Fehim TAŞTEKİN
ABD görünür görünmez unsurlarıyla Venezuela kazanının ateşini harlıyor. Bolivarcı dalgayı kesmek için bulunmaz bir fırsat var önlerinde: Kıtlık ve şiddet!
Hugo Chavez’in “21. Yüzyılın Sosyalist Alternatifi” olarak sunduğu ve 2013’te ölümüyle Nicolas Maduro’ya bıraktığı Venezuela’daki miras sanki sırat köprüsünden geçiyor. Maduro’yu diktatörleşmekle suçlayan muhalefet aylardır meydanlarda. Sokaklar yanıyor. Dükkanlar talan ediliyor. 2014’ten beri yaşanan gıda krizi trajik boyutlara ulaştı. Göç başladı. Suç oranlarındaki tırmanış ürkütücü boyutlarda seyrediyor. İlaçların yüzde 80’i bulunamıyor.
Bunun karşısında;
Irak ve Suriye’de olduğu gibi ABD’ye askeri müdahale çağrısında bulunanlar…
“Chavismo Venezüella’yı yakıyor” diye manşet atanlar…
Britanya’da İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ya da Noam Chomsky gibi geçmişte Venezüella’ya destek vermiş isimlere nedamet çağrıları yapanlar…
Sosyalizmin bir kez daha öldüğüne dair ahkâm kesenler…
ABD görünür görünmez unsurlarıyla Venezüella kazanının ateşini harlıyor. Bolivarcı dalgayı kesmek için bulunmaz bir fırsat var önlerinde: Kıtlık ve şiddet!
ALBA (Bizim Amerika Halkları İçin Bolivarcı İttifak) ile Latin soluna cesaret veren; petrole karşı sağlık anlaşmasıyla Küba ile anlamlı bir ittifak kuran; Amerikan kuşatmasına karşı İran, Çin, Rusya ve Hindistan’la ilişkiler geliştiren; Suriye’ye destek çıkan, Filistinlilere Araplardan daha çok ses veren bir ülkenin Neo-Con pazarında düşmanı bol olur.
***
Bugün sadece Aralık 2015’te parlamento çoğunluğunu ele geçiren muhalefet ile Chavez çizgisini sürdüren Devlet Başkanı Nikolas Maduro arasındaki siyasi restleşmeyi konuşuyor olsaydık anlamak ve anlatmak epey kolay olurdu. Siyasi buhranla birlikte enflasyonun yüzde 800’lere tırmandığı, insanların yiyecek almak için market önlerinde yüzlerce metre hatta kilometrelerce kuyruk oluşturduğu, barajlardaki su seviyesinin düşmesi nedeniyle hidroelektrik santrallerinin işlevsiz kaldığı, elektrik kesintilerinin günde 18 saati bulduğu, fabrikalarda üretimin durduğu, devlet dairelerinin haftanın beş günü kapalı kaldığı ve insanların çaresizlikle göç yoluna düştüğü bir krizden bahsediyoruz.
Haliyle mesele ne “Maduro diktatör, muhalefeti eziyor” diye ortalığı yakıp yıkan muhalefetin resmettiği kadar ucuz ne de “Bu komplodur” deyip tüm faturayı ABD’ye kesen Maduro’nun sorumluluktan kaçmasına izin verecek kadar basit.
Kuşkusuz ABD, Latin Amerika’daki sol potansiyeli yok etmek için her zaman oyunun en kirlisini oynadı. Bugün de ‘Bolivarcı Alternatifi’ çökertmek için her yolu deniyor. Buna neo-faşist ve paramiliter gruplarla şiddeti tırmandırmak, gıda ve ilaç kıtlığı yaratacak şekilde ambargolar dayatmak ya da piyasa spekülatörleri ve stokçuları kullanmak dahil.
İktidar devirme aracı olarak ‘neo-faşist’ şiddetin sahnelendiği Ukrayna’daki senaryonun bir benzerinin Venezuela’da denendiğine dair tanıklıklar okuyoruz. Muhalifler şiddetin müsebbibi olarak polis ve askerin orantısız müdahalesini gösteriyor ancak kurbanların ezici çoğunluğu Chavista. Haliyle hakikat Amerikancı medyanın resmettiğinden farklı. Söz gelimi geçen ay çalıntı polis helikopteriyle Yüksek Mahkeme’ye bir saldırı düzenlendi. Helikopterden fırlatılan iki el bombası patlamadığı için can kaybı olmadı. Pilot eski istihbarat şefi Oscar Pérez idi. İddiaya göre dört maskeli ve silahlı adamla birlikte kameraya bildiri okuyan Perez, eski general ve bakan Miguel Rodríguez Torres için çalışan biri. ABD’de malvarlığı olan Torres, Amerikan Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) ve CIA’in kilit adamı.
