Halil BERKTAY
[1 Nisan 2017] Yurtdışındaki “evet” miting ve toplantılarının engellenmesi krizi patlak vereli beri, toplam beş yazı yazdım bu konuda (bkz Serbestiyet, 14, 18, 20, 23 ve 26 Mart). Almanya ve Hollanda’nın bariz haksızlığı ile başladım; Ankara’nın da Kriz ve kavga yönetimi’ni pek beceremediğine geçtim; özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nazizm suçlamasının yerini bulmayıp çok aşırı kaçtığına, dolayısıyla geri tepeceğine ve Türkiye’yi kötü duruma düşüreceğine değindim. Cumhurbaşkanının son günlere kadar Türkiye içindeki referandum mitinglerinde inatla “Faşistsin sen, faşist” diye bağırmayı sürdürdüğü iki hafta boyunca, ben de söz konusu endişe ve eleştirilerimi derinleştirmek ihtiyacını duydum. Türkiye Faşizmi ve Nazizmi tanıyor mu? Erdoğan Faşizmi ve Nazizmi tanıyor mu? diye sordum, tanınmadığını, tanımadıklarını bile bile. Neden (bir parça) ayırımcılığa ve (bir parça) yabancı düşmanlığına indirgenemiyeceğini, proto-faşizmden asıl “olgun” Faşizm ve Nazizme uzanan daha iki yazı boyunca anlatmaya çalıştım. Gerçek veya hayalî bir ulusal kriz algısı karşısında, milletin bölünmüşlüğünden sorumlu tutulan bütün siyasî akımların (“öteki”lerin) ve onlara hayat hakkı tanıyan bütün siyasî biçim ve kurumların (çoğulcu demokrasinin) şiddet yoluyla ezilip yokedilmesi, Faşizm ve Nazizmin aslı, gerçek çehresi’dir dedim. Gerek İtalyan Faşizminin, gerekse (bir tür “ekstra Faşizm” olarak Alman Nazizminin, hukuk devleti diye bir şey tanımadıkları ve bırakmadıkları için, insanlık tarihinin gördüğü en vahşi akımlar ve sonra da en çıplak terörist diktatörlük rejimleri olduğunu açıkladım.
Şimdi, bu meseleyle ilgili şu altıncı (umarım sondan bir önceki) yazımda artık bir sonuca varmak istiyorum. (1) Faşizm (ve Nazizm) gerçekten benim dediğim gibi midir? Yok, değildir; yanlış tanımlıyorsun; seninkisi çok aşırı bir Faşizm/Nazizm tanımı; bundan çok daha eksiği de pekâlâ Faşizm ve Nazizmdir... diyen var mı, ister politikacılar, ister akademikler, ister gazeteciler, köşe yazarları, (bol keseden Faşist Avrupa gibi manşetler atmayı, spot’lar koymayı sürdüren) genel yayın yönetmenleri arasında? Varsa, buyursun gelsin. İster yazılı, ister sözlü; adam gibi, sâkin sâkin, bilgi ve fikir bazında tartışalım.
(2) Şu kadar yazı boyunca yapmaya uğraştığım Faşizm/Nazizm tasviri ve tarifine ciddî bir itiraz yoksa, bugünkü haliyle Almanya ve Hollanda’nın (ya da diğer birçok Avrupa ülkesinin, bir bütün olarak da AB’nin) bu temel tanım ile karşılaştırılması nasıl bir sonuç verir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direkt Faşizm ve Nazizm suçlamasının hedefi, meselâ Almanya’daki neo-Nazi gruplar, Marine Le Pen’in Front National (Millî Cephe) partisi ya da Geert Wilders’in Özgürlük Partisi olsa, haydi neyse. Ama mevcut Almanya devleti ve hükümetini, ya da mevcut Hollanda devleti ve hükümetini, (mealen) sizin artık demokrasiyle hiçbir alâkanız kalmadı, siz doğrudan Nazizme ve Faşizme döndünüz diye suçladığında, bunun hakiki bir karşılığı var mıdır? Güncel realiteye denk düşüyor mu?
