Sezin ÖNEY
Avrupa Parlamentosu seçimleri, sürprizlere gebe demiştik; öyle de oldu gerçekten.
Ancak, bazı “sürprizler” beklendiğinden de farklı gerçekleşti. Öncelikle, “beklenmeyen” sürprizlerden başlayalım:
-- Yeşiller, beklenenden daha iyi ve çarpıcı bir çıkış gerçekleştirdi. Bu çıkışın çarpıcı olmasının sebebi, Yeşiller’in Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalye sayılarında büyük artış olması değil, Almanya gibi çok kilit bir ülke olmak üzere, bazı yerlerde yakaladıkları çıkış ivmesi.
-- Aşırı sağ/popülist sağın toplam sandalye sayısı, beklenenin altında kaldı. Ancak, tıpkı Yeşiller gibi, Aşırı Sağ Popülistler de belli bazı kilit yerlerde elde ettikleri “zaferlerle” ön plana çıktı. Buna karşılık, Yeşiller ile Aşırı Sağ Popülistleri karşılaştırırsak, asıl başarılı olanın ve daha net bir zafer kazananın Yeşiller olduğunu kesin biçimde söyleyebiliriz. Bunun başlıca sebebi de Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki Sağ Popülist çıkışların sadece “tek lider odaklı” olmaları-bu konuyu daha sonra derinlemesine ele alacağım. Ama bu temel sebebin ötesinde de Avrupa Parlamentosu’nda, Yeşiller dördüncü, Sağ Popülistler’in en büyük grubu Uluslar ve Özgürlükler Avrupası (Europe of Nations and Freedom) ise altıncı parti konumunda.
-- Yeşiller gibi çıkış yapan bir başka sürpriz güç, “Liberaller” oldu. Merkez partilerin “karar alıcı” statülerini sürdürmek için ihtiyaç duyduğu can simidini de Liberaller sağlayabilir. Öte yandan, Aşırı Sağ Popülistler’in Avrupa’nın başlıca partisi olan Avrupa Halk Partisi’ni (European People’s Party) fena halde köşeye sıkıştırdığını ve hatta teslim almakta olduğunu söylesek hiç de yanlış olmaz. Bu açıdan, merkez siyaset için hem Sağ hem de Sol için Liberaller’in önemi artıyor.
28 ayrı seçim, 28 ayrı hikâye: Aynı eğilim
Ve Avrupa Parlamentosu’nun” beklenen” sürprizi de “merkezin” düşüşü oldu. Avrupa genelinde, “merkez siyasetin parçalanması” bir süredir üzerine konuşulan bir mesele olduğundan aslında sonucun bu kısmında şaşacak bir şey yok. Merkez Sağ ve Sol’un irtifa kaybı ile ilginç ve sürprizli nokta, doğan boşluğu kimin doldurabileceği sorusu.
Şu noktayı göz önünde bulundurmak gerek: Avrupa Parlamentosu seçimleri dediğimizde aslında 28 ayrı ülkede gerçekleşen ve kendi iç siyaset koşullarına göre de şekillenen, 28 ayrı hikâyesi olan oylamalardan bahsediyoruz. Kimi Avrupa Birliği üyesi ülkede “İlerici” (Progressive) çizgi olarak adlandırılabilecek Sosyal Demokrat ve/veya Yeşiller yükseliyor; kimilerindeyse Aşırı Sağ Popülistler. Kimi AB ülkesinde “merkez” tamamen çöküyor, kimilerinde ise “Merkez” siyaset zaten bir dönüşüm sürecinden geçtiğinden farklı “yüzlerle” karşımıza çıkıyor. “Merkez”in çökmesi, dönüşmesi sonucu yeni siyasetçiler ve hareketlerin sahneye çıkması ise, 28 ayrı hikâyenin ortak paydası.
Şimdi, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin kazananı olarak adlandırabileceğimiz ve Merkez’de doğan boşluğu doldurabilecek başlıca üç siyasi akımı yakından inceleyelim: Yeşiller, Aşırı Sağ Popülistler ve Liberaller. Bu üç siyasi hareketin Avrupa Parlamentosu seçimleri başarıları ve gelecek potansiyellerini tek tek, ayrı yazılarda ele alacağım. Önce Yeşiller…
Yeşiller: Popülizmin Panzehiri mi?
Avrupa Parlamentosu seçimleri sonuçlarına göre, 751 sandalyeden 69’unu Yeşiller aldı. Yeşiller’in, 2014’ te kazandığı temsilci sayısı 52 idi. Kamuoyu araştırmalarına dayanan projeksiyonlara göre de alabilecekleri Avrupa vekilliği sayısı maksimum 55 civarıydı. Bir kere, Yeşiller’in temsil kapasitesinin arttığın, Avrupa genelinde de yüzde 9,2’lik oyla dördüncü büyük grup hâline geldiklerini görüyoruz.
