Ceren KENAR
Türkiye’de siyasi atmosferi tanımlayan kelimenin kutuplaşma olduğu konusunda neredeyse bir konsensüs var. Hükümeti destekleyenler ile muhaliflerin aynı fikirde olduğu nadir tespitlerden birinin kutuplaşma gerçeği olduğunu söylemek bir abartı olmayacaktır.
Türkiye’de kutuplaşma olduğu yönündeki tespitin nüanslarına girildiği zaman ise ayrışmalar ortaya çıkıyor:
1- Öncelikle Oral Çalışlar’ın ifade ettiği gibi, “Türkiye, ‘tam ortasından iki kampa ayrılmış’ değil. Siyasi veriler, en azından üç siyasi kutup olduğunu gösteriyor...” Çalışlar cumhurbaşkanlığı seçim sürecini hatırlatarak, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyen CHP, MHP, BBP, DSP gibi farklı siyasi görüşlerden partilerin ancak %38,4 oya ulaşabildiğine dikkat çekiyor. Bununla beraber Kürt hareketinin üçüncü bir siyasi kutup olduğuna dikkat çeken Çalışlar, “seçmenlerin yarısı, bu iktidarın devamını, yararlı görüyor” diye ekliyor. (1)
Yani ‘Türkiye’de %50 diğer %50’ye karşı’ şeklinde özetlenebilecek bir siyasi harita yok. En azından siyasi eğilimi ortaya koyan en etkili anket olan seçim sonuçları bize bunu söylemiyor.
2- Türkiye’de kutuplaşma tespiti yaparken, bu eğilime eşlik eden başka bir trendin de vurgulanması bize Türkiye’ye dair gerçek resmi sunmak konusunda ışık tutacaktır. Türkiye bir yandan da normalleşirken kutuplaşıyor. Bundan önce baskı ile yok sayılan bir çok kimlik, artık kendini daha rahat ifade ediyor. Kürtler, Aleviler, gayrimüslimler ve dindar Müslümanlar (ayrımcılık tamamen sona ermemiş de olsa) kendi kimliklerini daha özgür şekilde siyasete taşıyor. Yıllardır dışlayıcı bir seküler-Türk milliyetçiliğinin hegemonyası ile şekillenen Türkiye kamuoyu ise bu kimliklere alışıyor ve daha sağlıklı tepki veriyor. Yani parti siyaseti ekseninde kutuplaşma yaşanırken, toplumsal düzlemde bir Türkiyelileşme de buna eşlik ediyor.
3- Türkiye’de kutuplaşmanın miladı ve sebebi konusunda yeterince analiz yapılmıyor. Muhalefet bu kutuplaşmanın yegane sebebi olarak iktidar partisini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemini görüyor. Bu elbette muhalefetin kendi siyasetini meşrulaştırmak için getirdiği siyasi bir okuma. Bu analizin bize Türkiye siyaseti hakkında gerçekçi ve derinlikli bir resim sunduğunu söylemek mümkün değil.
Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları bölüm başkanı değerli tarihçi Şükrü Hanioğlu, Türkiye’de yaşanan kutuplaşmanın “yapısal” olduğu kanaatinde: “Siyasî hayatımızda uzun bir geçmişi bulunan “kutuplaşma”, siyasetin yapılanma ve örgütlenme biçiminden kaynaklanan yapısal bir sorundur. Liderlerin buluşarak “ortamı yumuşatmaları” benzeri girişimlerle çözülmesi mümkün olmayan bu soruna cevap verilebilmesi ise ciddî bir dönüşümü gerekli kılmaktadır.”
Hanioğlu bu yapısal sorunun sebebi olarak da “ilkelere dayalı olmayan, olanları da törpüleyen “iktidara muhalefet temelli siyaset” biçimini sorumlu görüyor.
Kutuplaşma, Türkiye’de partilerin ortaya çıktığı 1908 öncesinden başlayarak, iktidara karşı “birleşik cephe” oluşturmanın bir ürünü olarak tezahür ediyor. Hanioğlu’nun Osmanlı döneminde muhalefet üzerine yazdığı bu satırların, günümüzde geçerli olmadığını kim söyleyebilir? “Diğer bir ifadeyle muhalifler belirli bir düşünce, program ve yaklaşımı dile getirmekten ziyade, iktidarın uygulamalarına karşıtlık üzerinden siyaset üretiyorlardı. Bu nedenle de ‘kutuplaşan’ siyasetin de belirleyicisi ‘iktidar’ oluyordu. Onun uygulamaları ‘muhalefet’in gündemini de belirliyordu.” Cumhuriyet döneminde de bu “cephe” siyasetinin devam ettiğini vurgulayan Hanioğlu, günümüzdeki kutuplaşmanın radikal bir değişiklik olmadığı sürece devam edeceği kanaatinde. “Sıklıkla yakınılan ve ‘kutuplaşma’ olarak nitelendirilen olgu yapısal bir sorunun neticesidir. Bu nedenle siyaset; ilke, program ve düşünceler çerçevesinde yapılmadıkça, ‘kutuplaşma’ iktidarlar ile karşı cepheler arasındaki temel ilişki biçimi olmayı sürdürecektir.”(2)
4- Muhalefet bu süreçte siyasetini “çelişkileri keskinleştirme” stratejisi üzerinden geliştirmekte. Türkiye’de her hadiseyi hızla parti siyasetine çeken bir eğilim içinde. Bir genç kızın veya gazetecinin trajik şekilde öldürülmesi bile Türkiye’de bir ideolojik yarılma unsuru olarak görülebiliyor. Muhalefet, iktidar partisinin aksine sistematik bir kimlik inşasında ve ortak bir ideolojik çatı altında birleşemiyor. Muhalefeti bir araya getiren, iktidara yönelik duyulan hoşnutsuzluk veya nefret oluyor.
Ve sonuçta Türkiye seçimlerle belirlenen bir siyasi sistem üzerine kurulmuş olduğundan, çoğunluk olan kamp kazanıyor.
.....
(1)http://www.radikal.com.tr/yazarlar/oral_calislar/oteki_yuzde_50_efsanesi-1265658
(2)http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2013/08/18/kutuplasma-yapisal-bir-sorun-mudur
.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017