* * *
İsterseniz bir dizi alt-sorunun tek tek üzerinden gidelim; yanlarına artı veya eksi (veya tereddüt belirten soru) işaretleri koyalım. Ortada ne var, ne yok? Benim gördüklerim şöyle:
(+) Liberal küreselleşmeye karşı, sağcı-milliyetçi bir reaksiyon dalgası başgösterdi mi? Evet. (+) İngiltere’de Brexit, ABD’de Trump’ın zaferi de bu dalganın bir parçası mı? Evet. (+) Bunlar dünya ve Türkiye için iyi mi, kötü mü? Her bakımdan çok kötü gelişmeler. (+) 15 Temmuz darbesinin püskürtülmesi sonrasında, umutlarını Trump’çılığa ve Brexit’çiliğe bağlayanlar hayal mi görüyor? Evet, hem de tamamen.
(+) Gerek ABD ve gerekse özellikle Avrupa’da, genel olarak kamuoyunda, belirli bir miktar İslamofobi ve Türkofobi söz konusu mu? Evet. (+) Aşırı sağda daha da sert -- derece derece neo-Nazi, ırkçı, yabancı düşmanı -- akım ve partiler zuhur ediyor mu? Evet. (+) Oyları artıyor mu? Evet. (+) Trump’çılar da bunun bir parçası mı? Evet. (+) ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’çı sağ kanadı ile İngiltere’nin Brexit’çi Muhafazakârları, Marine Le Pen’ler ve Geert Wilders’ler ile geniş bir örtüşme içinde. (+) Almanya ve Hollanda’yı Nazizmle suçlayıp Trump’a ve Trump’çılığa bu açıdan hiç lâf söylememek/söyletmemek, tutarsızlık mı? Evet, muazzam bir tutarsızlık ve çifte standartlılık. Aslında hiçbiri Faşizm ve Nazizmle suçlanamaz. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan veya diğer AKP liderleri, Almanya ve Hollanda’yı ayırımcılık ve yabancı düşmanlığı üzerinden Nazizmle suçlayabiliyorlarsa, Trump hareketi ve yönetimi için daha da aşırı nitelemeler bulmaları lâzım.
(+) Avrupa’nın gerçek merkez (ve sol) partileri, kendilerini ve demokrasiyi bu sağcı tırmanış karşısında tehlikede hissediyor mu? Evet. (+) Esastan direniyor, karşı çıkıyorlar mı? Evet. Aslî tavırlarının bu olduğunu vurgulamak ihtiyacını duyuyorum. (+) Öte yandan, aşırı sağ kazanmasın (veya daha fazla yükselmesin) diye, merkez partileri de bir parça milliyetçilik yarışlarına giriyor; yabancı düşmanlığına tâviz veriyor; yer yer aşırı sağa meyledebilecek seçmeni bu yolla “yatıştırma”ya çalışıyorlar mı? Evet. (+) Türklerin oturduğu evlerde yangın çıkaran, camilere gamalı haç çizenler var mı? Evet, var. (-) Bunları yapanlar merkez partileri ve taraftarları mı? Hayır. Hiç alâkası yok. Tamamen neo-Nazi gruplardan kaynaklanıyor. (?) Merkez partilerinin yer aldığı hükümetler, bunları kasıtlı olarak mı takip etmiyor, hoş görüyor veya koruyor? Bunu söylemek çok zor. (+) Bu merkez partileri ve hükümetleri, Müslüman ülkelerde, popüler-demokratik rejim ve hükümetlere kıyasla, seküler ve alla franca olmaları koşuluyla askerî-otoriter rejim ve hükümetlere daha hayırhah mı yaklaşıyorlar? Evet. Birinci örnek Mısır ve Sisi darbesi. İkinci örnek, Suriye’de Esed rejimi karşıtlığından taraftarlığına doğru yer değiştirmeleri. Özetle, Müslüman halkların kendi iradeleriyle, kendi demokrasi süreçlerini yaşayarak öğrenmelerinden hoşlanmıyorlar.
