Taha Akyol
Türkiye’yi bugünkü duruma düşüren iki temel faktör; biri 2011’den sonra başlayan rasyonellikten uzak şahsi politikalar… Diğeri bu şahsi politikaları anayasallaştıran, böylece düzeltme imkanlarını ortadan kaldıran CB sistemidir.
İktidara menfaat dışında safiyet ve ihlasla destek verenler, neden her şeyin 2011’den sonra bozulmaya başladığını, CB sisteminde kötüye gidişin neden hızlandığını bir düşünmelidir.
Daha kötüsü, AK Parti’nin iktidara yapıştıkça güç tutkusunun artması ve bu yüzden reform vizyonunu ve enerjisini kaybetmesidir…
REFORM SÖZLERİ
İşlerin kötüye gittiği en az beş altı yıldır açıkça görülüyor. İktidarın reform ihtiyacından bahsetmesi de bunun ispatıdır. İşte Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın üç yıl önce Yeni Ekonomik Program açıklamasındaki sözleri:
“Önümüzdeki üç yıllık seçimsiz dönem, paradigma değişimi çerçevesinde yapısal reformlarla ekonomide planlanan köklü dönüşüm ve değişimi tamamlamak için bir fırsat penceresi sunmaktadır
.” (4 Ekim 2019)
Buna göre enflasyon 2021’de yüzde 8’e inecekti!
Ne oldu, hangi “yapısal reform” yapıldı?!
Daha yakın bir tarihte Cumhurbaşkanı’nın sözleri… Naci Ağbal’ın rasyonel para politikasına “acı ilaç içmemiz gerektiğinin farkındayız” diyerek destek veren Erdoğan şöyle diyordu:
“Bakanlıklarımız ve kurumlarımız yanında ilgili tüm kesimlerle yakın diyalog ve iş birliği halinde; ülkemizde ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz…” (13 Kasım 2020)
Ama ne oldu? Ağbal görevden alındı, “acı ilaç” unutuldu, ekonomiye yine “düşük faiz” şerbeti veriliyor.
Yargı paketleri… Avrupa fonlarının desteyle hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planı… Gösterişli törenlerden öteye neyi değiştirdi?
REFORM DENİLİYOR AMA…
Ülkede yargı bağımsızlığı ile Merkez Bankası’nın araçsal bağımsızlığını ve devlet yönetiminde liyakat ilkesini sağlamayan hiçbir tasarruf “reform” güvenİ vermez, vermiyor zaten.
Hukuk devletinde, yani kuralların ve kurumların güçlü olduğu devletlerde politikalar istikrarlıdır… Bilirsiniz ki, yargı bağımsızdır, hakimler kararları yüzünden HSK eliyle sürülmez… AYM ve AİHM kararlarına uyulur…
Bizde böyle mi?
Bilirsiniz ki, Merkez Bankası bağımsızdır, yöneticiler en az beş sene iş başındadır, ne yapacakları öngörülebilir... Ama bizde?.. Naci Ağbal’a bakarak para politikalarını öngörmek mümkün oldu mu? Yirmi ayda dördüncü başkan getirildi…
Kurumlaşmış yönetimlerde bilirsiniz ki, kamu bankaları siyaset için değil, sektörel destekler için kullanılır. Ziraat Bankası medyada mülkiyet değişikliği için değil, tarım için kredi verir… İhale Kanunu yüz defa değiştirilerek imtiyazlı şirketler oluşmaz, piyasa kuralları geçerlidir…
Bizde nasıl?!.
YETKİLER TEK ELDE
Bu konularda düzelme sağlayacak reformlara “yapısal” denilebilir. Ama CB sistemi geniş yetkileri tek kişide toplayarak “şahsi yönetim”i teşvik ediyor.
Arkadaşımız Yusuf Ziya Cömert dünkü köşesinde yazdı:
“Aslında iyi mi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi?
Hayır, değil.
Sistem, insan psikolojisini yanlışa teşvik ediyor.
Yanlışı sınırlandıracak veya durduracak mekanizmaları ortadan kaldırdığı için yanlış müesses hale geliyor.”
Evet, yanlışın müesses hale gelmesi…
Otuz yıl önce siyaset bilimci Juan Linz de “Başkanlık Sisteminin Tehlikeleri” adlı çığır açıcı akademik makalesinde yazmıştı bunu. Latin Amerika’yı çok yakından bilen Linz, bir elde aşırı yetki toplanmasının yaratacağı “ruh hali”ni şu sözlerle tanımlamıştı: “Kibirlenme… bir tür popülizm… muhalefete karşı açıkça husumet… sistemin frenleyici erklerden yoksun kalması… merkez-kenar kutuplaşması…”
Linz’in bu öngörülü makalesini şu eserde okuyabilirsiniz: Cem Aktaş, “Kritik Kavşak, Parlamenter Sistem, Başkanlık Sistemi”, Koç Üniversitesi, 2015.
Türkiye’yi tam hukuk devleti ve kurallı piyasa ekonomisi standardına ulaştıracak gerçek reformlar; CB sisteminin tek elde topladığı yetkilerin kurumlara geri verilmesini gerektiriyor: Yargı bağımsızlığı, Merkez Bankası bağımsızlığı, atamalarda liyakat ve denetim, denetim ve denge sağlayacak bir Siyasi Partiler Kanunu, özerk üniversite…
Bunlar olmadan Türkiye CB sistemi içinde devam edebilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025