Cihan AKTAŞ
Bir zamanlar sağda solda kemalist teyze ve amcaların şu sorusunun muhatabı olurdum, başörtülü olmam hasebiyle: “Mahalleye bir cami daha yapılmasındansa, okul yapılsa daha sevap olmaz mı? Cahil halkımızın camiye mi ihtiyacı var, okula mı?” Benzeri bir soruyu şimdilerdemütedeyyin insanlar da sormaya başladı: “Çamlıca’ya devasa cami nasıl öncelikli bir ihtiyaç olabilir?”
Ne de olsa cemaatini yitiren, bir toplanma ve eğitilme merkezi olmaktan uzaklaştıkça ıssızlaşan camiler gibi bir mesele var karşımızda. Altı ticaret üstü baz istasyonu olarak çoğalırken cami, cemaatinde azalma yaşadığı da bir gerçek.
Maksat huşu içinde secde etmekse, bir ağacın altında bile kılınır namaz. Ben fırsat bulduğumda yeşil bir alanda toprağa secde ederek namaz kılmayı yeğliyorum. Fakat şehirde dolaşırken secde edecek yeşil alan bulmak da hiç kolay değil.
Bazen güçlükle çıkılan bir merdivenle ulaşırsınız bir caminin kadınlara ayrılan mekânına, bazen ardiye gibi bir mekânı aşarak bulursunuz perdeyle ayrılmış kadınlar bölümünü... Şimdilerde kadınların tozlu daracık bölmelerde namaz kılmasını olağanlaştıran kabuller değişmeye açılıyor. İstanbul Müftülüğü’nün Kadriye Erdemli gibi dirayetli kadın yöneticilerinin çabaları kadar Ümmühan Atak’ın sanal âlemde sürdürdüğü “temiz cami” kampanyasının da bunda bir rolü oldu muhakkak.
Caminin toplayıcı anlamını çarpıtmaya dönük laisist mantıkla bütünlenen dar bakış, yeni tür ıssızlaşmaların bir sebebi. Zihin konforumuzu bozduğu için Ahmet Altan’ın caminin Allah arayışı içindeki kişiye de açık olmasının sebeplerini anlattığı yazısı, kimimizin hoşuna gitmedi belki de... Bir kişiliği olan mescidin huzur yayan ışığı, bütün kalbiyle teslim olmayı dileyen kula niye ulaşmasın?
Aslolan elbette dua; yeryüzü mümine mescit. İbrahim Hatemikiya’nın Kerha’dan Rain’e isimli filminde Berlin sokaklarında perişan bir ruh hâli içinde dolaşan ölümün eşiğindeki kimyasal silah yaralısı İranlı genç, cami bulamayınca kendine en yakın mekân olarak kiliseyi görmedi mi...
İnsanlar daha az ibadet ettiği için ıssızlaşmıyor camiler. Planlamalar, bağlantılar ve sunumda bir sıkıntı var.
Bunu daha önce de yazdım: Cami estetiği alanındaki kusurlar öncelikle, bir Anadolu göçü problemi olarak görünüyor bana. Anadolu’da insanlar yüzyıllarca formu çevreyle bütünlük içinde ve cemaati gerçekten de toplayan camilerde, ibadet saygı ve neşesinin, doğaçlama gündemin sağladığı etkileşimin güzelleştirdiği cami ve mescitlerde namaz kıldılar. Şehir göçüne götüren süreçte göçebelik tedirginliği, gecekondu camilerle aşılmaya çalışıldı. Araya betonarme girmişti zaten ve camilere hor davranılmasını da olağanlaştıran tahripkâr bir tarih. Mütedeyyin halk, ısmarlanmış Diyanet vaazına mesafesini koruyarak cami konusunda kendi yağıyla kavrulmaya çalıştı. Gezmedi tozmadı, hatta lokmasından kıstı, Cami Yardımlaşma Derneği’ne bağışta bulundu, oğlunu kızını daha rahat bir gönülle gönderebileceği İmam-Hatip Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ne yardım etti.
Dinî bir devrim yaşamış olan İran’da sanırsınız her yer cami dolu, ama öyle değil.Devrimden sonra cami sayısında olağanüstü bir artış gerçekleşmemiş, ilginç. Hâlihazırda cami yapımı büyük ölçüde mahalle cemaatinin inisiyatifiyle, kısmen de bu tür konulara ayrılan bir vergi olan “hums”tan da destek alınarak gerçekleşiyor. Yeni camiler bazen geleneksel mimariye uyumlu yapılsa da, deneysel bir üslupla yapılanlar hiç az değil. Sokaklarda ev sıralarıyla bütünleşen küçük mescitlere bitişik bir tür kültür evi sayılabilecek, Kerbela şehidine atfen “Hüseyniye” diye adlandırılan mekânlarda yas, iftar gibi toplanmalar gerçekleştiriliyor mahalle halkı tarafından. Bu hüseyniyelerde sinema kursları bile bulunabilir.
Anadolu göçmeni, ilk mescit Kuba’nın izini sürerken elinden gelen gecekondu camiyle şehre tutunmaya çalıştı. Devasa Çamlıca Camii gibi projeler gökdelen furyasını görkemli bir uhrevilikle desteklemeyi umuyor sanki... Süleymaniye o tepede onca yalnızlaşırken hem de...
Süleymaniye Camii, Zaman’ın haberinde dile geldiği üzere Ramazan’da bile ıssız. Yirmi yıl önce“Süleymaniye’den sonra bir toplantı” başlıklı bir öyküme konu etmiştim bu yalnızlığı. Herkes Süleymaniye’den söz ediyor, onu bir açıdan görüyor da, ama bir taraftan da onun ıssızlığını yazgı gibi gösteren akışa kapılmamanın aklı başında bir açıklaması yapılamazmış gibi davranıyor.
İstanbul’un en göz önünde camisine yaşatılan çevre kaybıyla gelen ıssızlaşma, daha çok sayıda ve görkemli cami yapmakla telafi edilebilir, bir sorun olamaz.
Toplanma amacının inceliklerini ve cemaatin beklentilerini gözetmeyen inşa bir yerden sonra aksamaya başlıyor. Tarık Ramazan, Kuala Lampur’da gördüğü “Yüzen Cami”yi tasvir ederken,“zekâ ve yaratıcı hayal gücünün buluşması”na getiriyordu sözü. Ne yaptığının farkında olmayı getiren bir ustalık... Sonuçta insan ruhuna iyi gelen mimari aynı zamanda özerk bir ifadeye ihtiyaç duyuyor.
Bana kalırsa bir caminin işleri memur mantığının duasına değil, çevresinin duasına güvenmeli, cemaati tarafından yönetilmeli. Bir camide ta ilk günden takva üzerine kurulan mescidin, Kuba’nın ruhunu bulabilmeli, yoldan geçerken uğrayan...
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016