Hadi ULUENGİN
ÖNCEKİ akşam saat sekizi biraz geçiyordu ki cep telefonum çalmaya başladı.
Yok, her zamanki ziliyle çalmıyor. Bu defa çan ve kampana sesleri işitiliyor.
Hemen anladım!
Heyecandan elim ayağım bağlandı. Titriyorum. Haniyse sekte-i kalpten gideceğim.
Hadi hayırlısı, demek yeni Papa seçildi!
***
HAYIR hayır, lâtife diye söyledim. Kimin ruhani lider olacağından bana ne!
Fakat yine de biraz eğlence kabilinden, biraz da gazeteci işgüzarlığıyla “akıllı” (!) aparatıma Roma’daki oylamaları salise be salise duyuran alarmlardan birini yüklemiştim.
Bilişim teknolojinin vardığı noktayı düşünebiliyor musunuz?
Tuşa dokunuyorsunuz ve Vatikan bacasından tüten duman ekrana canlı yansıyor.
Eh, Kudüs’e iki adım Lût gölüne bile ancak kaç vakitte gidebilmiş hey gidi İsa Mesih!
Gökten inse ve halefini bütün dünyanın artık ânında tanıdığını öğrense acaba ne derdi?
Neyse, derhal naklen yayın yapan Frenk televizyonlarından birini açtım.
Epey bekledikten sonra da Françesko nâmıyla Katolik tahta oturan Arjantinli Kardinal Jorge Mario Bergoglio’nun Aziz Petrus Meydanı’na toplanmış mahşerî kalabalığı takdis edişini seyrettim. Âmin!
Âmin ama en önce ciddi bir parantez açacağım.
***
İSTER benim yukarıda yaptığım gibi fonetik bir Françesko imlâsıyla yazın, ister kökendekiFrancesco kelimesini kullanın, her hâlükârda yeni papayı bu isimle anacağız.
Dünkü Taraf’ta yer aldığı gibi öyle Anglo-Saksonca bir Francis, mıransis yok!
Daha neler! Oldu olacak bari o Aziz Petrus’a da “Saint Peter” (!) falan diyelim.
***
ASLA! Diğerlerine kıyasla Ortodoks ve Katolik kültürlerle çok daha yakın temasımız olmuş olduğu içindir ki Hıristiyan isimler Türkçede ya Yunanca, ya da Latince zikredilir.
Öz be öz kendi Müslüman lügatini bilmeyen; dolayısıyla İsevilikle paylaştığımız Arâmî ve Arabî din terminolojisinde de yabancı olduğu için ilk defa Shakespeare lisanında duyduğu deyimleri aynen tercüme eden cehalet artık tak dedirtti!
Zaten dehşet bir hoyratlıkla Türkçeyi İslam’dan “laikleştirerek” (!) sonsuz geniş bir düşünce sistematiğini katlettik. Şimdi bir de Hıristiyanlığı “İngilizceleştirmenin” âlemi yok!
Kaldı ki sözkonusu İngilizce esas itibariyle Protestanlığa aittir.
Onunla kıyaslanmayacak ölçüde geniş ufuklara bakan Katolikliğin dili olamaz!
***
EVET, zahir bilinçaltıma işlemiş Jakoben şartlanmadan olacak, bir vakitler yukarıdaki Katolikliğe çok hasmane bakmış olmama rağmen epeydir ben de Nietzsche’ye katılıyorum.
Alman filozof ki, babasının Protestan peder kimliğine karşın aynı Protestanlığın öncüsü Luther’i“Latin inceliklere aklı ermeyen bön ve köylü bir rahip” ilân etmişti.
Vatikan’ın dogma ve ritüellerine karşı çıkmakla da kutsalın içini boşalttığını eklemişti.
Doğru, zira o dogması ve ritüeli tırpanlanarak dünyevileşen bir kutsal yine Nietzsche’nin “Tanrı öldü” diye tanımladığı nihilist inançsızlık tragedyasına kapıyı aralamış oluyor.
Buradan itibaren de gerisi çorap söküğü gibi geliyor ve modernitenin krizi başlıyor.
Ve işte Roma Kilisesi’nin büyüklüğü de bu tür bir sadeleştirmenin getireceği tehlikeyi sezinleyip yüzyıllardan süzülmüş gelenek ve mitolojileri terk etmemesinden kaynaklanıyor.
Buna her Papa seçimi sırasında Aziz Petrus Meydanı’nda tüten dumanın heyecanını ve akıllı cep telefonlara yüklenen bilişim teknolojisi alarmlarını da dâhil ediyorum.
Françesko Katolik âleme ve insanlığa hayırlı olsun!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
biz diyaloğ muyaloğ istemiyoruz kardeş,m