Aslında, Yeşiller’in siyasi çıkışta olduğuna dair işaretleri, Avrupa genelinde son aylarda gerçekleşen oylamalarda gözlemek mümkündü. 2018 sonbaharından itibaren, önce Lüksemburg genel seçimlerinde; ardından Almanya’nın güneyinde Bavyera ve kuzeyinde Hessen eyaletleri ile Belçika’daki yerel seçimlerde Yeşiller, beklenmedik zaferlere imzasını attı.
Zaten, biz de bu “Yeşil Dalga” ihtimalini, P24’te 29 Ekim 2018’de, “Popülizme Yeşil Panzehir” başlıklı yazıda dile getirmişiz. O zaman, “henüz siyasi bir trend haline gelen bir "Yeşil Dalga"dan bahsetmek zor” demiştik. Buna karşılık, eğer ki “Popülizmin yükselişi” olarak adlandırılan gelişmelere set çekecek bir siyasi akım varsa, o alternatifi sunmaya en yakın olanların Yeşiller olduğuna dikkat çekmiştik.
Geçen sonbahar Avrupa genelinde elde ettikleri zaferler sonrası Yeşiller’in kendileri de bu tarihî fırsatın farkına varmaya başlıyor gibi gözüküyordu. Avrupa Yeşilleri’nin Eşbaşkanı Reinhard Bütikofer, "yeni merkez" hâline dönüşmekte olduğunu öne sürmüştü. Bütikofer, EURACTIV'e 14 Ekim 2018'de verdiği mülakatta şöyle diyordu:
"Benim heyecan verici bulduğum bu üç yerde de [Bavyera, Lüksemburg ve Belçika'da], Yeşil Partilerin merkezdeki geleneksel siyasi partilerin içine sürüklendiklerinin tam aksine söylem geliştirmeleri. Bu da siyasi merkez gücünün yeniden şekillenmekte olduğunu gösteriyor."
Ancak, Avrupa Parlamentosu seçimlerine yaklaşırken, henüz birkaç ay önce 2018’in son çeyreğinde kendini ortaya koyan bu trendden bahseden pek yoktu: Yeşiller’in kendilerinin bile, çoğu yerde, “geleceğin kendilerinde” olduğu iddiasıyla kampanya yürüttüklerini düşünmüyorum. Medya genelindeki “Popülizmin yükselişi” temalı manşetler, Aşırı Sağ’dan gelen tehdide dikkat çekiyordu; Yeşil siyasetin sunabileceği fırsatla ilgilenen fazla kimse yoktu.
Avrupa Parlamentosu seçimleri sonucunda ise, başta Almanya olmak üzere; İrlanda, Hollanda, Finlandiya, Belçika, Fransa gibi ülkelerde Yeşiller’in elde ettiği seçim zaferlerinden bahsediyoruz. Tüm bu ülkelerde Yeşiller, Avrupa Parlamentosu yarışını ikinci parti olarak bitirdiler. Yeşiller’in, 2014’teki Avrupa Parlamentosu seçimlerine nazaran oylarını ikiye katlayarak yaklaşık yüzde 20’ye çıkardığı Almanya, en çok dikkat çeken “zafer” noktası. Ama bana kalırsa, asıl 10 yıl önce, Aşırı Sağ Popülistler’in yükselişinden, çeşitli Avrupa ülkelerinde “siyaseti belirleyen”, “ana muhalefete oynayan” hareketler haline gelmeye başladıklarından söz ettiysek; şimdi aynı hikâyenin ta o en başına Yeşiller için döndük diye düşünüyorum.
“Yeşil politikanın” başarısı kalıcı
Aşırı Sağ Popülistler, Merkez’in, geleneksel Sağ ve Sol’un aşınmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmaya, 2010’ların sonunda kendi gündemlerini yaratarak başlamışlardı. Aşırı Sağ’ın “popülerleştirdiği”, medyatik bir konu haline getirdiği, “yabancı fobisi” meselesi de 2015’teki “mülteci krizinin” gerçekleşmesiyle, Avrupa’nın gerçekten ana gündem maddesine dönüşmüştü. Diğer bir deyişle, Aşırı Sağ Popülistler, kendi şekillendirip kendi çıkarları için “araçsallaştırdıkları” suni gündemler üzerinden yükseldiler. Oysa, Yeşiller’in kalıcı bir gündemle, çok gerçek ve hepimizin hayatını etkileyecek konular üzerinden; çevre sorunları, küresel iklim krizi ile siyasette kalıcı bir çıkış yapması söz konusu. Günlük hayatımızda etkilerini görmeye başladığımız çevre sorunları, iklim krizi felaketlerine yönelik gerçek projeleri, çözüm önerileri olanlar da sadece ve sadece Yeşiller.
Belki de “Yeşiller” yerine, “Yeşil Siyaset” demem daha doğru olur: bugünkü mevcut kadrolarıyla Yeşiller partileri, kendilerini yükseltecek koşulları lehlerine kullanabilirler veya kullanamayabilirler. “Yeşil Siyaset” ise, belki bugünkü Yeşiller’in siyasi kadrolarından isimleri parlatacak; belki şu an siyaset sahnesinde olmayan yepyeni kişiler, politikaya çekilecek. Her koşulda, geleceğin siyaseti, “Yeşil” olacak.
