Hasan CEMAL
Gökhan Açıkkolu, öğretmen, 42 yaşında, evli ve iki çocuk babası.
15 Temmuz sonrası ihbar ediliyor, İstanbul İmamı diye.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltına alınıyor.
Şeker hastası.
İlaçları kendisine ancak üç gün sonra ulaştırılabiliyor.
Fenalaşıyor.
Gözaltına alınmasından 13 gün sonra kaldırıldığı hastanede hayata veda ediyor.
Cenazesinin, İstanbul’da ailesinin istediği mezarlıkta gömülmesine izin verilmiyor.
Gösterilen adrese gelince:
Vatan hainleri mezarlığı...
Annesi Asya Açıkkolu feryat ediyor:
Darbe gecesi ‘olur mu öyle şey’ diyerek bayrağı kendi astı balkona.
Onun kadar vatansever yok bu dünyada.
Suçu günahı yoktu evladımın. Çaresiz kaldık.
Benim yavrumu geri versinler.
Baba Ayhan Açıkkollu isyan ediyor:
Birisi benim oğlumu ihbar etmiş, ‘İstanbul imamı’ diye. Suçu kesinleşmeden, ‘suçlu’ diyerek normal vatandaş gibi defnetmiyorlar.
Vatan haini olsa ben kendim teslim eder, cenazesini almam.
Ben de o gece darbeye karşı havaalanına yürüdüm.
İstanbul ili dahilinde istediğimiz yere gömmemize müsaade etmiyorlar OHAL’den dolayı. Ballıca diye bir yer ayarlamışlar, vatan hainlerinin olduğu yer.
İslami usullere uyulmadan, yıkamadan, cenaze namazı kılmadan sanki bir leşi getirip çöpe atıyorlar.
FETÖ nedir, ne tanırız ne biliriz.
Sadece bir zaman öğretmenlik yapmıştı orada.
Zamanında cumhurbaşkanımızın kendisi de kandırılmış.
Biz de kandırıldık belki...
Aile kararı çıkıyor, cenazeyi eşinin memleketi Konya’ya götürmek için.
Bu sefer cenaze aracı ve hizmet verilmiyor aileye.
“Biz kendi aracımızla götüreceğiz, hiç olmazsa cenaze ilaçlansın” diyorlar.
Bu da zor bela kabul ediliyor.
Cenaze Konya’ya, Ahırlı ilçesine bağlı köye geliyor.
Bu sefer definde imam bulunamıyor.
Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatı var, darbe girişiminde bulunanların cenaze namazının cami imamları tarafından kılınmayacağına dair...
Cenaze namazı, mahalle sakinlarinden biri tarafından kıldırılıyor.
Törene aile yakınlarından başka kimsenin katılmasına da izin verilmiyor. (Hürriyet’in haberlerinden)
Şebnem Korur Fincancı isyan ediyor:
Hayatımızın utanç müzesine yeni bir tanımlama ekledik:
Hainler Mezarlığı!
Biliyorum, birçoğumuzun böyle bir müzesi yok, hatta utanç duyma özelliği de yok!
Bu topraklarda yaşanan onca acının en ağır bedeli ne diye sorarsanız, ben kişisel olarak hiç duraksamadan utanç duyma özelliğimizin yitirilmesi olduğunu söylerim.
Her ölüm, her işkence azar azar tüketti içimizdeki utancı yüzlerce yıl içinde bizim.
Kardeşinin kellesini vurduran, muhalifini astıran, halkların üzerine bomba yağdıran, linci hassas vatandaş tepkisi olarak kutsayan her adımla utanç duygusundan soyunduk.
Yaşadığımız acılara her gün yenileri eklenirken, örneğin işkence tüm ağırlığı ile toplumdaki meşruiyetini sağlamlaştırıp, hayatlarımızın orta yerine yerleşirken hiç yabancısı olmadığımız bir gözaltında ölüm sonrası yapılan açıklamalar da utanmayı bağrımızdan tümüyle söküp attığımızı olanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında 23 Temmuz 2016 tarihinde gözaltına alındığı gazetelerde yer alan haberler gereğ,i İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edilen Gökhan Açıkkolu isimli bir öğretmen 30 güne çıkartılan gözaltı süresinin 14. gününde, 05 Ağustos 2016 günü devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğüne rağmen, devletin koruması altındayken öldü.
