Kemal CAN
Meclis açıldı ve grup toplantıları vesilesiyle yaratılan “yalandan” siyasi hareketlilik sezonu da başlamış oldu. Açılışı son yılların “çıkış” şampiyonu Bahçeli yaptı. TTB’ye başlattığı saldırıyı devam ettirmekten Karabağ’a dikilecek bayrağa, Davutoğlu’nun sicilinden Bilim Kurulu’ndaki “çatlak seslere” kadar çeşitli başlıklara temas etti. İktidarın “siyaset yapar gibi” davranma faaliyetlerinin, hedef gösterme ve suçlama tarafını üstlenmiş Bahçeli için, şaşırtıcı olmayan bir açılış. Dün kabine toplantısı ardından konuşan Erdoğan’ın da, epey uzun süredir idare ettiği “biz ne yapsak beğenmiyorlar” şikayetlerinin yanına bir şey eklemediğini gördük. Yüz yüze eğitimi velilerin isteğine bağlı yapmak. Vatandaşın ekonomik sıkıntılarını borçlanma imkanları ve istatistik düzenlemelerle aşmak. Salgın kontrolünü bireysel inisiyatife ve uyduruk sayılara bırakmak. Çıkan her aksaklık için içerdeki veya dışardaki şer güçleri adres göstermek, olmuyorsa “yok öyle şey” demek. İktidarın sorunlardan elini eteğini bu kadar çekip, başa gelen ve gelecek olanın vatandaşın sorumluluğuna bırakılması ilginç bir “yönetim” pratiği. Sonra da “yönetemiyorlar”, “ciddi bir sıkışma, çatışma yaşanıyor” dendiğinde; her iki taraftan da, “hep öyle diyorsunuz ama bal gibi yönetiyorlar” diye paylanmak kaçınılmaz oluyor.
Muhalefet tarafından da; Akşener, “damat çıkışı”; Kılıçdaroğlu, “muhalefeti bölmeye çalışıyorlar” sitemi ile girdi konuya. Muhalefet çevrelerinde sık sorulan sorular listesinin değişmemesine şaşırmamak gerek: İktidar hızlı bir düşüş sürecine mi girdi? İlk seçimde bu iktidar gider mi? Sahiden bir seçim olur mu? (Elbette hiç bitmeyen erken seçim ihtimali ne kadar?) Seçimle bir şey değişir mi? Erdoğan mı tükendi, çevresi mi boşaldı (veya liyakatsizlerle mi doldu)? Kimileri merakından soruyor, kimileri bildiğini düşündüğü cevabı yapıştırmak için. Bu tabloyu iktidarın yaptıkları üzerinden okuyanlar da var, yapamadıkları üzerinden değerlendirenler de. Bazıları uluslararası ve yerel konjonktürün olumlu değişiminden, bazıları fena halde kötüyü destekleyen şartlardan bahsediyor. Ancak hangi soru etrafında dolaşılırsa dolaşılsın, hangi pencereden bakılırsa bakılsın, muhalefet cephesinin odaklandığı asıl mesele “acilen bitmesi istenen”. “Olması (başlaması) istenen” kısmına bir türlü geçilemiyor. Denklemin böylesine donması, kilitlenmesi, sonuçsuz bir kısır döngüyü besliyor. Üstelik bu durum, sadece muhalefetin sonuç alıcı hamle üretebilmesini engellemekle kalmıyor, muhalefete dönük eleştirileri de verimsiz bir tekrarın içine sürüklüyor. İktidar muhalefeti, muhalefet de kendini eleştirenleri bir kara deliğe doğru çekiyor.
Nereden bakılsa aynı korkunçlukta görünen bir distopya var karşımızda. Ayrıca bütün dünya aynı döngünün içinde. Kendi yarattığı krizi, mevcudun devamı için kullanabilen; krizin içinde sürüklenip feryat edenlerin, krizin gündeminden çıkamadığı veya ona cevap üretemediği, bunu söylemeye kalkmanın sonuçsuz ve faydasız bir tekrardan öteye gidemediği bir döngü. Bu zihni cendere, herhangi bir baskı biçiminin, herhangi bir yasağın, en yetenekli otoritenin bile kolayca becerebileceğinden çok daha fazlasını yaratıyor. Hafta başında medyascopetv’deki “5 Soru 10 Cevap”ta “Erdoğan siyaseti bıraktı” başlığını tartıştım. Başlık ilk anda bir “yenilgi” ve vazgeçme imasını çağrıştırıyor. İzleyenler sanırım sadece bununla yetinmediğimi gayet açık anlamıştır ama tekrar etmekte fayda var; söz konusu “bırakma”, bir yer açma anlamı taşımıyor. Yani iktidar, çekildiği siyasi alanı birilerine bırakmıyor, tahrip ederek kullanılmaz hale getiriyor, yerine bir “boşluk” yaratıyor. Bu mesele “yeni rejim inşası” tartışmalarında da karşımıza geliyor. İktidar, kendisi için kullanışlı yeni bir kurumsallaşma yaratmak yerine ayağına dolanan kurumsal/kavramsal çerçeveyi tekmeleyip duruyor. Baro hamlesinde, TTB’ye dönük saldırıda, AYM tartışmasında aynı şeyi görüyoruz. Yeni rejimi, eskinin yerini doldurarak değil daha fazla imkan veren büyük bir boşluk yaratarak tahkim ediyor.
