Atilla YAYLA
Anayasa değişikliği tartışmalarında en fazla temas edilen konu, yargının durumu. Bunu gereksiz bir hassasiyet sayamayız. Bir taraftan yargı kendi başına önemli; diğer taraftan, Türkiye’nin tecrübeleri yargı meselesine özel önem verilmesi gerektiğini ispatlamaya yeterli.
Taraflar değişikliğin yargıya kazandıracağı özellikler konusunda taban tabana zıt konumlarda duruyorlar. “Evet” kanadı yargının bağımsızlığının güçleneceğini ve ilk defa yargının tarafsızlığı meselesinin anayasaya gireceğini öne çıkartıyor. “Hayır” kanadı ise değişiklikle bağımsız yargının ortadan kalkacağını, yargının tek kişinin emrine gireceğini söylüyor.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırı pozisyonlarda durmaktan, en kötü ve en iyi durum senaryoları üzerinden düşünüp yazmaktan uzak durmaya meyilliyim. Kanaatimce ne “evet” çıkması yargının problemlerini hemen çözecek ve harika bir yargının ortaya çıkmasını sağlayacak, ne de “hayır” çıkması yargıyı birdenbire olduğu durumdan çok daha kötüye götürecek.
Yargının dünyanın hiçbir yerinde sıfır sorunla ve mükemmel şekilde çalıştığı söylenemez. Çeşitli sebeplerle her yerde her zaman problemler doğabilir. ABD’de O. J. Simpson davası benzeri davalar az görülmüyor. Avrupa’da, M. Roskin’e göre, masumiyet karinesi neredeyse hiç işlemiyor. Bizde de yargının ortalama hâli malum. Ayrıca iyileşme ve kötüleşme dönemleri olmuş. Diğer taraftan yargı büyük bir ihtimalle siyasî boyutu olmayan veya daha zayıf olan meselelerde -- aile sorunları, mülkiyet ihtilâfları gibi - siyasî yanı olan meselelerde olduğundan daha iyi işlemekte ve daha az eleştiriye hedef olmakta.
Teklifin yargıya ilişkin değişikliklerini tartışmada da iki yöntem mevcut: Teklifi ya fiilî veya muhayyel ideal bir sisteme göre değerlendirirsiniz, ya da cari duruma göre. İdeali esas alırsanız hiçbir öneriyi tatmin edici görmemeniz çok muhtemel. Kâğıt üzerinde ideale yaklaşsanız dahi bu sefer işleyişin mükemmel olacağını garanti edemezsiniz. Bu yüzden bence teklifi cari durumla karşılaştırarak değerlendirmek daha doğru.
Türkiye’de yargının durumunun ne olduğunu, düşünce ve zamanda daha geniş bir alana yayılarak daha iyi anlayabiliriz. Bizde yargı, Türk milleti adına karar veren güç olmaktan ziyade, askerî-bürokratik vesayetin payandası olarak düşünüldü, tasarlandı ve yapılandırıldı. Bu yargı, vesayetin diğer ayakları olan ordu, bürokrasi, üniversite (akademik bürokrasi) ve medya ile uyum içinde çalıştı. Özellikle siyasî konularda. Vesayet düzeni, terbiye veya tasfiye etmek istediği aktörlere daima bir yargı ayağı da bulunan hamlelerle saldırdı.