(+) AKP’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da benzer bir şüpheyle mi bakıyorlar? Evet, uzunca bir süredir (en azından) şüpheyle bakıyor ve soğuk yaklaşıyorlar. (+) Türkiye’nin AKP gibi İslâmî bir parti değil de CHP gibi laik/seküler bir parti tarafından yönetilmesini tercih mi ederler? Kesinlikle. (+) Hattâ, eski tip Kemalist, askerî-bürokratik bir darbe ya da vesayet yönetimini mi tercih ederler, AK Parti’ye? Olabilse, evet. Ama sanırım kolay kolay olamıyacağını da artık biliyorlar. Bu da aslî özlemlerini kısıtlayıp bastırmalarına yol açıyor. (+) 15 Temmuz sonrasında Avrupa’ya kaçıp sığınmış Gülencileri koruyor; korumanın ötesinde, Türkiye gerçekleri konusunda daha çok onlara mı kulak veriyorlar? Aşikâr ki evet. Gülen Cemaatini İslâmcılığın daha yumuşak ve Batı yanlısı bir varyantı olarak tercih etmeye; ısrarla barışçı bir hizmet kurumu gibi görmeye-göstermeye; bir suç örgütü vasfından ve 15 Temmuz darbesinin sorumluluğundan tenzih etmeye devam ediyorlar. Bu da Gülenciler konusunda AKP’yi değil, AKP konusunda Gülencileri dinlemelerini beraberinde getiriyor. (+) Aşağı yukarı benzer bir tavır, PKK için de geçerli mi? Evet. Birçok Batı ülkesi, “ezilen bir halkın haklı şiddeti” paradigması ve duygulanımını aşabilmiş değil. Üstüne (artık) Türkofobi de biniyor ve Türklere/Türkiye’ye karşı Kürtleri tutmak sonucunu veriyor. Üstüne, (artık) “düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığıyla Türkiye’ye ve AKP’ye karşı olan herşeye el uzatma tavrı da biniyor. Bu da, Gülenciler gibi PKK ile yan örgütlerini de kayırmayı içeriyor. (+) Çoğu Batı ülkesi, 16 Nisan referandumunda “hayır”dan yana mı? Evet, esas tavırları bu. Çünkü Erdoğan’ın yenilmesini istiyorlar. (-) Peki, seçmen kitlesini haksızlığa tepki içinde “evet”e itmek için kasıtlı olarak Türkiye’ye kötü davranıyor olabilirler mi? Hayır. Bunu Geert Wilders ve benzerleri, kendi akıllarınca Türkiye’den ilelelebet kurtulmak için isteyebilir. Ama (son kutuplaşmaya kadar ve hattâ ona rağmen) merkezin ve hükümetlerin esas yaklaşımı olacağını (hâlâ) sanmıyorum.
(+) Öyle veya böyle, gerek Almanya, gerekse Hollanda, Türkiye’ye haksızlık ettiler mi son tutumlarıyla? Evet. (+) Referandumda “hayır” yanlısı gösteri ve toplantılara (PKK’nın yan örgütlerince düzenlenenler dahil) izin verirken, özel olarak “evet” yanlısı toplantıları mı kâh dolaylı olarak engellemek, kâh doğrudan yasaklamak yoluna gittiler? Evet. (+) Özellikle Hollanda’nın, Türkiyeli bakanlara ve sair diplomatik personele muamelesi (ülkeye sokmama kararı, Rotterdam başkonsolosluğuna ulaşma ve girmelerine izin vermemesi, hattâ Rotterdam başkonsolosunu gözaltına alması) yanlış ve haksız mıydı? Evet. Kesinlikle. 1961 Viyana Sözleşmesi’nin çeşitli açılardan ihlâli anlamına geliyordu.
