Fehmi KORU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığının dondurulması kararını alan Avrupa Parlamentosu üzerinden Batı’ya meydan okurken.. OHAL’in hiç kaldırılmayacağını düşündüren cümleler sarf etmişti.
Başbakan Binali Yıldırım ise, Sağlık Zirvesi’nde, OHAL’in 2017’de kaldırılacağını duyurdu.
2017 bir ay sonra girecek…
Hangi açıklamanın geçerli olacağı üzerinde tasalanırken, fazla düşünmeyi gereksiz kılan açıklama yine Başbakan Yıldırım’dan geldi.
Fatih Çekirge’ye dün söylediği şu:
“Tabii hemen 2017’ye girer girmez kaldırılacak diye bir şey yok. Bu daha çok referanduma gitmeden OHAL’in kaldırılması düşüncesidir. (..) Şimdi, referandum olması halinde, elbette kimseye, ‘OHAL altında seçime gidildi… OHAL şartlarında referandum yapıldı’ gibi bir söz söyleme fırsatı vermeyiz. Bu nedenle referandum öncesi OHAL kaldırılır diye düşünüyorum.”
Her politikacı, her bürokrat OHAL sever
Anayasa, yasalar ve teamüllerde olmayan yetkileri bile kullanmaya eğilimlidir siyasiler; yerleşik kuralların yerine en geniş yetkileri yönetici kadronun eline kendiliğinden sunan OHAL gibi bir olağanüstü yetkiler manzumesinden hiçbir siyasi kolay kolay vazgeçmez.
Göreceksiniz: Seçim veya referandum, hangisi önce gelirse, OHAL’in hâlâ geçerli olduğu bir ortamda gideceğiz.
Tabii, OHAL’den rahatsızlık duyması gereken insanlar ve onların önünde yer alması beklenen kanaat önderleri seslerini duyulacak biçimde yükseltmezlerse…
Türkiye’de yaşanan uğursuz darbe girişimini, Batılılar, ilk önce tam kavrayamadı; işin vahametini anlamaları biraz zaman aldı. Ancak anladıktan ve anladıklarını belli ettikten sonra da darbe girişimi ertesinde ülkemizde yaşananları kavrama ve içselleştirme sorunu yaşıyor Batı…
Bu kadar insanın tutuklu olması… Şu kadar memurun görevlerinden uzaklaştırılması… Öğretmenler ve akademisyenlerin yerlerinden edilmesi… Mallarına-mülklerine el konulan işadamları… Cezaevlerindeki gazeteciler… Derdest edilen politikacılar… Medyaya hakim olan tek seslilik…
Ülkemize baktıklarında gördükleri tablo bu.
Alışık olmadıkları bir tablo…

“Darbeye hiç muhatap mı oldular ki, kendi ülkeleriyle bizi mukayese edebilsinler?”diyecekler çıkabilir, ama doğru bir argüman değil bu. Batı ülkeleri ‘askeri darbe’ yaşamadı, ama insan kırımına yol açan 60 milyon insanın hayatına mal olmuş savaşlar gördü ve o savaşları çıkaranlarla hesaplaştı. Ayrıca, kendilerine yakın hissettikleri bir ülkede, Türkiye oluyor bu, son 50 küsur yıl içerisinde siyasi hayata dört müdahale yapıldı ve Batılılar o sırada ve ardından neler yaşandığını da gördü.
Demokrasi sınavında çakıyoruz
Tepkileri Batılı siyasilerin ağzından veya kanaat önderi sayılabilecek kişilerinin kalemlerinden okuduğumda, kendilerine ‘aşırı’ gelen uygulamaların toplum tarafından sessizce karşılanmasının.. yüksek perdeden itirazlar gelmemesinin.. toplumun ve onun önünde yer alması gerekenlerin uysallığının.. Batılıları müthiş şaşırttığını anlıyorum.
“Fransa OHAL’i 3+3=6 ay şeklinde uzattı. Ona böyle bir karar aldınız mı? Seçimler sebebi ile Fransa yeniden uzatmayı düşünüyor. Belki üç ay daha, size ne ya?” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı’ya meydan okurken; ancak Fransa’da OHAL ile tek bir politikacı, gazeteci, yazar cezaevine atılmadı; tek bir kişinin akademik hayatı bitirilmedi…
Mallarına el konan işadamı da yok.
