Ekrem DUMANLI
İhale alımlarında yapılan “bağışlar”a fetva vermekle ve bu fetva nedeniyle kamuda rüşvete kapı aralamakla itham edilen Hayrettin Karaman Hoca hafta içinde bir yazı kaleme aldı ve “Göklerden üzerimize bela yağacak.” dedi.
Hafazanallah! Hoca'nın böyle demesine herkes şaşırdı; hatta Hoca'yı suçlamaya devam edenler oldu. Sayın Karaman'ın son ikazını ciddiye almak gerekiyor. “Siz ey devleti yönetenler!” diye başlayan haykırış, yoksulların hakkını yiyenlerden hesap sormak gerektiğini söylüyor. Doğru bir tavır, isabetli bir çıkış. Keşke aylar önce söylenseydi bu gerçekler.
AK Parti hükümetine, benzer ikazlar art arda yapılıyor. Cevat Akşit Hoca da rüşvet ve bazı günahları sayarak yemin ediyor, “Üzerimize lanet yağar' diyerek uyarıda bulunuyor. Durduk yerde yapılmıyor bu ikazlar. Toplum alttan alta kaynıyor. Bir tarafta lastik ayakkabı bile giyemeyecek kadar fakr u zaruret yaşayanlar; diğer tarafta altın varaklı kadehlerin asgari ücretten daha yüksek olduğu bin yüz küsur odalı saraylar! Bir tarafta kıt kanaat geçinmeye çalışan kitleler; diğer tarafta bilmem kaç milyon dolarlar harcanarak denize indirilen gemicikler…
Ali Nur Kutlu adıyla yazı yazan ve yakın zamana kadar önemli bir kamu kuruluşunda görev yapan bir arkadaş bakın ne diyor: “Hiç bilmediğimiz yerden hesaba çekildik, paradan, makamdan, mevkiden... Bu davanın çocukları imtihanları kaybetti, günahlara battı, gaflete daldı ama affeden, bağışlayan, merhamet eden bir Allah'a inandı…”
Belli ki bir sıkıntı var; yürekleri burkan bir sıkıntı. Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan daha net ve mert söylüyor gerçeği “Çözülüyoruz, çürüyoruz: Herkes Ankara'da iş takibinde. Felâket bu!” ya Şevki Yılmaz'ın içerden yükselen şu feryadı: “Konferanslar münasebetiyle gezdiğim yerlerdeki ehliyet ve emanete ihanetle ilgili duyduklarımdan ve gördüklerimden dolayı, başımıza büyük bir belanın gelmesinden korkuyorum."
Onlarca insan “Yahu çürüyoruz, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, ehliyetsizlik vs. aldı başını gidiyor” şeklinde bağırıyor. Ciğerleri yanıyor insanın. Bin bir çile ile elde edilen kazanımların mirasyedi bir hovardalıkla çarçur edildiğini görüyorlar. Kaba saba davranışların ve “yobaz” yaklaşımların toplumu sadece bir partiden değil, dinden bile soğuttuğunu görmemek için kör olmak gerek!
Bir de bilimsel çalışmalar ve objektif tespitler var. Bir zamanlar övünerek referans gösterdiğiniz Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Yolsuzluk Algı Endeksi'nde Türkiye dibe vurdu. Yolsuzluk sıralamasında bu ülke tepetaklak gidiyor. TÜSİAD'ın yapmış olduğu “İş dünyası bakış açısıyla Türkiye'de yolsuzluk” araştırması sonucu ile Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Yolsuzluk Algı Endeksi'ndeki Türkiye aynı gerçeğe işaret ediyor.
Meclis Soruşturma Komisyonu'nda 4 bakanın ifade vermesi ve ister istemez bazı gerçekleri itiraf etmesi meselenin ne kadar vahim boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Onca koruma ve kollamaya rağmen Meclis Soruşturma Komisyonu'na intikal eden bilgiler iktidarın kirletildiğini, yolsuzluğun inanılmaz boyutlara ulaştığını ispatlıyor.
