(Başlamadan bir not: “Kenya’da gözaltına alınan Türk işadamı” haberindeki acayiplikleri kurcalarken fark ettim ki, tecrübeli meslektaşım Şerif Turgut da işin peşine düşmüş. İki koldan araştırıp bulabildiklerimizi paylaştık, akıl yürüttük. Yani bu yazıdaki bilgiler, hep olmasını istediğim türden işbirliği ürünü. Umarım buradaki toparlamamdan meslektaşım da memnun kalır.)
 

İsmi kadar iddialı görünmeyen, 55 yaşındaki Harun Reşit Aydın, Kenyalı gazetecilerin kim olduğunu, ne iş yaptığını en çok merak ettiği insan, bugünlerde. Çünkü Harun Aydın, Kenya Cumhurbaşkanı Yardımcısı William Ruto’nun Uganda’ya birlikte seyahat edeceği grupta yeralan yedi kişiden biriydi ve Kenyalı olmayan tek kişi sıfatıyla bu seçme ekipte ne aradığı -muhtemelen gruptakilerin çoğu için de- merak konusuydu. Ancak esas, gözaltına alındığında, Kenya kamuoyunda sansasyonel bir figür konumuna geldi. Önce havalimanında beş saat bekletilen başkan yardımcısı Ruto’nun yurtdışına çıkışı engellendi. 2 Ağustos’taki bu skandalın ardından, yine de Uganda’ya giden gruptaki Harun Aydın, dönüşte, 7 Ağustos günü Wilson Havalimanında gözaltına alındı.

Yaklaşık bir yıl sonraki seçimlerde iktidarı devralmayı hedefleyen Kenya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ruto, sırf koltuğundan indirmeyi hedeflediği eski müttefiki Başkan Uhuru Kenyatta ve taraftarlarınca değil, Kenya “müesses nizam”ınca da istenmiyor. (Kenya’daki siyasî tartışmalarda herkes “derin devlet” kavramını itfaiye veya su işlerinden bahsediyormuşçasına olağan şekilde kullanıyor.) TheStandard’da Leonard Khafafa’nın yazdığına göre, başkan yardımcısı sıfatıyla kullanacağı resmî rezidansa Ruto’nun girmesi engellenmiş, her nedense rezidansta birden başlayıveren tamir-tadilat işleri bahane edilmişti.

Ruto’nun havalimanında aşağılanmasına gösterilen gerekçe, devlet yetkilisi sıfatıyla yurtdışına giderken Başkan Kenyatta’dan resmî onay almamış olması. Halbuki devamlı seyahat eden bir siyasetçi. Tartışma büyüdükçe, “Ne işi var mütemadiyen Uganda’da?” imâları da bol bol ortaya sürüldü. Bunların altı boş değil. Giderek sertleşen iktidar mücadelesinin toz dumanı içerisinde, TC vatandaşı Harun Aydın, “terör finansmanı” şüphesiyle gözaltına alınıverdi. Oysa o da sık sık Kenya’ya gidip gelmiş biri.

Aydın, Nairobi’ye 24 Haziran’da gelmiş, Radisson Blu otelinde kalmış, Uganda’ya gidileceği gün, 2 Ağustos’ta buradan ayrılmıştı. Başkan yardımcısıyla birlikte olamasa da komşu ülkenin başkenti Kampala’ya uçtu, dönüşünde, işte, gözaltına alındı. Her şeyiyle müphem, tuhaf hadiseydi. Henüz uçağı Nairobi’ye inmeden Aydın’ın “birkaç saatliğine de olsa” gözaltına alınacağını Senatör Kipchumba Murkomen, Twitter’dan duyurmuştu. İddiaya göre, “terör suçlusunun dostu” gibi göstererek başkan yardımcısı Ruto’yu gözden düşürmeyi hedefleyen bir komplo yürütülüyordu. İktidar yanlısı basın, Türk işadamını “terörist” diye nitelemeye başlamıştı bile. Harun Reşit Aydın uçaktan inerken hemen derdest edilip götürüldü. Giriş-çıkış işlemleri, vize, oturma izni vs. konusunda kendisine sorular sorulacağı söylendi. Çünkü son defa ülkeden çıkışından önce Kenya’ya ne zaman girdiğine dair damga, belge, vs. yoktu. Ancak hemen sonra Anti-Terör Polis Birliği’ne (ATPU) teslim edildi. Onların elinde kaldığı iki gün boyunca kimseyle görüştürülmedi. Avukatı, “İzin vermiyorlar, yukarıdan emir var, diyorlar,” diye açıklama yaptı. Yalnız Kenya ve Uganda’da değil, başka ülkelerde de birtakım işlere giren çıkan bu Türk “yatırımcı”, ne tuhaf ki, Türkçeden başka dil bilmiyordu! Bu yüzden anti-terörcülerin elindeyken nasıl sorgulandı, derdini nasıl anlattı, tahmin etmek imkânsız.

