Mehveş EVİN
HDP’nin eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, rehin alındığı yerden nasıl bir Türkiye, nasıl bir siyaset, nasıl bir muhalefet sorularına cevap arıyor, çözüm yolları sunuyor.
Demokrasi ittifakının nasıl olması gerektiği, muhalefetin ne yapabileceğine dair önerdikleri, toplumu düşünmeye, önyargılarını bir kenara bırakmaya, barışçıl bir ülkede, birarada yaşamaya yönelik çağrılar.
Eksiği, yanlışı olabilir, ters gelebilir, ayrı konu... Yeter ki tartışılsın!
Mesele, kendi yurttaşını ezip geçen, başka ülkelerle savaşarak var olmaya çalışan, temel hak ve hürriyetleri bir mendil gibi kenara atıveren, evrensel ve yerel hukuk ilkelerini düşman ilan eden, çocuğu, kadını, emeği, doğayı, inancı istismar eden bu düzen değiştirmek isteniyorsa, etkin yollar aramak.
Değil mi?
Demirtaş’ın ve HDP’nin içinde bulunduğu koşullara rağmen gösterdiği çabaya karşılık, “dışarıdaki” muhalefet parti liderlerinin tavrı ise tek kelimeyle acıklı.
Çünkü neden, çünkü HDP...
TÜRKLERİN ANASI DAVAYA DEVAM DİYOR
Ruşen Çakır’a verdiği röportajda Demirtaş, bu açmazı aşmak için siyasetin ötesinde, insani bir çağrıda bulundu:
"Siyasi amaçla bir araya gelmeden önce tüm liderler, sırf aile ziyareti kapsamında ve insani ilişki çerçevesinde, bir kahvaltı için herhangi bir liderin evinde buluşarak birbirlerini daha yakından tanımaya, daha iyi anlamaya gayret edebilirler. Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve 'Kahvaltıya geldik' derdim.”
Tabii bu teklif Meral Hanım’a soruldu. Onun da cevabı şöyleydi:
“Haberin tamamını okumadım. Ama şunu söylemek isterim. Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var, kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder. Güneydoğu’nun böyle bir özelliği var.”
Böyle bir ziyareti geri çevirmeyeceğini söylemesi güzel de...
“Güneydoğu geleneği” vurgusunun anlamı ne Allasen?
Bir kahvaltı ziyaretinin ön şartında bile “Kürtler böyle yapar, haydi ben de Türklerin anası olarak bir büyüklük yapıp kapıyı açayım da yolcu ettikten sonra aynı düşmanlığı sürdüreceğimi peşinen söyleyeyim...”
E o zaman neden açıyorsun kapını?
Surfo
İYİ Parti’nin siyasi duruşundan hareketle sürpriz yok, hatta buna da şükür, denebilir. Benim asıl takıldığım, “kan davası” örneği.
Birincisi, Demirtaş’ı bir Kürt olarak olarak “sen ancak bundan anlarsın” diye kodlanıyor ki çok talihsiz.
İkincisi, kan davası çok çirkin bir benzetme. Kast ettiği devletle PKK’nin onyıllardır süren çatışmasıysa, onun adı çatışma, savaş... Kürtlere uygulanan siyasetse, ayrımcılık...
Üçüncüsü, kan davası, aileler ve aşiretler arasında olur. Siyasetçiler değil. Gelenek de değil, tam anlamıyla hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir vahşet.
Üstelik, Meral Hanım’ın referans verdiği kan davaları, 20-30 yıl sonra bile kanaat önderlerinin devreye girmesiyle barışla sonlandırılıyor.
Dördüncüsü, aşiret/kan davalarının devam etmesindeki en önemli unsurlardan biri, koruculuk sistemi.
2009’da Mardin’de Bilge Köyü’nde bir katliam olmuştu; üçü hamile, 16 kadın toplam 44 kişi katledildiğinde koruculuk da tartışıldı. 22 akademisyenin, katliamın nedeninin “töre” olmadığına dair üzerine yapılan araştırma ve haberi buraya bırakalım.
Bu durumda Meral Hanım’ın asıl cevaplandırması gereken, kahvaltıya kimi kabul edeceği değil.
“Kan davaları”nı çözmek değil devam ettirerek yapacağı siyasetin Türkiye’ye ne kazandıracağı.
Muhalefet, böyle mi kazanmayı planlıyor hakikaten? O zaman hayırlı işler.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021