Fehim TAŞTEKİN
Suriye’ye kirli müdahalenin ana aktörleri 13 yıl sonra cihatçı güçler eliyle hedefine ulaştı. Esad’ın gidişinin ardından ‘yıkım aktörü’ Heyet Tahrir el Şam’la (HTŞ) birlikte Suriye’yi yeniden biçimlendirme savaşı başladı.
2011’de olduğu gibi ABD sürece yine yön vermeye çalışıyor. Washington, Amerikan düzenine sadık bir Suriye hedefliyor. “Yeni Suriye komşularını tehdit etmemeli” uyarısı İsrail’i güvenceye alma önceliğinin altını çiziyor. Amerikalılar sonuçtan memnun ama gelecekten emin değil! Şekil vermek ciddi ağırlık kullanmayı gerektiriyor.
Ankara, Şam’daki güçlerle en içli dışlı ülke olarak “sürecin patronu benim” demeye getiriyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Amerikan hükümetince başına 10 milyon dolar ödül konulmuş Ebu Muhammed el Colani’nin sürdüğü araçla Emeviye Camii’ne gitmesi taraflara “artık Şam’ın yolu Ankara’dan geçer” mesajını veriyor. Bu sarhoş edici bir iddia!
İsrail, Baas rejiminin yıkılması, İran’ın uzaklaştırılması ve Hizbullah’ın ikmal hattının kapatılmasından dolayı HTŞ’ye müteşekkir olsa da ülkeyi kemiksiz hale getirerek patronun kim olduğunu peşinen belletmeye çalışıyor. Bunu Hermon Dağı, Kuneytra ve Şam kırsalında büyük bir alanı işgal etmekle kalmayıp Suriye’nin tüm üslerini, radarlarını, cephaneliklerini, silah üretim tesislerini, donanma gemilerini, jet ve helikopter filolarını, füze ve hava savunma sistemlerini bombalayarak yapıyor. Mafyatik terör devleti olmak böyle bir şey! Şam’da dümene geçen HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani’nin İran ve Hizbullah gerekçesinin ortadan kalktığını belirtip “İsrail ile çatışmaya girmeyeceğiz” demesi, hatta Suriye’deki Filistinli örgütleri silahsızlandırmaya girişmesi İsrail’in saldırılarını durdurmaya yetmiyor.
Büyük bir kısmı vekalet savaşı sırasında yıkım tayfasında yer almış Arap ülkelerinin endişeleri öne çıkıyor. Mısır’da Müslüman Kardeşler’in kafasını kaldıracağı, Lübnan’da radikal selefi grupların uyanıp ülkeyi yutacağı, BAE’de siyasal İslam’ın güçlenip kendi kıyılarına vuracağı, Irak’ta IŞİD’in Sünni üçgeninde dirileceği, Ürdün’de İslamcı damarların karıncalanacağı korkusu sürecin HTŞ’nin tekeline bırakılmaması gerektiğini fısıldıyor. İsrail, Suriye’de işine yarayan cihatçıların Ürdün’de düzeni sarsacak tetikleyiciler olmasını istemiyor. Ürdün, Yahudi devletinin güvenlik mimarisindeki köşe taşlarından biri. İsrail devlet televizyonu KAN’a göre Suriye’deki yeni durumun Ürdün'ün istikrarını bozacağından endişe eden İsrail cuma günü Şin Bet Direktörü Ronen Bar ve Askeri İstihbarat Direktörü Şlomi Binder’i gizli görüşmeler için Amman’a gönderdi.