ABD’nin Venezuela’ya yönelik plan ve niyetleri 2002’deki başarısız darbe girişiminden beri sır değil. 2012’de WikiLeaks’in sızdırdığı ABD Dışişleri’nin gizli yazışmalarında Venezüella’da iktidarın altını oymak için izlenen politikalar açık açık anlatılıyordu. Mesela Ağustos 2004’te Amerikan Büyükelçisi izlenen stratejiyi 5 maddede özetliyordu:
1- Demokratik kurumları güçlendirmek.
2- Chavez’in siyasi üslerine sızmak.
3- Chavista’yı bölmek.
4- ABD’nin hayati çıkarlarını korumak.
5- Chavez’i uluslararası alanda tecrit etmek.
2006 tarihli bir belgede ise bu stratejiye uygun olarak USAID/OTI’ın yürüttüğü faaliyetler anlatılıyordu. Buna göre OTI (Dönüşüm Girişimleri Ofisi) 15 milyon dolarlık harcamayla 300 sivil örgüte teknik destek verip uluslararası hareketlerle temaslarını sağladı. Karşı retorik çalışmaları çerçevesinde Chavista’nın güçlü olduğu bölgelerde sivil örgütler aracılığıyla 3 bin forum düzenlendi ve böylece 238 bin kişiyle temas sağlandı. ABD’nin Venezuela muhalefetine şimdiye kadar 50-60 milyon dolar harcadığı tahmin ediliyor. Bunlar yasal kılıflarla yapılanlar. Ya ötesi? Detaylarını bilmiyoruz ama geçen ay CIA Başkanı Michael Pompeo, Aspen Enstitüsü’ndeki konuşmasında Venezuela hükümetini devirmek üzere Kolombiya ve Meksika ile birlikte çalıştıklarını dolaylı olarak itiraf etti.
Özetle ABD, 2002’de halkın sarayı kuşatarak Chavez’e sahip çıktığı darbe denemesinden sonra da Latin Amerika’daki sol kuşağı başarısızlığa uğratacak çabalarından asla vazgeçmedi.
2009’da Honduras’ta Manuel Zelaya’nın askeri müdahaleyle devrilmesinden sonra Latin sol kuşağındaki çözülme başladı.
***
ABD’nin niyetinden kuşkumuz yok da peki her şeyden Washington ve yerli işbirlikçileri mi sorumlu? Maduro ABD’yi hem para hem de gıda piyasalarında kasten kıtlık yaratma stratejisi gütmekle suçluyor. Gıda sıkıntısı Chavez’in ölümünün ardından Maduro’nun dümene geçtiği ve muhalefetin sonuçları tanımadığı seçimlerin ardından başladı. Deniliyor ki gıda sektörünü tekelinde tutan 2-3 aile var. Bunlar hükümeti zor durumda bırakmak için stokçuluk yapıyor. Ayrıca sübvanse edilen gıda ürünlerini halka satmak yerine Kolombiya’ya kaçırıp büyük paralar kazanan şirketlerden bahsediliyor.
Belli ürünlerin fiyatlarını sabitleme çabası da ticaretin her kademesinde otomatik stokçuluğa yol açıyor. Bir AP muhabirinin izlenimine göre “yumurtanın kolisi 30 centten yukarı satılmayacak’ denildi mi yumurtalar anında raflardan kayboluyor. Yani sorun basitçe tepedeki üç kartel değil.
Ekonomistlere göre piyasadaki nakit kıtlığı, sıkı ya da tutarsız kur politikası ve merkez bankasının ithalatçı şirketlere dolar satışını kısması da fiyatları tırmandırdı. Devletten ucuza dolar alan firmalar aynı zamanda karaborsadaki aktörler. Yani Maduro’nun para politikası kendi düşmanlarının hem spekülasyon yapıp kriz yaratmalarına hem de ceplerini şişirmelerine hizmet ediyor.
Çok tekrarlanan bir ifadeyle “İktidar çözüm üretme makamıdır.” Düşünün ki altı yıldır onlarca devletin desteklediği yüzlerce örgütle cebelleşen Suriye’nin savaşta yaşamadığı boyutta bir gıda, ilaç ve elektrik krizi Venezuela’yı esir almış durumda. Demek ki Bolivarcı alternatif, övgüye layık icraatlarına karşın üç ailenin tekelini kıracak alternatifler üretememiş! 18 yıldır ABD ve içerdeki uzantılarına savaş açmış bir iktidar dolaylı dolaysız müdahalelere karşı korunaklı mekanizmalar geliştirebilmeliydi. Halka ucuz gıda dağıtmak için Gıda ve Üretim Yerel Komiteleri (CLAP) kuruldu ama yeterli değil. Üretim ve dağıtım ağına dönük daha köklü yaklaşımlar sergilenmeliydi.