En başta söylediğimi burada bir daha Fransa özelinde tekrarlayayım: Fransa’da da siyasi iradeyi temsil eden kadrolar ile onların göreve getirdikleri, ‘ülkelerindeki terörün kökünü kazımak için’ OHAL’i vesile edip en aşırı tedbirlere başvurmayı, sözgelimi şiddete bulaşmış yabancı kökenli kişilerin ailelerini geldikleri ülkelere geri göndermeyi.. onların eylemlerini “Böyle davranıyorlar, ama sorun bakalım neden?” diye anlamaya çalıştığını gördükleri akademisyenler ile medyadan isimleri susturmayı.. mutlaka akıllarından geçirmişlerdir…
Politikacılar öyle düşünür çünkü.
Ancak..
Bizde aşırı sayılabilecek tedbirlerin kolayca alınabilmesi ve bir itirazla karşılaşılmaması Batılıları şaşırtıyor işte…
Türkiye demokrasi sınavında çakmış görünüyor; hayır politikacılarımız yüzünden değil –onlar kendilerinden beklenen şekilde davranıyorlar–, ama onlara demokratik kurallara davet çıkışı yapması ve bunun mücadelesini vermesi beklenenlerimizin tavırları yüzünden…
“Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum…”
Mehmet Akif’nin bu mısralarını kimbilir kaç yüz kere Tayyip Erdoğan’ın ağzından işitmişizdir… Haksızlığa uğradığı her zaman bu mısra ile başlayan çıkışlar yapardı Tayyip Erdoğan…
İnsanlar dalâlet üzerinde birleşmez, evrensel bir kuraldır bu…
Bu konu üzerinde pek düşünen yok.
OHAL yetkilerinin kullanılmasıyla, gözaltı, tutuklama, görevden el çektirme, banka hesaplarını dondurma, mallarına el koyma işlemlerine muhatap edilen politikacı, memur, akademisyen, öğretmen, işadamı sayısı 100 binin bayağı üzerine çıktı.
Çok önemli bir rakam bu.
Toplum içerisinden bu kadar büyük sayılabilecek bir grubun, 15 Temmuz gibi hâin bir girişimin içerisinde yer aldığını, ya da yapılmasını tasvip ettiğini düşünebilir miyiz?
Her toplumda her türlü ihaneti yapabilecek tıynette insanlar elbette vardır; bizde var olduğunu 15 Temmuz gecesi gördük de.
Ancak bu kadar geniş bir kitle midir o girişimle irtibatlanabilecek kişiler?
Bu soru üzerinde ne zaman kafa yorsam, dilimin ucuna, derhal her toplum için de pekâlâ geçerli olabilecek evrensellikte bir dini uyarı gelir: “Ümmetim asla dalalet üzerinde birleşmez.”
Taberani’nin İbn-i Ömer’den naklettiği bu hadis, yanlış işler yapanların her toplumda az sayıda insan olabileceğine işaret ediyor.
Yanlışı ortadan kaldırmaya çalışanların bu ilkeyi unutmaması gerekir.
Aksi halde?
Şu olur: Çok insan, kendisine imkân verilse arasına mesafe koyacağı, mensubiyetle itham edenlerden daha fazla karşısına dikileceği bir yanlışlığın parçası haline dönüştürülmüş olur.
Batılı, bu evrensellik taşıyan özelliği bildiği için, 60 milyon insanın hayatına mal olmuş Hitler yanlışlığını hesaba çekerken bile…
Evet o zaman bile, hesaplaşmasını sınırlı tutabilmiştir.
Karar verme mekanizması içerisinde yer alanları.. yanlış olduğu sonradan ortaya çıkmış kararları gözünü kırpmadan uygulamaya koyanları.. ellerindeki gücü toplumu fesada uğratacak biçimde kullananları.. hesaba çekmiştir Almanya ile İtalya…
Fransa ve İngiltere de onların işbirlikçileriyle hesaplaşmıştır…
Ancak, havaya uyup, kalabalıkların etkisinde kalarak yapılanları görmezden ve işitmezden gelenleri kendi vicdanlarıyla baş başa bırakmayı tercih etmişlerdir.
Bizde de sınırı makul bir yerden çekmek şart; OHAL’li veya OHAL’siz…
Yakışan, olağanüstü olmayan bir hal üzre yaşamaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025