Bayram ZİLAN
“Eğer barış diyorsak, Kürtlerin sorunlarını her şeyiyle iliklerine kadar yaşamış olan bu insanın, “Barışın önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diyen (Leyla Zana’nın BZ.) çığlığına kulak vermemiz gerekir. (…) Silahın, şiddetin miadı dolmuştur. Zaman, silahların susması zamanıdır. Zaman, silahların değil siyasetin konuşma zamanıdır. Ve zaman artık provokasyonlara dayanıklı, arkasında güçlü siyasal kararlılık olan, Leyla Zana’nın isabetli deyişiyle, sürdürülebilir müzakere zamanıdır. Dileğimiz odur ki: Leyla Zana’nın “Barışın önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diyen çığlığı bu kez Ankara’yla Kandil’de daha iyi yankılansın.”
Yukarıdaki satırlar 03.07.2012 tarihli, Hasan Cemal imzalı bir yazıdan alıntı. Cemal, “Erdoğan-Zana buluşması önemlidir, barış adına olumlu bir gelişmedir!” başlıklı yazısında (http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-zana-bulusmasi-onemlidir-baris-adina-olumlu-bir-gelismedir-/siyaset/siyasetyazardetay/03.07.2012/1561827/default.htm) barış umudunun yeşermesi, savaşın sona ermesi ve akan kanın durması için tespitler yapıyor, Zana’nın, “bu işi ancak Erdoğan çözer” sözünü köşesine taşıyor. Aslında Cemal’in önceki yazılarında da barış için çabaladığını söylemek mümkün.
Ne var ki, Çözüm Süreci başladığı andan itibaren Cemal’in “barışçı” yaklaşımı bir anda değişiyor. Cemal, T24 adlı internet sitesinde 1 Ocak – 28 Nisan 2014 tarihleri arasında toplam 93 tane yazı yazmış. Bunlardan 51 tanesi “Tayyip Erdoğan” başlıklı yazı. Yani her iki yazıdan birisini Erdoğan’a atfen kaleme almış. Geriye kalan 42 yazı “Erdoğan” başlıklı olmasa bile içerik olarak “Erdoğan”a göndermelerle dolu yazılar.
Barış olana kadar, “barış neden olmalıdır”ı anlatmak için memleketi karış karış dolaşan, Ak Parti’yi “barış yapsın diye” sıkıştıran Cemal, barış olduğu an, “barış neden olmamalıdır”ı anlatmak için soluğu Kandil’de, Diyarbakır’da, Rojava’da aldı. Kürtlere, “Erdoğan’la barış olmaz”ı, PKK’ye “Öcalan’la barış olmaz”ı Türklere de “Türklüğünüz elden gidiyor”u anlattı durdu.
Aşağıdaki satırlar “barış olduktan sonra” Hasan Cemal’in kaleme aldığı yazılardan:
“Kürtlerin kafasını karıştıran sorulardan biri şöyle: “Batı’da, demokrasiydi, hukuktu, özgürlüklerdi takmayan bir Tayyip Erdoğan döneminde Kürtler Doğu’da özgürleşebilir mi? Fırat’ın Batısı’nda Erdoğan gittikçe otoriterleşirken, Fırat’ın Doğusu’nda Kürtlerin eşitlik ve özgürlük talepleri karşılanabilir mi?” Bu sorular, evet, kafa karıştırıyor.” (04.03.2013-T24)
“Öcalan bu konuda acaba ne kadar iyimser? Bilemiyorum. Karşı karşıya gelsem, belki kendisine ilk sorum şu olurdu:‘Büyük barış’ı kuracak ‘tam ve radikal demokrasi’yiErdoğan inşa edebilir mi? Böyle bir iddiası var mı? Böyle bir iradeye sahip mi? Böyle bir demokrasi sicili var mı?” (22.03.2014 –T24)
“Çözüm süreci konusunda Başbakan Erdoğan pek bir şey değil, hiçbir şey yapmıyor. (Gültan Kışanak, BZ)” Evet, kılı kıpırdamıyor Erdoğan’ın. Neden? Çünkü, Erdoğan demokrasiden korkuyor. Çünkü, Erdoğan’ındemokrasi korkusu her geçen gün derinleşiyor.” (14.02.2014 – T24)
“Taraflar arasındaki güvensizlik duvarı öylesine yüksek ki, bazı somut adımların atıldığını görmeden silah bırakmak gerçekçi bir beklenti değil.” (20.11.2013 – T24)
Listeyi uzatmak mümkün. Zira Cemal’in yazdığı yazıların tamamı “barış neden olmamalı” ve “Erdoğan’la barış olmaz” kurgusu üzerine inşa edilmiş. İlgililer Cemal’in yazılarının tamamını okuyup bu iddiamızın doğruluğu test edebilir.
Peki, Cemal’i ve diğer emekliliği geçmiş kır saçlı liberalleri bu noktaya getiren sebep nedir?
Sorunun cevabı basit. Çünkü, bizim liberaller(imiz), cumhuriyet aristokratlarının çocuklarıdır. O damardan beslenirler. Seküler bir aidiyetleri vardır. “Saraydan çıkmadan sarayın dışını yönetme” alışkanlıkları vardır.
Onlar için barıştan daha çok barışı yapan kişi önemlidir. Akan kanın durmasından çok, akan kanın kimin tarafından durdurulduğu önemlidir.
Ağacın kesilmesinden çok, ağacın kimin tarafından kesildiğiönemlidir. Onlar fiile bakmazlar, failin kim olduğuyla ilgilenirler. Vicdanları fiile göre değil faile göre işler.
Eğer fail, “onlardan birisi değilse” kıllarını kıpırdatmazlar. Yapılan icraat dünyanın en iyi icraatı da olsa, bu icraatı itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaparlar. Bu tutumun kavramsal karşılığı “sınıfsal kibir/laik kibir” dir.
Şimdi, Erdoğan, ittihatçı devlet geleneğini, 99 yıllık inkar kültürünü yerle bir edecek bir taziye mesajı yayınladı.
Merak ediyorum. daha 4 ay önce, 25 Ocak 2014’te “Erdoğan’ın, demokrasiden koparken her alanı kendi kontrolü altına almak isteyen muhafazakâr milliyetçilik ve devletçiliği ya dadindar Kemalistliği gün geçtikçe belirginleşiyor. AK Parti’nin - ya da Tayyip Erdoğan’ın - 1915 ve Ermeni meselesi gündeme geldiğinde İttihatçı kesilmesi hiç kuşkusuz ilginç bir konudur” şeklinde bir yazı kaleme alan ve “hepimiz Ermeniyiz” diyen Hasan Cemal, Başbakan Erdoğan’ın 1915 olaylarıyla ilgili yayınladığı taziye mesajı sonrası “hepimiz Türküz” de der mi?
Hep birlikte göreceğiz.
@bayramzilan
MİLAT
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019