Cemile Bayraktar
Modernizm, dini hayatın dışında bırakıp insanı merkeze aldığında, insanlığın tüm krizlerini çözeceğini düşünüyordu. Modernizm ve diğer taşıyıcısı ideoloji olan sekülerleşme de, modernleşme ile aynı hızda ilerleyecek ve din, dine dayalı kimlikler, dine dayalı düşünce artık insanın ihtiyaç duymayacağı bir hale gelecek, zamanla etkisini yitirecek, dünya insanın doğayı dilediği gibi yönlendireceği bir hale gelecekti. Marksist ideolojiler de buna paralel düşüncelere sahipti; kapitalizmin adaletsizliğinin oluşturduğu sızıyla “toplum ürünü” olarak ortaya çıkan ve sızıyı dindirmeye yarayan dinlere, Marksizmin hakimiyeti sonrası ihtiyaç duyulmayacağını savundular. Rasyonelleşen dünyada, artık spritüel bir anlayışa yer yoktu, materyalist felsefe görüp dokunabildiği her şeyin gerçek olduğunu iddia ederken, insanı da ruhtan ayrı, ruha ve büyüye ihtiyaç duymayacak bir varlığa çevireceğini, en fazla pozitivizm dini gibi suni bir modele tabi olunacağını zannediyordu.
Ama öyle olmadı, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın oluşturduğu travmalar, modern dünyanın bozduğu büyüye duyulan ihtiyaç, insanlarda oluşan ümitsizlik ve kaygı gibi durumlar sonrası, hem dine ihtiyaç duyuldu hem de dini canlanma yaşandı. Post-modern teoriler de modernizme eleştiri yönlendirmelerine rağmen, mutlak bir hakikati reddettikleri, dinleri sadece “büyük anlatılar” olarak gördükleri için sekülerleşme kuramına benzer bir şekilde dine baktılar. Ancak post-modenizmin getirdiği görecelik, insanın bir sabiteye olan ihtiyacı nedeniyle bir boşluk oluşturdu ve post-modern zamanlarda da din ortadan kalkmadığı gibi dini yönelim devam etti. Hatta fundamentalist yönelimler dahi ortaya çıkmaya başladı.
Modernizmin ve post-modernizmin bir vaadi de, insanları özgür kılacakları yönündeydi. Özellikle modernizmin, aydınlanma düşüncesinden aldığı ilhamla dinin boyunduruk altına aldığı insanları kurtaracağına dair büyük vaatleri vardı. Modernizmin, modern toplumlar oluşturarak, insanları belli kalıplara hapsettiğinin gözlemlenmesiyle sönen modernizm balonlarından biri olarak bu proje, eleştirel düşünce içerisinden kendisine yeterli derecede eleştiri aldı.
Her ne kadar modernizm Batı’da yerleşik bir hal almış olsa da, Batı’dan tüm dünyaya bazen suni, bazen dayatmacı, bazen ise doğal yollardan yayıldı. Ama bu düşünsel ve sosyolojik süreçleri, madde gibi bölüp parçalamak, kesip doğramak mümkün olmadığı için bir çeşit iç içe geçişler yaşandı. Sosyal bilimlerin, doğa bilimleri gibi ele alınması gerektiğini öne süren tezler de çürüdü. Bunların tümü birer realite ama halen bu realiteye gözlerini yummak isteyen, dini dünyadan silerek dünyayı daha yaşanılabilir hale getireceğini düşünen aşırı ilkel bir tavırla maalesef karşı karşıyayız. Bu ilkellik; aydın, özgürlükçü, seküler, modern zırhına kuşanmış biçimde üzerimize geldiği ve muhtemelen kendisini de kurtarıcı bir mit olarak gördüğü için, kendi ilkeliğinden, zorbalığından ve tüm hürriyet karşıtı sıfatlarından arındığını sanıyor. Bu gerçeklikten oldukça kopuk kriz, birçok olay ve durumda kendini gösteriyor ve su yüzüne çıktığı yerlerden biri İslamofobi, daha spesifik bir örnek olarak başörtüsü yasağı.
Başörtüsü yasakları, birçok ülkede uygulandı, uygulanmaya devam ediyor. Maalesef bu ilkel baskıcı uygulamaların bitmesini beklerken Fransa’dan, Hindistan’a kadar birçok yerde uygulanmaya devam ediyor. Laiklik kisvesi altında, kadınları özgürleştirme gibi ideal söylemlerle dini, hayatın merkezinden çıkartmak isteyenlerce, hayatının merkezinde din olan insanlar/kadınlar çok ciddi baskıya ve ayrımcılığa maruz kalıyor. İslamofobik fiziki saldırılardan tutun da, kadınların eğitim alma ve çalışma haklarının engellenmesine kadar birçok şekilde bu ilkel yasaklarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Zaten uzun süredir, Hindistan’daki Müslümanlara baskı ve ayrımcılık yapan Hint milliyetçisi yönetim, bu kez de başörtüsü yasağını uygulamaya koyarak başörtülü öğrencileri okula almıyor. Türkiye’de yaşanan 28 Şubat sessizliğinden farklı olarak, dünyanın artan kitle iletişim araçları sayesinde daha küçük bir yer haline geldiği günümüzde, başörtülü öğrencilerin yaşadığı baskılara her kesimden tepki veriliyor. Ancak Hindistan bu ilkel tavrı savunarak, “iç meselemiz” diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor.
Başörtüsü yasağını tecrübe etmiş, bugün halen bu modernite temelli ilkel tavrın oluşturduğu problemleri tecrübe etmekte olan binlerce kadından biri olarak, dünyanın merkezinden dini alarak, dünyayı daha iyi bir yapacağını düşünen, tek muhatabı insanı bile anlamaktan aciz olan yasakçılara, iflas etmiş projelerinin faşizmden başka bir şey olmadığını, “zalim olarak niteledikleri Tanrı’dan” binlerce kat daha zalim olduklarını söylemenin bir faydası olmayacak çünkü modernizmin karanlık dehlizlerindeki dogmalarına tapmaktan düşünmeye imkan bulamıyorlar. Ancak onların dışında kalan ve hayatın herkes için dilediği gibi yaşanması gerektiğine inananlardan bir beklentim var; bu ırkçı, ayrımcı, ilkel ve modası çoktan geçmiş uygulamaların daha önce denendiği, hepsinin başarısız olduğu, Amerika’yı yeniden keşfetmeye lüzum olmadığını bir miktar daha yüksek sesle ifade etmeleri. Zira Müslüman kimliğin görünür yönü başörtüsünü yasaklamak en hafif tabirler faşizmdir ve bu kimliksizleştirme, dini dünyadan silme girişimi daha önce olduğu gibi başarısız olacaktır ancak bu başarısızlık süreci önlenmez ve uzarsa kendisine başörtülü kadınlardan kurbanlar seçecektir ve bu meselenin şahitleri, yaratılış gayesine uygun, erdemli davranışla insanlığı bu cendereden kurtarmadıkça dünya, hangi projeyle gelirseniz gelin asla yaşanılabilir bir yer olmayacaktır. Başkasının nefesiyle soluk alıp verilmez, benim soluğumun kesildiği yerde sana daha fazla oksijen kalacağını sanma, benim soluğumu kesen her ne ise bir sonraki adımı senin nefsin olacaktır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları







































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
9.10.2025
7.08.2025
3.08.2025
16.01.2025
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024