Bu ülkede hırsızlık-yolsuzluk bu kadar ayyuka çıkmışsa bir çıkış yolu bulmak şarttır. Bu çıkış, “Bak başkaları da yanlış yapıyor” diyerek masum insanlara isnat ve iftirada bulunmak değildir. Bu tür sansasyonel çıkışlar kısa bir süreliğine dikkatleri dağıtsa bile devlet gücüyle yapılan sistematik yolsuzluğu gizleyemez. 17 Aralık tartışmalarını engellemek için geniş çaplı operasyon yapma fikri, (kime aitse?) yanlış bir hesaptır, çarpıp geri sahibine döner ve insanlar der ki “Sen hikâye uydurmayı bırak; şu pislikleri temizle!” Zira sırf 17 Aralık'ı bastırmak için operasyon yapmak, o malum suçu daha da kabullenmektir. Bugünkü açık toplum bu projeyi anlamaktan aciz mi sanıyorsunuz? İktidarı elinde tutanlar kendilerini aklamak istiyorlarsa dışardan çekilen Türkiye fotoğrafını doğru okumalı ve içerden yükselen dip dalgayı dürüstçe analiz etmeli. İnsanlara “Bela yağacak” dedirten yolsuzluk/haksızlık, artık gizlemesi mümkün olmayan bir noktaya gelip dayandı. Bu acı gerçeği basireti bağlanmayan ve teshir altında kalmayan herkes görüyor. Bıçak kemiğe dayandı. Allah'ını seven, bu çöküş ve çözülüşe seyirci kalamaz.
Muhteris hırsız, gazeteci olursa
Adam hem hırsız, hem arsız. Kamuya ait araziye giriyor, orada ne bulursa talan ediyor; hatta onu suçüstü yakalayan güvenlik görevlisini derdest edip saatini gasp ediyor. Yalancı, hırsız ve muhteris bu adam gece yarısı otobanda kanlı bir olaya rastlayınca hayatının dönüm noktasını yaşıyor. Siren sesleri arasında keşfettiği şu: Geceleri reyting getirici hadiseleri görüntüleyip bu kayıtları televizyonlara satarak para kazanan bir meslek grubu var. Hırsız o medya sektörüne girmeye karar veriyor ve reyting için her şeyi yapabilecek bir de kanal buluyor.
Yukarıda naklettiğim hadise, halen gösterimde olan önemli Nightcrawler (Gece Vurgunu) isimli filmin kısa bir özeti. Film, eline bir kamera almakla gazeteci olduğunu sanan muhteris bir tipin nasıl kirli işler çevirebileceğini ve o kirliliğe etrafındaki herkesi ortak edebileceğini gözler önüne seriyor.
Ancak sonradan görme gazeteci bilmiyor ki bu meslek somut olaylar (fact) üzerine bina edilir. Yani? Hiçbir medya mensubu kafasındaki algı ile ortadaki olgunun yerini değiştiremez. Adam temelde hırsız olunca ve medya sektörüne son sürat dalınca hadiseyi, rapor etme yerine, kendi kafasına göre kurguluyor. Sonuç tam bir felaket! Hayatından olan, yuvası yıkılan polisler, şantaj ve tedhişe boyun eğmek zorunda kalan gazeteciler, kirli ilişkileri kapatmak için uydurulan senaryolar…
Şu ana kadar medya eleştirisi muhtevalı çok film çekildi; ama bunun kadar koyu bir tonda eleştiri yapanına nadir rastlanır. Film bittiğinde geriye vicdanınızı huzursuz eden bir tortu kalıyor. İyi gazeteciliğin iyi insan olmakla ilişkili olduğunu düşünüyorsunuz ister istemez. Bir de bugün yapılan televizyonculuğu düşünmeden edemiyorsunuz. Nasıl da benzeşiyor bazılarıyla. Onlar da her akşam ekran karşısına çıkıp somut olguları değil, yalanlardan oluşan algıları art arda sıralıyor. Bu filme gidenler, eminim Louis Bloom'a baktıkça, ekranlarda her gün tetikçilik yapan yandaşları da hatırlayacak…