1960’lar ve 1970’ler döneminde nasıl dünya genelinde etkili olan toplumsal hareketler yaşandıysa, aslında günümüzde de benzer bir dalganın arifesinde olduğumuzu düşünüyorum. 2018 sonbaharında, Avrupa genelinde Yeşiller’in elde ettiği seçim zaferlerinden bahsettim: ama aynı dönemde bir şey daha oluyordu. Ağustos 2018’de, Greta Thunberg, İsveç’te, yaşadığı kent Stockholm’de, her Cuma “iklim krizine dikkat çekmek için” okula gitmeyi reddetmeye başlamıştı. Her Cuma, İsveç Parlamentosu önünde müthiş bir ısrar ve inançla, iklim krizine karşı pasifliği protesto için oturan “Asperger Sendromu inadına” sahip, o dönem 15 yaşındaki kıza ilişkin haberler, geçen Eylül-Ekim’de, dünya medyasında yavaş yavaş yer almaya başlamıştı. Çok iyi anımsıyorum: 2018 Eylül’ünde, ne zaman Greta Thunberg’in fotoğrafını görsem, gözlerimden yaşlar inmeye başlıyordu. O dönem henüz ismi pek duyulmamış, İsveç’te naif bir girişimde bulunuyormuş zannedebilecek bu kızın, dünya çapında bir akımı başlatacağını hissedebiliyordum. Greta Thunberg’in, son derece net, samimi ve inançlı biçimde ifade ettiği iklim gerçekleri, aslında onlarca yıldır gözümüzün önünde duruyordu. Onun ve onun verdiği ilhamla dünya genelinde Cuma günleri okula gitmeyi reddeden çocuklar ve gençler, bir türlü alamadığımız sorumluluklarla yüzleşmeye başlamamızı sağladılar.
Ve tabii, 31 Ekim 2018’de Londra’da Parlamento Meydanı önünde, “Extinction Rebellion (XR – Yokoluş İsyanı)” adlı küresel hareketi başlatanlar da. XR, 15 Nisan 2019’da da 10 gün boyunca, gene Londra başta olmak üzere, dünya genelinde protestolar düzenledi; yapabildikleri yerlerde, sivil itaatsizlik eylemleriyle iklim krizine karşı “aksiyon” talep ettiler.
Çocukların ve gençlerin başını çektiği bu hareketler olmasaydı, Ekim 2018’de yayınlanan Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Küresel Isınma Özel Raporu’nun yaptığı felaket uyarıları, şimdiye kadar yapılmış ikazlar arasında kaybolup giderdi. Benzer şekilde, Aralık 2018’de Polonya’nın Katowice kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP24) de, şimdiye kadar yapılmış bir iklim krizi toplantısı daha olarak gelip geçebilirdi.
2019 baharına geldiğimizde ise, Birleşik Krallık ve İrlanda parlamentoları, “iklim için acil durum” ilan etti; Kanada’da ise, acil durum ilanı, mecliste onaylanmaya bile gerek duyulmadan, ivedilikle kabul edildi. Dünya genelinde, yerel meclisler, belediyeler de “iklim için acil durum” alarmına geçiyor ve iklim krizine karşı tedbir almaya başlıyorlar.
20 Eylül 2019’da ise, dünya çapında bir grev için çağrı yapılıyor; Greta Thunberg ve çocuk-genç iklim aktivistleri, tüm dünyayı kendilerine katılmaya çağırıyorlar. Bu çağrı, “büyükler” arasında da yankı buluyor gibi gözüküyor.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin de ortaya koyduğu gibi, ilk kez oy verenler ve genç seçmenler arasında, “Yeşil” tercih en yüksek siyasi eğilim olmaya doğru gidiyor. O yüzden de bana kalırsa: bu daha başlangıç- geleceğin siyaseti “Yeşil”.
20 Eylül 2019’da “Dünya İklim Grevi” çağrıları Guardian’da yayınlandı; çağrıları, Ömer Madra, Türkçe’ye çevirdi. Orijinalleri ve çevirilerinin bağlantılarına şu adreslerden ulaşabilirsiniz:
“Young people have led the climate strikes. Now we need adults to join us too”, 23 Mayıs 2019, https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/may/23/greta-thunberg-young-people-climate-strikes-20-september
“Gençlerden ihtiyarlara 'genel grev' çağrısı: Kitlelerin direnişini başlatabiliriz”, 27 Mayıs 2019, http://acikradyo.com.tr/acik-gazete/genclerden-ihtiyarlara-genel-grev-cagrisi-kitlelerin-direnisini-baslatabiliriz
“We’re stepping up – join us for a day to halt this climate crisis”, 24 Mayıs 2019,
https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/may/24/climate-crisis-global-strike
“İhtiyarlar gençlerin 'grev çağrısı'na katılıyor: Yetişkinler yetişkin gibi hareket etmeli”, 27 Mayıs 2019, http://acikradyo.com.tr/acik-gazete/ihtiyarlar-genclerin-grev-cagrisina-katiliyor-yetiskinler-yetiskin-gibi-hareket-etmeli
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024