Sosyalist tınılı bazı önemli kamulaştırma hareketlerine rağmen ekonominin önemli bütün damarları özel sektörde. İhracat gelirlerinin yüzde 95’i, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 55’i petrole dayanıyor. Chavismo eğitim, sağlık ve kadınlara yönelik projelerle toplumun ezilen kesimlerine ciddi bir rahatlama getirdi. Yoksulluk yüzde 50 azaltıldı. Açlık sınırındaki aileler açısından bu oran yüzde 70. Sosyal projeler sayesinde iktidar hâlâ yaslayabileceği yüzde 40 civarında bir tabana sahip. Ancak bu projelerin kaynağı petroldü. Gelirler düşünce işler sarpa sardı. Petrole dayalı ekonomiyi çeşitlendirecek çalışmaların yeterli seviyede olmaması bu krizin yapısal boyutta tartışılması gereken önemli bir boyutunu oluşturuyor.
Alt tabakalara kaynak transferindeki olumlu tabloyu bozan bir diğer faktör, iktidarın kendi çıkar çevresini yaratmış olması. ‘Boliburjuvazi’ diye adlandırılan ayrıcalıklı yeni elit Bolivarcı Alternatif’e gölge düşürüyor. Bürokrasideki rüşvet ve yolsuzluğun ulaştığı boyut da başarısız tabloyu tamamlayan bir diğer parça. Yani iktidar koltukları dar bir çevrede dönüp duruyor. Bunlar sağın uydurması değil bizatihi sol çevrelerden gelen eleştiriler.
***
Muhalefetin hırçınlığı, saldırganlığı ve hukuksuzluğu aşikar. Fakat Maduro’nun artan oranda popülist ve anti-emperyalist retorik kriz yönetiminde izlediği yolun doğruluğunu teyit etmeye yeter mi? Darbe arayışlarında bir devamlılık var. Bu doğru. Ama son sokak savaşının odağında Kurucu Meclis seçimleri var. Maduro 2015’te parlamentoyu muhalefet koalisyonuna kaptırınca bir yasama blokajıyla karşı karşıya kaldı. Olağanüstü hale başvurarak gücü elinde tutmayı denedi. Eyalet ve sendika seçimlerini iptal etti. Daha da önemlisi Yüksek Mahkeme’yi kendisine meydan okuyan parlamentoyu tırpanlamak için devreye soktu. Yüksek Mahkeme, biri iktidar, üçü muhalefetten dört vekilin vekilliğini iptal etti. Muhalifler karara rağmen yasama faaliyetlerine katılınca Yüksek Mahkeme dengeleri Maduro lehine çeviren bir karara imza attı: Parlamentonun tüm yetkilerini devraldı. Bu, siyasi krizi daha da derinleştirdi. Maduro krizi aşmak için yeni bir anayasa önerdi. Tabii parlamento buna da yanaşmadı. Bunun üzerine Maduro 18 yıllık kazanımları garantiye alma umuduyla yeni anayasayı yazacak kurucu meclis seçimlerini organize etti. Muhalefet bunu da boykot etti. İktidara göre 30 Temmuz’da yapılan seçimlere katılım yüzde 41.5 olarak gerçekleşti. Muhalefet ise bu oranın yüzde 20’yi aşmadığı iddiasında. Bu kesif restleşme ortamında kurucu meclisin ya da yeni anayasanın bu krizi dindirmesi de zor.
Bundan sonra Maduro ne yapabilir? Latin Amerika’daki sosyalist halka çok zayıfladı. Bolivya ve Küba bir yana artık Venezuela ile ortak hareket edecek bir bloktan bahsedemeyiz. İçeride ise ekonomik krizin en fazla hırpaladığı kesim kendi tabanı. Maduro’da Chavez kadar bu tabanı silkeleyip mobilize edecek karizma da yok. Ordu ise şimdilik sessiz. Çatışmalar derinleşirse yeni süreç Maduro’yu iki seçenekle karşı karşıya bırakacak: Ya ipleri daha fazla ele alarak otoriter bir yola sapacak ya da muhalefete geçip yeni bir çıkışı organize edecek.Sosyalist çevrelerden de ikincisini salık verenler yok değil. Tabii bu arada darbe olmazsa!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları






























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025