Etyen MAHÇUPYAN
Ermeni meselesinin en dramatik anını temsil eden 1915 tehciri ile ilgili yazılarıma, bazı okuyuculardan ‘zamanı mı?’ eleştirisi geldi. Tam da İsrail askerlerinin gösteri yapan Filistinlilere ateş açıp öldürdüğü günün ertesinde, geçmişte yaşanmış bir başka devlet tasarrufuna gönderme yapmanın ‘doğru’ olmadığını öne sürdüler. Anlaşılıyor ki bu okuyuculara göre doğruların konuşulabilmesi için doğru bir zamanın beklenmesi gerekmekteydi…
***
Bu itiraz akla iki soru getiriyor: Genel olarak, ‘doğruyu tartışmanın doğru zamanı nedir’? Ve spesifik olarak ‘İsrail’in yaptığı katliam gibi bir örnek varken başka bir olayı tartışmak iki olay arasında paralellik ima etmek anlamına geldiği ölçüde yanlış değil midir?’.
İlk soruyu düşünelim… Önerilen tutum, 1915 gibi bir olayın her şey süt limanken, başka bir benzer gündem yokken, kafamız rahatken tartışılması. Ancak ortada tarafların geçen yüz yıla rağmen tartışmadığı bir mesele var ve mağdur/fail denkleminde psikolojik açıdan simetri yok. Diğer deyişle fail için ‘doğru’ zaman bir türlü gelmezken, mağdur için doğru zaman çoktan geçmiş durumda. Fail konuyu zaten tartışmak istemediği için sürekli farklı gündemleri öne çıkarabiliyor. Onun gerçek isteği aslında bu konunun hiç konuşulmaması ve hep birlikte unutulması… Mağdur ise yaşananın unutulacağından o denli korkuyor ki geçmişi sürekli gündem halinde tutmaya çalışıyor. Sonuç olarak fail için doğru zamanı bulmak zor ama mağdur için her an doğru zaman…
Ayrıca ‘doğru’ gündem diye bir olgu da yok… Neyin önemli, dolayısıyla gündem olduğuna biz karar veriyoruz ve her zaman o gündemi birçok olayın içinden seçiyoruz. Hiçbir olaya gündem olduğunda ‘zamanı mı’ demiyoruz ama başkaları bizi rahatsız eden olayları gündem yaptığında ‘zamanı mı’ diyoruz. Demek ki bir tartışmanın zamanını sorgulamak bizim ne kadar dürüst, açık ve samimi olduğumuzla bağlantılı bir tutum. Unutmamak gerek ki bir tarafın sürekli konudan kaçması, diğer tarafın konuyu sürekli gündemde tutmasının da gerekçesi. Bu nedenle de konuyu tartışmaktan kaçınanın ‘şimdi zamanı mı’ diye sorgulamaya etik açıdan hakkı yok…
İkinci soruya gelirsek, İsrail örneği bu denli sıcakken 1915’i konuşmak ve aralarında dolaylı bağlantı kurmak, meseleye yüzeysel bir bakışla yaklaştığımızda itici gelebilir. Çünkü bugünkü katliamla geçmiş olaylar arasında paralellik ima edildiği düşünülmektedir. Ancak mukayeseye vasat bir bilgi ve bilinçle yaklaştığımızda bile, farklı dönemler, ideolojiler, bağlamlar ve koşullarla karşı karşıya olduğumuzu biliriz. Yani İsrail’in yaptığı ile 1915 arasında ‘olgusal’ bir paralellik yok… Mesele kendi tarihimize ve kimliğimize bakarken ne derece özgür olduğumuz.
Konuya ilişkin ilk yazıda söylediğim üzere, kuruluşundan gelen sorunları hala taşımakta olan ülkeler bu hasleti sergilemekte zorlanabiliyorlar. Kendisini ‘Türk’ olarak görenlerin de bugün İsrail’in ardına saklanmaması beklenir. ‘Doğru’ davranış budur… ‘Doğru’ zamanlama da budur… Bugün bir başkasının yaptığı yanlış, bize geçmişteki kendi yanlışımızı ister istemez hatırlatır. Soru olayın üstünü örtmeyi mi, yoksa bu fırsatı kullanıp yüzeye çıkarmayı mı tercih ettiğimizdir.
***
Karşılıklı milli tarihçilerin tokuşturulmasıyla sahte bir simetri üretilip olayın unutulmaya terk edilmesini hedefleyen ‘tarih komisyonu’ türünden adımlar, gerçekte konunun konuşulmasını engelleme isteğini yansıtır. Yeni nesillerin bilgisizlikten beslenen bir tarih anlayışına rehin düşmesine neden olan eğitim sistemi de, aslında kimlikleşme sürecini zedeliyor.
Nitekim konu ne zaman gündeme getirilse, konuşmanın başlaması ile birlikte cehalet görünür oluyor ve bunun yükü taşınamadığı ölçüde birçok kişi için altta yatan ırkçı eğilimlere doğru savrulmaktan başka çıkış yolu kalmıyor. Oysa her toplumun kendisini sağlıklı kılmak gibi bir bilinci olması lazım… Buna da ‘zamanı mı’ diye soracak kadar patalojik değiliz umarım…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023