***
Cumartesi Akabe’de Arap Temas Grubu’nun genişletilmiş dışişleri bakanları toplantısında nasıl bir Suriye istendiğine dair beklentiler ve hassasiyetler ortaya konuldu. Sonuç bildirisi yol haritası niteliğinde olmasa da belli ilkelere vurgu yaptı. BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun siyasi geçiş sürecine destek verildi. Tüm askeri operasyonların durdurulması istendi. Türkiye bu maddeyle iğnenin kendisine batırılmasına izin verdi! Irk, mezhep veya din ayrımı yapılmaksızın halkın tüm bileşenlerinin haklarına değinildi. Devlet kurumlarının korunması, Suriye’nin kaosa sürüklenmemesi, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması gibi genel geçer hassasiyetler sıralandı. Geçiş dönemi ve yeniden inşa sürecinin desteklenmesi kararıyla da HTŞ liderliğindeki geçici hükümete meşruiyet sunuldu.
Geçiş dönemi masa başındaki tüm aktörlerin terörist olarak kabul ettiği HTŞ’nin güdümünde. Akabe buluşması bu paradoksu aşmanın ilk adımıydı. Gerçi toplantıda HTŞ temsilcisi yoktu ama temenni ve tembihler eşliğinde sürece kredi açıldı.
***
Esad’ın fişi çekilirken azınlıklarla ilgili HTŞ’ye yapılan tembihlerin etkisi çok uzun sürmeyebilir. Colani’nin pragmatizmi HTŞ’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması, uluslararası meşruiyetin garantilenmesi, Sezar Yasası’nın kaldırılması ve yardımların önünün açılması bakımından bir seçenek değil zorunluluk. ‘Ilımlılık’ iksirini sigorta eden de Türkiye. Kalın, Colani’nin değiştiğine kefil olduğu pozunu vererek bir bakıma “İş bende” diyor.
Türkiye’nin peşi sıra AB ülkeleri de Şam’daki elçiliklerini açma hazırlıklarını yaparak Suriye hamurunu yoğuracak yakınlıkta olmaya çalışıyor. Bu, Suriye karmaşasından çıkacak olan neyse onu kabullenmeye hazır olduklarını da gösteriyor. İstedikleri ödülleri ve ödünleri vermeye hazırlar, yeter ki HTŞ herkesin görmek istediği geçişi sağlasın, mümkünse farklı bileşenleri hükümete ortak etsin.
***
Ne var ki herkesin görmek istediği Suriye tablosu aynı değil. Burada temel çelişki ABD ile Türkiye arasında beliriyor. Silahlı isyanın sevk ve idare edilmesi, Suriye’nin çökertilmesi ve İsrail’in temin edilmesi konusunda iki ülkenin öncelik listeleri uyuşsa da SDG-YPG’nin yeni düzene ortak edilmesine sıra gelince yollar ayrılıyor. Yine de Suriye hamurunu ne Türkiye, ABD’ye rağmen ne de ABD, Türkiye’ye rağmen yoğurabilir. Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Ankara ziyareti ve Ürdün’deki toplantı öncesinde Türkiye’nin Suriye Milli Ordusu ile Menbic’ten öteye Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonları durdurması Washington’ı gözetme ihtiyacını gösteriyor.
Şam’daki yeni düzenin uluslararası meşruiyet kazanması açısından Türk-Amerikan eşgüdümü hayati. Yine de Ankara, SDG-PYD çizgisini Şam’a taşıyacak tüm yolları peşinen tıkamaya çalışıyor. Menbic’te sağlanan ateşkes 16 Aralık itibariyle sona erecek. Öncesinde SMO’nun Fırat istikametinde artan tahkimatı, sahada kontrol haritasını değiştirme arayışının kaldığı yerden devam edeceğine işaret ediyor. Çatışmalar tekrar başlarsa, Ankara’nın Trump gelinceye kadar kontrol haritasını değiştirmek için belli ölçüde gerilimi göze aldığını gösterir.