“Devlet olarak konuşmadığında söyleyecek lafı kalmamış” iktidar aktörleri ile “durumun sürdürülemez olduğunu” söylemekten başka bir lafı olmadığı için yalancı çoban durumuna düşen muhalefetin birlikte çekildiği bir alan siyaset. Muhalefet, kimi zaman sokulmadığını, gündemle oynanarak dışarda bırakıldığını iddia etse de herkesin katkı verdiği geniş bir boşluk. Eski tüfek siyasetçilerin (ilk kim söylemiş tam bilemiyorum) söylemeyi çok sevdiği bir söz vardır: “Siyaset boşluk kaldırmaz”. Genellikle krizli anlarda, kendiliğinden ortaya çıkacak bir anahtar veya durumu değiştirecek formülü işaret etmek için söylenir ama her duruma uydurulduğu vakidir. Şimdi de zaman zaman tanım zorluklarının ve öngörü kabızlığının ilacı olarak başvurulduğu oluyor. Eskisi kadar popüler olmasa da hâlâ kuvvetli şablonlardan. Bu lafın, siyasetin –ki onun herkes tarafından aynı anlamda kullanıldığından hiç emin olmamak gerek- dinamik doğasından kaynaklanan bir mecburiyet gibi sunulması, “boşluğun” bir yer kaplamadığı inancına dayanıyor. Fakat “boşluk”, fena halde yer işgal edebilen bir şey. Sadece Alain Badiou’nun sürüklediği felsefi bir tartışmanın konusu olarak değil, hayatın her alanında olduğu gibi siyaseten de; “boşluk –bazen engelleyici, bazen güdüleyici olarak- büyük bir hacim tutabilir, fazlasıyla belirleyici olabilir. Siyasetin boşluk kaldırıp kaldırmayacağı kadar, boşluğun ne yaptığı –veya ne açabileceği- tartışılabilir.
Antonio Gramsci’nin “kriz, eskinin ölmekte olduğu, ama yeninin doğamadığı durumdur” sözüne son yıllarda çok müracaat ediliyor. “Siyasetin” göbeğindeki dev boşluk, ölenin gömülmesine, gelenin doğmasına yer bırakmayan kocaman bir alan kaplıyor. Siyasi kriz dediğimiz şey de tam bu aslında. Şartlar değiştiğinde veya aktörler başkalaştığında, mevcut durumun kendiliğinden değişeceğini zannetmenin hayli sorunlu olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak defalarca yanlışlanmasına rağmen bunun tek umut olarak tekrar edilmesinden vazgeçilmediğini de izliyoruz. Aynı şey şartların ve aktörlerin imkanlarına yüklenen çıkışsızlık için de geçerli. Siyasi alanın belirleyici dönüştürücü özelliğine, siyasetin bir özgürlük alanı olarak tarifine inançsızlık, bazen kötü niyetli manipülasyonlarla buluşuveriyor. Serbest piyasanın rasyonel faydayı her durumda kendiliğinden üretebileceği palavrasında olduğu gibi, liberal demokrasi deneyiminin kendi krizini çözebileceği veya çıkan her boşluğu dolduracağı vaadi de çökmüş durumda. Papa bile fark etmiş. Fakat her iki modelin –aynı zamanda suç ortağı olan- egemenleri, bu boşluğun kullanışlı tarafları konusunda epey şey öğrendiler. Sadece kullanmayı değil genişletmeyi keşfettiler. Gösteri için mevcut dans grubunun pisti terk etmesini bekleyenler için ise aynı şey söylenemez.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları

































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
15.12.2025
1.12.2025
23.11.2025
16.11.2025
3.11.2025
26.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
28.09.2025