Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
Toplumu yorumlamak
5.01.2012
3380

 Doğrusu büyük kitlelerin neyi nasıl düşündüğü konusu toplum bilimleriyle uğraşanlar açısından çok çekici bir konudur. Özellikle sosyolojinin Anglosakson ülkelerdeki “istatistiksel” yöneliminin de böyle bir nedeni vardır. Kamuoyu yoklamaları, anketler ve bir dizi benzer araçla toplumun belirli bir konuda ne düşündüğü ya da nasıl düşünmeye eğilimli olduğu anlaşılmaya çalışılır.

Ne var ki bu türden “niceliksel” tesbitlerin, en azından günümüzde, toplumun nasıl düşündüğünden çok toplumun nasıl düşünmesi gerektiği gibi bir amaç için yapılır hale gelmiş olması bu yaklaşımı da sorunlu hale getirmiştir. (Tabi bunları bütün bu türden çalışmalar için söylemediğimi de belirtmeliyim).

Bir diğer yaklaşım “niteliksel” olarak adlandırılan yaklaşımdır. Bu yaklaşım daha çok soyuttur ve araştırmacının sorguladığı davranış nedenleri konusundaki gözlemlerinden yola çıkan bir anlama çabasıdır. Burada özellikle toplumu sarsıcı olaylar karşısında toplumun davranışıyla toplumun beklenen davranışı arasındaki ilişkiyi “açıklayıcı” olarak kullanmak niteliksel bir sorgulama açısından etkili bir yol olabilir.

Örneğin bir deprem karşısında toplumun depremden etkilenmiş insanlara ne ölçüde yardım edip etmediğine ilişkin gözlem toplumun ne ölçüde yardımseverce davrandığının bir işareti olarak kabul edilebilir vs. Nitekim 1999’daki Marmara Bölgesi’ndeki büyük depremde Yunan halkının Türklere yardım etme gayretinin o günlerde Yunan halkıyla Türk halkının sanıldığının aksine birbirlerine karşı düşmanca duygulara sahip olmadıklarının bir işareti olarak kabul görmüştü.

Bu metodoloji konusuna bu kadar yer ayırmamın nedeni Etyen Mahçupyan’ın 1 Ocak 2012 tarihliZaman’da yayımlanan “Namus Zemini” adlı yazısında vardığı “niteliksel” tesbitleri. Mahçupyan 2011’deki bazı önemli olaylar karşısında toplumun verdiği tepkilerden giderek bazı tesbitlerde bulunuyor.


Birincisi,
 “MİT yetkilileriyle PKK liderlerinin görüşmeler yaptıkları(nın) kamuoyuna yansı(ması) ve toplum(un) tepkisiz” kalması; ikincisi, “Dersim’de Mustafa Kemal’in bilgisi dahilinde bir katliam yapılmış olduğu bizzat Başbakan tarafından itiraf edil(mesi) ve toplum(un) bu gerçeği kolayca sindirmesi. Üçüncüsü ise, “Fransız parlamentosu(nun) Ermeni soykırımını inkâr etmeyi suç sayan bir yasa geçirirken, devlet yetkililerinin ve medyanın büyük çabasına karşın toplumun geneli(nin) olgun ve dirayetli tutumunu bozma(ması)...”

Doğrusu bu olaylar ve bu olaylar karşısında toplumun verdiği tepkileri ben de Etyen gibi değerlendirmiş ve benzer yorumlar yapmıştım. Ama bu son 35 yurttaşın Silahlı Kuvvetler tarafından öldürülmesi olayı gibi bir “deprem” karşısında toplumun verdiği tepkiyi yorumlamakta zorlanıyorum.

Elimde bir “niceliksel” kanıt yok. Ama okuduğum yazılardan ve gözlediğim davranışlardan bu olayda toplumun genel yaklaşımının “devlet”ten yana olduğu yönünde. Özellikle olaydan birkaç gün sonra“yeniyıl”ın gelmesi ve yeniyıl kutlamalarının büyük şehirlerimizde oldukça yaygın bir biçimde yapılmış olması bu bakımdan bana kafa karıştırıcı geliyor.

Toplum “Bana ne sizin kavganızdan” mı demek istiyor, yoksa “Devlet ne güne duruyor eğer devletin kurallarına uygun davranmıyorsan ölümü de hak ediyorsun” mu demek istiyor? Toplumun diğer olaylardaki tepkisizliğini, Etyen’in belirttiği gibi “...aldatılmışlık duygusu içinde olan ve artık aldatılmak istemeyen bir halkın gizli direnci” olarak yorumlamak mümkün, ama bu yorumun bu olayda da geçerli olabilmesi için, toplumun, “devlet”in yol açtığı bu katliama tepkisiz kalması değil aksine tepki çıkarması gerekirdi.

Doğrusu ekonomik açıdan baktığımızda toplumun çılgın bir tüketimle özdeştiği, neredeyse tasarruf etmeden hatta borçlanarak tükettiği bir konjonktürde bütün bu önemli olaylarda tepkisiz kalması acaba “bütün bunlardan sıkıldım” anlamına gelen bir “orta sınıf” davranışı içinde olduğu şeklinde de yorumlanamaz mı? Eğer böyleyse ülkedeki siyasetin rolü üzerinde yeniden düşünmemiz gerekmez mi?


[email protected]


 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar