Gülay GÖKTÜRK
Yunanistan’daki durumu en güzel Cem Toker özetlemiş:
“Banka borcunuz varsa, ödeyip ödememek için ailenizde referandum yapın. Çok demokratik oluyor!”
Çipras’ın seçim zaferi sonrası bütün dünya sosyalistlerinin ve “ilerici”lerinin Yunanistan halkının “küresel vesayetin kuşatmasına karşı yükselen” isyanını ayakta alkışladıkları günlerde “Batakçılığa övgü” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Batakçılığa övgü referandum sonrasında şantajcılığa övgü biçimine bürünmüş bir şekilde ve volümü daha da yükselmiş olarak sürüyor.
Pazar akşamından bu yana, Yunan halkının yüzde 60’ı ve bütün dünyadaki solcu cephe, kreditörlerin alacaklarını tahsil edebilmek için önerdikleri kemer sıkma tedbirlerine “hayır” demeyi “küresel kapitalist sisteme karşı demokrasinin zaferi” olarak kutluyorlar.
Oysa bunun kapitalizm karşıtlığıyla filan bir alakası yok; ahlakla alakası var.
Borcunu ödememeyi hak gibi görmek ne uluslararası ilişkilere ne de esnaf ahlakına uyar. Borca sadakat ilk değiş tokuştan bu yana ticaretin en temel ilkesidir.
Kreditörler Yunanistan’a 323 milyar euro borcu zorla mı verdi? Verirken hibe mi dedi? Hükümetler o borçları nasıl geri ödeyeceğini düşünmeden bol keseden dağıtırken bugün “Hayır” oyu kullanan Yunanlılardan herhangi bir itiraz mı yükseldi?
Peki şimdi nasıl oluyor da borcun üstüne yatmak “demokrasi” oluyor?
Hani şöyle deseler anlayacağız:
“IMF’nin ve AB’nin bize dayattığı tasarruf önlemleri doğru önlemler değil, zaten bunca yıldır işlemiyor ve istenen sonucu vermiyor. Biz bu önlemleri kabul etmiyoruz. Ama borcumuz borçtur; bundan böyle kendi önlemlerimizi kendimiz belirleyecek, kendi ekonomi politikamızı kendimiz çizecek, borçlarımızı da belirlenen takvimle ödeyeceğiz.”
Tabii bunu diyemiyorlar. Çünkü dört kişilik aile bütçesini idare edenler bile gayet iyi bilir ki, borç ödemenin sihirli formülleri yoktur. Eğer yüklü bir borç altına girmişseniz, evinize hacizcilerin üşüşmemesi için yapabileceğiniz şey bellidir: Bir yandan gelirinizi artırmaya çalışırken bir yandan da giderlerinizi kısar, bu arada borcunuzu da daha uzun bir vadeye yaymaya çalışırsınız.
Syriza’nın da iktidara geldikten sonra yapabileceği tek şey buydu. Tutumunu yumuşatarak, borçların yeniden yapılandırılması ve tasarruf tedbirlerinin kısmen hafifletilmesi için AB’yle pazarlığa girişmek... Zaten AB de, tasarruf tedbirleri, yapısal reformlar ve büyüme arasında yeni bir denge kurulması arayışı içinde olduğundan, sonunda bir noktada uzlaşılabilir ve yola devam edilirdi.
Ya da başka bir yol vardı:
Mademki Çipraş o kadar devrimci, o kadar uzlaşmazdı, başbakan olur olmaz Euro Bölgesi’nden de, Avrupa Birliği’nden çıkar, böylece nefret ettiği ve adaletsiz bulduğu bu “kan emici küresel kapitalist sistemin” parçası olmazdı. O zaman da bütün kreditörler alacaklarının üstüne bir bardak su içer, Yunanistan da kendi seçtiği yolda – nasıl yürüyecekse (!) - yürür giderdi.
Ama bunu da yapmıyorlar. Tam tersine, referandumdan çıkan “hayır”ın Euro Bölgesi’nden çıkmak anlamına gelmediğini, tam tersine euroda kalarak borçlarını ödememeye kararlı olduklarını vurguluyorlar.
Bunun da tek bir anlamı var:
Yunan halkı ne devrim istiyor; ne de demokrasiyi savunuyor; sadece AB’ye şantaj yaparak borcunu sildirmeye çalışıyor.
Çipras’ın niyeti, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmasının AB’de ciddi bir siyasi krize ve hatta dağılmaya yol açabileceği korkusunu kullanarak ve AB’nin böyle bir şeyi göze alamayacağına güvenerek Avrupa’ya şantaj yapmak ve borçlarını sildirtmeye çalışmak.. Hatta hatırlarsanız, Yunan Başbakanı referanduma birkaç gün kala bu şantajı iyice ileri götürüp “Eğer AB dışında kalırsam bütün kaçak göçmenleri sınırımdan geçirir Avrupa’yı cehenneme çeviririm” noktasına kadar ilerletti.
İşte kapitalizme karşı dünya solunun idolü haline gelen adamın izlediği “saygıdeğer” politikanın özü bu!
AB’nin bu şantaja boyun eğip eğmeyeceğini yakında göreceğiz. Ama eğse de eğmese de Çipras şantajcı olmaktan, Yunan halkı da şantajcıya destek vermiş bir halk olmaktan kurtulmayacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015