Harun Aydın’ı “terörist” ilan etmeye niyetli Kenya yetkilileri, öyle görünüyor ki, eksik bilginin ayaklarına dolanacağını kestirememişlerdi. Çünkü gerçekten de Almanya’da “teröre yardım” faaliyetleri yüzünden tutuklanmış bir cihatçı Harun Aydın vardı; ama bu olay yirmi yıl önceye aitti ve o aynı isme sahip başka biriydi. Bu defa suçlamaya zemin olacak hiçbir şey kalmadı elde. Pazartesi günü gözaltı süresinin dolması, Aydın’ın mecburen mahkemeye çıkarılması gerekiyordu. Polis talep ederse mahkeme gözaltı süresini uzatabilirdi. Ancak gece geç vakit Harun Aydın salıverilip TC Büyükelçiliği’nden yetkililere teslim edildi, pazartesi mesaisi bile başlamadan, sabaha karşı 04.25’teki THY uçağına bindirildi, Türkiye’ye gönderildi. Böylece hiçbir şey çözülmedi, muamma daha da büyüdü. 

Açıkçası, Fethullahçılar tecrübesini yaşamış bir ülkenin insanları olarak, Harun Aydın’ı bu teşkilatla ilişkilendirerek düşünmekte zorlanmayabilirdik. Hele kendisinin daha önce Tataristan ve Kazakistan’da hayli ilginç bağlantılar içerisinde boy göstermiş olduğu hesaba katılırsa. Bu ihtimali baştan devre dışı bırakmamız gerekiyor, zira Nairobi’deki TC Büyükelçiliği yetkilileri, bir TC vatandaşının Uganda dönüşü gözaltına alınacağını haber alır almaz Wilson Havalimanı’na koşmuşlar, uçağı beklemişler, Aydın polisçe götürülüp bilahare Anti-Terör birimine teslim edildiğinde ATPU merkezine gitmişlerdi. Burada gördükleri muamelenin nâhoşluğuna rağmen dönüp gitmemiş, demir kapının ve duvarların dışında, çimenlere oturup uzun süre beklemişlerdi. Aydın’ın avukatı Cliff Ombeta ve gezi ekibinde yeralan Kepreset Milletvekili Oscar Sudi’yle birlikte. Zaten, gözaltı öncesinde, henüz Kenya basını başkan yardımcısı Ruto’nun yurtdışına çıkışına engel konması ve ekipteki meçhul Türk’ün kimliği ile uğraşırken, büyükelçilik, Nation gazetesine, Aydın’ın Kenya’ya yasal yollardan birçok defa gelip gitmiş, sabıkası bulunmayan, “temiz” bir Türk işadamı olduğunu açıklamıştı. Yani bir nevi “tanırız, iyi çocuktur” güvencesi vermişti. Milletvekili Sudi de, “Harun Bey ile ilgili şüphesi olan, Türk büyükelçiliğine gidip bilgi alabilir,” diye konuşmuştu.

Bunlara karşılık, TC Büyükelçiliği’nin “iyi çocuktur” açıklamasını kendisine hatırlatan TheStandard muhabirine İçişleri Müsteşarı Karanja Kibicho mealen şöyle dedi: Dediklerini duyduk. Ama azıcık zaman tanısınlar da bunları kendi yöntemlerimizle teyit edelim. Suçsuzsa niye suçlayalım?

Aydın’ın sahiden de Kenya’da iki yıllık oturma ve iş yapma izni var; 30 Haziran 2021’de düzenlenmiş, 2023 Haziran’ına kadar geçerli. Resmî belgeyi Aydın üzerindeki şaibeyi dağıtmak için bizzat başkan yardımcısı Ruto Twitter’dan paylaştı. Ve “terör destekçisi” olmakla suçlanan “iş ortağı”nı savundu. “Ona terörist diyenlere kulak asmayın,” dedi, Inooro TV’ye çıkıp. “Ülkemize büyük yatırımlar yapmış bir işadamıdır. Türk büyükelçiliği de onun kimliğini ve sabıka kaydı bulunmadığını doğruladı.”

Büyük yatırımlar? Hangi büyük yatırımlar? Yoktu böyle bir şey.