HSYK’nın kısa tarihi ne söylemek istediğimi daha iyi anlatmaya yeterli. Yakın zamana kadar Yargıtay ve Danıştay HSYK’yı, HSYK Yargıtay ve Danıştay üyelerini belirliyordu. Böylece bürokratik yargı iktidarı kendi kendini yeniden üreterek yoluna devam ediyordu. Anayasa Mahkemesi de aynı amaca matuf olarak şekillendirilmişti. Bunun demokrasiye aykırılığını gören ve bürokratik tahakkümden rahatsız olan seçilmiş iktidarlar hep bir karşı arayış içinde oldu. 2010 referandumu bu arayışın eseriydi. HSYK’da bürokratik kooptasyon sistemini tamamen bozamayacak, ama hiç değilse yargı içi iktidarın dayandığı tabanı genişletecek ve toplumsal çoğulluğun yargıya yansımasını sağlayacak bir yol olarak, HSYK üyelerinin meslek mensupları tarafından seçilmesi formülü düşünüldü. Maalesef, aynen bugün şiddetle muhalefet ettiği cumhurbaşkanlığı sisteminin önünü bizzat açması gibi, CHP burada da sahneye çıktı ve AYM’ye çoğulcu seçim sistemini iptal ettirdi. Bu gelişme pusuda yatan Gülenistleri çok sevindirdi. Hem yukarıdan siyasî liderlerle çalışan, hem de aşağıda çok az kimsenin farkında olduğu bürokratik operasyonlar yapan Gülenistler, HSYK’ya egemen oldu. Böylece güç halkasının inşasını tamamladı ve artık sınır tanımaz hale geldi. Sonrası hepimizin malumu. Durum o kadar kötüydü ki, HSYK’daki Gülen hâkimiyeti hükümete yakın muhafazakâr çevrelerin yanı sıra Atatürkçüleri, sosyal demokratları, Alevileri ve ülkücüleri bir araya getiren Yargıda Birlik ittifakıyla ve ancak kıl payıyla kırılabildi.
Şimdiki teklif, AYM üyelerinin atanmasında önceki durumu muhafaza ederken, HSK olarak adı değiştirilen kurula cumhurbaşkanının dolaylı olarak iki (Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı) artı doğrudan dört üye atamasını öngörüyor. 7 üyenin ise, ilk defa, TBMM tarafından atanmasını sağlıyor. Muhalefet, cumhurbaşkanının partisiyle bağlarını koparmaması sayesinde, Meclis kanalından da yararlanarak HSK’ya daha fazla üyeyi atamış olacağı gerekçesiyle bu düzenlemeye itiraz ediyor. Muhalefetin tespitinin tamamen yanlış olduğunu elbette söyleyemeyiz. Büyük bir ihtimâlle Cumhurbaşkanı ona yakın üyenin atanmasında etkili olacaktır.
Bunu mahzurları olduğu iddia edilebilir. Ancak, alternatif nedir? Yargı üst bürokrasisinin kooptasyon sistemi mi? Tüm meslek mensuplarının genişletilmiş kooptasyonu mu? Bu konuda bir şey söylenmiyor. Alternatif Meclisin daha fazla üye ataması olabilir. Ama bu durumda da cumhurbaşkanın partisiyle bağı ister dursun ister kopsun, partiler gruplarının büyüklüğüyle oranlı şekilde atamalarda etkili olacaktır. Yani iktidarda olan görüş yine HSK’da çoğunluğu atayacaktır. Muhalefet muhtemelen buna da itiraz edecektir. Mecliste abartılı bir çoğunluk istenirse, bu sefer de ya sistem kilitlenecek, ya da seçim şimdi son tur için öngörüldüğü gibi kuraya kalacaktır.
Yargı üzerindeki tartışmaların tuhaf boyutları da var. Biri, mesleğinde zirveye ulaşan kimselerin mutlaka partizan olacağının varsayılması. Diğeri, zaman uyumu veya çakışmasının mutlaka gerçekleşeceğinin varsayılması. Oysa cumhurbaşkanı 5 yıl, AYM üyeleri 12 yıl görev yapacak. Muhtemelen hiçbir seçilmiş cumhurbaşkanı tüm AYM üyelerini atamış olamayacak. Şu anda AYM’de Sezer, Gül ve Erdoğan tarafından atanmış üyeler var. Gelecekte de böyle olmasını bekleyebiliriz.
Diğer taraftan, her halükarda seçilmiş organlar -- yani yasama ve yürütme -- tarafından atama yapılmasının demokratik meşruluğu daha kuvvetli. Ayrıca, bu atamaları yapanlara halk olarak siyasî hesap sorabilecek durumdayız. Önceki modellerde bu imkân yoktu. Bu bakımdan da teklif iyiye gidiş sayılabilir.
Bir kere daha söyleyeyim. Sadece eleştirmek yetmiyor. Alternatifler de önermek lazım. Yargı konusunda teklife irili ufaklı muhalefet unsurlarının hiçbirinin somut bir karşı önerisine rastlamadım.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019