Halil BERKTAY
Ne demiş ?
“Biz tarihçilerin, ‘tarihsel düşünmek’ adını verdiğimiz bir şey vardır (historical thinking). Sanırım sizin en büyük sorununuz, tarihsel düşünememek.”
Tartışmanın özeti (3)’e, belki internetteki Sol geçmişte kalmadı mı yazısından hareketle Oya Baydar’ı alıp, Tartışmanın özeti (4) : Nabi Yağcı’yı da gelecek, hattâ bir sonraki haftaya erteleyip, Roni Margulies üzerinde duracağım.
Hiçbir yanlış anlamaya yol açmamak için, gereksiz de olsa tekrar belirteyim ki Margulies önem verdiğim, iyi bir insan ve bilgili bir aydın. Yeryüzündeki (bizim gibilerin tartışabileceği) konuların belki yüzde 90’ında anlaşırız. Türk milliyetçiliği ve resmî ideolojisiyle dalga geçişi fevkalâde. Bu sabah (10 Aralık Cumartesi), Şike ve Şark kurnazlığı’nı okudum ve sevdim. Aynı şeyleri beş altı yıl önce Galatasaray Üniversitesi’nde yapılan bir Türkiye - Avrupa sempozyumunda, (kısmen Niyazi Berkes’in İki Yüz Yıldır Neden Bocalıyoruz kitapçığından ve kısmen Marquez’in Yüz Yıllık Yalnızlık’ından mülhem) İki Yüz Yıllık İkiyüzlülük başlıklı bir bildiride söylemiştim. Halen “İmparatorluktan Cumhuriyete Türk milliyetçiliği ve ulus-devleti” derslerimde anlatmaya devam ediyorum. Ve şimdi Margulies’in bu yazısını da, sömestirin bitimine çok az kalmasına karşın, zorunlu okumalar arasına koyacağım. (Margulies’in yararlandığı Murat’ın kitabıysa çok kalın ve gelecek akademik yılı beklemek zorunda.)
Günlük, demokratik siyasette de, aşikâr ki çoğu zaman beraberiz. Gelelim, yüzde 10’u bulmaz dediğim anlaşmazlıklarımıza. Bunlar, PKK, KCK ve BDP’siyle Kürt hareketine bakış, emperyalizm ve Marksizm/sosyalizm sorunları üzerinde düğümleniyor. Yani şu anda, o yüzde 10’un da belki yarıdan azından söz ediyorum. Bütün bunlar, bir orantı nosyonunu korumaya yönelik. Ama işte lâfımı sakınmayacağım bir nokta da var.
Her tartışmada, fikirler vardır, bir de tavır ve üslûp meseleleri vardır. Bazen, belki çoğu zaman, (karşı) fikrin kendisinden çok söyleniş tarzına kızarsınız. Ya da o tarz ve eda, fikrin sakatlığını (ve tepkinizi) daha büyük boyutlara ulaştırır.
Bu sefer de öyle oldu. Evet, Margulies’e kızgınım. Geçen yazımdaki “kibirli, demagojik gıcıklıklar” ifadesini bilerek, çok düşünerek kullandım. Çünkü pekâlâ anlaması gerektiği halde anlamıyor veya anlamazlıktan geliyor; çarpıtıyor, vicdanını paradigması ve politik aidiyetine feda ediyor. Atina’da, Akropolis’in girişinin sol tarafında yaklaşık sekiz metre yüksekliğinde bir kaide vardır (bir zamanlar üstünde bronzdan yapılma, dört atlı bir savaş arabası dururmuş, ama şimdi yok ve o taş kaide çevresine göre aşırı büyük kaçıyor).
Roni Margulies sanki bunun üzerine çıkmış da oradan aşağı konuşuyor gibi : Murat Belge’den farklı olarak Halil Berktay, bizleri sosyalist yapan ruh halinden “uzaklaşmak istiyor”muş ve o yüzden haksızmış (30 Kasım). “Dostu” Halil Berktay sosyalizmin “yani” eşit ve adil bir toplum “hayalinin” (buraya dikkat) çökmüş olduğunu düşünüyormuş. Bu yüzden “ütopyasız” kalmış ve “bahtsız”mış (3 Aralık). Burada, İÖ 178 Olimpiyatları yarış birincisiyle özdeşleşen Margulies’in ses tonu iyiden iyiye tanrısallaşıyor artık : Sosyalizmden Sovyetler Birliği ve Çin’i anlayanların bu “bahtsız”lığı onu “pek ilgilendirmiyor”muş “doğrusu” (3 Aralık). Zira o bunları hiç sosyalizm olarak tanımamış. Kendi siyasî geçmişimi eleştiriyormuşum, onunkini değil ve “sosyalizmi hiç değil” (30 Kasım). Yani benim gibi eski Leninist, Maocu komünistler çok kirliymişiz de Roni Margulies pirüpâkmış.
Bir. Bunlar lâf değil. İçtenliksiz pozlardan, eski usul çakmalardan ibaret.
İki. Ne dediğim ve ne demediğimle ilgili net bir tahrifat söz konusu. Ben sosyalizmin çöktüğünü reel, tarihsel anlamda söyledim; insanlığın özlem ve ideallerini ise ayrı tuttum. Aynı şey ütopyasızlık için de geçerli. Özgürlük ve sosyal adalet özlemlerini red anlamında ütopyasızım demedim. Zaten kendimden çok Taraf için söyledim; Taraf’ı çeşitli defalar “muhalif, bağımsız, ütopyasız” diye övdüm. Ütopyasız, dedim, çünkü sistemik bir modeli, dolayısıyla yeryüzünde tuttuğu ve kirli çamaşırlarını örtbas etmeye çalıştığı bir rejim tipi de yok; keza, Türkiye’de de, kol kırılır yen içinde misali kirli çamaşırlarını örtbas etmeye çalıştığı bir politik saf, (Margulies gibi) pek eleştirmek istemediği bir cenah, bir Türk veya Kürt “solu” da yok. Onun içindir ki demokrasiyi katıksız ve tutarlı bir şekilde savunmada bu kadar müdanaasız olabiliyor. Açar bakarsınız ; bu tavrı övdüm, kendimi bu tavırla bir saydım. Şimdi Roni Margulies bunu almış, genel bir inançsızlığa, daha iyi bir toplum özlememek gibi bir zaaf haline dönüştürmüş ve acıyan, müstehzi bir tavırla dudak büküyor. Kendi “ütopyalılığı”nın bu çağda şiddeti mazur görmeye varan ahlâkî çıkmazlarına kafa yorsa daha iyi ederdi. İnsan çok karmaşık bir varlık. Margulies’in dayanılmaz bir hafifliği de varmış meğer.
Üç. Asıl mesele şu ki, bu kof bir azamet. Ardında, tarihten ve gerçeklikten tamamen kopuk; neredeyse Atatürkçüler kadar pürist, halksız, aristokratik; marjinalliğe mahkûm bir naiflik yatıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları






































Ephraim
teknik problem var yorum yapmakta.... yine de tesekkurler.