorunlu. Uzun dönem dış politikasını AB üyeliği perspektifine yerleştiren Türkiye’nin bu hedeften vazgeçerek başka arayışlara yönelmesi zaman içinde onarılması güç durumlar yaratabilir.
Süreç içinde yaşanan avro kriziyle birlikte AB büyük zorluklardan, özellikle finansal sisteme yönelik sorgulamalardan geçiyor olabilir. Ancak, AB’nin kuruluş nüvesini oluşturan anayasal temelli hak ve özgürlüklerde herhangi bir tereddüt ya da geriye düşüş sözkonusu değil. Muhakkak ki, kriz döneminde kendi derdine düşmüş bir Avrupa’nın da Türkiye’nin AB hedefine yönelik bir perspektif sunamadığı eleştirisini getirebiliriz.
Onlar da işin farkına varmış olacaklar ki, AB’nin önde gelen liderleri de sorunlu geçen Kıbrıs dönem başkanlığının ardından İrlanda’nın dönem başkanlığında Türkiye’nin artık müzakereye geri dönmesini görüşüyor.
Liderlerden sıcak mesajlar
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile biraraya gelen AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, İrlanda dönem başkanlığında en az bir müzakere faslının açılmasına desteklerini dile getirdiler. Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin sürmesine büyük önem verdiğini söyleyen Merkel, bu doğrultuda Fransa ile temasta bulunacağını açıkladı. Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde Fransa beş faslın müzakere edilmesini veto etmişti. Ancak, François Hollande’ın Türkiye’nin AB üyeliğine Sarkozy gibi bakmadığı da belli. Hazır, liderlerden böyle mesajlar geliyorken, soğumuş olan AB sürecini yeniden canlandırarak, lehine çevirmek Türkiye’nin elinde. Muhtemelen, ilk olarak açılmaya hazır olan 17. fasıl Ekonomik ve Parasal Politika yani “avro” ile başlanacak. Faslın müktesebatı temel olarak, üye devletlerin merkez bankalarının bağımsızlığı, kamu sektörünün merkez bankaları tarafından finansmanının yasaklanması ve kamu kesiminin finansal kurumlara imtiyazlı erişiminin önlenmesi konularını kapsıyor. Türkiye açısından bu faslı müzakereye açarak müzakerelere geri dönmek faslın içeriğinden çok AB ilişkisinin sürdüğü anlamını taşıyacaktır. Hükümet, “Yok avro bize yük oluyor” diyorsa, Başmüzakerecilik ve AB Bakanlığı’nı hemen lağvederek yerine Şanghay Altılısı ile ilişkilerden sorumlu bir bakanlık kurabilir...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022