***
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Blinken’ı uğurladıktan sonra NTV’ye verdiği röportajda Fırat’ın doğusuyla ilgili stratejiyi net olarak ortaya koydu. Rusya, İran ve Esad rejiminin gidişinin ardından YPG’nin rol aldığı zeminin çöktüğünü belirtip ABD’nin de artık bir şey yapamayacağını savundu. “Şam'daki yönetimin atacağı adımlar neticesinde YPG artık zemin bulamayacak” dedi. Yani HTŞ’nin liderliğindeki yeni düzende YPG’ye yer olmayacak! “Ya kendi kendilerini feshederler ya da feshedilirler, yani yok olurlar” dedi. Üç aşamalı bir stratejiden bahsetti:
“Birinci aşamada bir an önce YPG içerisinde bulunan ve Suriyeli olmayan uluslararası terörist savaşçı statüsünde olan unsurların, Türkiye, İran, Irak ve Avrupa'dan gelen PKK kadrolarının bugün itibariyle ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. İkinci aşamada YPG'nin bütün komuta kademesinin Suriyeli olanlar da dahil olmak üzere ülkeyi terk etmesi gerekiyor. (Üçüncü aşamada) PKK'lı olmayan kadroların yeni yönetimle bir anlayış birliği içerisinde silahlarını bırakarak, normal hayatlarına dönerek, bütünleşerek artık milli, eşitlikçi, bütüncül, Suriye içerisinde hayatlarına devam etmeleri gerekiyor.”
YPG elimine edilirken Kürtlere zarar gelmemesi konusunda HTŞ’nin bilinçli olduğunu savundu. Bu şekilde HTŞ’ye hem kefil oluyor hem de IŞİD’den doğup bugüne gelen bir örgütün bu stratejiyi Türkiye adına hayata geçireceğine inanıyor.
***
ABD de Suriye’de yeni düzeni kendi önceliklerine göre şekillendirinceye kadar Fırat’ın doğusundaki statükoyu korumak ister. Ayrıca Kürtlerin Şam’da kurucu aktörler arasında olmasını Amerikan-İsrail çıkarları için daha işlevsel bulabilir. 2003 sonrası Irak’ta Kürtleri yeni düzenin sigortası olarak Bağdat’ta iktidara ortak etmişlerdi. Irak’ta Amerikan karşıtı Şiilerin, Suriye’de El Kaide çizgisindeki Sünnilerin frenlenmesi için müttefik bir güç denkleme sokuluyor.
Beri tarafta Türkiye ile işbirliği ihtiyacı tavan yapmışken Ankara’nın stratejisine karşı Amerikan direnci zayıflayabilir ama yine de ABD odaya tek bir kartla girmek istemiyor.
Şu anda ABD iki ayaklı bir plan güdüyor.
Doğrudan güç kullanmaksızın Fırat hattında çatışmaları durdurmak aciliyet arz eden birinci plan.
Şark’ul Evsat’a konuşan Kürt yetkililere göre Amerikalı komutanlar kapsamlı siyasi çözüme kadar Fırat hattında çatışmaları önleme yönünde SDG’ye söz verdi. Rakka, Haseke ve Deyr el Zor’da aşiret liderleriyle de görüşen Amerikalılar ayrıca SDG’deki Arap bileşenlerin çözülmesini önlemeye çalışıyor. Bu çözülmenin ilk işaretleri Deyr el Zor’da geldi.
İkinci plan, Kürt birliğini sağlamak. Fransızlar da işin içinde. Öncelikli hedef Şam'da HTŞ’yle müzakereye oturacak bir ortak Kürt heyeti oluşturmak. Geçen hafta Amerikalılar ve Fransızlar birbirine hasım Kürt partilerle görüşmeler yaptı. PYD çizgisindeki Kürt Yüksek Konseyi ile Barzanilerin desteklediği Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) 2012’de sağlanan Hewler Mutabakatı’na rağmen yönetimde ortaklık kuramamıştı. ENKS partileri PYD’yi gücü tekeline almak ve Baas gibi davranmakla suçluyordu. SDG Komutanı Mazlum Abdi de Kürt partilere birlik çağrısı yapıp Kürdistan yönetiminden destek istedi. KDP lideri Mesud Barzani’nin Ankara’nın kırmızı çizgilerini göz ardı ederek adım atması zor. Fakat Fidan’ın üçüncü aşama olarak tanımladığı çözüm doğrultusunda PYD’nin ismen silindiği bir Kürt birliği Ankara’nın kırmızı çizgilerine girmeyebilir. Tenakuz şurada: Hedeflenen Kürt birliğinin amacı Ankara’nın “yok olsun” dediği şeyi korumak.