(-) Peki, bütün bunlar Faşizm ve Nazizm mi demek? Hayır. Aynı derecede kesinlikle hayır. (-) Söz konusu hükümetler ve partiler, “radikal, hiper-nasyonalist, militarist, saldırgan aktivist” kitle hareketlerine mi yaslanıyor? Hayır. (-) Rakiplerine karşı yatay şiddet kullanmaya sevkettikleri paramiliter kanatları veya bu şekilde seferber edilebilecek taraftar kitleleri mevcut mu? Hayır. (-) Bu hükümetlerin ve yaslandıkları merkez partilerinin ideolojisi, programı, çeşitli platformları Faşist veya Nazi diye tarif edilebilir mi? Hayır. Alâkası yok. Genellikle liberal-demokrat ve/ya liberal-muhafazakâr, kısmen de işçi ve emek yanlısı, sosyalist veya sosyal demokrat,yeşil ve çevreci özellikler taşıyorlar. (-) Programlarının herhangi bir yerinde, herhangi bir etnik-dinî gruba düşmanlık veya dışlama ifade eden (embriyonik düzeyde bile olsa doktriner ırkçılık diye yorumlanabilecek) ifade ve vaatler yer alıyor mu? Hayır. (-) “Saf Alman” veya “saf Hollandalı” olmayan vatandaşlarını (ya da hattâ ülkelerinde ikamet eden bu tür etnik-dinî kesimleri), “milleti böldükleri, millî birliğe engel oldukları” gerekçesiyle toptan ve şiddet yoluyla ortadan kaldırmak diye bir vizyonları, açık-örtük emelleri söz konusu mu? Hayır. (-) Bu tür nüfus gruplarını ayırımcılığa, yabancı düşmanlığına, saldırılara, pogrom’lara hedef gösteriyorlar mı? Hayır. (-) Bu tür grupların ve daha genel olarak değişik ideolojilerin varlığına olanak tanıyor diye, “milletin bölünmüşlüğü”nden bir de çağdaş demokrasiyi sorumlu tutuyorlar mı? Hayır. Kesinlikle hayır. Böyle bir demokrasi düşmanlığından eser yok, sözünü ettiğimiz Almanya-Hollanda hükümetleri ve merkez partilerinde. Daha genel olarak, hemen bütün Avrupa ülkelerinde ve bir bütün olarak AB’de.
(-) Peki, mevcut statükonun yerini alacak “yeni bir ulusal düzen” doğrultusunda, duygu ve düşüncelerde homojenlik sağlayacak bir “kültür devrimi” özlemi ve çabası gözleniyor mu, Almanya, Hollanda ve diğer AB ülkelerinde? Bir kere daha, kesinlikle hayır. Özel olarak kültür alanı, mutlak bir tekel alanı değil, neredeyse inzibatî müdahale kabul edilmeyen bir çoğulculuk alanı, Batı Avrupa’da (en doğudaki Rusya ve Çin’den, Atlantik ötesindeki Trump’çılardan farklı olarak). (-) Toplum üzerinde “total (topyekûn) kontrol” sağlama çabası gösteriyor mu, bu hükümetler ve partiler? Hayır. Uzaktan yakından ilgisi yok. Hiçbir düşünce, inanç, yaşam tarzı ve estetik tercih kısıtlı değil. İfade özgürlüğü açısından da, sayısız denebilecek kadar çok mahreç mevcut. Gazeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar, sosyal medya... Üstelik bütün bu kanallar arasında, hükümetin ve hükümet partilerinin mülkiyetinde (ya da vekâleten mülkiyetinde) olanlar yok gibi. İster kültür ister siyaset alanında kimse tekel kuramıyor; böyle bir ihtimal dahi gözlenmiyor.
