Taha Akyol
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Bunun ‘başkanlık sistemi’ olduğu söyleniyor ama değil. Bizdeki, dünyada benzeri olmayan bir sistem.
Trump’ın bakan atama çalışmaları, bizdeki sistemin başkanlık sistemi olmadığını gösteren bir örnektir.
Seçimlerde kesin bir zafer kazanan Trump Adalet Bakanlığı için Matt Gaetz’i aday yapacağını açıklamıştı. Fakat Gaets adaylıktan çekildi. Aslında Trump onu geri çekti. Çünkü Gaetz’in 17 yaşında reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkiye girdiği ve yasa dışı uyuşturucu kullandığı yolunda Temsilciler Meclisi Etik komitesi araştırma yürütüyor!
Pervasızlığına bakın, Trump buna rağmen onu aday yapacağını açıklamıştı. Kendi partisinden bile ciddi itirazlar gelince geri adım attı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Bizdeki sistemde Cumhurbaşkanı, istediği kişiyi bakan veya yüksek bürokrat olarak atayabilir, kimse karışamaz. Amerikan sisteminde ise Başkan/Cumhurbaşkanı istediği kişiyi bakan atayamaz, yüksek yargıç atayamaz, Merkez Bankası (Fed) Başkanı atayamaz… Sadece aday gösterir, Senato tarafından onaylanırsa atanmış olurlar.
Senato da onaydan önce o kişi hakkında ayrıntılı araştırma yapar, kamuya açık sorguya çeker.
Trump’ın Adalet Bakanlığına düşündüğü Gaetz’in Senato soruşturmasında çok kötü duruma düşeceği belli olunca Trump aday değiştirdi, Adalet Bakanlığına eski Florida Başsavcısı Pam Bondi'yi aday göstereceğini açıkladı.
Bütün sistemlerde Adalet Bakanlığı, yargı bağımsızlığı açısından önemlidir. Şu anda Trump hakkında 10 kadar savcı yolsuzluk, vergi, seçim bağışlarında usulsüzlük gibi suçlardan soruşturma yürütüyor!
Başkanlık sisteminde Başkan’ın tüm atamaları böyle yasama organı denetimine tabidir. Bizde ise…
CB SİSTEMİ
Cumhurbaşkanı’nın hiçbir ataması, bütçe dışında hiçbir tasarrufu Meclis denetimine tabi değildir. Meclis, sadece soru ve eleştiri konusu yapabilir. Meclis araştırması ise iktidar çoğunluğunca reddedilmektedir.
Bizde partisinin milletvekili adaylarını da Cumhurbaşkanı belirliyor. ABD’de bu hayal bile edilemez.
CB sistemiyle başkanlık sistemi arasındaki büyük farkın temelinde büyük bir felsefi fark vardır: ABD anayasasını yapanlar, otoritenin tek elde toplanmasının sakıncaları hakkında esaslı bilgi ve hassasiyet sahibiydiler. Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini, “kuvvetler ayrılığı” ve “denetim ve denge” ilkelerine göre düzenlediler.
Bizde ise CB sistemi, Cumhurbaşkanı’na olabildiğince fazla yetki verme düşüncesiyle kaleme alındı. CB sisteminin mimarlarından Prof. Şükrü Karatepe, o zaman Fatih Altaylı’ya ’şu sözlerle ifade etmişti:
“Tayyip Erdoğan için yapılan bir düzenlemedir diyorlar. Kim güçlü ise işaret gösterir ve yapılır. 82 anayasası Kenan Evren için yapıldı ve herkes kullandı. Bugün Tayyip Bey istiyorum dedi ve yaptırdı.” (26 Ocak 2017)
Hatta MHP’li hukukçu Mehmet Parsak, Kübra Par’a Ak Parti’nin teklifinde Cumhurbaşkanına daha geniş yetkiler verildiğini, kendilerinin “olabildiğince” sınırladıklarını söylemiştir. (15 Aralık 2016)
Ya bir de o yetkileri olsaymış…
BÜYÜK TECRÜBE
ABD sistemi hem tarihçiler hem anayasacılar bakımından bugüne kadar başarılı bulundu. Şimdi Trump gibi egosu “denge ve denetim” kabul etmez bir başkan tarafından yönetilecek. Üstelik Senato ve Temsilciler Meclisi’nde de çoğunluk… Dahası kutuplaşma, ABD’de de partizan davranışları güçlendirmiş bulunuyor.
Trump kuvvetler ayrılığı sistemiyle çatışacak, bu belli.
Daron Acemoğlu, bu yüzden, ABD’de demokrasinin ve dolayısıyla ekonominin sıkıntıya gireceğini söylüyor.
Anayasa hukuku açasından büyük bir tecrübeyi izleyeceğiz. Bakalım nasıl sonuçlanacak.
Bizde ise Cumhurbaşkanı benzersiz yetkilere sahip olduğu gibi Yargı üzerinde bile fazlasıyla etkili… Sonuç ortada; Türkiye hukukta irtifa kaybetti… Ekonomide enflasyon denizine düştü. Sistemde Merkez Bankası’nın bağımsızlığını koruyacak tek hukuki mekanizma çıkmadı, yok çünkü.
Ben, Montesquieu’nün 1758’de yazdığına inanırım:
“Şu üç kuvvet aynı kişinin veya önde gelenlerden, asilzadelerden yahut halktan oluşan aynı kurumun elinde toplanırsa her şey mahvolur: Yasama, yürütme ve yargı…” (Kanunların Ruhu, İş Bankası yay. s. 199)
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025
28.10.2025