Yıldıray OĞUR
15 Aralık 2017 günü, Batı Şeria’daki evinin önünde kuzenini vuran İsrailli askerlere tokat atıp, onları tekmelediği için tutuklanan 16 yaşındaki Filistinli Ahed Tamimi, sekiz ay İsrail hapishanelerinde tutuklu kaldıktan sonra nihayet geçen hafta tahliye edildi.
İlk kez 2012 yılında daha 11 yaşındayken annesini gözaltına alan İsrail askerlerinin karşısına dikildiği görüntülerle hafızalara kazınan Ahed, o yıl ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelip, Başbakan Erdoğan ile görüşmüş, ödüller almıştı.
2015 yılında bu kez kardeşini gözaltına almaya çalışan İsrail askerlerine direndiği görüntüler onun “cesur Filistinli kız” ününü artırmıştı.
17 yaşına hapishanede girdiği 2017-2018’deki sekiz aylık tutukluluğu sırasında ise Ahed, İsrail askeri mahkemesindeki cesur duruşu, uzun sarı kıvırcık saçları ile bütün dünyada sempati toplamış, serbest bırakılması için kampanyalar yapılmıştı.
Türkiye’de de sivil toplum örgütleri, siyasetçiler Ahed’in serbest bırakılması için girişimlerde bulunmuş, açıklamalar yapmışlar, tahliye edilmesinden sonra bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan Ahed’i arayıp geçmiş olsun demişti.
Ama İsrail askeri mahkemelerinde yargılanırken cesaretine ve direnişine övgüler yağdırılan Ahed hakkında tahliye edildikten sonra Türkiye’de özellikle sosyal medyada tuhaf yorumlar yapılmaya başlandı.
Yorumlardan bir kaç örnek okuyalım:
“Tıpkı bir ABD'li ve İsrailli gibi giyinen Ahed Tamimi'ye hapishanede ne kadar da iyi bakılmış öyle.”
“İsrail’in bu kıza fazla müsamahakar olmasına ve özellikle bütün dünyanın bu kızın PR’ın yapmasına insanlar haklı olarak anlam veremiyor”
“Bu kız başından beri proje”
“İsrail’in piyonu kendine verilen rolü oynuyor”
“Filistin direnişinin kırmızı fularlı kızı olacak bu”
“Bu kılıkla mı Filistin’i temsil ediyor”
“Sen evvela İslam’da kadın nasıl giyinmeli onu öğren, Filistin davası ümmetin davasıdır”
Özetle yorumlarda Ahed’in bir proje olduğu iddia ediliyor.
Bu komplo teorisine gösterilen deliller ise genç kızın sarı bukleli saçları, Batılı giyim tarzı, sekiz ay sonra tahliye edilmesi, Batı medyasında ona gösterilen ilgi ve tahliye edildikten sonra yaptığı “Filistin direnişi sapan ve taşla değil kalemle sürdürülmeli” açıklaması...
Ama sarı bukleli saçları, laik giyim tarzı, dünyadan gördüğü ilgi yüzünden Ahed’in bir proje olduğunu ilk söyleyen onlar değil.
Önce okuyalım;
“Ailenin üyeleri dış görünüşleri sebebiyle özel olarak seçilmiş. Sarışın, mavi gözlü, beyaz tenliler. Ayrıca kıyafetlere bakın. Tam bir kostüm. Filistinlilerin tarzı değil, neresinden baksan Amerikan giyim tarzı bu. Tersinden Beysbol şapkası bile takıyor. Avrupalılar bile tersinden beysbol şapkası takmaz. Her şey hazırlanmış. Provokasyonu yap, kavgayı başlat, posterleri dışarı çıkar. Her şey planlanmış. İşte Pallywood dediğimiz şey bu. Birileri huzursuzluk çıkarıp, İsrail’in imajına zarar versin diye bunlara para veriyor. ”
https://www.haaretz.com/israel-news/.premium-arab-mk-demands-israel-reveal-minutes-of-secret-session-on-tamimi-1.5763901
Bu sözler, Ahed’in tutuklanmasından bir ay sonra, Ocak 2018’de söylenmiş. Söyleyen kişi de bir sosyal medya trolü de değil, Michael Oren.
Oren, Amerika doğumlu İsrailli bir tarihçi. 2009-2013 yılları arasında İsrail’in ABD büyükelçiliğini yaptı. Emekli olduktan sonra merkez sağcı Kulanu partisinden Knesset’e girdi ve Dış İlişkiler Komitesi başkanlığına getirildi.
Bu sözleri söylediği sırada pozisyonu ise Netanyahu’nun Başbakanlığı’nda kamu diplomasisinden sorumlu bakan yardımcılığı.
Oren sadece Ahed’in “İsrail’in imajına zarar vermek isteyenlerin bir projesi” olduğunu da söylemedi, yaptığı açıklamada iki yıl önce başkanı olduğu Knesset’in Dış İşleri ve Savunma Komitesi’nin yaptığı gizli bir soruşturmayı da teşhir etti.
Oren’in açıklamasına göre komitenin alt komitesi, Şinbet mensupları ve sivil örgütlerden isimleri dinleyip ciddi ciddi Tamimi Ailesi’nin gerçek bir aile olup olmadığını araştırmıştı.
Oren o yıllarda attığı bir tweette de şöyle yazmış: “Gerçek bir aile olup olmadıkları bile bilinmeyen Tamimi Ailesi ellerinde kamera, çocuklarını Amerikalılar gibi giydirip, onlara para verip İsrail askerlerini provoke ettiriyorlar. Sivil toplum örgütleri esas bu acınası ve acımasız çocuk istismarını araştırmalı!”
