Ahmet ALTAN
Bir örümcek türü var… Avını yakaladığı zaman zehrini içine zerkediyor, o zehir avın iç organlarını eritip sıvılaştırıyor… Örümcek o sıvıyı emip beslenirken av da ölüyor.
Bugün, “anayasaya uymayacağını” açıklayan, “fiili durum” yaratarak hukuka darbe yapan Tayyip Erdoğan da “diktatörlük” yolunda bu “örümcek siyasetini” izliyor.
Siyasi partilerin ve kurumların içine önce zehiri bırakıyor.
Çok basit ama çok etkili bir zehir bu.
Bu zehrin adı, “Kürt nefreti.”
Sadece ve sadece bu zehirle Erdoğan laikliğin yok edileceği bir dinci diktatörlüğün yolunu açmayı beceriyor.
Bu zehirle önce MHP’yi sıvılaştırıp, Devlet Bahçeli’yle birlikte bütün organlarını emip, bu partiyi tüketti.
Ulusalcıları da bu zehirle yeyip bünyesine kattı.
Ardından, anlaşılmaz bir biçimde Erdoğan’ın yanına gidip, “hadi beni de zehirle” diyen CHP’ye zehrini zerketti ve “dokunulmazlık oylamasında” bu partiyi de sıvılaştırdı.
CHP ve MHP sıvılaşınca Meclis de sıvılaştı ve Erdoğan’ın emrine girdi.
AKP’yi zaten daha önceden sıvılaştırıp yok etmişti.
Böylece Erdoğan’ın karşısında ne Meclis, ne de siyasi parti kaldı.
Hepsi birden sıvılaştılar, yem oldular ve Erdoğan’ın diktatörlüğünün yolunu içleri boşalmış kabuklarıyla sonuna kadar açtılar.
Haliyle bu zehrin işlemediği ve yok edemediği tek bir güç var.
Kürtler.
Kütlerin siyasi partisi HDP’yi sıvılaştıramıyor.
Bütün kurumlarıyla ve partileriyle eriyip yok olan Türkiye’yi Erdoğan’ın en son hamlesiyle yutup sindirmesini engelleyen de, şu anda ortada gözüken tek canlı ve katı organizma olan HDP ve Kürtler.
Erdoğan’ın, taraftarlarının ve çoktan AKP’nin koynuna giren ulusalcıların en kızdıkları şey de bu gerçeğin söylenmesi.
Üstelik hem Kürtleri, hem de gerçekleri söyleyip insanları uyarmaya çalışanları bertaraf etmek için Ergenekon kadrolarını da “transfer” ettiler… Onlara kendi “altyapılarından” yetişenleri de monte edip “Türk tipi” bir Gestapo’yu devreye sokacaklar.
Biraz daha susup, biraz daha sessiz bekleyenler, o Gestapo harekete geçince zaten tümden konuşamaz hale gelecek.
HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını engellemek için mücadele etmek yerine AKP’ye teslim olan Kılıçdaroğlu, “gerekirse hapse gireriz” diyor ama ona kötü haberi vereyim, bu gelişmeler sürerse “gerekmese” de CHP’lilere kitleler halinde hapishanelerin yolu gözükecek.
Burada amaç, “hapse girmek” değil, hukukun öldürülmesini, herkese hapishenelerin yolunun açılmasını önlemek olmalı.
Bugün kim ne kadar kızarsa kızsın, CHP ne kadar “dokunulmazlıklar için anayasa mahkemesine giden bizden değildir” derse desin, ulusalcılar maskelerinin indirilmesine ne kadar öfkelenirlerse öfkelensinler bugün karşımızdaki gerçek, Türkiye’nin kurtulmak için HDP’ye muhtaç olduğu gerçeği.
Zaten bunun için Erdoğan, HDP’yi yok etmek istiyor.
Bunun için daha yargı harekete geçmeden yargının vereceği kararı açıklayıp, “bugünler iyi günler, daha da kötü olacaklar” diyerek HDP’lilerin tutuklanacağını müjdeliyor taraftarlarına.
Siyaseten sıvılaştıramadığı tek gücü, kendisine bağlı olan yargıyla ezip parçalamayı planlıyor.
HDP’nin yok edilmesi Türkiye için birçok açıdan felaket olacak.
Birincisi, PKK’nın bundan böyle büyük şehirleri hedef alacağı anlaşılan şiddetiyle Türkiye arasında hiçbir koruyucu duvar kalmayacak.
Erdoğan’ın sürekli “terörist” olmakla suçladığı HDP, terörist olmanın aksine bugüne dek Türkiye’de terörün büyümesini engelleyen tek güç oldu.
HDP’nin ortadan kaldırılması büyük bir şiddetin de yolunu açacak.
