İhsan DAĞI
‘AKP rejimi’ yoksulluk üretiyor. Demokratik bir dönüşümün ardından, istikrarlı ve öngörülebilir bir ‘demokratik rejim’ inşa etmek yoksulluğu yenecek ilk ve en etkili ‘tedbir’ olacak. Piyasalara güven veren, geniş bir toplumsal tabana dayanan, maceracı dış politikadan kaçınan bir ‘restorasyon’ hükümeti hem iç hem de dış kaynakları kalkınma yönünde mobilize edebilir.
Ancak gerçekçi olalım. İktidar, kendinden sonra geleceklere boş bir kasa, derin bir ekonomik kriz ve ağır bir mali enkaz bırakacak. İktidara hazırlanan muhalefet partilerinin bu gerçeğe de hazırlıklı olmaları gerek.
Merkez Bankası’nın ‘kayıp 128 milyar dolar’ını unutmadık. Biz unutmadık, ama paralar da bir yerlerden çıkmadı. Çıkmadı, çünkü AKP iktidarı Merkez’in rezerv paralarını harcamıştı. Nedenini biliyoruz; 2018 cumhurbaşkanlığı ve 2019 yerel seçimlerini kazanmak için. İktidar, doların artışını rezerv satışlarıyla durdurarak piyasanın kontrol altında, ekonominin dengede, fiyatların istikrarda olduğu algısını yaratmış, Türkiye’nin 2021 bütçesi büyüklüğünde bir döviz rezervini yok etmiş, ama seçimleri de kısmen kazanmıştı.
Önümüzde bir seçim daha var. Bu, iktidarın kazanmak için masaya her şeyini süreceği bir seçim. Satacak rezerv, özelleştirilecek kurum kalmadı. İş, şehirlerin içindeki hazineye kayıtlı ‘arsaları’ satmaya kadar geldi. Devlet, bildiğin parsel parsel arsa satan ‘emlakçı’ya dönüşmüş durumda.
Sattıkları kamu arazileri yanında ellerinde hala bir şey var: Merkez Bankası. Son dönem faiz kararlarıyla ve yönetim yapısıyla Merkez Bankası’nın bağımsız bir kurum değil hükümetin bir organı olduğu belli. Böyle bir kurum, elbette, kaynaklarını ve imkanlarını AKP’nin seçim kazanması için yine seferber edecek. Ne yapacak?
Para basacak…
Hem de muhtemelen hiç kimsenin beklemediği düzeyde ve hızda. Bildiğimiz ‘seçim ekonomi’lerinin çok ötesinde… ‘Bizden sonra tufan’ siyasetinde Merkez Bankası başrolleri başka bir kuruma kaptırmayacak gibi görülüyor.
Bir yandan piyasada sunni bir para bolluğu yaratarak ekonomiyi canlandırmak, öte yandan da emeklinin, işçinin, EYT’linin taleplerini kısmen karşılayarak parti tabanındaki çözülüşü durdurmak için kaynak gerek.
Popülist politikalarla ‘seçmen avı’na çıkacak iktidar partisi. Karşılıksız basılan paralarla oy devşirmeye çalışacak. Seçimi kazanırsa ne ala! Kasa boşalmış da olsa, ekonomik kriz bir felakete de dönüşse ellerindeki güçle, yani yargısıyla, ordusuyla, polisiyle sosyal çalkantıyı bastıracaklarını sanıyorlar. Seçimi kazanamazlarsa da yeni iktidarı ve kendilerini iktidardan düşüren halkı çok ağır bir ekonomik krizle cezalandırmış olacaklar; ‘Ya benimsin ya kara toprağın’ siyaseti.
128 milyar doları önceki iki seçimi kazanmak için harcayan bir iktidardan sözediyoruz. İlk defa neredeyse kaybetmesi kesin gözüyle bakılan bir seçime girerken iktidar partisi kendinden sonra gelecek iktidarı veya kendini iktidardan düşüren halkı düşünecek değil. Tek ve tek kaygı seçimi kazanmak. Yani seçime doğru bir ‘ekonomi yönetimi’ aramak boşuna. Ekonominin dibe batırılmasını izleyeceğiz. Kasadaki veya basılmamış paranın ne anlamı var iktidarı kaybettikten sonra!
Türkiye’yi yönetme iddiasında olan muhalefet partileri şimdiden hazırlıklarını yapmalı, ekonominin sadece bugününü değil yarınını da karartacak iktidar uygulamalarını yakından izlemeliler. Kim bilir, belki de ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun geçen ayki Merkez Bankası ziyareti ve bürokrasiye yönelik uyarıları Türkiye ekonomisine yönelik ‘içeriden’ bir ‘sabotaj’ı engellemeye yöneliktir.
Ama uyarı yetmez, alternatif bir ekonomi programının da oluşturulması gerek. Altı muhalefet partisini bir araya getiren ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’e geçiş çalışmasına benzer şekilde ‘güçlü ekonomiye geçiş’ için de ortak çalışmalar yürütülmeli. Yarın iktidara geldiklerinde daha da yoksullaşmış bir halk ve kaynakları tüketilmiş bir devlet bulacaklar. O gün ne yapacaklar?
Demokratik değişimin tetikleyeceği umut, güven ve iyimserliği arkasına alanlar yoksulluğu da yenebilir, yeni kaynaklar da yaratabilir. Ancak bunun politik zeminini şimdiden oluşturmak gerek. Partilerin, uzmanların, sendikalar dahil piyasa aktörlerinin bir araya gelip şimdiden yeni dönemin ‘ekonomi anayasası’nı hazırlamaları gerekmez mi?
Ekonominin götüreceği bir iktidarın ardından gelecek olanlar ekonomiyi nasıl ayağa kaldıracağını belirlemek ve halka açıklamakta geç kalmamalı. Yönetimlerinin istikrarı ve başarısı önemli ölçüde buna bağlı olacak çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023