Cemaatleri tasfiye
Günlerdir deniyor ki MGK’da karar alındı, bütün cemaatler paralel yapı olarak görüldü ve tasfiyeleri için eylem planı yapılıyor. Uzun bir zaman sessiz kalmayı tercih etti yetkililer. Bu arada iktidarın kucağında serpilip büyüyen ve istihbaratçı olmakla övünüp (!) gazetecilik yaptığını sanan biri televizyonlara çıkarak bütün cemaatlere karşı kurulan tuzağı itiraf etti. “Bu doğru değil” diyen olmadı. Sonra her fırsatta cemaatlere karşı kinini kusan ve öteden beri istihbaratçılıkla ilgisi üzerine konuşulan biri bütün cemaatlerin paralel sayıldığına dair tezi her zamanki bilgiç ve nobran tavrıyla yazdı, anlattı… İktidardan yine tık çıkmadı. “Hayır! Böyle bir şey yok” demediler. Furkan Vakfı Başkanı çok ağır bir konuşma yaptı; bütün cemaatlerin ve kendilerinin de fişlendiğini, faaliyetlerinin baskı altına alındığını haykırdı. İktidar cenahı yine sükûtu tercih etti. Gazetelerde haberler yapıldı, yorumlar yazıldı, eleştiriler art arda sıralandı; yine tık yok. Gümbür gümbür fişleniyor herkes ve bunun belgeleri çarşaf çarşaf yayınlanıyor; ne hikmetse, yetkililer derin bir sessizliği tercih ediyor.
En sonunda bazı açıklamalar yapıldı ve uzun bir zamandan beri devam eden “bütün cemaatler” iddiası reddedilmeye çalışıldı. Tatmin edici mi? Hayır.
Başbakan Davutoğlu’nun bir TV kanalında yaptığı açıklamayı okudum. Hiç kusura bakmasın onun akademisyenliğine yakıştıramadım. Hoca oturmuş “kim cemaat, kim değil” karar veriyor. Dahası, en ağır ithamları hiçbir somut delil olmaksızın peşi peşine sıralıyor. Tabii soran yok, sorgulayan yok; konuştukça coşuyor. Devlet adamlığı, sorumlu davranmayı, hakka-hukuka riayet etmeyi icbar eder. Kimin cemaat, kimin camia, kimin paralel olduğuna oturduğunuz yerden karar vermenin ne hukukta yeri vardır ne siyasette. “Bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz” kibri neyse “Kimin cemaat olduğuna biz karar veririz” yaklaşımı da odur. Bunu yapan çok adam var siyaset ve medya arenasında; ama entelektüel birikimi olduğunu düşündüğüm, insani ve İslami ölçüleri olduğuna inandığım bir akademisyenin bu kadar kırıcı ve hukuk dışı konuşmasını fevkalade yadırgadım.
Ortada bir gerçek var: Pek çok “cemaat” hükümetin ayrımcı uygulamalarından bîzar. “Süleymancılar” bölünmelerinden partiyi sorumlu tutuyor. Risale-i Nurların devlet tekeline alınması Nur cemaatlerini parçalamaya yönelik hamle olarak görülüyor. Mahmud Ustaosmanoğlu’nun talebeleri hafta içinde birilerini “camiyi parti merkezi” yapmakla suçladı. Yani? Cemaatler kendilerine yapılan ayrımcılığı ve parti tarafından kurulan “Cemaat”i haksızlık ve zulüm olarak görüyor. Çakma cemaat kurularak cemaatleri sindirmek akla, vicdana, insafa sığar mı hiç?
Özentiye gerek yok. İnsanların kendi olarak kalması gerekiyor ki bu ülke içine girdiği girdaptan çıkabilsin. Vicdanları kanatan tahrik edici laflarla siyaset gemisi yürümez; yürümediği ortada.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015