Üstelik “bize siyaset imkanı vermiyor bu Türkler, vermeyecekler de, bizimle birlikte yaşamak istemiyorlar” diyen Kürtlerin ve silahlı mücadele taraftarlarının sayısının bir anda çığ gibi artacağı da bir gerçek.
Ve “Türkiye’nin bölünmesinden çok korktuklarını” söyleyenler, Türkiye’nin bölünmesinin ve Kürt silahlı hareketinin bir “bağımsızlık hareketine” dönüşmesinin de yolunu açacaklar.
Karşılıklı şiddet bütün ülkeye, sokaklara yansıyacak.
İkincisi, dinci bir diktatörlüğün önünde hiçbir ciddi güç kalmayacak.
Dinci bir diktatörlüğe giden yol ve diktatörlük durağının bizzat kendisi şiddet ve ölümle dolu.
HDP kenara itildiğinde o yoldan o durağa gideceğiz.
Bugün bütün Türklerin durup ciddi bir biçimde düşünmesi gerekiyor.
Bu şartlarda ne yapacaklar?
Neyi tercih edecekler?
Bugün Erdoğan’ın en çok korktuğu siyaset olarak görünen yolu izleyip, Erdoğan’ın medyasının ve Erdoğan’ın yörüngesinde mutluluk turları atan ulusalcıların “hain” diye bağırışan şirretliklerine esir olup, kanlı bir diktatörlüğün ve şiddetin yolunu açacaklar mı?
Sadece demokrasiden değil laiklikten ve iç barıştan da vazgeçip bir şiddet cehenneminin kanlı alevlerine gönüllü olarak atlayacaklar mı?
Yoksa şu anda tek “canlı” organizma olan HDP ve Kürtlerle birlikte hareket edip yeniden canlılıklarına kavuşarak, diktatörlüğün ve hilafetin önünü kesecekler mi?
Bu, bütün geleceğimizi belirleyecek hayati bir karar.
Ve, vakit süratle daralıyor.
Tam o ünlü şarkı gibi…
Ya şimdi, ya asla…
Ya Erdoğan’ın adamlarının ve onların suç ortağı ulusalcıların bazen açık bazen sinsi yöntemlerle kanınıza zerkettiği “Kürt düşmanlığı” ile sıvılaşıp bir kan torbasının içinde eriyeceksiniz…
Ya da eşit ve özgür bir hayat için HDP’yle ve Kürtlerle elele vereceksiniz.
Türkler, bütün partileri ve kurumlarıyla eridiler.
Yeniden hayata dönmeleri için tek panzehir Kürtler gibi gözüküyor.
Size pek “lezzetli” gelen zehiri yutacak mısınız?
Size epey acı gelen ilacı alacak mısınız?
Hayati bir soru.
Bu sorunun asıl muhatabı da Kemalistler.
Demokratlar HDP’nin yaşama hakkını zaten savunuyorlar.
Ulusalcılarla milliyetçiler ise o zehiri büyük bir arzuyla içtikleri gibi herkese de içirmeye çalışıyorlar.
Henüz “nispeten” kararsız gözüken ve gerçekten büyük bir kitleye sahip tek güç, “ulusalcılaşmamış” Kemalistler kalıyor.
“Çağdaşlık ve laiklik” düşkünlüğünüze demokrasiyi de, hayatınızı kurtaracak bir panzehir olarak katıp HDP’yle birlikte mücadele edecek misiniz?
Yoksa bunu yapamayacak mısınız?
Kemalistler, hep bu ülkeyi yönetmek ve geleceğini belirlemek istediler.
Bu kez “yönetemeseler” de hiç olmadığı kadar “geleceğini belirleme” kudretine sahip oldular.
Kemalistlerin eski alışkanlıklarından vazgeçmekten, mücadele etmekten pek hazetmediklerini, hep başkalarını suçlamaktan hoşlandıklarını biliyorum.
Bu hayati tercihle karşı karşıya kalmaktan sıkılacaklarını da tahmin etmek zor değil.
Karar vermektense sancılı bir ölümü de tercih edebilirler.
Ama hayat sizi bu kavşağa getirip bıraktı.
Yolunuzu seçin.
Yine size “lezzetli” gözüken “zehiri” içerseniz bir sıvıya dönüşecek, kan torbasının içinde çoluğunuz çocuğunuzla birlikte çalkalanarak acılardan acılara yuvarlanacaksınız.
Gerçekler, bunu haykırıyor.
Hayat acımasız ve epeyce de alaycıdır.
Kaderiniz, geleceğiniz, “laikliğiniz”, özgürlüğünüz yıllarca küçümsediğiniz Kürtlere bağlı.
Kararınız, sadece sizin değil ülkenin de kaderini belirleyecek.
Ve unutmayın, karar vermek için çok da fazla vaktiniz yok.
AHMET ALTAN | HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018