Abdi’nin ayrıca ABD’den iki talebi var: Özgürlük Şafağı Operasyonu’nun durdurulması için Ankara’ya yeterince baskı yapılması ve bölgedeki Amerikan askeri varlığının korunması.
Muhaliflerin kullandığı Suriye bayrağının Fırat’ın doğusunda göndere çekilmesi müzakereye zemin oluşturmak için ilk adımdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kesmedi tabii. MSB Yaşar Güler de “Yeni dönemde Suriye’deki PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem yeni yönetim hem de biz istiyoruz" dedi. Şam’da iktidarın şekline şemaline dair kendilerinden çok eminler.
***
Öte yandan Amerikalılar da artık doğrudan HTŞ ile görüşmeye başladı. Blinken Amman’daki toplantıdan sonra HTŞ ile doğrudan temas kurduklarını duyurdu. Bu, Ankara’ya olan ihtiyacın azalacağına ve Türkiye üzerinden verdikleri istikametle artık yetinmeyeceklerine delalet ediyor. Blinken, HTŞ’nin şu üç ilkeyi karşılamaması halinde uluslararası tecride maruz kalacağı uyarısında bulundu:
“Tüm azınlıkların korunması; Suriye topraklarının komşu ülkeleri tehdit etmek için bir üsse dönüştürülmemesi; kimyasal silah stokunun imha edilmesi.”
Bu taleplerin alt başlıklarının nasıl döşendiğini tahmin ediyoruz. “Ya benim kurallarıma göre oynarsın ya da parya muamelesi görürsün” dayatmasıdır bu. HTŞ’nin kamburu kendi cüssesinden daha büyük. Bundan sonraki süreç Şam’ı çatışmasız teslim almaya benzemeyecek.
***
Bir tarafta Suriye’de parmağı olan yabancı aktörlerin çatışan istekleri; diğer tarafta etnik, dini ve mezhepsel çeşitliliğin güçlü olduğu bir ülkede dümene geçen koyu mezhepçi bir anlayışın kapsayıcılık sorunu. Bu cenderede Akabe’de sözünü ettikleri Suriye’nin birliğini, bütünlüğünü ve egemenliğini sağlamak hiç de kolay olmayacak. Kürtlerin yanı sıra Süveyde ve Golan’daki Dürziler, Lazkiye-Tartus bölgesindeki Aleviler, Süryaniler, Ermeniler ve diğer Hıristiyan gruplar, sayıları az da olsa Şiiler, İsmaililer ve Ezidiler diken üstünde duruyor. Colani’yi arayıp tebrik eden Lübnan'daki Dürzi lider Velid Canbolat gibi burnu iyi koku alan isimler ilişkili oldukları toplulukların geleceği için güvence almaya çalışıyor.
Diğer azınlıklardan farklı olarak Kürtlerin fiili bir özerk yapı ve savunma gücüne dayanmaları, Amerikan hesabında olmaları ve Türkiye’nin hedefinde durmaları daha ciddi bir pazarlık masasını gerektiriyor.
“Ya kendilerini feshederler ya da feshedilirler” ihtarını tekrara düşürecek karmaşıklıkta bir denklem şekilleniyor. Üç aşamalı stratejinin yürümesi Amerikan tutumunda değişimin garantilenmesi, ABD’nin Şam’dan istediklerini almış olması ve HTŞ’nin de dümene gerçekten hakim olması gerekir. HTŞ henüz Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’nu bile içeri almış değil. Martta hedeflenen kapsamlı hükümet kuruluncaya kadar denkleme daha nelerin gireceğini bilmiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025