İsrail Meclis’inde gizli bir komitenin Tamimi ailesinin proje aile olup olmadığını araştırdığı ifşaatı, başta Arap milletvekilleri olmak üzere İsrailli muhalifleri ayağa kaldırdı, Oren ırkçılıkla suçlandı.
Ama İsrail’de Ahed’in İsrail’e zarar vermek isteyenlerin projesi olduğuna inanan sadece Oren değil.
İsrail medyasında, tutuklu olduğu sekiz ay boyunca dünyada İsrail’in Filistinlilere zulmüne karşı sivil bir direniş sembolü haline gelmesine karşı, Ahed ve Tamimi Ailesi üzerine pek çok komplo teorisi, karalama haberi yazıldı.
En tuhafı, “Filistin diye bir şey yoktur, çünkü onlar P diyemez” (Palestine’a atıfla) sözüyle ünlenen iktidardaki Likud Partisi milletvekili Anat Berko’nun eşi yazar Reuven Berko’nun Ahed’in sarı saçlarını, Tamimi ailesinin aslında Yahudilikten dönme olduğu iddiasıyla açıklamaya çalışması.
Sağcı bir think tanke göre ise Tamimi ailesi Amerika’daki solcu Yahudilere ait New Israel Fund tarafından finanse edildi, hatta ellerindeki kameraları bile onlar aldı.
“Dünya medyası bu aileyi sivil direnişçi oldukları için kutluyor, NBC televizyonu ‘Filistin mücadelesinin sarı saçlı mavi gözlü poster çocuğu’ diyor ama gerçekler farklı” diyerek başlayan başka bir think tank raporunda Tamimi Ailesi “teröre kendini adamış bir aile” olarak tarif edilmiş.
Ahed’in İsrail askerlerine canlı bombalı saldırıları öven konuşmalar yaptığı, babasının Batı Şeria’daki direnişin sözcülerinden olduğu, annesinin İsrail’e yönelik askeri saldırıları destekleyen paylaşımlar yaptığı, bir kuzenlerinin İsrail askerini öldürmekten, onun eşinin ise bir pizzacıyı basıp 15 sivili öldürmekten hapiste olduğu gibi bilgilerle Ahed’in sivil direnişçi imajı karalanmaya çalışılmış.
Ahed aleyhinde İsrail’de çıkmış gazete yazıları ve sosyal medya mesajlarından yine tanıdık gelecek bir kaç örnek daha verelim:
“Ahed Tamimi evet mağdur ama İsrail’in mağduru değil. Esas trajedi genç bir kızın zihninin tehlikeli ailesi tarafından doğumundan itibaren zehirlenmesi.”
“Başka bir ülkede biri askerine böyle saldırsa, ona bu kadar kibar davranılmazdı. İşte İsrail ordusunu farkı.”
“Ölene kadar hapiste kalmayı hak ediyor.”
“Tamimi aşireti Af Örgütü’nün desteğiyle dünya çapında tanındı. Ama onları şiddet karşıtı diye savunmak tehlikeli bir mit”
“Filistinlilerin her türlü yalanına inanan kullanışlı aptallarsınız, ama İsrail devletinin söylediği tek kelimeye inanmıyorsunuz.”
Hepsi de ne kadar tanıdık.
Tabii İsrail’de sadece Ahed ve ailesini suçlayanlar yok, onlara destek verenler de vardı.
Daha önce evinin kapısında “solcu hain” diye yumruklu yumurtalı saldırıya uğrayan İsrailli şarkıcı, şair, gazeteci Yehonatan Gefen, Ahed’i Holokost’un sembol isimleri Anna Frank ve Hanna Szenesh’e benzetince aşır sağcı Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın emriyle şarkılarının İsrail’in ordu radyosunda çalınması yasaklandı.
Pek çok İsrailli sivil toplum örgütü Ahed’in serbest bırakılması için kampanyalar yaptılar. Başta Haaretz olmak üzere İsrail medyasında Ahed’e destek veren ve İsrail’i eleştiren haberler ve yazılar yayınlandı. ABD’deki solcu Yahudilerin gençlik örgütleri 31 Aralık’ta doğum gününü kutlayan Ahed’e yüzlerce kutlama kartı gönderdi.
Ahed hakkında İsrail’deki sağcılarla, Türkiye’de Filistin meselesine duyarlı bazı muhafazakarların benzer tepkiler vermesi, her ikisinin de tam tersi açılardan da olsa Ahed’e “proje” demesi ise tabii ki sadece bir tesadüf değil.
Bu tesadüf bir komplo da değil. Sadece ortak bir zihin pratiğinin farklı tezahürleri.
Kendi hakikatinin mutlak olduğuna inanınca, kafandaki resme uymayan, ideali bozan her şey ve herkes oraya birileri tarafından eklenmiş, orijinalinde olmayan, proje, komplo haline gelebiliyor.
Böylece hakikatinin mutlaklığı tartışma dışına çıkıyor. Zihin kendini sorgulamak gibi çetin bir işten kurtuluyor. Aynı türküyü söylemeye devam edebiliyorsun.
Öyle olunca da 16 yaşında İsrail hapishanelerinde kahraman olan bir küçük kız, 17 yaşında tahliye olunca proje haline gelebiliyor.
Suçlusu da sarı saçları...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025