* * *
Öyleyse Faşizm veya Nazizm bunun neresinde? Belki marjlarında, sözünü ettiğimiz o neo-popülist aşırı-sağ hareketlerde. Ama ne ana mecrasında, ne merkez (ve sol) partilerde, ne de siyasî düzenin, rejimin, sistemin bütünü ve genelinde. Zira temel gerçeklik, düzenli yürüyen hukuk devletleri (hele Türkiye ile kıyaslandığında, çok daha durmuş oturmuş, pürüzlerinden arınmış, istikrar kazanmış hukuk devletleri). Bu hukuk devletinin şemsiyesi altında, çok-sesli, çok-kültürlü bir düşünce, ifade, bilim ve yaratıcılık özgürlüğü barınıyor. Gene bu sayede ve aynı çatı altında, keza çok-sesli, çok-partili bir ideo-politik hayat yer alıyor. Çok geniş bir propaganda ve örgütlenme özgürlüğü, merkezden çepere (Federal Almanya’da eyaletlere, her iki ülkede geniş yetkilere sahip yerel yönetimlere) uzanıyor. Bu çerçevede seçimler tıkır tıkır yapılıyor; yasama, yürütme ve yargı organları yerli yerini biliyor. Kusurlar demokrasiden çok, o demokrasi içinde yer alan şu veya bu akım veya partinin kusurları olarak temayüz ediyor.
Nitekim, altını kuvvetle çizeyim, Türkiye’den Avrupa’ya giden vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu da bu görüşte. Özerk bir think-tank ve araştırma kuruluşu olarak PODEM’in çıkardığı çeşitli yayınlar var, ince ince okunmayı hak eden. Bir tanesi Avrupa’da ‘Türkiyeli’ Olmak: Kimlikler, Bireyler, Vatandaşlar başlığını taşıyor. Ayşe Yırcalı ve Etyen Mahçupyan tarafından kaleme alınmış; 2016’da yayınlanmış. Kapsamlı anketler temelinde, şu açık: Avrupalı Türkler, evet, gizli bir ayırımcılığın el’an mevcut olduğu kanısında. Ama bununla birlikte, isterseniz buna rağmen diyelim, hangi ülkede olurlarsa olsunlar esas olarak âdil bir devlet ile yüz yüze bulunduklarını ifade ediyorlar. Şu son 2017 Mart olaylarında, Türkiye’nin uğradığı haksızlığa çok kızabilirrler tabii. Ama ne olursa olsun, kendilerine güven veren o âdil devlet düzeni içindeki yaşantılarının bozulmasını istemiyorlar. Bu, ciddî bir tavır ve özlemleri olarak belirginlik kazanıyor.
Bu koşullarda, Almanya, Hollanda ve genel olarak Avrupa’ya yönelik Faşizm veya Nazizm (ya da söz konusu ülkelerin “demokrasiyle alâkasının kalmadığı”) suçlamaları, gerçeklere çok ters düşüyor. O kadar ters düşüyor ki, (i) sırf bu yüzden, Avrupa açısından absürd kaçıyor; anlaşılmaz hale geliyor; kulak verilebilecek bir eleştiri olmaktan çıkıp sadece infial doğurabiliyor. Kaldı ki bu tepkiye, (ii) hemen bütün Avrupa ülkelerinin Faşizm ve Nazizm yüzünden yaşadığı (ama Türkiye’nin yaşamadığı) acılar ve nihayet (iii) Türkiye’nin çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendine batırmayı hiç düşünmediği bazı ithamları da katkıda bulunuyor. Hepsi birleştiğinde, bütüncül reaksiyon hem Türkiye’nin haklı şikâyetlerinin güme gitmesi, hem orta ve uzun vâdede başka ve daha vahim, Türkiye’ye çok daha fazla zararı dokunabilecek olumsuzlukların doğması anlamına geliyor.
Bu konudaki son yazımda, yukarıdaki (ii) ve (iii) maddelerini açmayı umuyorum.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024