Dr.Sivilay GENÇ
Soru: Sevgili Sivilay Abla; Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Mikail Boz, Fakülte Dekanı Yusuf Devran’ın dekan olmasını Ekşi Sözlük’te eleştirmiş. Kendisinin ideal dekan adaylarını açıklamış. Bunun üzerine Dekan disiplin kurulunu toplayıp öğrenciye uzun bir sure okuldan uzaklaştırma cezası vermiş. Babam “Talebe hocasına hep saygılı olmalı” diyor. Ben ise dekan da olsa herkes eleştirilebilir diyorum. Ne dersiniz? Babam mı haklı, ben mi? (Sultan Berberoğlu)
Cevap: Sevgili Sultan; eskiden, eskiden diyorsam internet çağına göre eski yani üç-beş yıl öncesi, kız istemeye giden damat adayları bile Ekşi Sözlük’ten araştırılırdı. Şimdilerde ise sözlükte söz hakkı olmayan savunmasız insanlara arkadan saldırılan modası geçmiş bir yer oldu. Böyle bir mecrada kendisi hakkında yazılanları ciddiye alıp kelli felli disiplin kurullarını harekete geçiren, hem de iletişimci olan, Dekan’ı şiddetle kınıyorum. Üniversite disiplin kurulları da hukuk ilmi açısından neredeyse İstiklal Mahkemeleriyle eşdeğerdir.
Diğer taraftan senin sorun vesilesiyle öğrencinin mesajına metin analizi yaptım. 1930’lu yıllarda Caddebostan Plajı’na İstanbul’un arka semtlerinden insanların akın etmesi ve Caddebostan’da oturanların kalabalıktan denize gidememesi olayını haberleştiren Cumhuriyet gazetesinin habere attığı o muhteşem başlık “Halk plajları doldurdu, vatandaş denize giremedi”den sonra gördüğüm en müthiş söze Mikail Boz’un Ekşi Sözlük mesajında rastladım. O gazete başlığının yerleşik rejimin DNA’sı olması kadar apaçık bir zihniyet tezahürü bu cümle:
“Günahını almayalım ama özgeçmişinde ‘Samanyolu TV’ deneyimi hemen göze batıyor.”
Meali; bir iletişim öğrencisi için Samanyolu TV’de deneyim sahibi olmuş olmak bir günahtır ve bu günahı işlemiş birinin dekan olması haliyle göze batmaktadır. Dikkatinizi çekerim; bu sözü söyleyen kişiSamanyolu TV’nin ve onu izleyenlerin geçmişe göre daha makbul insanlar oldukları bir dünyada yaşamaktadır. Ona rağmen bu cümleyi kurabilmiştir. Düşünün bir de, büyük Mikailler için Samanyolu TV’de deneyim sahibi olmanın nasıl ölümcül bir günah olduğunu. Bundan on-yirmi sene önce Samanyolu günahkârlarının başına neler gelebileceğini.
Ayrıca bu öğrenci için dekanın kim olacağı önemli. Dekan olmanın neden bu kadar
önemli olduğu ise ilgisini çekmiyor. Aslında gerçek bir akademisyen için bölüm başkanı, dekan hatta rektör olmak büyük bir külfettir. Sekiz yıl rektörlük yapmış ve bu süre boyunca inşaat bilgisi cerrahlık bilgisinin önüne geçmiş bir beyin cerrahına kim kafatasını emanet etmek ister? Ben etmem şahsen.
Marmara İletişim Dekanı, dekanlığı boyunca kaç uluslararası makale yazabilir? Bir tane bile yazmaya zaman bulamaz ama elindeki yetkiyle isterse başkasına da yazdırmaz. İşte esas arzu edilen şey bu. Başkasına yazdırmama gücü. Mikail’in mesajında heyecanla isimlerini saydığı dekan adaylarından beklentisi ‘günahkârlara’ nefes aldırmaması mı?
Ve nihayetinde bir dekan bir rektör neden seçimle işbaşına gelecekmiş. Bursa Orman Müdürü seçimle mi işbaşına geliyor? Hadi bunu okuyanlar ağaçlarla insanları bir tuttuğumu söyleyip ‘türcü’ hezeyanlarla kendilerini zor duruma sokacaklar. Dışişleri Bakanlığı’nda Ortadoğu Masası şefini bakanlık personeli mi seçiyor. Akademisyenleri özel kılan nedir? Bizim verdiğimiz paralarla dönen üniversiteleri neden akademisyenler yönetsin? Kendi soruma cevabım: Bence TBMM, her devlet üniversitesine bir mütevelli heyeti seçsin ve o üniversitede kim dekan olacak, kim rektör olacak buna o mütevelli heyeti karar versin. Bu arada akademik özgürlükler de garanti altına alınsın. Dekan lord, fakülte de derebeyliği olmasın.
-
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil
Hastalıkları Mütehassısı
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2013
18.04.2013
11.04.2013
28.03.2013
21.03.2013
14.03.2013
7.03.2013
28.02.2013
21.02.2013
14.02.2013