Bayram ZİLAN

DAVUTOĞLU’NUN DİYARBAKIR MENİFESTOSU
27.01.2015
1961

 Hafta sonu Diyarbakır’da Ak Parti İl Kongresi yapıldı. Muazzam bir kalabalık ve coşku vardı. Ak Parti, 13 yıldır iktidarda olmasına rağmen teşkilatı heyecanından ve dinamizminden hiçbir şey kaybetmemiş. Normalde iktidarda olan siyasi partiler yıpranır, teşkilatları yorgun ve isteksiz olur. Ancak Ak Parti’de durum tam tersi. Kongrelerdeki heyecan 2002’deki gibi, dipdiri ve capcanlı.

Bunun en büyük sebebi Ak Parti’nin kendini sürekli yenilemesi, toplumun nabzını iyi tutması ve milletin sesine kulak vermesidir. Ak Parti, milletin taleplerine göre pozisyon alıyor, siyaset geliştiriyor. Bu da onun canlı ve dinamik kalmasını sağlıyor.

Diyarbakır Kongresi de, Ak Parti’nin diğer illerde yaptığı kongreler gibi coşkulu geçti.

Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasına geçmeden önce bir hususu açıklamak gerekiyor.

Normalde Başbakanların Diyarbakır ziyaretlerinden günler önce tartışmalar başlar. Paketler konuşulur. Başbakanın Diyarbakır’da hangi açılımı yapacağı, hangi paketi açacağı, demokratikleşme ve özgürlük noktasında hangi yasal düzenlemenin müjdesini vereceği konuşulur.

Bu tartışma, Cumhuriyet tarihi boyunca Başbakanların Diyarbakır gezileri öncesi mutlaka yapılmıştır. Ancak bu kez yapılmadı. Başbakan Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyareti öncesi bu minvalde bir tartışma olmadı. Bu, fark birçok kişinin gözünden kaçtı. Oysa bu yeni durum çok önemli ve izaha muhtaç bir durum. Hangi paketin açılacağına dair herhangi bir tartışmanın yapılmaması “normalleşme” ve “iyileşmenin” göstergesidir. Bu durum, bölgede birçok yasağın geride bırakıldığının da kanıtıdır. Bu, elbette dört dörtlük bir demokrasinin var olduğu anlamına gelmez. Şüphesiz yapılması gereken çok şey var. Atılması gereken çok adım var. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının Diyarbakır ziyareti öncesi beklenti ve talepler listelerinin yapılmamış olması, özgürlük ve demokrasi noktasında “iyi bir yerde olduğumuz” veya“iyi bir yere doğru gittiğimiz” anlamına gelir.

Hatırlayınız, eskiden olsa OHAL’den Kürtçe siyasi propagandaya, Kürtçe yer isimlerinin iadesinden Anadilde eğitime kadar birçok talep sıralanırdı. Ancak bugün bu taleplerin büyük bir kısmı karşılanmış durumda. Bu yüzden Başbakan Davutoğlu’nun ziyareti öncesi talep listeleri havada uçuşmadı, gazete ve televizyonlarda boy boy talep listeleri yayınlanmadı. Doğrusu, Kürtlerde de bu meyanda ciddi bir beklenti yoktu. Zira bu rahatlamayı, özellikle Çözüm Süreci’nin başlamasıyla Kürtler de yakinen hissediyor. Bölgede gerginliğin yerini ferahlık almış bu durumda. Bu ferahlık, hafta sonu Diyarbakırlıların yüzlerinden okunuyordu.

Başbakan Davutoğlu’nun konuşması gelince…

Önceliklebu konuşma bir manifesto niteliğindeydi.

Konuşma, “eşitlik” ve “beraberlik” üzerine kuruluydu.

Davutoğlu, dil, kültür ve din üzerinden ortak duyguya ve eşdeğerliğe vurgu yaptı“Her bir Cizreli bizim kardeşimizdir. Diyarbakır sokaklarındaki gençler Cizre'deki gençler dağlarda değil barış sofralarında bir arada olacaklar. Hiç bir şekilde onları karşı karşıya getirtmeyeceğiz. Her bir gencimiz bizim için azizdir.  Hangi yaşta çağda olursa olsun bütün milletimizi bağrımıza basıyoruz. Biz güzel Türkçe'mizi güzel Kürtçe'mizle kardeş kılmaya geldik. Ezeli ve ebedi tarihi kardeşliğimizi daim kılmaya geldik. İnşallah biraz vakit bulsam güzel Kürtçe'mizi de güzel Türkçe'miz kadar öğrenmek istiyorum. Biz Konya ile Diyarbakır'ı ayırt etmeyiz. Hazreti Mevlana ile Diyarbakır Âlimlerini ayırt etmeyiz” gibi vurgular, eşitlik temelinde kardeşliğin güçlü vurgularıydı.

Davutoğlu’nun, “Diyarbakır'da da Ortadoğu'da da Dünyanın her yerinde omuz omuza yürüyeceğiz. Ertuğrul'un torunları, inadına kardeşlik barış ve yeni Türkiye, yeni Ortadoğu ve yeni dünya diyecek” sözleri, yeni Türkiye’nin, yeni bir Ortadoğu ve yeni bir dünya perspektifinin olduğunu gösteriyor. Bunun için aynı değerler manzumesine sahip olan Kürtlerin ve Türklerin güçlü ittifakına ihtiyaç var.

Ak Parti, bu gerçeğin farkında. 1.Cumhuriyetin ötekileştirici bütün çağdışı uygulamalarını tarihin çöp sepetine atarak yeniden büyük ve tarihsel Türk-Kürt ittifakını kuruyor.

Geçmişte bu ittifakın neleri başardığı biliniyor.

Bu ittifakın yarın neleri başaracağı da biliniyor.

O yüzden Çözüm Süreci’ni engellemek istiyorlar. Provokasyonların ve sürecin dibine konmak istenen dinamitlerin asıl hedefi bu ittifakı engellemek.

Paralel Yapı dâhil, bütün ulusal ve uluslararası güçlerin tek hedefi Türk-Kürt ittifakını engellemektir.

Davutoğlu, Diyarbakır Manifestosu ile bu ittifakı bozmak isteyenlere tokat gibi bir cevap verdi.

Ne yapsanız boş” dedi.

Tabi anlayana…

Twitter: @bayramzilan

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar