Abdurrahman Dilipak
Aylardan ramazandayız. Dünya gündemi çok yoğun; bölgemizde, ülkemizde her gün birçok olay yaşanıyor. Ben ısrarla bu “kıyl-ü kal”den, uzak kalmaya ya da olayları vahyin ışığında sorgularken, nefsimizi hesaba çekmeye çalışıyorum.
Ramazan bizim için bir “nefs muhasebesi” olmayacak mı idi. Hiçbir bahane bu görevimizi yapmamıza engel olmamalı. Yoksa din ile dünya işlerini birbirinden ayıranlardan oluruz, bizim için dünya ahiretin tarlasıdır. Bu böyle biline. Bundan gafil olarak Allah’ın ayetleri hatırlatıldığında yüzlerini buruşturanlara gelince onların kınamaları, kendi barındıkları bataklıklara daha fazla su basmaktan başka bir anlam taşımaz bizim için. O bataklıkta tepinip dururlar. O kınamaları ile aslında kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşarlar. Şeytanları onları kandırdı, keşke dönseler ama durum ortada! Derler ki, “siyasetçihalka duymak istediği şeyleri söyler. Gerçeği ise kendine saklar”. Vay onların haline! Bu durum aslında bir hastalıktan başka bir şey değil. Bu “kibir” hastalığıdır. Allah bizim “adil şahidler” olmamızı emreder. “El Emin” olması gerekir siyaset yapan kişinin.
Öyle ki, “evinizin anahtarını kendisine emanet etmekte sakınca görmediğiniz biri” olması gerek. Resulullah, “Atında binili iken kamçısı düşse, yanında kölesi dursa, ihtiyacı yoksa, kamçısını kendi atından inip alan kişidir.”
Bir de dünya krallarını düşünün! Kızlarımız Hacer’e, Meryem’e, Asiye’ye ne kadar benziyor. Oğullarımız Yusuf’a, İsmail’e. Yöneticilerimiz ne kadar Ali, Ömer, Osman, Ebubekir’e benziyor sizce. Onlara ve onlara benzeyenlere selam olsun.
Yine bir seçime gidiyoruz ya, Maide 105’i hatırlatayım istedim: “Ey iman edenler, siz kendinizi düzeltmeye bakın. Siz doğru gittikten sonra yanlış yola sapanlar size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O size neler yaptığınızı haber verecektir.” Bakın eğer bu sonucun değişmesini istiyorsanız, kendinizi değiştirin. Bu sonuç, bugünkü halimizin önümüze koyduğu faturadır. Ne kendinize yalan söyleyin, ne halka. 10 emirden biri “Yalan söylemeyeceksin”dir. Allah’ın kullarına yalan söyleyen Allah’a da yalan söylemiş olur. Zina eder, kumar oynar, şarap içer, torpil yapar, rüşvet yer ve sorulduğunda, kendi nefsini, ortaklarının nefsini, eşi, dostunu, evlad-ı ıyalini aklamak için yalan söyler. Yandaşlarını onda olmayan sıfatlarla över, rakiplerini onlarda olmayan sıfatlarla yerer. Bunlar yalancıların tâ kendileridir. Yalancının mumu ise yatsıya kadar da yanmaz.
Ey insanlar, Ey insanlar, dinleyin, sizden hiçbir ücret istemeyen, sizi Hakk’a ve Hayra çağıran, Resulün getirdiği kitapta neler yazıyor?:
Bakara Suresi, 10. ayet: “Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.”
Hac Suresi, 30. ayet: “İşte böyle; kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının.”
Saff Suresi, 2. ayet: “Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz?”
Saff Suresi, 3. ayet: “Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazab (konusu olması) bakımından büyüdü (büyük bir suç teşkil etti).” Nur Suresi, 11. ayet: “Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.”
FETÖ iftirası ile kendini aklamak için başkasına iftira edenler yok mu, baksınlar bakalım:
Nisa Suresi, 112. ayet: “Kim bir hata veya günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalan (bühtan)ı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir.”