Gazetelerde İstanbul Başsavcılığının açıklamasına dayandırılan haberler, yaşam hakkı ihlaline yönelik doğrudan bir sorumluluğa işaret ediyor.
Örneğin; “İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü nezaretinde, 24 saat esası ile gözaltı darp cebir raporu da aldırılmak” ifadesinin soruşturma usullerinde karşılığı yoktur, dolayısıyla yapılan belgelemenin güvenilir bir muayeneye dayalı olmadan gerçekleştiği şüphesi ortaya çıkmaktadır.
Ve İstanbul protokolü standartlarına uymadan yapılan muayene ve belgeleme işkence ve kötü muamele yasağının ihlalidir.
Açıklamanın devamında yer alan; “Kişinin daha önce 28 Temmuz’da rahatsızlandığını beyan etmesi üzerine, 112 ile Devlet Hastanesi’ne götürülmüş, orada ‘yapılan muayene sonrasında nezarethanede kalmasında sakınca olmadığının belirtilmesi üzerine yeniden nezarethaneye getirilmiştir” sözüyle birlikte utanma duygusunu yitirenler çoğaldıkça çoğalıyor.,
Kronik rahatsızlığı olduğu ifade edilen bir kişinin halen alıkonulmaya devam edilmesi, sağlık hakkından mahrum bırakılması ve varlık sebebi insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak, savunmak ve geliştirmek olan, alıkonulmaya neden olacak hiç bir karar alma mekanizmasında yer alamayacak bir mesleğin mensubu olan bir hekimin, “nezarethanede kalmasına sakınca olmadığı” kararı verdiği iddiasındaki utançtan arınmış olma hali bu toplumun geleceği adına çok tehlikeli bir haldir.
Devam edelim açıklamaya; “05 Ağustos günü, Gökhan Açıkkolu’nun tekrar rahatsızlandığının haber alınması üzerine, gözaltında görevli adli tıp doktoru tarafından şahsa ilk tıbbi müdahale yapılması” hekimlik hizmetinin hastanın mahremiyeti, muayenenin etik standartlara uygun olması yönünden sağlık kuruluşlarında yerine getirilmesini zorunlu kılarken, gözaltında adli tıp uzmanının görevlendirildiğini ifşa etmektedir sıradan bir uygulamaymışçasına… Görevlendiren bir yana, görevi kabul edenin de utançsızlığıyla çoğalan hayatlarımız ağırlaştıkça ağırlaşıyor.
Bir darbe daha alıyoruz sonra, ölülerimizin üzerinden geride kalanların cezalandırılmasına tanıklık ediyoruz bir kez daha, hep birlikte.
Tabelası kaldırılmış olsa da, artık belleklerimizde yer edecek, bizi çırılçıplak bırakacak mezarlığı işaret ediyorlar ailesine, “Hainler mezarlığı”nı…
Utancı yaşatanlarla yüzleşmedikçe, acıların faillerini teşhir etmedikçe biriktikçe biriken utancın ağırlığı dayanılmaz hale geliyor.
Bu ağırlıktan kurtulmanın en kolay yolu da utanma duygusundan sıyrılmak gibi görünüyor hepimize. Birbirimiz için en vahşi, en insanlık dışı cezalar, en galiz küfürlerle hayatlarımızı sürdürebileceğimizi sanıyoruz ama olmuyor.
Her akşam indiğinde, her kendimizle baş başa kaldığımızda o soyunduğumuzu zannettiğimiz duygu bizi biraz daha dibe çekiyor. İnsanlığımızdan uzaklaştırıyor. Utanmak gerek, utanmanın gereğini yapmak… (Evrensel gazetesinde çıkan yazı)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024