Hakan AKSAY
Türk-Rus ilişkilerinin bugünü: Suriye ve Libya'da savaş, gaz ticaretinde düşüş, turizmde yasak…
Türkiye ile Rusya arasında diplomatik ilişkiler kurulmasının 100. yıldönümünde, artık devletler ya da ülkeler arası değil iki lider arasındaki ilişkilerden söz edebiliyoruz
Ankara ile Moskova arasında "bahar havası" olduğunu hâlâ savunan kaldı mı, kaldıysa bu iyimser sözleri kullanırken neler düşünüyor, gerçekten merak ediyorum.
İyimserlik karşıtı olduğumdan değil. Sadece gerçeklere saygım daha fazla.
Türk-Rus yıllık ticaret hacminin "100 milyar dolara çıkarılması" da, ilk söylendiğinde iyimserlik veren bir hedefti. Ama yıllardır temcit pilavı gibi ısıtılmasına rağmen başarılı olamadı. Vaktiyle (2008'de) 38 milyar dolara ulaşmış olan ikili ticaret, son zamanlarda 26 milyar civarındayken, bu konu da artık boş bir söylem gibi geliyor kulağa.
Bugün, 3 Haziran, Türkiye ile Rusya arasında diplomatik ilişkiler kurulmasının 100. yıldönümü. Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği sosyal medyada ilginç görsellerler eşliğinde bu tarihi hatırlatıyor. Ne güzel!
Ama bütün bu hoş ve yaldızlı anlatımları bir kenara bırakıp son yıllarda ikili ilişkilerde nerelerdeyiz, yarın nerelere gelebiliriz, diye baktığımızda iyimserlikten çok kaygı kaplıyor insanın içini.

Her şey Suriye'deki gidişe bağlı
2011'e kadar iki ülke arasındaki ilişkiler diplomasiden ticarete, enerjiden turizme kadar geniş bir yelpazeden oluşurdu. Daha sonra Suriye öne çıktı. 2015 sonrasında ise bütün konular Suriye'deki duruma bağlandı, oradaki risklerin gölgesinde her şeyin uçurumun kenarına dizildiği güvensiz bir tablo oluştu. Artık devletler ya da ülkeler arasındaki değil iki lider arasındaki ilişkilerden söz edebiliyoruz
Hem Putin hem de Erdoğan Suriye'de birbirine zıt amaçlarla geçici bir işbirliği yapma macerasına girdiler. Bu arada elbette, el sıkışmalar, gülüşmeler, "dostum Vladimir ve Recep"ler, karşılıklı övgüler… İki siyaset cambazının birbirini başkalarına karşı maksimum kullanma isteği…
Liderlerden Rus olanı Türk olana göre daha uzun vadeli düşünüp stratejik adımlar atabiliyor, sahnedeki diğer oyuncularla da ortak dil bulabiliyor; diğeri ise daha sinirli ve kısa vadeli gelgitlere göre sorunlarına çözüm arıyor. Ara sıra ciddi anlaşmazlıklar yaşasalar da şimdilik "işbirliği içinde" yürüyor gibiler.
Ama nereye kadar? Yolun sonu çok net olmasa da göründü sanki. Finale doğru kahramanlarımızı ayrılık sahnesi bekliyor.
Ayrıca anlaşılan Suriye yetmedi ki, iki ülke yönetimi kendi topraklarından çok daha uzakta, Libya'da da tehlikeli bir denkleme girdi. Nereye kadar?..
Başka konular da bugün eskisi gibi neon ışıkları altında parıldamıyor. Türkiye doğalgazda Rusya'nın en büyük alıcılarından biri değil artık. Bu Mart ayında Türkiye'nin Gazprom'dan aldığı gaz, geçen yılın aynı dönemine göre 7 kat azalmış durumdaydı. Türkiye artık daha çok LPG'yi, Azerbaycan gazını tercih ediyor. Mavi Akım'dan sonra büyük PR kampanyalarıyla açılmış olan Türk Akımı Boru Hattı'nın geleceği belirsizleşti. Rusya basını hem doğalgaz alanında, hem de nükleer santral konusunda Türkiye'ye yapılan devasa Rus yatırımlarının karşılığını sorguluyor.

Koronavirüs: S-400'e ve turizme engel
Bütün bunlara son yılların en popüler konularından S-400 hava savunma sistemini de ekleyelim. Ticari reklam üslubunda iyice ustalaşan Rus tarafı ikinci S-400 satışı konusunda iyimser mesajlar verirken, ilk ticaretin sonucu olarak alınan S-400 kompleksi "Koronavirüs gerekçesiyle" (?) aktifleştirilmiyor. İlginç, Covid-19 şartlarında Suriye'de ve Libya'da savaşa devam etmek mümkün, ama füzelerin düğmesini açmak sakıncalı, öyle mi?
2,5 milyar dolara alınan füzelere şimdiki bu aşırı "sosyal mesafeli" duruş, sakın giderek ağırlaşan ekonomik kriz şartlarında ve dış politikanın iyice çıkmaza girdiği bir ortamda ABD'yle bozulan ilişkileri düzeltme çabası olmasın?
Koronavirüs'ü S-400 ile ilişkilendirmek biraz zor. Ama turizm ile daha kolay. Rus-Türk ilişkilerin en renkli alanlarından biri olan turizmdeki durum, 2015'te düşürülen uçak sonrasındaki gibi bir sessizliğin egemen olduğu uçsuz bucaksız bir kumsala dönüştü sanki.
Oradan bakınca Rusya yurttaşlarının yurtdışı tatil tercihinde açık ara farkla başta gelen Türkiye birdenbire uzaklaşıverdi. Buradan bakınca da Türk turizm sektörünün bir numaralı müşterisi Ruslar kayboluverdi ve bir süre daha ortalarda görünmeyeceğe benziyor.
Gerekçe Covid-19. Sadece o mu? Belki daha fazlası da vardır. Örneğin, Moskova'nın yurttaşlarını iç turizme yönlendirme çabaları... Ve Ankara ile yaşanan bunca sorundan sonra Türkiye'ye milyonlarca turist gönderme konusunda çok istekli olmayabilir. Yasaklamasa da "zamanlama" ve çeşitli sınırlama tercihleriyle bu sezonu tümüyle ya da büyük ölçüde ıssız bırakabilir.
Köşe yazarları yazılarını iyimser mesajla bitirmeyi severler. Bu ortamda ne desek diye düşünüyorum da, aklıma yine bugünün Türkiye ile Rusya arasında diplomatik ilişkiler kurulmasının 100. yıldönümü olduğu geliyor. Bu tarih içinde güzel günler de yaşadık elbette. Ve bakarsınız ilerde daha güzelleri de vardır…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025