Fetullah hocaları alsın bakalım onları Allah’ın elinden de görelim.
Sadece o değil aynı yolun yolcuları da tabii. Şûara Suresi, 223. ayet: “Bunlar (Şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.” En’am Suresi, 116. ayet: “Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan söylerler.’”
Ahzab, 33/70-71: “Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” Furkan, 25/72: “Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ile geçip gidenlerdir.”
Hadislere gelince. İşte Resulullah’tan bize gelenler: Abdurrahman b. Ebû Bekre’nin naklettiğine göre, babası (Ebû Bekre ra) şöyle anlatmaktadır: “Resûlullah (sav) üç kere, ‘Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?’ buyurdu. ‘Evet söyle yâ Resûlallah!’ dedik. Bunun üzerine Resûlullah, ‘Allah’a ortak koşmak ve anne-babaya saygısızlık / kötülük etmektir’ buyurdu. Sonra arkasına yaslanmış hâldeyken doğruldu ve şöyle dedi: ‘Dikkat edin (bir de) yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmaktır. Dikkat edin (bir de) yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmaktır.’ Bu cümleyi o kadar çok tekrarladı ki ‘Susmayacak’ dedim.” (Buhârî, Edeb, 6)
Safvan İbnu Süleym (r.a.) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü! dedik, mü’min korkak olur mu?” “Evet!” buyurdular. “Pekiyi cimri olur mu?” dedik, yine: “Evet!” buyurdular. Biz yine: “Pekiyi yalancı olur mu?” diye sorduk. Bu sefer: “Hayır! Buyurdular. (Muvatta, Kelam, 19, (2, 990))
İbnu Amr İbni’l-As (r.a.) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar.” (Buharî, İman, 2/ 24, - I,14)
“Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur!” (Buhârî, Savm,8.) Allah ve Resulü bize yalandan sakınmayı öğütledi. Hatta Resulullah şaka yoluyla dahi yalandan sakınmamız konusunda bizi uyardı. Yalandan ve yalancılardan sakınalım. Söz verdiğimizde sözümüzde duralım. Paniklemeye gerek yok. Yeter ki, Allah’ın ipine sımsıkı sarılalım. Onun yardımının bize ulaşmasını engelleyen yanlışlarımızdan vazgeçelim. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var.
“Ey iman edenler, siz kendinizi düzeltmeye bakın. Siz doğru gittikten sonra öte taraftan sapanlar size bir zarar veremez. Sonunda hepinizin varacağı yer Allah’tır. O size neler yaptığınızı haber verecektir.” (Maide 105)
“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol, yol varsa budur, bilmiyorum bir başka çıkar yol!”
“El Emin olmak”, “evinizin anahtarını kendilerine emanet etmekte sakınca görmeyecek kadar güvenilir olmaktır!” Bugün hâlâ Kudüs’te Hristiyan dünyası için en mukaddes 2 kilise olan Doğuş ve Kıyamet kiliselerinin anahtarı hâlâ bir Müslümana emanettir. Kiliseyi o açar ve kapatır. Sefere çıkan müşrikler de değerli eşyalarını Peygamberimize emanet ediyorlardı. Hicret için yola çıkarken Peygamberimiz, Hz. Ali’yi bu emanetleri sahiplerine vermesi için arkasında bırakmıştı. O’nun tebliğ ettiği dine girmeyenler bile, O’nun dürüstlüğünden emindi. Biz de emaneti ehline verelim. Emanete hıyanet etmeyelim inşallah. Unutmayalım ki, bu can da, bu beden de bize emanettir. Biz bu dünyada emanetçiyiz. Asıl yurdumuz ahiret yurdudur. “Ölüm asude bir bahar ülkesidir bir rind’e”, Cennete açılan bir kapıdır. Değilse cehennem çukurlarından bir çukur!. O varılacak olan yer ne kötüdür.
“Ağzımızın tadını kaçıran ölümü sıkça analım”.
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022